plebisit bir yönetici ya da hükümetin seçilmesi, bağımsızlık ya da bir başka devlete katılma sonucu alınması, iç politikaya ilişkin...
plebisit
bir yönetici ya da hükümetin seçilmesi, bağımsızlık ya da bir başka devlete katılma sonucu alınması, iç politikaya ilişkin bir sorunda tercihin belirlenmesi ve benzeri amaçlara yönelik olarak bir ülke ya da bölge halkının oyuna başvurulması. Plebisitte seçmenlerden, birbirine seçenek oluşturan siyasal programlar ya da tavsiyeler içinde bir seçim yapmaları değil, belli bir hükümet biçiminin ya da politikanın yasallığını onaylamaları ya da reddetmeleri istenir. Bu bakımdan plebisit daha demokratik bir kalite taşıyan halkoylamasmdan (referandum) değişik bir kalite taşır. Uygulamada bazı halkoylamalarmın plebisite dönüştüğü ya da halkoylamasıyla plebisitin iç içe geçmiş olduğu görülür. Hükümetler plebisiti çoğu zaman siyasal partiler şeklinde aracı kurumlan dönem dışı bırakarak direkt halka başvurmanın bir yolu olarak kullanır.
Kökeni Eski Roma'da pleb meclislerinin almış olduğu karar anlamındaki plebiscitum'a dayanan plebisit, Fransa'da 1789 Devrimi sonrasında, halk egemenliğinin bir ifadesi olarak görüldü ve yaygınlık kazanmıştır. Napoleon 1804'te düzenlenen bir plebisitle imparator oldu. Plebisit ulusal sorunların çözümünde de kullanıldı. Mesela 1935'teki plebisitte Saar, Fransa yerine Almanya'nın parçası olarak kalmayı yeğledi.
Plebisit, örgütlü ve partili muhalefeti etkisizleştirerek halk üstünde egemenlik kurma olanağını sağlamış olduğu için, iktidarlarını meşrulaştırmak isteyen totaliter rej imlerce de kullanılabilir. Mesela Hitler, gerek iktidara geliş sürecinde, gerekse iktidarını pekiştirme yolunda bu araçtan yararlanmıştır.
: Ana Britannica
BAKINIZ
Plebisit
Bir problem üstünde, yurttaşların "evet" ya da "hayır" biçiminde iradelerini belirtmeleri amacıyla meydana getirilen oylama. Temsilî demokrasiye karşı, direkt demokrasiyi destekleyenlerin savundukları bir yöntem olan plebisit, çeşitli ülkelerde azca çok değişik anlamlar taşır. Mesela Fransa'da belli kişiler için halkın eğilimini saptama amacı taşıyan oylama anlamına gelir. Buna karşılık İsviçre'de herhangi bir mevzuda hükümetçe alınan kararın halkoyuna sunulması anlamında kullanılır.
Bu tür plebisit referandumla eşanlamlıdır. Plebisit ilk kez Fransız Devrimi döneminde uygulandı. 1920'lerden ilkin ulusların hangi devlete bağlanacağının saptanması amacıyla da sık sık plebisite başvuruldu. Ondan sonra faşist rejimlerde liderler, aldıkları kararları, dolayısıyla kendilerini halka onaylatmak için ara sıra plebisitler yaptılar.
Bir problem üstünde, yurttaşların "evet" ya da "hayır" biçiminde iradelerini belirtmeleri amacıyla meydana getirilen oylama. Temsilî demokrasiye karşı, direkt demokrasiyi destekleyenlerin savundukları bir yöntem olan plebisit, çeşitli ülkelerde azca çok değişik anlamlar taşır. Mesela Fransa'da belli kişiler için halkın eğilimini saptama amacı taşıyan oylama anlamına gelir. Buna karşılık İsviçre'de herhangi bir mevzuda hükümetçe alınan kararın halkoyuna sunulması anlamında kullanılır.
Bu tür plebisit referandumla eşanlamlıdır. Plebisit ilk kez Fransız Devrimi döneminde uygulandı. 1920'lerden ilkin ulusların hangi devlete bağlanacağının saptanması amacıyla da sık sık plebisite başvuruldu. Ondan sonra faşist rejimlerde liderler, aldıkları kararları, dolayısıyla kendilerini halka onaylatmak için ara sıra plebisitler yaptılar.
MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
PLEBİSİT
a. (fr. plâbiscite).
1. iktidara gelen bir kişinin, yurttaşlarda, kendisine itimat bildirimi isteme yöntemi; bu itimat yoklaması, halkoylamasına sunulan bir metne “evet" ya da "hayır" yanıtının verilmesi biçiminde gerçekleşir. (Bk. ansikl. böl. Anayas. huk.)
2. İsviçre'de referandum kurumuna verilen ad.
—Rom. tar. Pleb meclisince kabul edilmesi sebebiyle, başlangıçta yalnız plebler için bir kıymet taşıyan bir tür Roma yasası. (Bk. ansikl. böl.)
—Uluslarar. huk. Bir halkın, bağlanmak istediği devleti seçmesine yarayan halkoylaması. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Anayas huk. Fransız devrimi'nden sonrasında meydana getirilen bazı hukuk işlemlerinin bilhassa anayasaların (1793, 1795, 1799, 1802 ya da 1804) halk tarafınca kabul edilmesi eylemine, daha sonraki yıllarda tarihçiler “plebisit" adını verdiler. Ondan sonra, bilhassa İkinci imparatorluk döneminde Fransa'da bu sözcük bugünkü anlamını almaya başladı. Louis Napolâon Bonaparte bazı fiil ve işlemlerini bu yolla halka kabul ettirme yolunu tuttu: 2 aralık 1851 hükümet darbesi, imparatorluğun tekrardan kurulması (21/22 kasım 1852) ve bir takım liberal reformlar (8 mayıs 1870). Böylece plebisit, otoriter rejimlerin (demokratik sezarcılıklar, faşizmler) elinde bir vasıta durumuna geldi .“Plebisit" sözcüğü, XX. yy.'da "referandum" teriminin karşıtı olarak tanımlanmaya başladı. Referandumdan değişik olarak artık burada, bir yasa metninin oylanmasından çok, bu şekilde bir metin vesilesiyle belli bir kişinin (yönetici durumuna gelmiş insanoğlunun) konumunun benimsenmesi ya da benimsenmemesi sözkonusudur. Bu yüzdendir ki, Fransa'da V. Cumhuriyet döneminde general de Gaulle'ûn uygulattığı referandumlardan, "plebisit-referandum" diye söz edilir. Aynı şekilde, devlet başkanlarının giderek artan bir oranda direkt doğruya halk tarafınca seçilmesi yöntemi de, bir plebisit niteliği kazanmaya başladı.
—Rom. tar. Plebisit, ilkin curiatus, arkasından centuriatus halk meclisleri tarafınca kabul edilen /ax'in karşısında yer alır. Başlangıçta corıcilia plebislerde (yasal niteliği olmayan pleb toplantılan) bir pleb tribunusunun önerisi üstüne oylanıp kabul edilen ve yalnız plebler için kıymet taşıyan bir metindi. Uzun bir savaşım sonunda plebler, lex Hortensia (İ.ö. 287) ile plebisitlerin yasalarla bir tutulmasını ve plebler şeklinde particiusa da uygulanmasını kabul ettirdiler IV. yy.'dan itibaren başlıca yasalar, plebisit biçiminde yapılmış oldu. Marius" tan başlayarak plebisit, gözü yükseklerde olanlar için, Senato'nun vermediği büyük komutanlıkların halk tarafınca verilmesini sağlamak aracı durumuna geldi. Son plebisitler, imparatorluk'un başlangıç sürecinin (İ.S. I. yy.) tarihini taşımaktadır.
—Uluslar, huk. Fransız devrimi'nden sonrasında 1792-1793 yıllarında benimsenen plebisit yöntemi, internasyonal hukuku ilgilendiren anlamıyla Napolöon III 1860'tan sonrasında Vittorio Emanuele II (Emilia, Toscana, Nice, Savoia vb.) tarafınca, hemen sonra da Versailles antlaşması çerçevesinde (Slesvig, Yukarı Silezya, Saarland vb.) tekrardan uygulamaya kondu. Bu bağlamda plebisit, toprak devredilmesi için başvurulması mecburi bir yöntem olarak ortaya çıktı. Sadece bunun yerine başka onay şekillerinin uygulanması, mesela bir meclisin ya da temsilcilik niteliği olan bir siyasal kurulun buna karar verebilmesi de mümkündür. 1946 ve 1958 transız anayasaları, toprağın bir başka ülkeye devredilmesi değişimi ya da eklenmesi durumlarında plebisiti mecburi saydılar. Birleşmiş milletler örgütü de bu ilkeyi benimsedi ve bunun usulüne uygun şekilde uygulanmasını üstlendi. BMO 1970'ten bu yana, yalnız sömürgecilikten çıkma durumlarında bu yönteme gidilebileceğini kabul etmektedir (Komor adaları, İspanyol Sahrası, Doğu Timor, Cibuti, vb.).
a. (fr. plâbiscite).
1. iktidara gelen bir kişinin, yurttaşlarda, kendisine itimat bildirimi isteme yöntemi; bu itimat yoklaması, halkoylamasına sunulan bir metne “evet" ya da "hayır" yanıtının verilmesi biçiminde gerçekleşir. (Bk. ansikl. böl. Anayas. huk.)
2. İsviçre'de referandum kurumuna verilen ad.
—Rom. tar. Pleb meclisince kabul edilmesi sebebiyle, başlangıçta yalnız plebler için bir kıymet taşıyan bir tür Roma yasası. (Bk. ansikl. böl.)
—Uluslarar. huk. Bir halkın, bağlanmak istediği devleti seçmesine yarayan halkoylaması. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Anayas huk. Fransız devrimi'nden sonrasında meydana getirilen bazı hukuk işlemlerinin bilhassa anayasaların (1793, 1795, 1799, 1802 ya da 1804) halk tarafınca kabul edilmesi eylemine, daha sonraki yıllarda tarihçiler “plebisit" adını verdiler. Ondan sonra, bilhassa İkinci imparatorluk döneminde Fransa'da bu sözcük bugünkü anlamını almaya başladı. Louis Napolâon Bonaparte bazı fiil ve işlemlerini bu yolla halka kabul ettirme yolunu tuttu: 2 aralık 1851 hükümet darbesi, imparatorluğun tekrardan kurulması (21/22 kasım 1852) ve bir takım liberal reformlar (8 mayıs 1870). Böylece plebisit, otoriter rejimlerin (demokratik sezarcılıklar, faşizmler) elinde bir vasıta durumuna geldi .“Plebisit" sözcüğü, XX. yy.'da "referandum" teriminin karşıtı olarak tanımlanmaya başladı. Referandumdan değişik olarak artık burada, bir yasa metninin oylanmasından çok, bu şekilde bir metin vesilesiyle belli bir kişinin (yönetici durumuna gelmiş insanoğlunun) konumunun benimsenmesi ya da benimsenmemesi sözkonusudur. Bu yüzdendir ki, Fransa'da V. Cumhuriyet döneminde general de Gaulle'ûn uygulattığı referandumlardan, "plebisit-referandum" diye söz edilir. Aynı şekilde, devlet başkanlarının giderek artan bir oranda direkt doğruya halk tarafınca seçilmesi yöntemi de, bir plebisit niteliği kazanmaya başladı.
—Rom. tar. Plebisit, ilkin curiatus, arkasından centuriatus halk meclisleri tarafınca kabul edilen /ax'in karşısında yer alır. Başlangıçta corıcilia plebislerde (yasal niteliği olmayan pleb toplantılan) bir pleb tribunusunun önerisi üstüne oylanıp kabul edilen ve yalnız plebler için kıymet taşıyan bir metindi. Uzun bir savaşım sonunda plebler, lex Hortensia (İ.ö. 287) ile plebisitlerin yasalarla bir tutulmasını ve plebler şeklinde particiusa da uygulanmasını kabul ettirdiler IV. yy.'dan itibaren başlıca yasalar, plebisit biçiminde yapılmış oldu. Marius" tan başlayarak plebisit, gözü yükseklerde olanlar için, Senato'nun vermediği büyük komutanlıkların halk tarafınca verilmesini sağlamak aracı durumuna geldi. Son plebisitler, imparatorluk'un başlangıç sürecinin (İ.S. I. yy.) tarihini taşımaktadır.
—Uluslar, huk. Fransız devrimi'nden sonrasında 1792-1793 yıllarında benimsenen plebisit yöntemi, internasyonal hukuku ilgilendiren anlamıyla Napolöon III 1860'tan sonrasında Vittorio Emanuele II (Emilia, Toscana, Nice, Savoia vb.) tarafınca, hemen sonra da Versailles antlaşması çerçevesinde (Slesvig, Yukarı Silezya, Saarland vb.) tekrardan uygulamaya kondu. Bu bağlamda plebisit, toprak devredilmesi için başvurulması mecburi bir yöntem olarak ortaya çıktı. Sadece bunun yerine başka onay şekillerinin uygulanması, mesela bir meclisin ya da temsilcilik niteliği olan bir siyasal kurulun buna karar verebilmesi de mümkündür. 1946 ve 1958 transız anayasaları, toprağın bir başka ülkeye devredilmesi değişimi ya da eklenmesi durumlarında plebisiti mecburi saydılar. Birleşmiş milletler örgütü de bu ilkeyi benimsedi ve bunun usulüne uygun şekilde uygulanmasını üstlendi. BMO 1970'ten bu yana, yalnız sömürgecilikten çıkma durumlarında bu yönteme gidilebileceğini kabul etmektedir (Komor adaları, İspanyol Sahrası, Doğu Timor, Cibuti, vb.).
Kaynak: Büyük Larousse
plebisit
isim, hukuk Fransızca plébiscite
1 . Devletler hukukunda bir ulusun hangi devlete bağlanacağıyla ilgili oylama.
2 . Bir kimse ya da bir problem için halkın pozitif yönde ya da negatif kanısının belirmesi amacıyla meydana getirilen oylama, halk oylaması, halk oyu.
isim, hukuk Fransızca plébiscite
1 . Devletler hukukunda bir ulusun hangi devlete bağlanacağıyla ilgili oylama.
2 . Bir kimse ya da bir problem için halkın pozitif yönde ya da negatif kanısının belirmesi amacıyla meydana getirilen oylama, halk oylaması, halk oyu.
plebisit ingilizcesi
- -ti plebiscite.
YORUMLAR