SAÇMAK g. f. 1. Şeyleri (bir yere, ortalığa) saçmak, onları şuraya buraya, rasgele atmak; savurmak, dağıtmak, dökmek: Elindeki kâğı...
SAÇMAK g. f.
1. Şeyleri (bir yere, ortalığa) saçmak, onları şuraya buraya, rasgele atmak; savurmak, dağıtmak, dökmek: Elindeki kâğıtları ortalığa saçmak.
2. Bir şey saçmak, bir şeyden söz ederken, ışık, ısı, duman vb. püskürtmek, yaymak: Güneş etrafa ışıklar saçıyordu.
3. Bir şey (soyut) saçmak, yaygın bir duruma getirmek, yoğun bir halde yaymak: Çevresine fenalık, fesat saçmak. Ölüm saçan silahlar.
4. Para saçmak, parayı savurganca harcamak.
5. Saçıp savurmak, parasını düşünüp taşınmadan gereksizce harcamak: Eline geçeni bu şekilde saçıp savurursan ileride perişan olursun.
* saçılmak dönşl. f.
1. -açilip SAÇILMAK.
2. Saçılıp dökülmek, gereğinden ya da kaldırabileceğinden fazla harcamak; içinden geçen her şeyi söylemek.
* saçılmak edilg. f. (Bir yere) saçılmak, şeylerden söz.ederken, her tarafa dağılmış, yayılmış olmak: Kutu düştü ve şekerler yere saçıldı.
1. Şeyleri (bir yere, ortalığa) saçmak, onları şuraya buraya, rasgele atmak; savurmak, dağıtmak, dökmek: Elindeki kâğıtları ortalığa saçmak.
2. Bir şey saçmak, bir şeyden söz ederken, ışık, ısı, duman vb. püskürtmek, yaymak: Güneş etrafa ışıklar saçıyordu.
3. Bir şey (soyut) saçmak, yaygın bir duruma getirmek, yoğun bir halde yaymak: Çevresine fenalık, fesat saçmak. Ölüm saçan silahlar.
4. Para saçmak, parayı savurganca harcamak.
5. Saçıp savurmak, parasını düşünüp taşınmadan gereksizce harcamak: Eline geçeni bu şekilde saçıp savurursan ileride perişan olursun.
* saçılmak dönşl. f.
1. -açilip SAÇILMAK.
2. Saçılıp dökülmek, gereğinden ya da kaldırabileceğinden fazla harcamak; içinden geçen her şeyi söylemek.
* saçılmak edilg. f. (Bir yere) saçılmak, şeylerden söz.ederken, her tarafa dağılmış, yayılmış olmak: Kutu düştü ve şekerler yere saçıldı.
Kaynak: Büyük Larousse
Dehşet Saçmak Nedir?
YORUMLAR