mushaf (TDK) Mushaf özel, isim, din b. (***) Arapça mu¹§af Kur'an: "Yarın gel, burada Mushaf'a el bas, tövbe et, se...
mushaf
(TDK)
Mushaf
Kur'an:
"Yarın gel, burada Mushaf'a el bas, tövbe et, seni köyde bırakayım."- H. E. Adıvar.
Birleşik Sözler
- Mushaf-ı Şerif
Rüyada Mushaf-ı Şerif Görmek
MUSHAF a. (ar. muşhat). Esk.
1. Sayfalardan oluşan kitap.
2. Osman döneminde çıkarılan elyazması Kuran örnekleri; daha sonraki dönemde Kuran'ın herhangi bir nüshası.
—AnsIkl. Sözcüğün arapçaya habeşçeden (amharca) geçtiği öne sürülür. Ancak, ağırlıklı görüşe göre sözcük arapça "sahife" sözcüğünden türetilmiştir ve sayfalar halindeki bir yapıtın iki kapak (deffeteyn) arasına alınarak bir kitap durumuna getirilmiş biçimi anlamına gelir. İslam literatüründe sözcük yalnızca Kuran için kullanılır, öteki kutsal kitapların bir bölümüne suhuf (sayfalar), bir bölümüne de kitap denilir ya da kitaplar kendi özel adlarıyla anılırlar.
Kuran indirildiği sırada (610-632) ayetler vahiy kâtiplerince ayrı ayn sayfalara yazıldı, her ayrtin Kuran'ın tümü içindeki sırası da belirlendi. Ebubekir'in halifeliği döneminde (632-634), ikinci halife Ömer'in önerisiyle Zeyd bin Sabit adlı ünlü sahabi başkanlığında oluşturulan kurul tüm Kuran sayfalannı bir araya getirdi. Böylece hazırlanan ilk mushaf, Hz. Muhammet'in eşlerinden Hafsa'ya emanet edildi. Yine Zeyd bin Sabit başkanlığında halife Osman döneminde (644656) oluşturulan ikinci kurulun yap tığı çalışmayla mushafın sayısı çoğaltılarak başlıca İslam merkezlerine gönderildi. "El -imam" diye anılan asıl mushaf ise halife Osman'da kaldı. Halen Topkapı sarayı'nda korunan mushafın, bu mushaf olduğu, üzerindeki kan izlerinin de Osman'ın şehit edilişi sırasında oluştuğu rivayet edilir.
1. Sayfalardan oluşan kitap.
2. Osman döneminde çıkarılan elyazması Kuran örnekleri; daha sonraki dönemde Kuran'ın herhangi bir nüshası.
—AnsIkl. Sözcüğün arapçaya habeşçeden (amharca) geçtiği öne sürülür. Ancak, ağırlıklı görüşe göre sözcük arapça "sahife" sözcüğünden türetilmiştir ve sayfalar halindeki bir yapıtın iki kapak (deffeteyn) arasına alınarak bir kitap durumuna getirilmiş biçimi anlamına gelir. İslam literatüründe sözcük yalnızca Kuran için kullanılır, öteki kutsal kitapların bir bölümüne suhuf (sayfalar), bir bölümüne de kitap denilir ya da kitaplar kendi özel adlarıyla anılırlar.
Kuran indirildiği sırada (610-632) ayetler vahiy kâtiplerince ayrı ayn sayfalara yazıldı, her ayrtin Kuran'ın tümü içindeki sırası da belirlendi. Ebubekir'in halifeliği döneminde (632-634), ikinci halife Ömer'in önerisiyle Zeyd bin Sabit adlı ünlü sahabi başkanlığında oluşturulan kurul tüm Kuran sayfalannı bir araya getirdi. Böylece hazırlanan ilk mushaf, Hz. Muhammet'in eşlerinden Hafsa'ya emanet edildi. Yine Zeyd bin Sabit başkanlığında halife Osman döneminde (644656) oluşturulan ikinci kurulun yap tığı çalışmayla mushafın sayısı çoğaltılarak başlıca İslam merkezlerine gönderildi. "El -imam" diye anılan asıl mushaf ise halife Osman'da kaldı. Halen Topkapı sarayı'nda korunan mushafın, bu mushaf olduğu, üzerindeki kan izlerinin de Osman'ın şehit edilişi sırasında oluştuğu rivayet edilir.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR