MUVAFIK sıf. (ar. muvafakatian muvafık). Esk. 1. Uygun, yerinde olan: "Bu sahnelerde kızlarımızı hazır bulundurmak faideli, mu...
MUVAFIK sıf. (ar. muvafakatian muvafık). Esk.
1. Uygun, yerinde olan: "Bu sahnelerde kızlarımızı hazır bulundurmak faideli, muvafık, ihtiyatlı hareket midir?" (H. C. Yalçın).
2. Aynı yanda, tarafta olanlardan her biri, rakip ya da zıt olmayan, hemfikir.
3. Muvafık bulmak, uygun, yerinde görmek. || Muvafık düşmek, uygun olmak, denk gelmek. || Muvafık gelmek, uygun düşmek; elverişli görünmek. || Muvafık görmek, uygun bulmak. || Muvafık olmak, elverişli olmak: "Muvafık olmayanlara ve başkalarına muhtaç olanlara karşı insanlar o kadar az hayırhahdırlar" (H. C. Yalçın). || Muvafık rey, olumlu oy.
—Esk. denize. Muvafık rüzgâr, geminin arkasından ya da ona yakın yerlerden esen rüzgâr.
MUVAFIK a. Müz. Türk müziğinde XVII. yy.'dan önce kullanılmış bir makam. (Günümüze ulaşabilen örneği yoktur.)
1. Uygun, yerinde olan: "Bu sahnelerde kızlarımızı hazır bulundurmak faideli, muvafık, ihtiyatlı hareket midir?" (H. C. Yalçın).
2. Aynı yanda, tarafta olanlardan her biri, rakip ya da zıt olmayan, hemfikir.
3. Muvafık bulmak, uygun, yerinde görmek. || Muvafık düşmek, uygun olmak, denk gelmek. || Muvafık gelmek, uygun düşmek; elverişli görünmek. || Muvafık görmek, uygun bulmak. || Muvafık olmak, elverişli olmak: "Muvafık olmayanlara ve başkalarına muhtaç olanlara karşı insanlar o kadar az hayırhahdırlar" (H. C. Yalçın). || Muvafık rey, olumlu oy.
—Esk. denize. Muvafık rüzgâr, geminin arkasından ya da ona yakın yerlerden esen rüzgâr.
MUVAFIK a. Müz. Türk müziğinde XVII. yy.'dan önce kullanılmış bir makam. (Günümüze ulaşabilen örneği yoktur.)
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR