ÖZüTLEME a Eczc. Hayvansal ya da bitkisel bir eczadan bir ya da birçok etkin madde çıkarıp ayırma işlemi. (Bk. ansikl. böl.) *Kim. ...
ÖZüTLEME a Eczc. Hayvansal ya da bitkisel bir eczadan bir ya da birçok etkin madde çıkarıp ayırma işlemi. (Bk. ansikl. böl.)
*Kim. Özütleme aygıtı, kimi maddelerin çözünebilen bölümlerini uçucu bir çözücüyle özütlemeye yarayan aygıt. (Bk. ansikl. böl.)
*Kim. müh. Ayırımsal özütleme, bir karışım içindeki yararlı görülen bir bileşeni, bölümsel ayırımlama yoluyla elde etme işlemi.
*Kim. müh. ve Anal. kim. || ÖzCıtleme aygıtı, özütleme işleminin yapıldığı aygıt. || SeçimseI özütleme, aynı fazda bulunan iki ya da daha çok maddeyi, ortama, bu fazla karışmayan bir sıvı katarak maddelerden birini tercihli olarak çözündürüp ayırmaya dayanan işlem. (Bk. ansikl. böl.)
*Parf. Bitkisel bir maddenin kokulu bileşenini bir çözücü yardımıyla elde etmeye dayanan işlem. (Bk. ansikl. böl. Kim. müh., Anal. kim. ve Parf.)
*Petrokim. Damıtma yoluyla ayrılama- yan, aromatik hidrokarbonlar gibi kimi cisimleri seçici bir çözücüyle özütlemeyi sağlayan arıtma yöntemi. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Eczc. Özütleme değişik yöntemlerle yapılabilir: suya yatırma, sindirme, dekoksiyon, infusyon, liçing ya da süzme, ayrıca sürekli damıtma ve püskürtme (nebulizat). Bu son iki teknik sanayide kullanılır. En uygun yöntem, en kısa sûrede ve her türlü değişme ya da bozulmayı önleyecek en düşük sıcaklıkta en fazla etkin maddenin elde edilmesine olanak sağlayan yöntemdir.
*Kim. Değişik tiplerde çeşitli özütleme aygıtları vardır. Örneğin soğukta, taşıyıcı işlevi gören uçucu bir çözücü yardımıyla (alkol, eter, vb.), bileşiminde bu çözücüde çözünebilen kimi cisimler içeren maddeler Payen aygıtıyla özütlenebilir. *Kim. müh., Anal. kim. ve Parf. Özütleme, genellikle presleme ya da bir çözücüyle çözerek ayırma işlemine dayanır; bu çözücü, ortamdan daha sonra uzaklaştırılır. Bitkisel ya da hayvansal pek çok hammaddeden sanayide (sepileyici özütler), parfümcülükte ve eczacılıkta kullanılan çeşitli özütler elde edilir. Presle özütleme, yağ üretiminde 1855 yılına dek uygulanan başlıca yöntemdi. Bir çözücüyle, örneğin karbon sülfürle özütleme yöntemi, ilk kez J. Deiss tarafından kemik yağı elde etmek ya da yünün yağını gidermek (1855), gresi işlemek amacıyla kullanıldı; a/na bu yöntemin sanayiye uygulanması Edouard Ba- taille'ın çabaları sonucu ancak 1892'de gerçekleşti.
Sıvı-sıvı özütleme, bir sıvı içinde çözünmüş olan bileşenleri, çözücü denen ve bu sıvıyla çok az ya da hiç karışmayan başka bir sıvı yardımıyla yapılan fiziksel bir ayırımlama yöntemidir; işlem sırasında bileşenlerin her iki sıvıdaki göreceli çözünürlük farklarından yararlanılır.
“Çözünenâ€, karışımın bir çözücü içinde çözünen bileşenini, “özüt", çözücü bakımından zengin fazı, "arıtma ürünü†ise çözücü bakımından fakir fazı belirtir. Bileşenlerin kimyasal yapılarının, fazlar arasındaki değişim mekanizmalarında büyük bir önemi vardır. Bunun en basit örneği, B ve C gibi iki fazda da aynı şekilde çözünen ve bu fazlarda belli bir dağılım eğrisine göre dağılan bir A maddesinin durumudur (şekil 1). Sistemi açıklayabilmek için çözünürlüğün genellikle sıcaklığa ve çok az olarak da basınca göre değiştiği göz önüne alınarak çizilen bir eşsıcaklık diyagramından yararlanılır. Şekil 2'deki diyagramda A maddesinin, B ve C'nin içinde her oranda karıştığı, buna karşın B ve C'nin birbiri içinde kısmen karıştığı kabul edilir. Çözünürlük eşsıcaklık eğrisi, diyagramı iki bölgeye ayırır. R bir A,B,C karışımının bileşimini gösterirse eşlenik noktalar denen Q ve R noktaları, sözkonusu dağılım eğrisine bağlı olarak iki fazın ayrıldıktan sonraki bileşimini belirler. Birçok durumda deneysel olarak belirlenen bu çözünürlük diyagramları, istenen özütle- menin elde edilebilmesi için gerekli kuramsal tablaların ya da aktarma birimlerinin sayısının hesaplanmasını sağlar.
Sıvı-sıvı özütleme yönteminde fiziksel işlemler her zaman aynı sırayla uygulanır, yani önce temas sağlanır, sonra fazlar birbirinden ayrılır: bütün bu işlemlerin temel amacı, değişim yüzeyini artırmak ve madde aktarımı için gerekli olan sürede fazlası. Duyıece oagıtıımış olan fazlar kaynaştırılarak durultma yoluyla toplanır ve sonra yeniden ayrılır.
Kesiksiz çalışmak üzere tasarlanan aygıtlarla genellikle karşıakımlı, çok kademeli özütlemeler yapılır. Özütleme aygıtları üç büyük gruba ayrılır:
1. karıştırıcı-durultucu, bir karıştırıcı ile bir durultucunun birbirine monte edilmesinden oluşur; emülsiyon, durultucu içine kendi ağırlığıyla akar ve ayrılan fazlar buradan bitişik kademelerdeki karıştırıcılara gönderilir;
2. özütleme kolonu, karşıakımla dolaşan iki sıvı faz arasında sürekli bir temas sağlar; türbülans ve arayüzeyi büyüten bir çalkantı meydana getirerek etkinliği daha da artırır;
3. merkezkaç özütleyici, yerçekim alanı yerine merkezkaç alan uygulayarak daha yüksek geçiş hızları ile daha büyük durultma hızlarının elde edilmesini sağlar.
Sıvı-sıvı özütleme, nadir toprakların ayrılması ve arılaştırılması, nükleer sanayisinde toryum ve uranyum tuzlarının açlaştırılması gibi sulu çözeltilerin işlendiği pek çok yöntemde yaygın olarak kullanılır.
*Petrokim. En eski özütleme çözücüsü, Edeleanu yönteminde kullanılan kükürt dioksit ve benzol karışımıdır; bu yöntemden günümüzde de, gazyağını aromatikler bakımından fakirleştirmede yararlanılır. Glikoller, sülfolan, N-metilpirrolidon, dimetilsülfoksit BTX aromatikleri (benzen, toluen, ksilen), petrol kesimlerinin buharla kraking ya da katalitik reforming işlemlerinden geçirilmesiyle elde edilen akışkan artıklarından özütlemede kullanılır. Yağlama yağları için, akışmazlık indisini iyileştirmede aromatik özütleyici çözücüler olarak furfurol ya da fenol yeğlenir. Bir özütleme donanımı, esas olarak, içinde, önceden ısıtılmış ve karşıakım altında iyice karıştırılmış çözücü ve yağ bulunan bir işleme kolonundan oluşur. Aromatikleri ve çözücünün büyük bir bölümünü içeren ralinat, kolonun tepesinde, özüt ise altında ayrılır Her evre, daha sonra, buharlaştırıcılarturulan çözücü yeniden elde edilir ve kullanılır. Bu yöntem yüksek basınçlar ve sıcaklıklar gerektirmez.
*Kim. Özütleme aygıtı, kimi maddelerin çözünebilen bölümlerini uçucu bir çözücüyle özütlemeye yarayan aygıt. (Bk. ansikl. böl.)
*Kim. müh. Ayırımsal özütleme, bir karışım içindeki yararlı görülen bir bileşeni, bölümsel ayırımlama yoluyla elde etme işlemi.
*Kim. müh. ve Anal. kim. || ÖzCıtleme aygıtı, özütleme işleminin yapıldığı aygıt. || SeçimseI özütleme, aynı fazda bulunan iki ya da daha çok maddeyi, ortama, bu fazla karışmayan bir sıvı katarak maddelerden birini tercihli olarak çözündürüp ayırmaya dayanan işlem. (Bk. ansikl. böl.)
*Parf. Bitkisel bir maddenin kokulu bileşenini bir çözücü yardımıyla elde etmeye dayanan işlem. (Bk. ansikl. böl. Kim. müh., Anal. kim. ve Parf.)
*Petrokim. Damıtma yoluyla ayrılama- yan, aromatik hidrokarbonlar gibi kimi cisimleri seçici bir çözücüyle özütlemeyi sağlayan arıtma yöntemi. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Eczc. Özütleme değişik yöntemlerle yapılabilir: suya yatırma, sindirme, dekoksiyon, infusyon, liçing ya da süzme, ayrıca sürekli damıtma ve püskürtme (nebulizat). Bu son iki teknik sanayide kullanılır. En uygun yöntem, en kısa sûrede ve her türlü değişme ya da bozulmayı önleyecek en düşük sıcaklıkta en fazla etkin maddenin elde edilmesine olanak sağlayan yöntemdir.
*Kim. Değişik tiplerde çeşitli özütleme aygıtları vardır. Örneğin soğukta, taşıyıcı işlevi gören uçucu bir çözücü yardımıyla (alkol, eter, vb.), bileşiminde bu çözücüde çözünebilen kimi cisimler içeren maddeler Payen aygıtıyla özütlenebilir. *Kim. müh., Anal. kim. ve Parf. Özütleme, genellikle presleme ya da bir çözücüyle çözerek ayırma işlemine dayanır; bu çözücü, ortamdan daha sonra uzaklaştırılır. Bitkisel ya da hayvansal pek çok hammaddeden sanayide (sepileyici özütler), parfümcülükte ve eczacılıkta kullanılan çeşitli özütler elde edilir. Presle özütleme, yağ üretiminde 1855 yılına dek uygulanan başlıca yöntemdi. Bir çözücüyle, örneğin karbon sülfürle özütleme yöntemi, ilk kez J. Deiss tarafından kemik yağı elde etmek ya da yünün yağını gidermek (1855), gresi işlemek amacıyla kullanıldı; a/na bu yöntemin sanayiye uygulanması Edouard Ba- taille'ın çabaları sonucu ancak 1892'de gerçekleşti.
Sıvı-sıvı özütleme, bir sıvı içinde çözünmüş olan bileşenleri, çözücü denen ve bu sıvıyla çok az ya da hiç karışmayan başka bir sıvı yardımıyla yapılan fiziksel bir ayırımlama yöntemidir; işlem sırasında bileşenlerin her iki sıvıdaki göreceli çözünürlük farklarından yararlanılır.
“Çözünenâ€, karışımın bir çözücü içinde çözünen bileşenini, “özüt", çözücü bakımından zengin fazı, "arıtma ürünü†ise çözücü bakımından fakir fazı belirtir. Bileşenlerin kimyasal yapılarının, fazlar arasındaki değişim mekanizmalarında büyük bir önemi vardır. Bunun en basit örneği, B ve C gibi iki fazda da aynı şekilde çözünen ve bu fazlarda belli bir dağılım eğrisine göre dağılan bir A maddesinin durumudur (şekil 1). Sistemi açıklayabilmek için çözünürlüğün genellikle sıcaklığa ve çok az olarak da basınca göre değiştiği göz önüne alınarak çizilen bir eşsıcaklık diyagramından yararlanılır. Şekil 2'deki diyagramda A maddesinin, B ve C'nin içinde her oranda karıştığı, buna karşın B ve C'nin birbiri içinde kısmen karıştığı kabul edilir. Çözünürlük eşsıcaklık eğrisi, diyagramı iki bölgeye ayırır. R bir A,B,C karışımının bileşimini gösterirse eşlenik noktalar denen Q ve R noktaları, sözkonusu dağılım eğrisine bağlı olarak iki fazın ayrıldıktan sonraki bileşimini belirler. Birçok durumda deneysel olarak belirlenen bu çözünürlük diyagramları, istenen özütle- menin elde edilebilmesi için gerekli kuramsal tablaların ya da aktarma birimlerinin sayısının hesaplanmasını sağlar.
Sıvı-sıvı özütleme yönteminde fiziksel işlemler her zaman aynı sırayla uygulanır, yani önce temas sağlanır, sonra fazlar birbirinden ayrılır: bütün bu işlemlerin temel amacı, değişim yüzeyini artırmak ve madde aktarımı için gerekli olan sürede fazlası. Duyıece oagıtıımış olan fazlar kaynaştırılarak durultma yoluyla toplanır ve sonra yeniden ayrılır.
Kesiksiz çalışmak üzere tasarlanan aygıtlarla genellikle karşıakımlı, çok kademeli özütlemeler yapılır. Özütleme aygıtları üç büyük gruba ayrılır:
1. karıştırıcı-durultucu, bir karıştırıcı ile bir durultucunun birbirine monte edilmesinden oluşur; emülsiyon, durultucu içine kendi ağırlığıyla akar ve ayrılan fazlar buradan bitişik kademelerdeki karıştırıcılara gönderilir;
2. özütleme kolonu, karşıakımla dolaşan iki sıvı faz arasında sürekli bir temas sağlar; türbülans ve arayüzeyi büyüten bir çalkantı meydana getirerek etkinliği daha da artırır;
3. merkezkaç özütleyici, yerçekim alanı yerine merkezkaç alan uygulayarak daha yüksek geçiş hızları ile daha büyük durultma hızlarının elde edilmesini sağlar.
Sıvı-sıvı özütleme, nadir toprakların ayrılması ve arılaştırılması, nükleer sanayisinde toryum ve uranyum tuzlarının açlaştırılması gibi sulu çözeltilerin işlendiği pek çok yöntemde yaygın olarak kullanılır.
*Petrokim. En eski özütleme çözücüsü, Edeleanu yönteminde kullanılan kükürt dioksit ve benzol karışımıdır; bu yöntemden günümüzde de, gazyağını aromatikler bakımından fakirleştirmede yararlanılır. Glikoller, sülfolan, N-metilpirrolidon, dimetilsülfoksit BTX aromatikleri (benzen, toluen, ksilen), petrol kesimlerinin buharla kraking ya da katalitik reforming işlemlerinden geçirilmesiyle elde edilen akışkan artıklarından özütlemede kullanılır. Yağlama yağları için, akışmazlık indisini iyileştirmede aromatik özütleyici çözücüler olarak furfurol ya da fenol yeğlenir. Bir özütleme donanımı, esas olarak, içinde, önceden ısıtılmış ve karşıakım altında iyice karıştırılmış çözücü ve yağ bulunan bir işleme kolonundan oluşur. Aromatikleri ve çözücünün büyük bir bölümünü içeren ralinat, kolonun tepesinde, özüt ise altında ayrılır Her evre, daha sonra, buharlaştırıcılarturulan çözücü yeniden elde edilir ve kullanılır. Bu yöntem yüksek basınçlar ve sıcaklıklar gerektirmez.
Kaynak: Büyük Larousse
Özütleme deneyi nasıl yapılır, örnek verir misiniz?
YORUMLAR