saba ( I ) isim, meteoroloji (saba: ) Arapça ¹abÂ¥ Sabah yeli. Birleşik Sözler saba rüzgârı badısaba saba (II) isim, müzik (...
saba ( I )
isim, meteoroloji (saba: ) Arapça ¹abÂ¥
Sabah yeli.
Birleşik Sözler
saba rüzgârı
badısaba
saba (II)
isim, müzik (saba: ) Arapça ¹abÂ¥
Klasik Türk müziğinde bir birleşik makam.
Saba Tümer
Ziya Osman Saba
Saba Adası (Saba Adası Hakkında)
SABA a. (ar. saba), Esk.
1. Gündoğusundan esen hafif ve tatlı rüzgâr: "Saba, büyük bir mevlevinin dualar, vecitler, sırlar içinde tapınan ruhunu terennüm ediyordu" (H. E. Adıvar).
2. Saba-beraber, saba rüzgârı gibi hafif ve tatlı. || Saba-reftar, saba yürüyüşlü; hafif ve tatlı esişli. || Bâd-ı saba * BÂD.
*Ed. Bahar mevsiminde esen rüzgâr. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Güzel kokuların vatanı Çin, Maçın, Hıta gibi ülkelerden estiği kabul edilir. İnanışa göre sevgilinin saçları arasında dolaşır, onları dağıtır; güzel kokusunu yayar; âşığın gözüne sürme olmak üzere, sevgilinin bastığı yerin tozunu getirir; bu nitelikleriyle haberci sayılır: "Saba, kuyunda dildârın nedir üftadeler hali / Bizim yerden gelirsen bir haber ver âşiyanlar- dan" (Ey bahar rüzgârı, sevgilinin diyarında, âşıkların, düşkünlerin hali nedir? Bizim yerlerden geliyorsan, dostlardan bir haber ver) [Fuzuli], Sevgilinin yaşadığı ülkeden gelen tüccardır. Estiği zaman güzel kokulu çiçekler açar: "Bahar mevsimidir hemdem-i saba olalım / Gül ile dost kokusuna âşinâ olalım" (Bahar mevsimidir, saba rüzgârının arkadaşı olalım. Gül ile dost, kokusuyla tanışık olalım.) [Necati]
1. Gündoğusundan esen hafif ve tatlı rüzgâr: "Saba, büyük bir mevlevinin dualar, vecitler, sırlar içinde tapınan ruhunu terennüm ediyordu" (H. E. Adıvar).
2. Saba-beraber, saba rüzgârı gibi hafif ve tatlı. || Saba-reftar, saba yürüyüşlü; hafif ve tatlı esişli. || Bâd-ı saba * BÂD.
*Ed. Bahar mevsiminde esen rüzgâr. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Güzel kokuların vatanı Çin, Maçın, Hıta gibi ülkelerden estiği kabul edilir. İnanışa göre sevgilinin saçları arasında dolaşır, onları dağıtır; güzel kokusunu yayar; âşığın gözüne sürme olmak üzere, sevgilinin bastığı yerin tozunu getirir; bu nitelikleriyle haberci sayılır: "Saba, kuyunda dildârın nedir üftadeler hali / Bizim yerden gelirsen bir haber ver âşiyanlar- dan" (Ey bahar rüzgârı, sevgilinin diyarında, âşıkların, düşkünlerin hali nedir? Bizim yerlerden geliyorsan, dostlardan bir haber ver) [Fuzuli], Sevgilinin yaşadığı ülkeden gelen tüccardır. Estiği zaman güzel kokulu çiçekler açar: "Bahar mevsimidir hemdem-i saba olalım / Gül ile dost kokusuna âşinâ olalım" (Bahar mevsimidir, saba rüzgârının arkadaşı olalım. Gül ile dost, kokusuyla tanışık olalım.) [Necati]
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR