Saltanat ne zaman kaldırılmıştır?

Saltanatın kaldırılması, saltanatın kaldırılış zamanı nedir? Saltanat ne vakit kaldırıldı? Alıntı Konuk lütfen bir tek ...

Saltanatın kaldırılması, saltanatın kaldırılış zamanı nedir?

Saltanat ne vakit kaldırıldı?

Alıntı
Konuk

lütfen bir tek saltanatın kaldırıldığı zamanı açıklayın..


Alıntı
Konuk

saltanat hangi tarihte kaldırılmıştır?

Mustafa Kemal Atatürk Devrimleri - Saltanatın Kaldırılması

Osmanlı Devleti'nin her döneminde yargı devam eden saltanata artık bir son verilmeliydi. İşte TBMM'nin açılması ile başlamış olan bu yeni dönemde, bu mevzu değerlendiriliyor ve 1 Kasım 1922 tarihinde kabul edilen kanunla Saltanat kaldırılmış, halifelikte tamamen saltanattan ayrılmıştır. Atılan bu mühim adım, Osmanlı Devleti'nin hukuki olarak sona erdiği manasına gelmekteydi. Meydana getirilen bu büyük inkılap yardımıyla uluslar arası yapılacak antlaşmalarda artık Osmanlı Devleti olmayacaktı.





20 Ocak 1921'de kabul edilen anayasa ile egemenliğin artık millete ilişkin olduğu belirtilmişse de, o dönemde Kurtuluş Savaşı'nın devam etmesi sebebi ile saltanatın kaldırılabilmesi için şartlar hemen hemen olgunlaşmamıştı.


Mustafa Kemal Atatürk saltanatın kaldırılması ve Türk milletinin geleceği için yapmış olduğu çalışmalarda istediği hedeflere tek tek ulaşıyordu. Mecliste yapmış olduğu konuşmada milletin kendi gayretleriyle bağımsızlığını kazandığını bu yüzden saltanatın kaldırılması icap ettiğini savunuyordu. Esasen Osmanlı devletinden kalma saltanatın devamı ulusal mücadelenin de ruhuna ters bir hal teşkil ediyordu. 1 Kasım 1922'de Saltanat kaldırılmış sadece halifelik makamı halen devam etmekteydi ve bu makama Osmanlı sülalesinden Abdülmecit Efendi TBMM sonucu ile getirilmişti.



Sebep: İç başlık ve sual düzeni!!






  • Kapitülasyonlar niçin kaldırılmıştır?


  • Saltanat Nedir?


  • Ulusal bayramlarımız ve tarihleri nedir? Saltanat ne vakit kaldırıldı?



Saltanatın kaldırılması


Mustafa Kemal Atatürk Devrimleri





Siyasal

Saltanatın Kaldırılması

Cumhuriyetin İlanı

Halifeliğin Kaldırılması

Toplumsal

Bayanların Seçme ve Seçilme Hakkı

Şapka Kanunu

Tekke, Zâviye ve Türbelerin Kapatılması

Soyadı Kanunu

Lâkap ve Unvanların Kaldırılması

Internasyonal Ölçülerin Kabulü

Eğitim ve kültür

Öğretimin Birleştirilmesi

Harf Devrimi

Köy Enstitüleri

Türk Dil ve Türk Tarih Kurumlarının Kurulması

üniversite Öğreniminin Düzenlenmesi

Güzel Sanatlarda Yenilikler

Iktisat

Aşarın Kaldırılması

Çiftçinin Özendirilmesi

Toprak Reformu

Örnek Çiftliklerin Kurulması

Endüstri Teşvik Kanunu

I. ve II. Kalkınma Planları

Hukuk

Mecellenin Kaldırılması

Çağdaş Kanun

Saltanatın Lağvı ya da Padişahlığın Kaldırılması, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1 Kasım 1922'de kabul etmiş olduğu "Osmanlı İmparatorluğunun münkariz olduğuna dair" 308 numaralı kararname ile gerçekleşmiştir. Kararname, ilga hükmünü geriye yürüterek "İstanbul'daki şekl-i hükümetin 16 Mart 1336 [1920]'de tarihe intikal ettiğini" bildirmiştir. [1]Aynı gün alınan bir başka Meclis kararıyla 1 ve 2 Kasım günleri ulusal bayram duyuru edilmiştir.

Kararnamenin ilanından sonrasında sadrazam Tevfik Paşa başkanlığında 4 Kasım günü son toplantısını icra eden Osmanlı hükümeti istifasını padişaha sunmuştur. 5 Kasım'da Ankara hükümetinin İstanbul'daki temsilcisi Refet Paşa (Bele) tüm bakanlık müsteşarlarını Divanyolu'ndaki Doğu Mahfili'nde biriktirerek her türlü faaliyete son vermelerini bildiri etmiştir. 7 Kasım'da Babıali'deki başbakanlık dairesi resmen boşaltılmış ve Osmanlı Devleti'nin resmi gazetesi olan Takvim-i Vekayi'nin yayınına son verilmiştir.

Şeklen "halife" ünvanını korumuş olan VI. Mehmet Vahidettin 10 Kasım'da son Cuma selamlığına katılmış, sadece yaşamına ve özgürlüğüne yönelik tehditleri gerekçe göstererek 17 Kasım sabahı Boğaziçi'nde demirli bulunan İngiliz zırhlısı Malaya'ya sığınmıştır. Bunun üstüne 19 Kasım'da TBMM, veliaht Abdülmecit Efendi'yi halife duyuru etmiştir. 3 Mart 1924'te çıkarılan bir kanunla halifelik de lağvedilmiş ve tüm Osmanlı hanedanı mensupları yurt dışına çıkarılmıştır.









Saltanatın Kaldırılması

Mudanya Mütarekesi'nden sonrasında, Lozan Sulh Konferansı için hazırlıklar başlayınca, Osmanlı Hükümeti, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti yanında konferansa katılmak arzusunda bulunduğunu bildirdi. İtilaf Devletleri'nin, hala İstanbul'da bir hükümet tanımak ve onu da Türkiye ile beraber konferansa çağırmak istemeleri ve bu hükümetin de, delegeleri beraberce seçmek için Büyük Millet Meclisi'ne başvurması, Mustafa Kemal Paşa'yı harekete geçirdi. Sadrazamı Tevfik Paşa'nın sulh konferansında görüş ve sözbirliği, Büyük Millet Meclisi Başkanlığına çekmiş olduğu telgraf, Mecliste tepkiyle karşılandı. Gerek Mustafa Kemal Paşa'nın, 24 Nisan 1920 tarihindeki önergesinde ve gerekse 20 Ocak 1921 tarihindeki Anayasada egemenliğin millette olduğu duyuru edilmişti.

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ve bir çok milletvekilinin ortak teklifi 30 Ekim 1922 günü TBMM'de görüşülmeye başlandı. Önergede Saltanatın kaldırıldığı belirtiliyordu. Saltanatla birleşmiş olan "halifelik" ise ondan ayrılacaktı. Yakıcı görüşmeler esnasında şu düşüncelerin Meclis Genel Kuruluna hakim olduğu görüldü: Saltanat, Halifelikten ayrılsın ve kaldırılsın. Halifeyi biz seçelim; -Saltanat ve Halifelik birbirinden ayrılamaz. Bu yüzden, eğer Saltanat kaldırılırsa Halifelik de kalkmış olur ki, bu şekilde bir durum düşünülemez. Görülen şuydu: Başta Hüseyin Rauf (Orbay) Bey ve Refet (Bele) Paşa benzer biçimde, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın yakın arkadaşlarının bulunmuş olduğu bir grup, Halifeliğin Saltanattan ayrılamayacağını ileri sürüyorlardı. Saltanatın kaldırılması hakkında kanun tasarısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Karma Komisyonunda görüşülürken, hilafetle saltanatın ayrılamayacağı düşüncesi ileri sürüldü. İlk grubun içinde bulunanlar ise bu şekilde bir ayrımın mümkün bulunduğunu belirtiyorlardı. Mustafa Kemal Paşa söz alarak, tarihsel ve bilimsel açıklamalarda bulunarak, yüksek sesle şunları söylemiş oldu: "Egemenlik ve saltanat asla kimse tarafınca asla hiç kimseye, ilim icabıdır diye müzakereyle, münakaşa ile verilemez. Egemenlik, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları zorla Türk Milletinin egemenlik ve saltanatına vaziülyed olmuşlardı (zorla el koymuşlardı). Bu tasallutlarını altı asırdan beri idame eylemişlerdir. Şimdi de, Türk milleti bu mütecavizlerin hadlerini uyarı ederek, egemenlik ve saltanatını isyan ederek kendi eline bilfiil almış bulunuyor. Bu bir emrivakidir. Söz konusu olan, millete saltanatını, hakimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız meselesi değildir. Sorun aslına bakarsan emrivaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu behemehal olacaktır. Burada içtima edenler (toplananlar) Meclis ve hepimiz meseleyi doğal görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, gene hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır. Fakat olasılık bazı kafalar kesilecektir."

Mustafa Kemal Paşa'nın bu çok mühim ve zamanı hitabı sonunda, Karma Komisyon'da, görüşülen teklif derhal kabul edilmiş ve ivedilikle Genel Kurulda görüşülerek, 1 Kasım 1922'de 308 Numaralı karar olarak benimsenmiştir. Yeni Türkiye'nin yeni temellerinin de bir ifadesi olan bu karar ile, hilafet ve saltanat birbirinden ayrılmış, saltanat kaldırılmıştır. Ertesi gün, TBMM, Osmanlı veliahdı Abdülmecid Efendi'yi halife seçmiştir. Böylece, çok mühim bir gelişme sağlanmıştır. TBMM'nin Saltanatı kaldırma sonucu, İstanbul Hükümeti tarafınca da benimsenmiştir. Hükümet çekilme etmiştir. Devir ve teslim işlerine derhal başlanmıştır. Bu tutum, Saltanatın kaldırılmasının beklendiğini de gösterir. Saltanatın kaldırılma sonucu üstüne, 17 Kasım 1922'de Sultan Vahidettin, İngiltere himayesine sığınarak Malaya zırhlısı ile yurdu terketmiş ve Malta'ya gitmiştir. Oysa Osmanlı tarihinde hiçbir padişahın düşmana sığınmak benzer biçimde bir tutum içine girmiş olduğu görülmemiştir.





~~



22 Ekim 1922 tarihinde İtilaf devletleri TBMM hükümetini Lozan'da toplanacak olan sulh konferansına çağrı ettiler. Ne var ki, İtilaf devletleri bu konferansa İstanbul Hükümeti'ni de çağrı etmişlerdi. Bu durumda Gazi'nin önünde çözülmesi, hem de çabuk olarak çözülmesi ihtiyaç duyulan iki mühim mesele vardı. Lozan'a gidecek TBMM hükümetini temsil edecek heyetin başkanını seçmek, ikincisi de İtilaf devletlerinin eski görüşlerinde direnerek Konferansa İstanbul hükümetini de çağrı etmeleri karşısında bu mevzuyu bir çözüme kavuşturmak. Ankara Hükümeti'ni temsil edecek heyetin Bakanlar Kurulu Başkanı Rauf Bey, Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Bey ve Sıhhat Bakanı Rıza Nur Bey'den oluşması mevzusunda genel bir hava yaratılmıştı. Rauf Bey bu işi kendi başına yapabileceği mevzusunda tereddüt etmekte ve yanına destek olarak İsmet Paşa'nın verilmesini istemekteydi. Mustafa Kemal ise İsmet Paşa'nın bir danışman olarak gitmesinden çok Başbakan olarak gitmesinden yanaydı.

Mudanya Konferansı sona erince İsmat Paşa Bursa'ya gitmişti. Mustafa Kemal de İsmet Paşa'nın kurul başkanı olarak Lozan'a gönderilmesi mevzusunda kati bir karara varabilmek için görüşmek suretiyle Bursa'ya gitti. Mudanya Konferansı'nın iyi mi yönetildiği mevzusunda etraflı bilgi aldı. Fakat İsmet Paşa'ya düşüncesini derhal açıklamadı. Ankara'dan ayrılmadan ilkin Yusuf Kemal Be de bu işi en iyi İsmet Paşa'nın yapabileceğini kendisine söylemişti. Derhal Ankara'ya Yusuf Kemal Bey'e gizli saklı bir telgraf göndererek Dışişleri Bakanlığından çekilmesini, yerine İsmet Paşa'nın bu göreve getirilmesi için de destek olmasını rica etti. Yusuf Kemal Bey bu telgrafa derhal pozitif yanıt verdi. Kurul başkanlığını Mustafa Kemal, İsmet Paşa'ya bir oldu bitti biçiminde duyurdu ve kurul başkanı olarak Lozan'a gideceği buyruğunu verdi. Fakat aslolan mühim mesele, İstanbul hükümetinin temsilci gördermesine engel olacak yolu bulmaktı. 1 Kasım 1922 tarihinde saltanat kaldırıldı. Halifelik bir süre daha bırakıldı. Sadece 1 Kasım gününden ilkin Mecliste mühim sayılabilecek vakalar görülmüştür. Mustafa Kemal, Rauf Bey, Refet Paşa ve Ali Fuat Paşa, Rafet Paşa'nın Keçiören'deki evinde toplanmışlar, padişahlık sorununa iyi mi bir çözüm getirileceğini konuşmuşlardır. Daha doğrusu Rauf Bey, bu mevzuda fikrini açıkça söylemekte, padişahlık ve halifeliğe gönülden bağlı bulunduğunu saklamamaktadır. Refet Paşa da Rauf Bey'in görüşlerine katılmaktadır. Ali Fuat Paşa Moskova'dan yeni geldiği için olayların birazcık haricinde kalmıştır ve bu mevzu üstünde kati ve açık bir görüş ileri sürmemektedir. Mustafa Kemal ise, "Sözünü ettiğiniz husus bugünün problemi değildir. Mecliste bazı kimselerin korkup telaş ve ürküntüye kapılmasına da yer yoktur" demekle yetinmiştir. Bu yanıt Rauf Bey'i doyum etmişti. Ne var ki, Mustafa Kemal son aşama kararlıydı ve bu mevzuda tarihî görevin en kısa zamanda yerine getirecekti. Nitekim uygulamaya geçeceği gün ilk iş olarak Rauf Bey'i odasına çağırarak "Halifeliği ve padişahlığı birbirinden ayırarak padişahlığı kaldıracağız. Bunun uygun bulunduğunu kürsüden söyleyeceksiniz" demiş, Rauf Bey'in bu konudaki düşüncelerini asla bilmiyormuş benzer biçimde hareket etmiştir. İlgi çekici nokta da Rauf Bey'in meclis kürsüsünden iki kere bu mevzuda pozitif hitabı ve dahası padişahlığın kaldırılması gününün bayram kabul edilmesini önermesidir.

Mustafa Kemal Atatürk, Rauf Bey'in bu davranışını yorumlamak istememektedir. Kanımıza bakılırsa Rauf Bey, padişaha ve halifeye saygılı olsa bile liderine inanmış bir kimseydi ve onun isteğine gönülden uymuştur. 30 Ekim 1922 günü bu mevzu Meclis gündemine getirilmişti. 31 Ekim günü Mustafa Kemal, Savunma-i Hukuk Grubu toplantısında bu mevzuda izah etme yapmış oldu. 1 Kasım 1922'de Mecliste tartışmalar yapılmış oldu. Mevzu ile ilgili önergeler, Anayasa, Din İşleri ve Hakkaniyet Komisyonu'na gönderildi. Bu üç komisyon bir odada toplanmıştı. Minik bir odaydı burası. Mustafa Kemal de bir köşede oturmuş konuşulanları izlemekteydi. Başkanlığı Hoca Müfit Efendi yapıyordu. Din İşleri Komsyonu üyeleri hocalar, halifeliğin padişahlıktan ayrılmasının mümkün bulunmadığını kendilerine bakılırsa, bilimsel bir yanı olmaksızın söyleyip duruyorlar ve asla kimse de bir karşı düşünce ileri sürmüyordu. Mustafa Kemal dayanamayıp Karma Komisyon Başkanı'ndan söz istedi ve önündeki masanın üzerine çıkarak son aşama kesin bir halde "Efendiler, dedi, egemenlik asla hiç kimseye bilim gereği olarak tartışmayla verilmemiştir. Egemenlik, güçle, irade ile, zorla alınır. Osmanoğulları Türk ulusunun egemenliğine zorla el koymuşlardı. Bu yolsuzluklarını altıyüzyıldan beri sürdürmüşlerdir. Şimdi de Türk ulusu bu saldırganlara artık yeter, diyerek ve bunlara karşı ayaklanıp egemenliğini fiilî olarak kendi eline almış bulunuyor. Bu bir oldu bittidir. Söz mevzusu olan ulusal egemenliği bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız, problemi değildir. Bu, ne olursa olsun yapılacaktır. Burada toplananlar, Meclis ve hepimiz problemi naturel bulursa sanırım ki, uygun olur. Aksi takdirde gerçek gene usulü dairesinde belirtilecektir. Fakat bazı kafalar kesilecektir."

Bundan sonrasında Mustafa Kemal bu ayrılmanın yapılması mevzusunda bilimsel açıklamalarda da bulunmuş oldu. Hocaların akılları başlarına gelmiş olmalıydı ki, Mustafa Kemal'e yapmış olduğu bu açıklamalardan yararlandıklarını, şimdi kendisi benzer biçimde düşündüklerini söylüyorlardı. Yasa tasarısı derhal hazırlandı ve Meclisin ikinci oturumunda okundu. Mustafa Kemal bu mevzuda Meclisin oybirliği ile karar vermesini istiyordu. Hakikaten de başkan oya sunup "oy birliği ile kabul edilmiştir" diye sonucu açıklamış olduğu vakit hafifçe titrek bir ses "ben karşıyım" demeye çalışmışsa da bu tek kişinin sesi coşkun kitlenin luğu içinde kaynayıp gitti ve 1 Kasım 1922 tarihinde Osmanlı Saltanatı tarihe karıştı.

__________________









lütfen bir tek saltanatın kaldırıldığı zamanı açıklayın..









saltanat hangi tarihte kaldırılmıştır?



Bu ileti 'en iyi yanıt' seçilmiştir.

Alıntı
Konuk

lütfen bir tek saltanatın kaldırıldığı zamanı açıklayın..


Alıntı
Konuk

saltanat hangi tarihte kaldırılmıştır?

Mustafa Kemal Atatürk Devrimleri - Saltanatın Kaldırılması

Osmanlı Devleti'nin her döneminde yargı devam eden saltanata artık bir son verilmeliydi. İşte TBMM'nin açılması ile başlamış olan bu yeni dönemde, bu mevzu değerlendiriliyor ve 1 Kasım 1922 tarihinde kabul edilen kanunla Saltanat kaldırılmış, halifelikte tamamen saltanattan ayrılmıştır. Atılan bu mühim adım, Osmanlı Devleti'nin hukuki olarak sona erdiği manasına gelmekteydi. Meydana getirilen bu büyük inkılap yardımıyla uluslar arası yapılacak antlaşmalarda artık Osmanlı Devleti olmayacaktı.


20 Ocak 1921'de kabul edilen anayasa ile egemenliğin artık millete ilişkin olduğu belirtilmişse de, o dönemde Kurtuluş Savaşı'nın devam etmesi sebebi ile saltanatın kaldırılabilmesi için şartlar hemen hemen olgunlaşmamıştı.


Mustafa Kemal Atatürk saltanatın kaldırılması ve Türk milletinin geleceği için yapmış olduğu çalışmalarda istediği hedeflere tek tek ulaşıyordu. Mecliste yapmış olduğu konuşmada milletin kendi gayretleriyle bağımsızlığını kazandığını bu yüzden saltanatın kaldırılması icap ettiğini savunuyordu. Esasen Osmanlı devletinden kalma saltanatın devamı ulusal mücadelenin de ruhuna ters bir hal teşkil ediyordu. 1 Kasım 1922'de Saltanat kaldırılmış sadece halifelik makamı halen devam etmekteydi ve bu makama Osmanlı sülalesinden Abdülmecit Efendi TBMM sonucu ile getirilmişti.









ya bir tek saltanatın ne vakit kaldırırdığını açıklayın









1 kasım 1922









saltanat ne vakit kaldırıldı ve ne vakit açıldı, ne olur çabukkkk









saltaat nezaman kaldırıldı soyleyein






  • Kapitülasyonlar niçin kaldırılmıştır?


  • Saltanat Nedir?


  • Ulusal bayramlarımız ve tarihleri nedir? Saltanat ne vakit kaldırıldı?


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Saltanat ne zaman kaldırılmıştır?
Saltanat ne zaman kaldırılmıştır?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/saltanat-ne-zaman-kaldrlmstr.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/saltanat-ne-zaman-kaldrlmstr.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content