RAZI sıf. (ar. razı). 1. isteyen, kabul eden, karşı çıkmayan (yüklem olarak kullanılır): Ben kalmaya çoktan razıydım, fakat izin ve...
RAZI sıf. (ar. razı).
1. isteyen, kabul eden, karşı çıkmayan (yüklem olarak kullanılır): Ben kalmaya çoktan razıydım, fakat izin vermediler. Görmemeye razıyım, iyi bulunduğunu bileyim yeter. Bu paraya razı mısın?
2. (Bir kimseyi) [bir şeye] razı etmek, ona bir şeyi kabul ettirmek: Söyleye söyleye onu tatile çıkmaya razı etti. || Razı gelmek, uygun bulmak, "peki†demek (tkz.): Babam razı gelirse ortak oluruz. || Razı olmak, bir şeyi beğenmek, uygun bulmak, benimseyip kabul etmek, ona ses çıkarmamak.
1. isteyen, kabul eden, karşı çıkmayan (yüklem olarak kullanılır): Ben kalmaya çoktan razıydım, fakat izin vermediler. Görmemeye razıyım, iyi bulunduğunu bileyim yeter. Bu paraya razı mısın?
2. (Bir kimseyi) [bir şeye] razı etmek, ona bir şeyi kabul ettirmek: Söyleye söyleye onu tatile çıkmaya razı etti. || Razı gelmek, uygun bulmak, "peki†demek (tkz.): Babam razı gelirse ortak oluruz. || Razı olmak, bir şeyi beğenmek, uygun bulmak, benimseyip kabul etmek, ona ses çıkarmamak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR