ÖRTMEK g. f 1. Bir şeyi (bir şeyle) örtmek, onu bir şeyle kapatarak görünmez duruma getirmek: Bir heykeli örtmek. Yüzünü elleriyle ...
ÖRTMEK g. f
1. Bir şeyi (bir şeyle) örtmek, onu bir şeyle kapatarak görünmez duruma getirmek: Bir heykeli örtmek. Yüzünü elleriyle örtmek.
2. Bir şeyin üstünü örtmek, korumak amacıyla üstüne bir örtü yerleştirmek: Sineklerden korumak için yemeklerin üstünü örtmek.
3. Bir örtüyü (bir yere) örtmek, onu yaymak: Battaniyeyi yatağın üzerine örtmek. Masa örtüsünü örter misin?
4. Bir kimsenin üstünü örtmek, üşümemesi için yatan bir kimsenin üzerine bir örtü yerleştirmek: Çocuğun üstünü iyice örttün mü?
5. Bir şeyi, bir yeri örtmek, bir şey söz konusuysa, onun, oranın üstüne yayılmış, kaplanmış olmak: Duvarı nefis bir İran halısı örtüyordu
6. Bedeni, bedenin bir bölümünü örtmek, bir şeyden söz ederken bedeni, bedenin bir bölümünü kapatmak, gizlemek ya da onun üstüne gizlenmesini. korunmasını sağlayacak şekilde yerleştirilmek: Bacaklarını biteklerine kadar örten bir etek giymek. Omuzlarını bir şal örtüyordu.
7. Bir şeyi bir şeyle örtmek, bir şeyi örtü benzer biçimde kullanarak onu kaplamak: Bir yeri toprakla örtmek. Damı tenekelerle örtmek
8. Bir kapama düzeneğini örtmek, onu kapamak: Kapıyı, pencereyi. perdeleri örtmek.
9. Bir şeyi örtmek. oır şey sözkonusuysa. başka bir şeyi gizlemek, görünmez duruma getirmek: Bulutlar güneşi örtüyordu.
10. Bir kimsenin suçunu, hatasını örtmek, bir kimseyi korumak için suçunu hatasını gizlemek: anlaşılmamasını sağlamak: Babalarına karşı evlatların hatalarını örtmek.
11. Bir şeyi (soyut) bir şeyle örtmek, bir şeyin arkasına sığınarak onu gizlemek: Bilgisizliğini saldırganlıkla örtmeye çalışmak
*Bilş. Bir kesintiyi örtmek, bir örtünün bitini. bilgisayarda yürütülen bir işlemin, bu «esinti ulaştığında, durmaması için uygun olarak konumlamak.
* Dokubil. Sözkonusu bir epitelyum ya da hücreler olduğunda, bir dokuyu, bir mukozay, bir organı kaplamak.
*Gökbıl. Bir gökcismini örtmek, bir gökcisminin tutulmasına yol açmak.
* örttürmek ettirg. f. Örtmek eylemini yaptırmak ya da yapılmasına izin vermek: Damı tenekelerle örttürmek. Bir kimsenin başını örttürmek.
* örtülmek edilg. f. Örtmek eylemine mevzu olmak: örtmek eylemi yapılmak: Çocuğun üstü örtüldü mü? Kapılar, pencereler örtüldü
*Gökbil. Bir gökcısminden söz ederken, görünen çapı daha büyük bir başka gökcisminin arkasında kalmak.
*Küm. kur ve Topol. Bir E kümesinin örtülüşü n küme ailesi o şekilde ki E nln her elemanun eıemanlar.ndan minimum birine a.ıt.r. (Bı parçalanış örtülüşün bir hususi hacır Ger,oı r.aıoe E n,n bir örtülüşünün e.ernanisr ayrık olmak zorunda değildir ve E ye a.t oımayan elemanlar ihtiva eder.)
* örtünmek dönşı f
1. Bir kimseden söz ederken, kendi üzerini bir şeyle örtmek: Sıkıca örtün, gece ayaz çıkacak.
2. B r hanımdan söz ederken, bir erkekten gizlenmek için başın, ve yüzünü bir örtüyle gizlemek
* örtüşmek şt f 1. İki aüzlem iki şekil Kor.usuysa üst üste gelmek: çakışmak
2. (B:r şeyle) örtüşmek. onuna noktas. noktasına uyuşmak: Seninle düşüncelerimiz örtüşınüyor
1. Bir şeyi (bir şeyle) örtmek, onu bir şeyle kapatarak görünmez duruma getirmek: Bir heykeli örtmek. Yüzünü elleriyle örtmek.
2. Bir şeyin üstünü örtmek, korumak amacıyla üstüne bir örtü yerleştirmek: Sineklerden korumak için yemeklerin üstünü örtmek.
3. Bir örtüyü (bir yere) örtmek, onu yaymak: Battaniyeyi yatağın üzerine örtmek. Masa örtüsünü örter misin?
4. Bir kimsenin üstünü örtmek, üşümemesi için yatan bir kimsenin üzerine bir örtü yerleştirmek: Çocuğun üstünü iyice örttün mü?
5. Bir şeyi, bir yeri örtmek, bir şey söz konusuysa, onun, oranın üstüne yayılmış, kaplanmış olmak: Duvarı nefis bir İran halısı örtüyordu
6. Bedeni, bedenin bir bölümünü örtmek, bir şeyden söz ederken bedeni, bedenin bir bölümünü kapatmak, gizlemek ya da onun üstüne gizlenmesini. korunmasını sağlayacak şekilde yerleştirilmek: Bacaklarını biteklerine kadar örten bir etek giymek. Omuzlarını bir şal örtüyordu.
7. Bir şeyi bir şeyle örtmek, bir şeyi örtü benzer biçimde kullanarak onu kaplamak: Bir yeri toprakla örtmek. Damı tenekelerle örtmek
8. Bir kapama düzeneğini örtmek, onu kapamak: Kapıyı, pencereyi. perdeleri örtmek.
9. Bir şeyi örtmek. oır şey sözkonusuysa. başka bir şeyi gizlemek, görünmez duruma getirmek: Bulutlar güneşi örtüyordu.
10. Bir kimsenin suçunu, hatasını örtmek, bir kimseyi korumak için suçunu hatasını gizlemek: anlaşılmamasını sağlamak: Babalarına karşı evlatların hatalarını örtmek.
11. Bir şeyi (soyut) bir şeyle örtmek, bir şeyin arkasına sığınarak onu gizlemek: Bilgisizliğini saldırganlıkla örtmeye çalışmak
*Bilş. Bir kesintiyi örtmek, bir örtünün bitini. bilgisayarda yürütülen bir işlemin, bu «esinti ulaştığında, durmaması için uygun olarak konumlamak.
* Dokubil. Sözkonusu bir epitelyum ya da hücreler olduğunda, bir dokuyu, bir mukozay, bir organı kaplamak.
*Gökbıl. Bir gökcismini örtmek, bir gökcisminin tutulmasına yol açmak.
* örttürmek ettirg. f. Örtmek eylemini yaptırmak ya da yapılmasına izin vermek: Damı tenekelerle örttürmek. Bir kimsenin başını örttürmek.
* örtülmek edilg. f. Örtmek eylemine mevzu olmak: örtmek eylemi yapılmak: Çocuğun üstü örtüldü mü? Kapılar, pencereler örtüldü
*Gökbil. Bir gökcısminden söz ederken, görünen çapı daha büyük bir başka gökcisminin arkasında kalmak.
*Küm. kur ve Topol. Bir E kümesinin örtülüşü n küme ailesi o şekilde ki E nln her elemanun eıemanlar.ndan minimum birine a.ıt.r. (Bı parçalanış örtülüşün bir hususi hacır Ger,oı r.aıoe E n,n bir örtülüşünün e.ernanisr ayrık olmak zorunda değildir ve E ye a.t oımayan elemanlar ihtiva eder.)
* örtünmek dönşı f
1. Bir kimseden söz ederken, kendi üzerini bir şeyle örtmek: Sıkıca örtün, gece ayaz çıkacak.
2. B r hanımdan söz ederken, bir erkekten gizlenmek için başın, ve yüzünü bir örtüyle gizlemek
* örtüşmek şt f 1. İki aüzlem iki şekil Kor.usuysa üst üste gelmek: çakışmak
2. (B:r şeyle) örtüşmek. onuna noktas. noktasına uyuşmak: Seninle düşüncelerimiz örtüşınüyor
Kaynak: Büyük Larousse
İslam Dininde Ayıp Örtmek
YORUMLAR