otorite isim Fransızca autorité 1 . Yaptırma, yasak etme, buyurma, itaat ettirme hakkı ya da gücü, yetke, sulta, velayet: "S...
otorite
isim Fransızca autorité
1 . Yaptırma, yasak etme, buyurma, itaat ettirme hakkı ya da gücü, yetke, sulta, velayet:
"Sakarya zaferi ile gazi ve müşir Mustafa Kemal Paşa tam otoritesini elde etmiştir."- F. R. Atay.
2 . Siyasal ya da yönetimsel güç.
3 . mecaz Çalışmalarıyla kendini kabul ettirmiş, başarıya ulaşmış kimse.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
otorite sağlamak (ya da temin etmek)
İş yerimde otorite oluşturmak için neler yapmalıyım?
OTORİTE a. (fr. autoritâ).
1. Karar verme, buyurma yetkisi, isteklerini başkalarına kabul ettirme gücü; yetke: Devlet baş- kanının otoritesi. Otoritesini güçlendirmek, yitirmek. (Bk. ansikl. böl. Eğit.)
2. Bir kimsenin bir başkasına kendi kişiliğini kabul ettirmesini, kendisine saygı duyulmasını, itaat edilmesini elde eden niteliklerin tümü; bu niteliklerden lanan nüfuzu: Babanın evlatları üstündeki otoritesi. Meslektaşları üstünde büyük bir otoritesi olmak. Kimse üstünde otorite kuramamak.
3. Düşünceleri, tezleri geniş bir kitlece benimsenmiş yazar ya da yapıt: O, uygar hukuk alanında bir otoritedir. Bilim otoritelerine başvurmak.
4. Otoritesini kabul ettirmek, bir yazar, bilim adamı sözkonusuysa, kendi alanındaki kimselere üstünlüğünü onaylatmak, yapıtları ça olarak gösterilmek; bir kimse sözkonusuysa, çevresindekilerin kendisine itaat etmelerini sağlamak.
*ANSİKL. Eğit. K. Levvin'in gösterdiği benzer biçimde, otorite iklimi, bir grubu oluşturan bireylerin günlük davranışlarını yoğun bir şekilde etkisinde bırakır: otoriter bir önderlik, grubu kenetler, saldırganlığa ve suçlu aramaya iter; otoriteyi yadsıyan bir önderlikse, grubu derin bir huzursuzluğa sokar ve onu hızla yapısal bozukluğa ve eyleme götürür. Sadece Lewin'in demokratik olarak nitelendirdiği önderlik grubun gerçekliği göğüslemesine, dayanışma içinde etkinlik göstermesine ve eğitimi kolaylaştıran, hatta temellendiren güvenli bir hoşgörü ortamı oluşturmasına olanak sağlar. Hakikaten de, G. Mendel ve C. Vogt'un Eğitim bildirisi'nde (1973) ileri sürdükleri benzer biçimde, otorite, mevcud sistemin toplumsal ve kültürel yasasının vizyonu olarak anlaşılan bir ruhsal-duygusal kalıntı ise, insanoğlunun bilgili ve bilinçsiz yapılanması için temel bir kalite taşıyan simgesel gerçekliğin emaresi olarak işlev görüyor anlamına gelir. Bu durumda, gerçek problem, eğitim alanında otoriteyi güçlendirmek ya da tersine onu zayıflatmak değil, gerek çocuğun, gerekse yetişkinin onun içinde yer alabilmesini ve bir kimlik kazanmasını elde eden yanını bulup çıkarmaktır. Bu durumda, otorite sınırı olan, fakat benimsenmiş ve yadsınmaz bir yeterlikler düzeni olarak ortaya çıkar. Bir birleşke sınıfta matbaa sorumlusunun öğretmen kadar, kanıtlanabilir bir yeterliliği vardır. Bu, belli sınırlar içinde kurumsal bir yetkiyi haklı kılar.
1. Karar verme, buyurma yetkisi, isteklerini başkalarına kabul ettirme gücü; yetke: Devlet baş- kanının otoritesi. Otoritesini güçlendirmek, yitirmek. (Bk. ansikl. böl. Eğit.)
2. Bir kimsenin bir başkasına kendi kişiliğini kabul ettirmesini, kendisine saygı duyulmasını, itaat edilmesini elde eden niteliklerin tümü; bu niteliklerden lanan nüfuzu: Babanın evlatları üstündeki otoritesi. Meslektaşları üstünde büyük bir otoritesi olmak. Kimse üstünde otorite kuramamak.
3. Düşünceleri, tezleri geniş bir kitlece benimsenmiş yazar ya da yapıt: O, uygar hukuk alanında bir otoritedir. Bilim otoritelerine başvurmak.
4. Otoritesini kabul ettirmek, bir yazar, bilim adamı sözkonusuysa, kendi alanındaki kimselere üstünlüğünü onaylatmak, yapıtları ça olarak gösterilmek; bir kimse sözkonusuysa, çevresindekilerin kendisine itaat etmelerini sağlamak.
*ANSİKL. Eğit. K. Levvin'in gösterdiği benzer biçimde, otorite iklimi, bir grubu oluşturan bireylerin günlük davranışlarını yoğun bir şekilde etkisinde bırakır: otoriter bir önderlik, grubu kenetler, saldırganlığa ve suçlu aramaya iter; otoriteyi yadsıyan bir önderlikse, grubu derin bir huzursuzluğa sokar ve onu hızla yapısal bozukluğa ve eyleme götürür. Sadece Lewin'in demokratik olarak nitelendirdiği önderlik grubun gerçekliği göğüslemesine, dayanışma içinde etkinlik göstermesine ve eğitimi kolaylaştıran, hatta temellendiren güvenli bir hoşgörü ortamı oluşturmasına olanak sağlar. Hakikaten de, G. Mendel ve C. Vogt'un Eğitim bildirisi'nde (1973) ileri sürdükleri benzer biçimde, otorite, mevcud sistemin toplumsal ve kültürel yasasının vizyonu olarak anlaşılan bir ruhsal-duygusal kalıntı ise, insanoğlunun bilgili ve bilinçsiz yapılanması için temel bir kalite taşıyan simgesel gerçekliğin emaresi olarak işlev görüyor anlamına gelir. Bu durumda, gerçek problem, eğitim alanında otoriteyi güçlendirmek ya da tersine onu zayıflatmak değil, gerek çocuğun, gerekse yetişkinin onun içinde yer alabilmesini ve bir kimlik kazanmasını elde eden yanını bulup çıkarmaktır. Bu durumda, otorite sınırı olan, fakat benimsenmiş ve yadsınmaz bir yeterlikler düzeni olarak ortaya çıkar. Bir birleşke sınıfta matbaa sorumlusunun öğretmen kadar, kanıtlanabilir bir yeterliliği vardır. Bu, belli sınırlar içinde kurumsal bir yetkiyi haklı kılar.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR