PRAGMACILIK a. (yun. pragma, nesne, olay'dan). 1. Fels. Gerçekten iş görme, pratik olarak başarıya ulaşma olgusunu hakikatin ölç...
PRAGMACILIK a. (yun. pragma, nesne, olay'dan).
1. Fels. Gerçekten iş görme, pratik olarak başarıya ulaşma olgusunu hakikatin ölçütü olarak kabul eden öğreti.
2. Her duruma uyan, pratik eyleme yönelen kimsenin tutumu; gerçekçilik.
*ANSİKL. Fels. Ocak 1879'da Revue philosophique'te Charles S. Peirce'in “Düşüncelerimizi nasıl açık bir duruma getirebiliriz?" başlıklı bir makalesi yayımlandı. Bilginin etkinlik hizmetinde olması gerektiği kuramı ilk kez olarak bu makalede açıklandı. Bununla birlikte "pragmacılık" sözcüğünün kendisi, Peirce'in bu makalesinde yer almıyordu. Bu sözcüğü ancak 1898'de VVİlliam James'in kullandığı sanılmaktadır. Ancak W. James'e göre pragmacılık, başarıya bağlı bir hakikat kuramı ya da daha açıkçası yalnız doğruluğu kabul eden bir kuramdı. Bu da pragmacılığın deneyciliğe benzemesine yol açıyordu. James şöyle yazar: “Pragmacılığın simgelediği davranış, deneycilerin davranışı olduğu için uzun zamandan beri iyi bilinen bir davranıştır" (Pragmacılık [Pragmatistin], 2. ders). Böyle olduğu için pragmacılar, akılcıların eleştirisine uğruyorlardı. "Pragmacılık olguların uzağında rahatsızlık duyar, oysa akılcılık ancak soyutlamalar karşısında rahat eder. Bir pragmacı hakikatlerden (çoğul olarak) söz ettiğinde, onları yararlı ve doyumcu olarak nitelendiğinde; hakikatlerin nasıl bir başarıyla "iş gördükleri", vb. üzerinde durduğunda, böyle bir dil akılcı bir kafaya hakikat konusunda bayağı ve düzmece bir konuşma gibi gelir" (ay. ypt.). Pragmacılık, anglosakson dünyasında büyük bir ilgi gördü.
Peirce tarafından savunulan pragmacılık görüşü, bilimlerin deneysel yöntemi ile gerçek arasındaki bağıntıları kavramak, yani bir yasa ya da bir kuramın pratik uygulamalarındaki geçerliliğini doğrulamak ereğini güdüyordu. James'teyse bu görüş, hakikati yararlı olanla tastamam örtüş- türen bir tanıma indirgeyerek, daha çok eylem psikolojisine yönelik bir biçim kazandı.
1. Fels. Gerçekten iş görme, pratik olarak başarıya ulaşma olgusunu hakikatin ölçütü olarak kabul eden öğreti.
2. Her duruma uyan, pratik eyleme yönelen kimsenin tutumu; gerçekçilik.
*ANSİKL. Fels. Ocak 1879'da Revue philosophique'te Charles S. Peirce'in “Düşüncelerimizi nasıl açık bir duruma getirebiliriz?" başlıklı bir makalesi yayımlandı. Bilginin etkinlik hizmetinde olması gerektiği kuramı ilk kez olarak bu makalede açıklandı. Bununla birlikte "pragmacılık" sözcüğünün kendisi, Peirce'in bu makalesinde yer almıyordu. Bu sözcüğü ancak 1898'de VVİlliam James'in kullandığı sanılmaktadır. Ancak W. James'e göre pragmacılık, başarıya bağlı bir hakikat kuramı ya da daha açıkçası yalnız doğruluğu kabul eden bir kuramdı. Bu da pragmacılığın deneyciliğe benzemesine yol açıyordu. James şöyle yazar: “Pragmacılığın simgelediği davranış, deneycilerin davranışı olduğu için uzun zamandan beri iyi bilinen bir davranıştır" (Pragmacılık [Pragmatistin], 2. ders). Böyle olduğu için pragmacılar, akılcıların eleştirisine uğruyorlardı. "Pragmacılık olguların uzağında rahatsızlık duyar, oysa akılcılık ancak soyutlamalar karşısında rahat eder. Bir pragmacı hakikatlerden (çoğul olarak) söz ettiğinde, onları yararlı ve doyumcu olarak nitelendiğinde; hakikatlerin nasıl bir başarıyla "iş gördükleri", vb. üzerinde durduğunda, böyle bir dil akılcı bir kafaya hakikat konusunda bayağı ve düzmece bir konuşma gibi gelir" (ay. ypt.). Pragmacılık, anglosakson dünyasında büyük bir ilgi gördü.
Peirce tarafından savunulan pragmacılık görüşü, bilimlerin deneysel yöntemi ile gerçek arasındaki bağıntıları kavramak, yani bir yasa ya da bir kuramın pratik uygulamalarındaki geçerliliğini doğrulamak ereğini güdüyordu. James'teyse bu görüş, hakikati yararlı olanla tastamam örtüş- türen bir tanıma indirgeyerek, daha çok eylem psikolojisine yönelik bir biçim kazandı.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR