öğüt -dü isim Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz, nasihat: "Bütün öğütlerine itaat ettiğim h...
öğüt -dü
isim
Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz, nasihat:
"Bütün öğütlerine itaat ettiğim hâlde hiçbir şeye muvaffak olamıyorduk."- A. Gündüz.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
öğütte bulunmak öğüt vermek
Kur'an-ı Kerim'de emir, öğüt ve yasaklarla ilgili ayetler nelerdir?
Ders çalışmak istemeyen bir çocuğa verilecek öğüt konulu kompozisyon nasıl yazılır?
Metin Öğüt kimdir?
Kelime olarak öğüt; "bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz, nasihat" anlamına gelir.
Bunu biraz açacak olursak öğüt; çoğunluğu teşkil eden orta tabakaya hitap yoludur. "Öğüt" demekle yetinmeyip "güzel" sıfatıyla nitelendirilmiş olÂması dikkat çeker. Bir şeyin güzelliği, sevilmesi, faydalı, müsbet, kaynaştırıcı, uzlaştırıcı, ümit verici, faaliyete, hayra, iyiliğe, doğruÂya sevkedici, özetle tatminkâr olmasıyla doğru orantılıdır.
Vaazlar, hutbeler, sohbet konuşmaları "öğüt" cümlesinden olup "güzel" niteliğini taşımak zorundadırlar. Masallar, hikâyeler, atasözleri ve vecîzeler, şiir ve manzumeler de güzel öğüte dahil edilebilebilirler. Atasözleri, şiir, manzume ve vecîzeler, modern propaÂgandanın basitleştirme kuralına uygunlukları yani açık olmak ve özetleyici bir üslûpla birçok şey ifade etmeleri sebebiyle "kulaklara küpe" olabilmektedirler. Açık formüller halinde olaylar ve rakamlarla bîr fikir ifade etmenin, uzun boylu izahlardan çok daÂha etkili olduğunu unutmamak gerekir. Örneğin;
"Yiyin, için. İsraf etmeyin." âyet-i kerîmesi ne kadar tam ve unutulmaz bir açıklık ve genelliğe sahiptir.
Bunu biraz açacak olursak öğüt; çoğunluğu teşkil eden orta tabakaya hitap yoludur. "Öğüt" demekle yetinmeyip "güzel" sıfatıyla nitelendirilmiş olÂması dikkat çeker. Bir şeyin güzelliği, sevilmesi, faydalı, müsbet, kaynaştırıcı, uzlaştırıcı, ümit verici, faaliyete, hayra, iyiliğe, doğruÂya sevkedici, özetle tatminkâr olmasıyla doğru orantılıdır.
Vaazlar, hutbeler, sohbet konuşmaları "öğüt" cümlesinden olup "güzel" niteliğini taşımak zorundadırlar. Masallar, hikâyeler, atasözleri ve vecîzeler, şiir ve manzumeler de güzel öğüte dahil edilebilebilirler. Atasözleri, şiir, manzume ve vecîzeler, modern propaÂgandanın basitleştirme kuralına uygunlukları yani açık olmak ve özetleyici bir üslûpla birçok şey ifade etmeleri sebebiyle "kulaklara küpe" olabilmektedirler. Açık formüller halinde olaylar ve rakamlarla bîr fikir ifade etmenin, uzun boylu izahlardan çok daÂha etkili olduğunu unutmamak gerekir. Örneğin;
ÖĞüT a
1. Bir kimsenin, doğru yolu göstermek amacıyla, başka bir kimseye yapması ya da yapmaması gereken şeyler konusunda söylediği söz; nasihat: (Öğütlerinizi unutmayacağım. Bir kimsenin öğütlerini dinlemek.
2. Bir kimseden öğüt almak, bir konuda izlenecek yolu belirlemek için bir kimsenin görüşlerine başvurmak. || Öğüt tutmak, kendisine verilen öğütlere uymak. || Bir kimseye öğüt vermek, bir kimseye yol göstermek, neyi yapıp neyi yapmayacağını söylemek.
*Ed. Eski Mısır'daki öğretici metinlere verilen ad. (Öğütler, babanın oğluna verdiği ders biçimindeydi ve ahlaki bir eğitime yönelikti.)
Öğüt, Selanikli Abdülgani Ahmet Bey tarafından önce Afyon'da, sonra Konya ve Ankara'da (1 146 sayı) yayımlanan gazete (1 eylül 1917-9 mayıs 1923). Afyon'da 96 sayı haftalık olarak yayımlandıktan sonra yunan ordusunun İzmir'e çıkmasının ardından Abdülgani Bey basımevini Konya'ya götürdü ve 97. sayıdan başlayarak gazeteyi günlük olarak yayımladı (1 temmuz 1919). Öğûf'ün bu tarihlerdeki ilk yazı işleri müdürü ve başyazarı Şeyh Naili Efendi'nin oğlu Aşki Naili Bey'di. Önün ardından Saatçizade Hüsnü Bey sorumlu
müdür, Feridun (Kandemir) Bey de başyazar oldular. Öğüt, bir yandan Kurtuluş savaşı ve Kuvayı milliye hareketi'ni ateşli yazılarıyla desteklerken, bir yandan da itilaf devletleri, özellikle de ingilizler'e karşı sert yayınlar yapıyordu, italyanlar'ın basımevini kapatmaları (26 ocak 1920) üzerine üç hafta kadar Nasihat adıyla yayınını sürdüren gazete kısa sürede Anadolu' da Ankara hükümetini tutan öteki gazeteler arasında tirajı en yüksek, haberleri ve yorumları en çok ilgi çeken gazete oldu. Gerek bu nedenle, gerekse Ankara' da TBMM'nin tutanaklarını ve öteki evrakını basan bir tesisin bulunmayışından, Mustafa Kemal (Atatürk) tarafından Öğüt basımevinin Ankara'ya getirtilmesi istendi. 7 temmuz 1921 günü Ankara'da yayımlanmaya başlayan gazete, Kurtuluş savaşı'nın başanya ulaşmasından sonra sahibi tarafından kapatıldı. Gazetenin bu dönemdeki sahibi yine Abdülgani Ahmet Bey, yazı işleri müdürü Sadri Ethem'di (Ertem). Yazar kadrosunda Enver Behnan (Şapolyo), Münir Müeyyet (Bekman), Lütfi Arif, Raif Nezihi vb. bulunuyordu.
Kaynak: Büyük Larousse
1. Bir kimsenin, doğru yolu göstermek amacıyla, başka bir kimseye yapması ya da yapmaması gereken şeyler konusunda söylediği söz; nasihat: (Öğütlerinizi unutmayacağım. Bir kimsenin öğütlerini dinlemek.
2. Bir kimseden öğüt almak, bir konuda izlenecek yolu belirlemek için bir kimsenin görüşlerine başvurmak. || Öğüt tutmak, kendisine verilen öğütlere uymak. || Bir kimseye öğüt vermek, bir kimseye yol göstermek, neyi yapıp neyi yapmayacağını söylemek.
*Ed. Eski Mısır'daki öğretici metinlere verilen ad. (Öğütler, babanın oğluna verdiği ders biçimindeydi ve ahlaki bir eğitime yönelikti.)
Öğüt, Selanikli Abdülgani Ahmet Bey tarafından önce Afyon'da, sonra Konya ve Ankara'da (1 146 sayı) yayımlanan gazete (1 eylül 1917-9 mayıs 1923). Afyon'da 96 sayı haftalık olarak yayımlandıktan sonra yunan ordusunun İzmir'e çıkmasının ardından Abdülgani Bey basımevini Konya'ya götürdü ve 97. sayıdan başlayarak gazeteyi günlük olarak yayımladı (1 temmuz 1919). Öğûf'ün bu tarihlerdeki ilk yazı işleri müdürü ve başyazarı Şeyh Naili Efendi'nin oğlu Aşki Naili Bey'di. Önün ardından Saatçizade Hüsnü Bey sorumlu
müdür, Feridun (Kandemir) Bey de başyazar oldular. Öğüt, bir yandan Kurtuluş savaşı ve Kuvayı milliye hareketi'ni ateşli yazılarıyla desteklerken, bir yandan da itilaf devletleri, özellikle de ingilizler'e karşı sert yayınlar yapıyordu, italyanlar'ın basımevini kapatmaları (26 ocak 1920) üzerine üç hafta kadar Nasihat adıyla yayınını sürdüren gazete kısa sürede Anadolu' da Ankara hükümetini tutan öteki gazeteler arasında tirajı en yüksek, haberleri ve yorumları en çok ilgi çeken gazete oldu. Gerek bu nedenle, gerekse Ankara' da TBMM'nin tutanaklarını ve öteki evrakını basan bir tesisin bulunmayışından, Mustafa Kemal (Atatürk) tarafından Öğüt basımevinin Ankara'ya getirtilmesi istendi. 7 temmuz 1921 günü Ankara'da yayımlanmaya başlayan gazete, Kurtuluş savaşı'nın başanya ulaşmasından sonra sahibi tarafından kapatıldı. Gazetenin bu dönemdeki sahibi yine Abdülgani Ahmet Bey, yazı işleri müdürü Sadri Ethem'di (Ertem). Yazar kadrosunda Enver Behnan (Şapolyo), Münir Müeyyet (Bekman), Lütfi Arif, Raif Nezihi vb. bulunuyordu.
Kaynak: Büyük Larousse
Kur'an-ı Kerim'de emir, öğüt ve yasaklarla ilgili ayetler nelerdir?
Ders çalışmak istemeyen bir çocuğa verilecek öğüt konulu kompozisyon nasıl yazılır?
Metin Öğüt kimdir?
YORUMLAR