Nutuk Konusu Nedir

Mevzu ve Anlamca Söylev Söylev , genel olarak 19 Mayıs 1919’dan 1927’ye kadar Türk milletinin yaşamış olduğu İstiklâl Savaşı’ nı ve Yeni Tür...

Mevzu ve Anlamca Söylev



Söylev, genel olarak 19 Mayıs 1919’dan 1927’ye kadar Türk milletinin yaşamış olduğu İstiklâl Savaşı’nı ve Yeni Türk Devleti Türkiye Cumhuriyeti’nin müessese yıllarını kapsayan dokuz senelik bir tarih dilimini kapsar. Sadece, 19261927 yıllarındaki olaylardan pek bahsedilmediğine bakılırsa esas itibariyle, 1925 yılı sonlarına kadar yaşananları kapsar.

Mustafa Kemal Atatürk’ün meşhur eseri Söylev, İstiklâl Savaşı ve Cumhuriyet’in müessese yıllarının şu demek oluyor ki inkılâp tarihimizin birinci elden membaıdır. Bu şekilde olmakla birlikte, yaşanmış olan büyük zamanı vakaları süre sırasına bakılırsa anlatıp değerlendiren bir tarih kitabı olmadığı şeklinde, bir hatıra kitabı da değildir. Söylev, zamanı icra eden ile yazanın aynı şahsiyette birleştiği, askerîsiyasîsosyal bir projenin evre evre uygulamaya konuluşunun, millete ve tarihe sunulmuş raporudur.

Söylev’ta süre içinde uygulamaya konuluşu anlatılan askerîsiyasîsosyal proje, çöken çok kavimli Osmanlı Türk Devleti’nin (Osmanlı İmparatorluğu) yerine, İşgal edilmiş vatanı kurtarıp, millet hakimiyetine dayanan yeni bir Türk Devleti (Türkiye Cumhuriyeti) kurma projesidir.

Konuşmasına, “1919 senesi Mayısının 19 uncu günü Samsuna çıktım. cümlesi ile süregelen Mustafa Kemal Atatürk, ilkin uygulamaya koymayı düşündüğü projesinin gerekçesini ve hedefini ortaya koyar. Bu sebeple, memleketin ve milletin genel durumunu tasvir ederek mevcut şartları tespit eder. Bu şartlarda uygulamaya konulacak sonucu verir:

“Gerçekte içinde bulunduğumuz o tarihte, Osmanlı Devleti’nin temelleri çökmüş, ömrü tamamlanmıştı. Osmanlı memleketleri tamamen parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türk ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son sorun bunun da taksimini sağlamaya çalışmaktan ibaretti. Osmanlı Devleti, onun istiklâli,padişah, halife, hükûmet, bunların hepsi anlamı kalmamış bazı boş sözlerden ibaretti.”

“Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da millî hakimiyete dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti oluşturmak!

İşte daha İstanbul’dan çıkmadan ilkin düşündüğümüz ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamasına başladığımız karar, bu karar olmuştur.”

Mustafa Kemal Atatürk’e bakılırsa, 1919’daki şartlarda, Türk milleti için uygulamaya konulacak en uygun proje ya da tek çıkar yol, “Millî hakimiyete dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak”tır. Türk milleti için başka bir yol, bir seçenek daha uygun bir proje bulunup uygulamaya konulamaz mıydı? Proje sahibi, bu probleminin yanıtını eserinde, şu şekilde bir muhakeme mantık yürüterek vermektedir:

“Esas, (temel ilke), Türk milletinin onurlu ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu temel ilke sadece tam istiklâle haiz olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar varlıklı ve bolluk içinde olursa olsun, istiklâlden yoksun bir millet, medenî insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık görülemez.

(...)

Oysa Türk’ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti devasa yükseklikte ve büyüktür. Bu şekilde bir millet, tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir.

O halde, ya istiklâl ya ölüm!”



Mustafa Kemal Atatürk, Türk milleti için uygulamaya karar verilmiş olduğu projesini, hareketinin başlangıcında tüm hatları ile ortaya koyup açıklamadığı şeklinde, bunu doğru da bulmamıştır. Söylev ta, devrin şartlarından çıkardığı uygulama metodunu şu şekilde açıklıyor:

“Bu mühim kararın tüm gerek ve zaruretlerini daha ilk günden açığa vurup ifade etmek, elbet isabetli olmazdı. Uygulamayı bazı safhalara ayırmak, olaylardan ve olayların akışından yararlanarak milletin duygu ve düşüncelerini hazırlamak ve basamak basamak ilerleyerek hedefe ulaşmaya çalışmak gerekiyordu. Nitekim o şekilde olmuştur. Eğer dokuz senelik faaliyetimiz ve yaptıklarımız bir mantık silsilesi ile gözden geçirilirse, ilk günden bu güne kadar takip ettiğimiz genel doğrultunun, ilk kararın çizdiği yoldan ve yöneldiği hedeften asla sapmamış olduğu kendiliğinden anlaşılır.”



Mustafa Kemal Atatürk, eserinin ilk sayfalarında, “dokuz yıllık” süre dilimi içinde uygulamaya koyduğu ve uygulamayı başardığı projesini, konu alıyor. Projesini ortaya çıkaran tarihî şartları, Projesinin hedefini, dayandığı mantık ve gerekçesini, uygulama metodunu açıklıyor.

“1919 senesi Mayısı’nın 19 uncu günü Samsuna çıktım.” Cümlesi ile süregelen Söylev’ta Mustafa Kemal Atatürk, “millî hakimiyete dayanan kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak” için takip etmiş olduğu politikayı, uyguladığı metodu açıkladıktan sonrasında, uygulama esnasında karşılaşmış olduğu vakaları, zorlukları, çatışmaları, olayların içinde bulunan şahıslarla birlikte anlatır. Nutukta anlatılan tarihî askerîsiyasî vakalar, genel olarak şu mevzuları kapsar: İç ve dış siyaset mevzuları, düzenlenen miting ve kongreler, İstiklâl Savaşı’nın çeşitli safhaları, Ankaraİstanbul ilişkileri, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı, Lozan görüşmeleri ve Anlaşmanın esasları, Cumhuriyet’in ilânı ve Devletimizin müessese şartları, Halifeliğin kaldırılması, Cumhuriyet’e karşı olanların tutumları, kurulması başarılan millî hakimiyete dayalı Türk Devleti nin Türk gençliğine emanet edilmesi.

“Söylev bir tarih ya da hatıra kitabı değildir.” demiştik. Bu doğrudur. Sadece, Mustafa Kemal Atatürk, uygulamaya koyduğu “dokuz senelik faaliyetini ve yaptıklarını”, vesikalar ve öteki bilgi ve belgeler ışığında ya da onlara dayanarak anlatır. Anlattığı olayların değerlendirmesini ise elbet, kendi konumuna bakılırsa yapar. Mustafa Kemal Atatürk’ün, Söylev adlı eserini oluşturan hitabı ile gayesi, bir İstiklâl Savaşı ya da Cumhuriyet zamanı yazmak değildir. Sadece, anlattıklarının, “inkılâbımızın incelenmesinde tarihe yardımcı” olacağını da belirtir.

Mustafa Kemal Atatürk, konuşmasının (eserinin) başlarında Türk milleti için seçtiği hedefi ve hedefinin mantıkî gerekçesini ve metodunu, konuşmasını tamamlarken (eserini bitirirken) tekrar özetleyerek tekrarlar:



“Görülüyor ki biz her vasıtadan yalnız ve sadece bir temel görüşe dayanarak (yalnız bir noktai nazardan) faydalanırız. O görüş (noktai nazar) şudur: Türk milletini medenî dünyada, layık olduğu mevkie yükseltmek, Türkiye Cumhuriyeti’ni sarsılmaz temelleri üstünde her gün daha çok güçlendirmek...”

Mustafa Kemal Atatürk, Söylev’ta, kurduğu Türkiye Cumhuriyetini, ulaşmış olduğu sonucu, Türk gençliğine emanet etmeden ilkin, altı gün başka bir ifadeyle, 36 saat 33 dakika devam eden tarihî konuşmasında neyi anlatmak istediğini; “uzun ve teferruatlı konuşması”nın aslolan gayesini şu cümlelerle ifade ediyor:

“Efendiler, bu nutkumla, millî varlığı sonlanmış olan sayılan büyük bir milletin, istiklâlini iyi mi kazandığını; ilim ve tekniğin son olarak esaslarına dayanan millî ve uygar bir devleti iyi mi kurduğunu anlatmaya çalıştım.”

Mustafa Kemal Atatürk’ün Söylev adlı eserini oluşturan, meşhur konuşmasını niçin yaptığını ve gayesini özetleyerek tekrarlayan yukarıdaki cümleler, Türkiye Cumhuriyeti’nin iki temel hususi durumunu de belirtmesi bakımından son aşama önemlidir.

Mustafa Kemal Atatürk, “dokuz senelik etkinlik ve çalşma” ile kurduğu, kendi ifadesiyle “hakimiyeti milliyeye müstenit, bilâkayd ü koşul müstakil yeni Türk Devleti”nin iki temel hususi durumunu şu şekilde tespit ediyor:

“İlim ve fennin son olarak esaslarına müstenit , millî ve asrî bir devlet.”

Söylev, işte bu “millî” ve “asrî” Türk devleti Türkiye Cumhuriyeti’nin müessese mücadelesini, müessese felsefesini, Cumhuriyet’in ilelebed yaşatılması için Türk milletinin iyi mi hareket etmesi icap ettiğini, bizzat kurucusunun ağzından özetleyen bir eserdir.

Bu özelliğiyle Söylev, Mustafa Kemal Atatürk şeklinde bir devlet kurucunun, Türk milletine ve insanlık evveliyatına sunmuş olduğu bir rapordur.

Netice olarak Söylev, “tarihten edinilen tecrübelerin bir öğrenek tablosu halinde millete mal edilmesi geleneğine uyularak ve o gün erişilen başarının, ‘asırlardan beri çekilen millî felâketlerin yarattığı uyanıklığın sonucu ve bu aziz vatanı her köşesini sulayan kanların bedeli’ olduğuna işaret edilerek bu sonucun özlü bir hitabe ile Türk gençliğine emanet edilmiş olduğu bir eserdir.”

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Nutuk Konusu Nedir
Nutuk Konusu Nedir
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/nutuk-konusu-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/nutuk-konusu-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content