Güzel bir yaşamın anahtarı sağlıklı yaşamdır. Peki sağlıklı bir yaşam için nelere dikkat etmeli ve sağlığımızı korumak için neler yapmalıyız...
Güzel bir yaşamın anahtarı sağlıklı yaşamdır. Peki sağlıklı bir yaşam için nelere dikkat etmeli ve sağlığımızı korumak için neler yapmalıyız?
İlk şart temizliktir. Mikroplardan kendimizi ancak buna dikkat etmekle koruyabiliriz. Vücudumuza karşı görevlerimizi, vücudumuza nasıl bakmamız gerektiğini kısaca inceleyelim.
Eskiden, sağlıkla ilgili konular kulaktan dolma, gelişigüzel öğrenilirdi. Bugün ise, bu işle tıp denilen bilim kolu uğraşıyor. Sağlık bilgisi bize hayatımızı, sağlığımızı korumamız için gerekli bilgileri öğretir. İnsan birçok bilgilerden uzak yaşayabilir ama, sağlık kuralları üzerinde bilgisi olmazsa hayatı her zaman tehlikeye düşebilir.
SAĞLIĞIN İLK ŞARTI: TEMİZLİK
Sağlık bilgisi hekimliğin bir koludur; sağlığımızı korumak için neler yapmamız, neler yapmamamız gerektiğini bize öğretir. Mikroplar bilinmeden önce, insanların sağlık üzerindeki bilgileri pek azdı. Hekimlik ilerleyip de çeşitli mikroplar öğrenilince, sağlık bilgimiz genişledi. Bugün birçok hastalıklara karşı korunmanın her şeyden önce temizlikle başladığını hepimiz biliriz.
Temizlik olmadıkça, sağlığımızı koruyanlayız. Birçok hastalıklardan, özellikle ağız, burun yoluyla vücuda giren mikroplardan korunmanın ilk şartı temizliktir.
Her gün olmasa bile, sık sık tüm vücudun temizliğini yapmalıyız. Ayrıca, sağlığımızı korumak istiyorsak, yemeklerden önce ellerimizi, yüzümüzü, yemeklerden sonra da dişlerimizi yıkamaya dikkat etmeliyiz. Böylece, birçok ateşli, bulaşıcı hastalıktan korunabileceğimiz gibi, dişlerimizin çürümesini de önlemiş oluruz.
UYKU DA ÇOK ÖNEMLİ
Sağlıkta uykunun da büyük bir önemi vardır. Erişkinler en az günde 7-8 saat uyumahdırlar. Yaşlılar biraz daha az uyuyabüirler. Çocukların uyku ihtiyacı ise çok daha büyüktür. Erken yatıp erken kalkmanın yararlarım hepimiz biliriz. Ancak, yatmadan önce tıka basa yemek yememeye, sabah kalkarken de birden yataktan fırlamamaya dikkat etmeliyiz. Sabahlan birkaç beden eğitimi hareketi yapmak vücudumuz için çok yararlıdır.
YİYECEK, İÇECEK ÜZERİNE NELER BİLMELİYİZ?
Yemek konusuna geünce; yemeklerimizi zamanında, ölçülü oranda yemeye dikkat etmeliyiz. Acı, çok baharatlı yiyecekler vücudumuz için zararlıdır. Bunun gibi, yemeklerimizin içinde yeteri kadar albümin, şekerli maddeler, yağlar, vitaminler, madensel tuzlar bulunmasına da dikkat etmeliyiz.
Yemeklerimizi iyi çiğneyerek, yavaş yavaş yememiz gerekir. Yemekten sonra hemen çalışmak, banyo yapmak, denize girmek, aşırı beden hareketi yapmak zararlıdır.
En iyi içecek, hiç kuşku yok ki, sudur. Çay, kahve, gazoz, asitli içecekler, çok içilirse, vücuda zararlıdır.
Yaşadığımız yerlerin, evlerimizin, o-kullarımızın, iş yerlerimizin de sağlığımız bakımından türlü etkileri vardır. Havasız, daracık yerlerde yaşamak sağlık bakımından çok sakıncalıdır.
VÜCUDUMUZ SAĞLIĞIMIZIN AYNASIDIR
Hasta mı, sağlam mı olduğumuz çok kez görünüşümüzden anlaşılır. Sağlam bir insanın yüzü renkli, gözleri, saçları parlak, neşesi yerinde olur; vücudundan sağlık, canlılık fışkırır. Hasta bir insanda ise, hastalığın çeşidine göre, türlü belirtiler görülür: ateş, titreme,» ter, nabızda, solunumda düzensizlikler, iştahsızlık, çarpıntı, çeşitli ağrılar, sancılar, deride döküntüler, yaralar, akıntılar, yanmalar, uykusuzluk, ya da aşırı uyku, yorgunluk, baş dönmesi, şişkinlik, kusma, bulantı gibi.
ATEŞİNİZE DİKKATİ
Sağlığın bozulduğunu gösteren en ö-nemli belirtilerden biri de «ateş» dediğimiz vücut sıcaklığının değişmesidir. Sağlam bir insanın ateşi 36 – 37 derece arasındadır. 37’nin üzerine çıkarsa, vücutta mikroplu bir hastalık var demektir. Kimi vakit de, ateş 36 derecenin altına düşer ki bu da hastalık belirtisi sayılır. Yavaş yavaş yükselip, 3-4 hafta sonra, gene yavaş yavaş inen ateşler de vardır. Bu gibi durumlarda, tifo ile benzeri hastalıklar akla gelir. Birden yükselip, bir süre yüksek kaldıktan sonra, çok kez gene birdenbire düşen ateşler ise, daha çok zatürree gibi hastalıklarda görülür. Belli aralıklarla, sık sık gelen ateşler sıtmayı düşündürebilir.
HASTALIK BELİRTİLERİ
Hastalıkların öbür belirtileri de, hastalığın çeşidini tanıma bakımından, hekime çok kez yol gösterici olurlar. Örneğin, öksürük, ağızdan kan gelmesi vereme, kusma, bulantı, sağ kasıkta ağrı apandisite, belde ağrı ile idrardan kan gelmesi böbrek kumuna, ya da böbrek taşına işaret sayılır. Bunun gibi, çok idrar çıkaran, çok yiyen, çok su içen kimselerde şeker hastalığı aramak gerekir. Rahat yatamayan, çabuk yorulan, nefes darlığı çeken, dudaklarında, tırnaklarında morartılar olan kimselerde de kalp yetersizliği akla gelir.
BAŞAĞRISI NEDEN İLERİ GELİR?
Ağrılar da birçok hastalıkları bize haber verirler. Başağrısı hemen bütün a-teşli hastalıklarda görülür. Ayrıca, havasız kalmaktan, gözleri yormaktan dolayı da başınız ağrır. Sürekli başağrı-ları menenjit gibi ağır hastalıkların işareti sayılabilir. Bunun dışında, çürük dişler, sinüzit, bademcik iltihabı, apandisit, sindirim bozuklukları, tansiyon yüksekliği, ya da düşüklüğü, göz hastalıklarında da başağrıları görülür. Bir de migren denilen yarım başağrısı vardır. Nedeni kesinlikle bilinmeyen bu hastalıkta, genellikle başın yalnız bir yanı ağrır.
KARIN AĞRISI
Karın ağrılarının da çeşitli nedenleri vardır. Genellikle sindirim bozukluğu karın ağrısı yapar. Yaygın karın ağaları fıtık, sindirim bozukluğu, apandisit, barsak tıkanması, safrakesesi, ya da böbrek hastalıkları ile zehirlenmelerde görülür. Ayrıca, birtakım kalp yetersizlikleri ile, zatürree gibi göğüs hastalıklarında da karın ağrısı vardır.
Sağlığımızın bozulduğunu gösteren bu belirtilerden herhangi birini görünce, hemen hekime baş vurmalı, hastalığı kendi kendimize tedavi etmeye kalkışmamalıyız. Unutmamalı ki, yanlış alınan bir ilâç yeni bir hastalığa, hattâ ölüme bile yol açabilir.
YORUMLAR