PENÇELEMEK g f. 1 .Bir şeyi, bir kimseyi pençelemek, pençesiyle vurmak, yakalamak, kapmak. 2. Ayakkabıyı pençelemek, pençe vurmak, ...
PENÇELEMEK g f.
1 .Bir şeyi, bir kimseyi pençelemek, pençesiyle vurmak, yakalamak, kapmak.
2. Ayakkabıyı pençelemek, pençe vurmak, ona yeni bir pençe çakmak ya da yapıştırmak.
*Avc. Avcı hayvandan söz ederken, avını pençeleriyle tutmak. || Doğan için kullanıldığında, uçarken avına pençeleriyle vurmak.
* pençelenmek edilg. f. Pençelemek eylemine konu olmak ya da pençelemek eylemi yapılmak.
* pençeleşmek işt. f.
1. Pençe pençeye gelmek, boğuşmak.
2. Bir kimseyle, bir şeyle pençeleşmek, bir kimseyle kıyasıya dövüşmek; bir şeyle büyük bir çaba göstererek mücadele etmek: Dev gibi dalgalarla pençeleşmek.
* pençeletmek ettirg. f. Ayakkabıya pençe yaptırmak.
1 .Bir şeyi, bir kimseyi pençelemek, pençesiyle vurmak, yakalamak, kapmak.
2. Ayakkabıyı pençelemek, pençe vurmak, ona yeni bir pençe çakmak ya da yapıştırmak.
*Avc. Avcı hayvandan söz ederken, avını pençeleriyle tutmak. || Doğan için kullanıldığında, uçarken avına pençeleriyle vurmak.
* pençelenmek edilg. f. Pençelemek eylemine konu olmak ya da pençelemek eylemi yapılmak.
* pençeleşmek işt. f.
1. Pençe pençeye gelmek, boğuşmak.
2. Bir kimseyle, bir şeyle pençeleşmek, bir kimseyle kıyasıya dövüşmek; bir şeyle büyük bir çaba göstererek mücadele etmek: Dev gibi dalgalarla pençeleşmek.
* pençeletmek ettirg. f. Ayakkabıya pençe yaptırmak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR