Uzun seneler süresince üç kıtaya hükmetmiş olan Osmanlı İmparatorluğu sanatına özetlemek gerekirse nazar. Osmanlı İmparatorluğu sanatı hakkı...
Uzun seneler süresince üç kıtaya hükmetmiş olan Osmanlı İmparatorluğu sanatına özetlemek gerekirse nazar. Osmanlı İmparatorluğu sanatı hakkında kısa bilgiler.
OSMANLI SANATI BÜYÜK ESERLER YARATMIŞTIR
Osmanlı Türkleri sanatta çok ileriydiler. Ayrıca ilk gelişen, mimarlık (yapı sanatı) oldu. Osmanlı mimarlığı ilkin İznik’te doğmuş, Bursa’da, Edirne’de gelişmiş, İstanbul’da en olgun çağına ulaşmıştır. O çağda çöküntü halindeki Bizans sanatının mimarlık gelenekleri Osmanlı mimarlığını etkilememiştir. Osmanlı sanatının başlıca mimarlık yapıtları camiler, saraylar, sebiller, çeşmeler’ dir.
XVIII. yüzyıldan sonrasında, Osmanlı sanatı Avrupa tesirinde kaldı, önceleri, yabancı kalıplar Türk üslûbuna uydurulurdu. Daha sonraları, barok, rokoko şeklinde Avrupa mimarlık tarzları Türk mimarlığının özellikleriyle işlenmeye başlandı. XIX. yüzyılda ise, Avrupa üslûplarının karışık bir taklidi başladı, İstanbul’daki Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yıldız sarayları bu tarzda yapılardır.
Osmanlılar’ın yetiştirdiği en ünlü mimarlar, Mimar Sinan, Mimar Mehmet Ağa, Mimar Davut, Dalgıç Ahmet Ağa’dır.
İLK OSMANLI RESMİ: MİNYATÜR
Osmanlılar zamanında Türk resmi ama minyatür kendi alanında gelişmiştir. Ayrıca, yazı sanatı (hattatlık) başlı başına bir sanat dalı haline gelmiştir. Minyatür ressamları portreler, tarihî tasvirler, padişahların yaşamını gösteren görüntüler yaparlardı. Daha sonraları, Avrupa’da fotoğraf öğrenimi icra eden bazı ressamlar ortaya çıktı. 1883’te Endüstri-i Nefise Mekteb-i Âlisi (Güzel Sanatlar Akademisi) açılınca, Osmanlı fotoğraf sanatı da gelişmeye başladı.
RESİM, HEYKEL YASAKTI !
Osmanlı Devleti’nde heykelcilik de ama bu okulun açılmasından sonrasında gelişmiştir. O zamana kadar Osmanlılar ama oymacılık’ta ileriydiler. Oymacılığı da, daha çok büyük yapıların süslenmesinde, gömüt taşlarında, çeşmelerde kullanırlardı. İslâm dini yasakladığı için, resimden de, heykelden de uzun süre kaçınılmıştır.
Osmanlılar çinicilik, kakmacılık, oymacılık şeklinde süsleme sanatlarında çok ileriydiler. Hele çinicilik Osmanlılar’ın ulusal bir sanatı haline gelmişti. Bursa, Kütahya, İznik, İstanbul şeklinde şehirler çinicilikte büyük ün salmışlardı.
İLK TİYATRO: KARAGÖZ
Osmanlılar’ın ilk tiyatrosu Karagöz oyunudur. Bu oyun XV. yüzyıldan XX. yüzyıla kadar büyük rağbet görmüştür. Karagöz oyunu saraylardan köy kahvelerine kadar yayıldı, Türk halk sanatının en diri dallarından birisi oldu.
Bir süre sonra, Osmanlı sahnelerinde orta oyunu denen oyunu görüyoruz. Bu oyun daha çok, XX. yüzyılda, İstanbul’ da yayılıp gelişmiş, en parlak çağını XIX. yüzyılda yaşamıştır.
Öte taraftan, gene XIX. yüzyılda, meddah denen bir başka oyun türü de ortaya çıktı. Meddah sahneye tek başına çıkar, taklitler yaparak, hikayeler anlatarak ahaliyi eğlendirirdi.
Gerçek mealde ilk Osmanlı tiyatrosunu ise 1860’ta Naum Efendi kurmuştur. 1908’de, ikinci Meşrutiyetin ilanından sonrasında, bazı aydınlar Sahne-i Osmaniye ismi altında bir tiyatro derneği kurdular. Bu kurum, sonradan Darülbedayi ismini aldı. I. Dünya Savaşı esnasında büyük zorluklarla karşılaşan Darülbedayi, her şeye karşın ayakta kaldı; Cumhuriyet’in ilanından sonrasında da senelerce Türk tiyatrosunu tek başına temsil etti.
YORUMLAR