Savunma Mekanizması Nedir

Müdafa Mekanizmaları Freud kişinin ufak yaşlardan itibaren kendi benliğini korumak, problemler,iç ve dış çatışmalardan minimum etkilenmek iç...

Müdafa Mekanizmaları
Freud kişinin ufak yaşlardan itibaren kendi benliğini korumak, problemler,iç ve dış çatışmalardan minimum etkilenmek için türlü şekillerde kendini rahatlatmaya çalışan müdafa mekanizmaları geliştirdiğini ileri sürmüştür.ekranda görülen pencereden narsisistik savunmalar en ilkelleri olup, daha çok çocuklar ve psikotik grup olarak adlandırılan hastalıklardaki kişiler tarafınca kullanılır. Olgun olmayan (immature) müdafa mekanizmaları yeni yetişme ,erişkinliğe geçiş dönemindekiler ve psikotik olmayan psikiyatrik hasta grubu tarafınca kullanılmaktadır. Nevrotik savunmalar obsesif*kompulsif bozukluk ve histerik yapıdaki kişilerde ya da stres altında bulunan kişiler tarafınca kullanılır.Olgun savunmalar ise sıhhatli kişilerce kullanılabilen, sıhhatli ve üretime yönelik iş gören uyum mekanizmalarıdır.

A) Narsisistik müdafa mekanizmaları:
İnkar (denial ): Şahıs probleminin şuurlu olarak dayanılamayan üzüntü veren ve rahatsız eden talep, gereksinim, his ve fikir şeklinde yönlerinden uzaklaşmak için, olayın varlığını kabul etmez, önemsemez, bunlarla ilgili bilgi edinmekten kaçınır, görmezden gelir. Ilk başlarda bu vaziyet kişinin hissettiği sıkıntıyı azaltsa da, vakaya yönelik lüzumlu önlem ve çareleri planlamayıp zarar görmesine ve gerçeklerden uzak kalmasına yol açabilir. ( hastalığı olup, tedavisi görmesi ihtiyaç duyulan bir kişinin hastalığını kabul etmemesi şeklinde)

Çarpıtma (distortion) : Kişi kendi iç dünyasının gereksinmelerine nazaran, kendi dışındaki vaziyet ya da süreçleri gerçekçi olmayan bir biçimde değişikliğe uğratır( fena alışkanlıkları sebebiyle sevilmeyen bir kişinin, “ben çok güzelim,akıllıyım, o yüzden meyve veren ağacı taşlarlar” diyerek sevilmediğini belirtmesi şeklinde). Şahıs bağzı talep, fikir, duyguları gerçekte varoldukları şeklinde kabul edip, sorun ve içsel çatışma yaşamamak için, daha değişik hale getirerek sorun yaratmayacak şekilde kabul etmeye çalışır.

Primitif idealizasyon ( olgun olmayan örnek alma): Kişinin etrafındaki tüm bireyler ya tamamı ile iyidir ya da tamamı ile kötüdür. İyi olarak görünenlerin iyilik dereceleri abartılır ve tanrılaştırılarlar, fena olarak algılanmış olanlar ise yerden yere vurulurlar. Kısaca ya siyah ya beyazdırlar. İkisi bir kişide bir araya getirilemez. Bu yüzden karşılarındakiler haksızlığa uğrar ya da çok fazla güvendiklerinden kendileri aldanabilirler.

Yansıtma (projection): Kendinde ya da kendisi ile ilgili durumlarda varolan istenmedik ya da katlanılamayan bir özelliğin, karşısındaki kişiler ya da durumlarda var şeklinde algılanılmasıdır. Bu kişiler kendi hataları olmasına rağmen başkalarını suçlarlar. Bilhassa paranoid bozukluklarda görülen, kişinin kendisinin çevresindekilere yönelik hissettiği öfkeyi “hepimiz bana karşı, bana düşmanlık besliyorlar” şeklinde ifade etmesi bir örnek olarak verilebilir.

Yansıtmalı özdeşim (projective identifacation) : Şahıs ya dayanamadığı,üzüntü veren özelliklerini ya da karşısındakine itimat duymak için iyi bulmuş olduğu özelliklerini karşısındakine yansıtır. Bu yansıtılan özelliklerin karşıdaki kişinin pozitif yönde özellikleri ve kendisine nazaran sağlam kişiliği tarafınca daha da pozitif yönde hale getirilmiş olduğu (ham maddenin işlenmesi şeklinde) inancı ile bu işlenmiş özellikler yine şahıs tarafınca geriye alınarak kendi özellikleri arasına katılır. Böylelikle negatif özellikler devamlı denetim altında tutulurken, enerji harcanır. Bu savunmanın çoğunlukla kullanılması kişinin devamlı olarak dışarıdaki başkalarına bağlanmasına yol açabilir.

Ayırmak (splitting) : Kişinin dışındaki tüm varlıklar, durumlar iyi ya da fena diye ikiye ayrılır. Buna bazen kendisini de dahil eder. İyiler hoşlanılan duygulanımları ve güzel hatıralar olarak; kötüler hoş olmayan duygulanımlar ve negatif anılar olarak zihinde korunur. Birbirine karşıt ve çatışan duygulanımları bölümlere ayrılır. Bu iyi ve fena hisler, durumlar bütünleştirilemez. Karşıdakilere yönelik olarak hissedilen şüpheci hislerin sonucudur, ama bunun ona karşı kendi hislerinden kaynaklandığının bilincinde değildir. Bu müdafa mekanizması çocukluk döneminde güzel deneyimlerin , negatif deneyimler tarafınca baskılanmamasını sağlamaya çalışır. Sınırda (borderline) kişilik bozukluğunda gözlenir. Herhangi bir problem esnasında, daha evvel iyi olarak vasıflandırılan şahıs ya da vaziyet birden fena hale getirilir. Karşıdaki kişinin kıymeti iyi ile fena vaziyet içinde devamlı yer değiştirir. Çocuk gelişiminde bireyleşme-ayrılma evresinde ebeveyn-çocuk ilişkisinin bozuk olmasından meydana gelmektedir.

B) Nevrotik müdafa mekanizmaları:
Yer değişiklik yapma (displacement): Kişinin his,fikir,talep ve dürtülerini daha kabul edilebilir olan,aslolan duruma herhangi bir açıdan benzerlik gösteren ama daha az öneme haiz başka bir his, fikir,talep ve dürtüye dönüştürmesidir. Bu şekilde saf hali ile çıkması durumunda kabul görmeme ve sıkıntıya niçin olabilecek durumlardan kurtulunarak, daha az sorun verebilecek olan durumlara dönüştürülür. Mesela fobilerde aslolan korkulan şey mesela cinsellik ise, bu kapalı yer korkusuna ya da başka bir korkuya dönüştürülmüş olur. Bununla birlikte rüyalarda da bu dönüşüm gözlenir.

Bastırma (represyon): İstenmeyen,duygulanım, hatıra ya da dürtülerin bilinçten uzaklaştırılması durumudur. Eğer o fikir gerçekleştirilecek olsa, kişinin kendisi ve çevresi tarafınca negatif karşılanabileceği, bunun sonucunda kaygı ve gerilime yolaçabileceği için o fikir bilinçaltına hapsedilir. Hapsedilen bu birikimlerin bilince çıkmaya yönelik yoğun baskılarına rağmen, bunların bilinçten uzaklaştırılması ve bilinçaltında tutulabilmesi için devamlı olarak enerji harcanır.Bu tür şeyler unutulmuş olarak bilinçaltında depo edilir. İsteyerek hatırlanamazlar. Bu dürtü ve anılar, bilincin hakimiyetini yitirdiği uyku esnasında rüyalar şeklinde ortaya çıkarlar. Fazladan enerji harcandığı için de kişinin işlevselliği negatif yönde etkilenir.

Yalıtma (İzolasyon) : Bir düşünce ya da anının duygusal yönünün hissedilmeyerek, bastırılarak anlatılması ya da yaşanması durumudur. Duygusal birikiminden ayrılan kalan içerik, tekdüze, çok mana ifade etmeyen, renksiz bir özellik taşır. Obsesif kişilik yapısına haiz kişilerde daha çok görülmektedir.

Denetim etme(Controling): Çevredeki vaka,şahıs ve nesneleri kişinin kendi içinde yaşamış olduğu çatışmaları azaltmak ve kaygısını düşürmek için, çok fazla derecede düzenlemeye, kontrolü altına almaya çalışmasıdır. Öyleki ki hiçbirşey belirsiz olmamalı ve kendi istediği seviye içinde olmalıdır. Bu daima mümkün olamayacağı için kişinin gerilimi bu durumlarda daha da artabilir. Başkalarına ait hareket alanını daraltıp, uzun erimde sorunlara yol açabilir.

Ayrıştırma(Dissosiasyon): Bilincin kişiye zor ve katlanılamaz gelen kısımları şuur alanından uzaklaştırılarak, bunların bazen ayrı bir biçimde faaliyete geçmesi durumudur. Örnek olarak işkence görenlerde ya da ağır duygusal,fizyolojik ve cinsel rahatsız etme yaşantıları olurken, bunların hissedilmeyip, sanki bir başkasına yapılıyor şeklinde algılanması durumudur. Bu anlara ait hatıraların normalde hatırlanmayıp, aniden o anlamış olur yine yaşanıyor şeklinde meydana çıkması görülebilmektedir. Dissosiyatif füg, dissosiyatif amnezi, depersonalizasyon bozukluğu ve dissosiyatif kimlik bozukluğunda, akut stres bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu ya da ağırı stres ve bitkinlik halleri sonrasında görülebilmektedir.

Dışarlama (Externalization): Şahıs kendi içsel denetimi altında olan dürtü, çatışma , duygulanım, düşünme seçimi ve davranış şekillerini dış etmenlere bağlaması, onların denetiminde hissetmesi, dış çevre ile ilgili görmesi durumudur.

Engelleme ,ket vurma (İnhibition): Kişilerin üst ve altbenlikleri arasındaki iç çatışmalarını azalmak için , kendi fikir, duygulanım, davranış içerik ve hızlarını sınırlandırmaları ya da yavaşlatmalarıdır. Şahıs bu yüzden duraklayabilir, yapabileceği bir takım şeyleri yapamayabilir. Dolaylı olarak kendini cezalandırma yoluna gider.

Düşünselleştirme (İntellectualization): Şahıs belirgin bir dürtüyle ilişkili olarak normalden daha yoğun bir ilgi içindedir. Fakat bu artmış ilgi bir tek düşünmekte kalır. Netice olarak o mevzunun konuşulması çözüme yönelik değildir, o düşüncenin tesirini azaltmaya yönelik, havanda su dövmekten ibaret olmaktadır. Kişiler böylece kendilerini rahatsız eden vaziyet ya da duygulanımlardan, soyut düşünceler üreterek kurtulmaya çalışırlar.

Bahane sağlamak (Rationalization): Bir his,fikir ya da davranışın gerçek halinin tam olarak görülemeyip, kişiye uygun gelen, etrafça da kabul görebilir başka açıklamalarla dile getirilmesidir. Böylelikle şahıs haklı olmadığı durumlarda, kendini haklı şeklinde hissetmeyi ve davranışının neticelerinden rahat olmayı amaçlayan bir fikir içindedir. Bu şekilde hata ve eksiklerini kapatmaya çalışır.

Tersine çevirme (Reaction-formation): Bir mevzuya yönelik aynı anda hissedilen, birbiriyle çatışan iki duygudan birisi ehemmiyet kazanıp, daha çok ortaya çıkarken, başka duygunun yokolması durumudur. Ortaya çıkan his, o denli yoğun bir biçimde ifade bulur ki, o duygunun tek başına varolmadığı, ondan değişik bir duygunun da gizli saklı olarak tutulduğu düşünülür. Bireyler şuurlu ya da bilinçdışı gizledikleri his, davranış ya da düşüncelerinin tam tersi şekilde hareket etmeleri şartları gerşekleimektedir.Şahıs kendisi için kabul edemediği “ondan nefret ediyorum” düşüncesini, “onu seviyorum” haline dönüştürür ve bu yönde davranır. Fakat bu durumu normalden daha çok fazla bir biçimde göstererek, çevre tarafınca yapmacıklıkla suçlanabilir.


C) OLGUN SAVUNMA DÜZENEKLERİ
Altruism: kendisi için değildir, başkaları için yaşamak bencillik yapmamak çevresindekilere yardım vererek korumaya ve onların ne hissettiğini anlamaya çalışıyor olmak.

Anticipation: gelecekte karşılaşabilecek zor ve fena neticeleri gerçekçi olarak hesap edip ona nazaran amaca yönelik planlar yapmak. Fena olasılıkları düşünüp, en kötüye yönelip plan yapmış olup zorluklara hazırlıklı olmak. Bir satranç oyuncusu şeklinde ileriki hamleleri düşünerek hareket etmek.

Asceticizm: şuurlu olarak zevk almaya dayanan tüm şeylerden vazgeçerek belirgin hedefe ulaşmak, büyük bir hedef, ideal peşinden koşarak rahatlık, keyif vb. davranışları bir kenara gitmek.

Humor (mizahi perspektif oluşturmak): hem kendisi hem de etrafındakiler üstünde fena etkisinde bırakır bırakmadan fikir ve duygularını, mizahi bir nazar acısıyla ifade etmeye yarar. Gelecekte oluşabilecek negatif vakaları tolere edebilmeye olanak sağlar. Kişinin kendisini oldukça fazla yermeden, kendisiyle ve etrafıyla dalga geçebilmesi, bıyık altından gülmesi kendisiyle barışık olmasına neden olur.

Yüceltme (sublimation): Kişinin haiz olduğu dürtülerin (mesela cinsel dürtü) değişiklik göstererek, toplumsal olarak kabul edilebilir bir alanda uğraş harcamaya yönelmesidir. Mesela güzel sanatlarla uğraşmak şeklinde. Ferhat’ın Şžirin’e erişebilmek için su yollarını aşması şeklinde. Dikkatli olarak kabul edilemeyecek cinsel doyum şeklinde dürtüleri toplumsal açıdan sevilen bir amaca yöneltmek. Mevzuyu ve hedefi cinsellikten uzaklaştırma işlemi gerçekleştirmektedir. İd dediğimiz her türlü şeyi (cinsellik, hücum vb) halletmeye çalışan sistem böylece kendisini ifade etmeye çalışır.

Supression: (bastırma): şuurlu olarak bir düşünce yada duygulanımı unutmak ertelemek bastırmak. Represyondan farkı, bu işlemin şuurlu olarak isteyerek yapılmasıdır.

D) Olgun olmayan müdafa mekanizmaları:
Eyleme dökme (acting-out): Şahıs yaşamış olduğu negatif bir durumun getirmiş olduğu his yükünü, şuurlu olarak taşıyamayacak ve üstesinden gelemeyecek olgunluk düzeyinde ise, birden düşünmeksizin ve negatif neticeleri hesaba katmadan vücutsal ya da sözel bir tepki göstermesi durumudur. Bu davranış ile olayın kendi üstündeki tepkisini yoketmeye geçici bir rahatlama yaratmaya emek harcaması durumudur. “Pire için yorgan yakmak” ya da “keskin sirke küpüne zarar verir” bu şartları belirtmeye çalışan ata sözleri arasındadır.

Kilitlenme (Blocking): Geçici olarak düşüncenin ya da konuşmanın , kimi zaman de duygusal görünümün ve dürtülerin de aniden,istemdışı olarak kesilmesi halidir. Psikozlarda , beynimiz damarlarına ait sorunlarda ve çok fazla duygulanım hallerinde düzgüsel kişilerde de görülebilir.

Hipokondriazis: Kişi yaşamış olduğu negatif duygulanımları ve karşısındakilere yönelik kabul edemeyeceği saldırganlık dürtülerini, kendinde ağrı-sancı ve vücutsal hastalık olduğu şeklinde bir düşünceye dönüştürerek kaygıdan uzaklaşabilir. Bu konuyu yaparken de

Özdeşleşme (identification): Gerçek ya da hayal edilen sevilen bir kişiyi yitirme durumunda hissedilebilecek olan acıyı hafifletebilmek için, bir kişiyi örnek alma , onunla özdeşleşme şeklinde gözlenen bir müdafa mekanizmasıdır.

İçe atma (İntrojection): Bir vaziyet ya da bir başkasının özelliklerinin, kişinin fikir yapısına uydurularak benimsenmesi durumudur. Böylelikle sevilen bir kişinin özellikleri, onu yitirme tehlikesi ya da ondan ayrı kalmanın bünyeyi sarsan üzüntü etkilerinden korunmaya yönelik olarak, içte yaşatılır. Benzer bir biçimde korkulan vaziyet ya da kişilerin özellikleri de, ekranda görülen pencereden doğabilecek olan kaygıyı azaltmak için içe alınarak, hiddet ve saldırganlık hisleri denetim altına alınmaya çalışılır.

Edilgen agresif ( edilgen-saldırgan)davranış: Başkalarına yönelik olarak hissedilen öfkeli,saldırgan hislerin, direkt söz ya da davranışla ifadesi yerine, işte başarısızlıklar, işi geciktirme, oyalama ve hastalıklar ile başkalarını dolaylı olarak negatif etkileme şeklinde göstermektir. Bu davranışlar bazen mazohizm ya da öfkeyi kendine yönlendirme ile de kendini gösterebilmektedir.

Gerileme (Regresyon): Şahıs eğer zor bir durumla karşılaşırsa, erişmiş olduğu olgunluk ya da gelişme dönemine ait davranışlar yerine, daha alt gelişme basamaklarında verilebilecek, daha ilkel davranışlarla karşılık verebilir. Bu vaziyet çocuklarda, yeni bir kardeşleri olduğunda idrar, dışkı tutamama ya da bebeği kıskanarak onun şeklinde davranma şeklinde görülebileceği şeklinde; büyük rüya kırıklıklarında, hastalık geçiren kişilerde ya da yatılı okul öğrencilerinin eve dönüşleri esnasında, daha çocuksu davranışlar şeklinde görülebilmektedir. Bağımlı ve edilgen bir davranış yapısı geliştirebilirler.

Bedenselleştirme (somatizasyon): Kişi sıkıntısını , gerilimini vücutsal emarelerle dile getirir. Ruhsal emareler yerine, vücudun değişik yerlerinde değişik yakınmalar gözlenir.

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Savunma Mekanizması Nedir
Savunma Mekanizması Nedir
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/savunma-mekanizmas-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/savunma-mekanizmas-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content