Mülk - Mülk Nedir - Mülk Hakkında İsim mülk Arapça; mulk 1. Ev, dükkân, arazi vb. taşınmaz mal. 2. Vakıf olmayıp direkt doğruya bir...
Mülk - Mülk Nedir - Mülk Hakkında
İsim
mülk
Arapça; mulk
1. Ev, dükkân, arazi vb. taşınmaz mal.
2. Vakıf olmayıp direkt doğruya birinin malı olan yer ya da yapı.
3. Eski dilde; Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke:
Hak mülkün temelidir.
İsim
mülk
Arapça; mulk
1. Ev, dükkân, arazi vb. taşınmaz mal.
2. Vakıf olmayıp direkt doğruya birinin malı olan yer ya da yapı.
3. Eski dilde; Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke:
Hak mülkün temelidir.
TDK
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali ve Tefsiri - Mülk Suresi
Kıbrıs'ta Mülk Satın Alabilmek
Yabancıların Türkiye'de Mülk Alımı
MüLK, -kü a. (ar. söze.).
1. Taşınmaz mal (mal sözcüğüyle güçlendirilebilir): Birikmiş parasıyla bir çok parça mülk edindi. Babadan kalma mülklerinin geliriyle yaşamak. Tüm malını mülkünü satmak.
2. Bir devletin egemenliğinde bulunan toprakların tümü; devletin kendisi: Hak mülkün temelidir.
—Fels. Mülk sahibi, Proudhon'a bakılırsa, bir mala haiz olan ve onu bir bir başkasına işlettirerek onun sağlamış olduğu üretimle geçinen şahıs. (Bk. ansikl. böl.)
—İsi. huk. Mülk arazi - ARAZİ.
—Kur. tar. Mülk tımar, OsmanlIlarda tımarın bir türü. (Malikâne tımarı da denir.) [Bk. ansikl. böl.]
—ANSİKL. Fels. Proudhon şöyleki yazar: "Bir tarlayı eline geçiren ve 'Bu tarla benimdir' diyen şahıs, tüm diğeri insanoğlu da kendisi şeklinde haiz çıkma kabiliyetini taşıdıkları sürece haksız olmayacaktır; bu şahıs başka bir yere yerleşmek suretiyle bu tarlayı bir eşdeğerle değiştirdiği vakit da haksız olmayacaktır. Fakat kendi yerine bir başkasını koyarak ona, 'Ben dinlenirken sen bana ait hesabıma çalış' derse, işte o vakit haksız, topluluk dışı, eşitliğe aykırı bir duruma gelecek, şu demek oluyor ki bir mülk sahibi olacaktır" (Iyelik nedir? [ûu'estce que la propriötö?], 5).
—Kur tar. Bu şekilde tımar sahipleri sefere katılmasalar dahi görevlerinden alınmazlar, buna karşılık 1 yıllık gelirleri tutarında devlete tazminat »derlerdi. Tazminat, mevkufatçılar tarafınca eğitim edilirdi. Mülk tımar sahipleri ölünce, tımarları herhangi bir şart aranmaksızın oğullarına verilirdi. Oğulları olmayanların tımarı ise mirasçılarına geçerdi. Fakat, söz konusu tımarlar yalnızca Anadolu'da idi ve sayıları da çok azdı.
1. Taşınmaz mal (mal sözcüğüyle güçlendirilebilir): Birikmiş parasıyla bir çok parça mülk edindi. Babadan kalma mülklerinin geliriyle yaşamak. Tüm malını mülkünü satmak.
2. Bir devletin egemenliğinde bulunan toprakların tümü; devletin kendisi: Hak mülkün temelidir.
—Fels. Mülk sahibi, Proudhon'a bakılırsa, bir mala haiz olan ve onu bir bir başkasına işlettirerek onun sağlamış olduğu üretimle geçinen şahıs. (Bk. ansikl. böl.)
—İsi. huk. Mülk arazi - ARAZİ.
—Kur. tar. Mülk tımar, OsmanlIlarda tımarın bir türü. (Malikâne tımarı da denir.) [Bk. ansikl. böl.]
—ANSİKL. Fels. Proudhon şöyleki yazar: "Bir tarlayı eline geçiren ve 'Bu tarla benimdir' diyen şahıs, tüm diğeri insanoğlu da kendisi şeklinde haiz çıkma kabiliyetini taşıdıkları sürece haksız olmayacaktır; bu şahıs başka bir yere yerleşmek suretiyle bu tarlayı bir eşdeğerle değiştirdiği vakit da haksız olmayacaktır. Fakat kendi yerine bir başkasını koyarak ona, 'Ben dinlenirken sen bana ait hesabıma çalış' derse, işte o vakit haksız, topluluk dışı, eşitliğe aykırı bir duruma gelecek, şu demek oluyor ki bir mülk sahibi olacaktır" (Iyelik nedir? [ûu'estce que la propriötö?], 5).
—Kur tar. Bu şekilde tımar sahipleri sefere katılmasalar dahi görevlerinden alınmazlar, buna karşılık 1 yıllık gelirleri tutarında devlete tazminat »derlerdi. Tazminat, mevkufatçılar tarafınca eğitim edilirdi. Mülk tımar sahipleri ölünce, tımarları herhangi bir şart aranmaksızın oğullarına verilirdi. Oğulları olmayanların tımarı ise mirasçılarına geçerdi. Fakat, söz konusu tımarlar yalnızca Anadolu'da idi ve sayıları da çok azdı.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR