PLANLAMA a. 1. Planlamak, bir şeyi belli bir plana göre düzenlemek eylemi. 2. ikt. iktisadi ve toplumsal gelişmenin devletçe bir pl...
PLANLAMA a.
1. Planlamak, bir şeyi belli bir plana göre düzenlemek eylemi.
2. ikt. iktisadi ve toplumsal gelişmenin devletçe bir plan çerçevesi içine alınması. (Bk. ansikl. böl.) || Devlet planlama teşkilatı (DPT) - PLANLAMA TEŞKİLATI (Devlet).
*İş örgüt. Bir işletmede, bir dairede vb. bir işi düzenlemek ve başlatmakla görevli servis ya da büro. || Planlama tablosu, bir grup personelin ya da makinenin görevlerini ve nasıl kullanılacağını gösteren tablo.
*Nüfbil. Aile planlaması, doğumların planlanmasını sağlamaya yönelik yöntemlerin tümü; bu yöntemlerin halk arasında yayılmasını amaçlayan bilgi ve eğitim kurumu.
*ANSİKL. ikt. Kapitalist ekonomiye sahip ülkelerde, planlamaya başvurulması ilke olarak kabul edilmeyen bir şeydir: kuramsal açıdan "liberal†ekonominin, iktisadi etkinliğin örgütlenme ve düzenleme süreci olarak anlaşılan planlamaya gereksinimi yoktur, çünkü piyasa ve fiyat mekanizmaları, istihdam ya da dış ticaret dengesi gibi makroekonomik büyük dengelere ulaşmayı kendiliğinden sağlar. Devlet, kişisel girişimlerin herhangi bir özel sınırlamayla karşılaşmaksızın serbestçe yürütülebilmesini olanaklı kılmak üzere, çok çok, bazı kamu hizmetlerinin (adalet, polis, ortak donatım vb.) işleyişini sağlamakla yetinmelidir.
Bununla birlikte, XIX. yy. ortalarından başlayarak devletin bazı iktisadi gelişme kesimlerinde rol alabileceği ve alması gerektiği anlaşıldı. Bu kesimlerden biri, örneğin, ulaşım yolları alanıydı: karayollarının yapımı ve bakımı devletçe gerçekleştirildi ve birçok ülkede demiryolları ağı, ancak özel şirketlerin tahvillerine ve hisse senetlerine devletçe verilen garanti sayesinde (tasarruflarla) finanse edilebildi. Daha sonra da, devlet müdahalesi, rekabet koşullarının kurulmasını ya da yeniden canlandırılmasını sağladığı ölçüde destek gördü ve piyasa ve fiyat mekanizmalarındaki bozukluklara karşı mücadele sözkonusu olduğu zaman haklı sayıldı.
Ekonominin belli bir plana göre yürütülmesi düşüncesi, sanayi ve bankacılık alanlarında çok geniş bir merkezileşme
hareketinin doğması karşısında, büyük tekelci grupların egemenliği altındaki çağdaş kapitalizmin, yalnızca piyasa ve fiyat mekanizmaları aracılığıyla iktisadi gelişmeyi düzenli bir biçimde sağlayamayacağının anlaşılması üzerine ortaya çıktı. Ama, kapitalist yapıların egemen durumda oldukları ülkelerde uygulanan planlamanın, merkezileştirilmiş ekonomiye sahip, üretim araçları kolektif mülkiyet altında olan ve iktisadi gücün devletleştirilmiş bulunduğu ülkelerdeki planlamayla karıştırılmaması gerekir. Örneğin eski Sovyetler Birliği ve Doğu bloku ülkelerinde, planlama demek, ekonominin doğrudan doğruya devlet tarafından yönetilmesi demekti: plan merkeziyetçi, emredici ve ayrıntılı bir biçimde bütün işletmelerin etkinliğini yönetirdi. Kapitalist ülkelerde ise, tersine, büyüme hedeflerine istikrar, tam istihdam ve sosyal adalet içinde erişebilmek için planlar, devletin elindeki bütün araçların (para ve kredi, kamu mâliyesi vb) uyumlu bir biçimde harekete geçirilmesinden başka bir amaç taşımazlar.
Komünist veya koyu sosyalist rejimlerde uygulanan planlamaya otoriter planlama adı verilir. Ayrıca ampirik ya da deneysel planlama vardır. Bunu iki biçimde anlayabiliriz:
1. devlet ya da iktisadi etkinlik kesimlerince toplanan bazı bilgilere dayanarak kısa ve orta vadeli iktisadi evrimin tahminini amaçlayan merkezi programlama (Belçika ya da Birleşik Krallık'ta olduğu gibi);
2. özel işletmeler ve kamu kuruluşları tarafından, genel iktisadi gelişmenin orta vadeli bir projeksiyonunu elde etmek ve böylece bu işletmelerle kuruluşların etkinliğini düzenlemek üzere uygulamaya konulan işlem ve tt.miklerin tümü (ABD ve Almanya'da olduğu gibi). Fransa, esnek ve hedef gösterici bir planlama sistemini, sosyalist ekonomiye sahip ülkeler dışında ilk uygulayan sanayileşmiş ülkedir.
*Planın uygulama araçları. Bu araçlardan bazısı doğrudan doğruya devletin nizami (inşaat ve şehircilikle ilgili mevzuat gibi) ya da mali (hazine ve bütçe kanalıyla) etkinliğiyle ilgilidir; devletin disiplin kurabilmesi ya da örnek gösterebilmesi için bunların ayrıntılı ve güçlü araçlar olması gerekir. Öteki bazı araçlarsa devlete, kendi dışındaki iktisadi karar birimlerinin (yerel kuruluşlar, işletmeler, aileler), kendi istekleriyle, plan tarafından belirlenen hedeflere uygun bir biçimde hareket etmelerini sağlayacak koşullan yaratma olanağı veren araçlardır: örneğin, işletmeleri daha fazla yatırım yapmaya ve toCTyatırımlan öncelikle özel bir yatırım çabası gösterilmesi öngörülen sanayi dallarına ve bölgelerine yapmaya özendirici araçlar. Ama, planın belirlediği politikanın uygulanıp uygulanmaması, ilgili bakana bağlıdır.
Devlet, özellikle, iktisadi ve sosyal gelişme fonları aracılığıyla, bir banka gibi etkili olur. Devletin bu müdahalesi, sübvansiyonlar (bazı çalışma kesimlerine uluslararası rekabet gücüne erişebilmeleri için yapılan yardımlar), mali avantajlar (meslek vergisinden bağışıklık ya da yeni donanımlar için istisnai amortisman gibi) ya da nihayet ve özellikle devlet tarafından verilen krediler sayesinde gerçekleşir. Bu etkinlikler, bütçeye bazı harcamalar yüklenmesine yol açtığından, bütçe tahsisatlarının plan politikası ve onun uygulanmasının esaslı bir bölümünü oluşturması çok doğaldır.
Planlama teşkilatı (Devlet), ulusal ların verimli bir biçimde kullanılması, kalkınmanın hızlandırılması, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel planlama hizmetlerinin etkin, düzenli ve uyumlu bir şekilde görülmesi için uzun süreli kalkınma planlarıyla yıllık programlar hazırlamak, bunların uygulanmasını izlemek amacıyla kurulmuş, Başbakanlığa bağlı kuruluş.
1960 yılında kurulan Devlet planlama teşkilatı, 17 temmuz 1991 tarih ve 437 sayılı kanun hükmünde kararnameye göre, Planlama teşkilatı müsteşarlığı ile Yüksek planlama kurulu'ndan oluşur. Müsteşarlığın ana hizmet birimleri şunlardır: iktisadi planlama genel müdürlüğü, Sosyal planlama genel müdürlüğü, Kalkınmada öncelikli yöreler ve bölgesel kalkınma genel müdürlüğü, Koordinasyon genel müdürlüğü, Avrupa topluluğu ile ilişkiler genel müdürlüğü Devlet planlama teşkilatı kalkınma planı ile yıllık programları hazırlamak ve benzeri konularda çalışmalar yapmak üzere müsteşarın önerisi ve başbakanın onayı ile geçici olarak çeşitli çalışma grupları kurabilir.
1. Planlamak, bir şeyi belli bir plana göre düzenlemek eylemi.
2. ikt. iktisadi ve toplumsal gelişmenin devletçe bir plan çerçevesi içine alınması. (Bk. ansikl. böl.) || Devlet planlama teşkilatı (DPT) - PLANLAMA TEŞKİLATI (Devlet).
*İş örgüt. Bir işletmede, bir dairede vb. bir işi düzenlemek ve başlatmakla görevli servis ya da büro. || Planlama tablosu, bir grup personelin ya da makinenin görevlerini ve nasıl kullanılacağını gösteren tablo.
*Nüfbil. Aile planlaması, doğumların planlanmasını sağlamaya yönelik yöntemlerin tümü; bu yöntemlerin halk arasında yayılmasını amaçlayan bilgi ve eğitim kurumu.
*ANSİKL. ikt. Kapitalist ekonomiye sahip ülkelerde, planlamaya başvurulması ilke olarak kabul edilmeyen bir şeydir: kuramsal açıdan "liberal†ekonominin, iktisadi etkinliğin örgütlenme ve düzenleme süreci olarak anlaşılan planlamaya gereksinimi yoktur, çünkü piyasa ve fiyat mekanizmaları, istihdam ya da dış ticaret dengesi gibi makroekonomik büyük dengelere ulaşmayı kendiliğinden sağlar. Devlet, kişisel girişimlerin herhangi bir özel sınırlamayla karşılaşmaksızın serbestçe yürütülebilmesini olanaklı kılmak üzere, çok çok, bazı kamu hizmetlerinin (adalet, polis, ortak donatım vb.) işleyişini sağlamakla yetinmelidir.
Bununla birlikte, XIX. yy. ortalarından başlayarak devletin bazı iktisadi gelişme kesimlerinde rol alabileceği ve alması gerektiği anlaşıldı. Bu kesimlerden biri, örneğin, ulaşım yolları alanıydı: karayollarının yapımı ve bakımı devletçe gerçekleştirildi ve birçok ülkede demiryolları ağı, ancak özel şirketlerin tahvillerine ve hisse senetlerine devletçe verilen garanti sayesinde (tasarruflarla) finanse edilebildi. Daha sonra da, devlet müdahalesi, rekabet koşullarının kurulmasını ya da yeniden canlandırılmasını sağladığı ölçüde destek gördü ve piyasa ve fiyat mekanizmalarındaki bozukluklara karşı mücadele sözkonusu olduğu zaman haklı sayıldı.
Ekonominin belli bir plana göre yürütülmesi düşüncesi, sanayi ve bankacılık alanlarında çok geniş bir merkezileşme
hareketinin doğması karşısında, büyük tekelci grupların egemenliği altındaki çağdaş kapitalizmin, yalnızca piyasa ve fiyat mekanizmaları aracılığıyla iktisadi gelişmeyi düzenli bir biçimde sağlayamayacağının anlaşılması üzerine ortaya çıktı. Ama, kapitalist yapıların egemen durumda oldukları ülkelerde uygulanan planlamanın, merkezileştirilmiş ekonomiye sahip, üretim araçları kolektif mülkiyet altında olan ve iktisadi gücün devletleştirilmiş bulunduğu ülkelerdeki planlamayla karıştırılmaması gerekir. Örneğin eski Sovyetler Birliği ve Doğu bloku ülkelerinde, planlama demek, ekonominin doğrudan doğruya devlet tarafından yönetilmesi demekti: plan merkeziyetçi, emredici ve ayrıntılı bir biçimde bütün işletmelerin etkinliğini yönetirdi. Kapitalist ülkelerde ise, tersine, büyüme hedeflerine istikrar, tam istihdam ve sosyal adalet içinde erişebilmek için planlar, devletin elindeki bütün araçların (para ve kredi, kamu mâliyesi vb) uyumlu bir biçimde harekete geçirilmesinden başka bir amaç taşımazlar.
Komünist veya koyu sosyalist rejimlerde uygulanan planlamaya otoriter planlama adı verilir. Ayrıca ampirik ya da deneysel planlama vardır. Bunu iki biçimde anlayabiliriz:
1. devlet ya da iktisadi etkinlik kesimlerince toplanan bazı bilgilere dayanarak kısa ve orta vadeli iktisadi evrimin tahminini amaçlayan merkezi programlama (Belçika ya da Birleşik Krallık'ta olduğu gibi);
2. özel işletmeler ve kamu kuruluşları tarafından, genel iktisadi gelişmenin orta vadeli bir projeksiyonunu elde etmek ve böylece bu işletmelerle kuruluşların etkinliğini düzenlemek üzere uygulamaya konulan işlem ve tt.miklerin tümü (ABD ve Almanya'da olduğu gibi). Fransa, esnek ve hedef gösterici bir planlama sistemini, sosyalist ekonomiye sahip ülkeler dışında ilk uygulayan sanayileşmiş ülkedir.
*Planın uygulama araçları. Bu araçlardan bazısı doğrudan doğruya devletin nizami (inşaat ve şehircilikle ilgili mevzuat gibi) ya da mali (hazine ve bütçe kanalıyla) etkinliğiyle ilgilidir; devletin disiplin kurabilmesi ya da örnek gösterebilmesi için bunların ayrıntılı ve güçlü araçlar olması gerekir. Öteki bazı araçlarsa devlete, kendi dışındaki iktisadi karar birimlerinin (yerel kuruluşlar, işletmeler, aileler), kendi istekleriyle, plan tarafından belirlenen hedeflere uygun bir biçimde hareket etmelerini sağlayacak koşullan yaratma olanağı veren araçlardır: örneğin, işletmeleri daha fazla yatırım yapmaya ve toCTyatırımlan öncelikle özel bir yatırım çabası gösterilmesi öngörülen sanayi dallarına ve bölgelerine yapmaya özendirici araçlar. Ama, planın belirlediği politikanın uygulanıp uygulanmaması, ilgili bakana bağlıdır.
Devlet, özellikle, iktisadi ve sosyal gelişme fonları aracılığıyla, bir banka gibi etkili olur. Devletin bu müdahalesi, sübvansiyonlar (bazı çalışma kesimlerine uluslararası rekabet gücüne erişebilmeleri için yapılan yardımlar), mali avantajlar (meslek vergisinden bağışıklık ya da yeni donanımlar için istisnai amortisman gibi) ya da nihayet ve özellikle devlet tarafından verilen krediler sayesinde gerçekleşir. Bu etkinlikler, bütçeye bazı harcamalar yüklenmesine yol açtığından, bütçe tahsisatlarının plan politikası ve onun uygulanmasının esaslı bir bölümünü oluşturması çok doğaldır.
Planlama teşkilatı (Devlet), ulusal ların verimli bir biçimde kullanılması, kalkınmanın hızlandırılması, ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel planlama hizmetlerinin etkin, düzenli ve uyumlu bir şekilde görülmesi için uzun süreli kalkınma planlarıyla yıllık programlar hazırlamak, bunların uygulanmasını izlemek amacıyla kurulmuş, Başbakanlığa bağlı kuruluş.
1960 yılında kurulan Devlet planlama teşkilatı, 17 temmuz 1991 tarih ve 437 sayılı kanun hükmünde kararnameye göre, Planlama teşkilatı müsteşarlığı ile Yüksek planlama kurulu'ndan oluşur. Müsteşarlığın ana hizmet birimleri şunlardır: iktisadi planlama genel müdürlüğü, Sosyal planlama genel müdürlüğü, Kalkınmada öncelikli yöreler ve bölgesel kalkınma genel müdürlüğü, Koordinasyon genel müdürlüğü, Avrupa topluluğu ile ilişkiler genel müdürlüğü Devlet planlama teşkilatı kalkınma planı ile yıllık programları hazırlamak ve benzeri konularda çalışmalar yapmak üzere müsteşarın önerisi ve başbakanın onayı ile geçici olarak çeşitli çalışma grupları kurabilir.
Kaynak: Büyük Larousse
Planlar ve Planlama Çeşitleri
Şehir ve Bölge Planlama
Kariyer Planlama Süreci ve Sonrası
YORUMLAR