Sıhhatli kişi âRuh ve Bedenâ bütünlüğünü dengeleyebilen ve topluma yansıtabilen bireydir. Sıhhatli bir toplumun oluşmasında kuşkusuz sıh...
Sıhhatli kişi âRuh ve Bedenâ bütünlüğünü dengeleyebilen ve topluma yansıtabilen bireydir.
Sıhhatli bir toplumun oluşmasında kuşkusuz sıhhatli bireylerin görevi kaçınılmazdır. Ruhsal bakımdan sıhhatli bireyler,topluma sıhhatli insanoğlu kazandırır.ve böylelikle sıhhatli bir cemiyet meydana gelir.
Kişinin sağlığının geniş kapsamlı olarak toplumu ilgilendiren yönü, âAkıl Sağlığıâdır. Akıl sağlığının toplumsal yansımaları bir takım bilhassa gözlenebilir:
İnsanlara ümit veren yaratıcılık niteliklerini harekete geçiren ve zenginleştiren bir hayal hayatına haiz olmak.
Sevme ve sevilmeyi yaşam şekli haline getirme uğraşı.
Değişimi ve gelişmeyi korkusuzca benimseme gücü.
Korkuyu mantıklı bir fikir sisteminden geçirerek pozitif yönde yaklaşımla karşılayabilme. Vakalara karşı en fena senaryolardan etkilenmeden risk alabilme kabiliyetinin geliştirilmesi.*
Vakalara karşı duygusal tepki yanında, yaşama sevinç katan davranış belirtilerinin olması. Gerçeklerle bağlantıyı koparmadan yaşam mücadelesi.
Toplumsal bir yaranın tedavisi için uğraş gösterme yaklaşımını sergileme.
Kendi hatasını ve başkasının hatasını söyleyebilme sorumluluğu ve kendini tanıma bilinci. Kendini ifade edebilme özgürlüğünü kullanma özgürlüğünün yansıtılması.
Kendisi benzer biçimde başka bireylerin de yaşamsal ihtiyaçlarının bulunduğunu ölçü alan hak bilinci. Günümüzde toplumsal bir kesit aldığımızda, sağlıksız toplumun dibe vurmuş emareleriyle karşılaşmamız kaçınılmaz görünüyor.
Karademir ailesinin dört çocuğundan birisi olan âÜmmü bebekâ açlıktan evinde ölmüş. Aynı gün bir ilimizde köyde meydana getirilen düğünde, ikiyüz koyun kesilerek misafirlere ikram edilmiş.
Aynı günün gecesinde bir sahne sanatçısının ayaklarına altınlar saçılabilmiş. Toplumun kaderine yön verecek yasaları çıkaranlar, âİçimize sinmediâ sözünü kullanabilmişler.
Bireyler arası politik mücadeleler, halkın bir kesimini temsil edenlerin bazında âKaranlıkâ nitelemesiyle yansıtılabilmiş.
Bunlara benzer akıl ve ilim dışı yaklaşımların listesini sıralamak ve uzatmak mümkün. Bir asıra yakın vakit dilimi içinde, Osmanlı’nın gerileme sürecinin komplikasyonlarını konuşmaktan üç jenerasyonun yenilenme eksikliğine sebep olan hatalar, günümüzde gene eskileri tartışmakla diri tutulmaya çalışılmaktadır.
Bu millet bu konuyu hak etmiyor.
Milletin hak etmiş olduğu, demokrasinin gelişme sürecinde önündeki engeller kaldırılarak sıhhatli cemiyet düzeyine ulaşmaktır.
*OXFORD-COLLIER-1989
YORUMLAR