Pişkin TDK, Türk Dil Kurumu ödat 1 . Gereğince pişmiş: "Pişkin ekmek."- . 2 . Acele pişen, pişeğen, pişek: "Piş...
Pişkin
TDK, Türk Dil Kurumu
ödat
1 . Gereğince pişmiş:
2 . Acele pişen, pişeğen, pişek:
3 . (mecaz) Saygısızca davranarak işini yürüten:
4 . (mecaz) Yüzsüz:
5 . (mecaz) Deneyimi olan, herhangi bir şeye alışmış olan, olgun:
TDK, Türk Dil Kurumu
ödat
1 . Gereğince pişmiş:
"Pişkin ekmek."- .
2 . Acele pişen, pişeğen, pişek:
"Pişkin nohut."- .
3 . (mecaz) Saygısızca davranarak işini yürüten:
"Asla istifini bozmayan bir pek pişkin hırsız hâli buldum."- S. F. Abasıyanık.
4 . (mecaz) Yüzsüz:
"Nitelik'ı hem dost canlısı bir insan hem de oldukça pişkin bir politikacı olarak tanıyordum."- Y. K. Karaosmanoğlu.
5 . (mecaz) Deneyimi olan, herhangi bir şeye alışmış olan, olgun:
"En pişkin erkek oyuncular dahi bizim kadar rollerini başaramazlar."- E. İ. Benice.
Halide Pişkin
PİŞKİN sıf.
1. Gereğince ve tam olarak pişmiş şey için kullanılır: Pişkin bir kek. Pişkin ekmek.
2. Saygısızca ve görgü kurallarını hiçe sayarak davranabilen kimse, bu hiç kimseye özgü davranış için kullanılır; yüzsüz, yırtık: Ne pişkin adam, arkadaşının her şeyini kendi malıymış şeklinde kullanıyor.
3. Herhangi bir işe alışmış, tecrübe kazanmış kimse için' kullanılm Hepsi de mesleğin seven, bu işlerde pişsin adamlardır.
4. lörs. iyice olgunlaşmış meyve için kullanılır: Pişkin bir kavun.
5. Halk dilinde, pişeğen.
1. Gereğince ve tam olarak pişmiş şey için kullanılır: Pişkin bir kek. Pişkin ekmek.
2. Saygısızca ve görgü kurallarını hiçe sayarak davranabilen kimse, bu hiç kimseye özgü davranış için kullanılır; yüzsüz, yırtık: Ne pişkin adam, arkadaşının her şeyini kendi malıymış şeklinde kullanıyor.
3. Herhangi bir işe alışmış, tecrübe kazanmış kimse için' kullanılm Hepsi de mesleğin seven, bu işlerde pişsin adamlardır.
4. lörs. iyice olgunlaşmış meyve için kullanılır: Pişkin bir kavun.
5. Halk dilinde, pişeğen.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR