Sefa - Sefa Nedir - Sefa Hakkında İsim sefa Arapça. afÂ¥ 1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. 2. Eğlence, zevk, se...
Sefa - Sefa Nedir - Sefa Hakkında
İsim
sefa
Arapça. afÂ¥
1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma.
2. Eğlence, zevk, sevinç: Beni tam manasıyla mesut eden de aslolan bu çeşit dinlence sefalarıydı. -Y. K. Karaosmanoğlu.
Sefa
Köken: Arapça. Söyleyiş: (sefa)
Cinsiyet: Kız
1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. 2. Eğlence, zevk, sevinç.
Cinsiyet: Adam
1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. 2. Eğlence, zevk, sevinç.
İsim
sefa
Arapça. afÂ¥
1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma.
2. Eğlence, zevk, sevinç: Beni tam manasıyla mesut eden de aslolan bu çeşit dinlence sefalarıydı. -Y. K. Karaosmanoğlu.
Sefa
Köken: Arapça. Söyleyiş: (sefa)
Cinsiyet: Kız
1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. 2. Eğlence, zevk, sevinç.
Cinsiyet: Adam
1. Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. 2. Eğlence, zevk, sevinç.
TDK
Sefa Topsakal
Sefa Doğanay
Sefa Yılmaz
SEFA a. (ar. şafta).
1. üzüntülerden, kaygılardan uzak olma, gönül rahatlığı, rahatlık.
2. Eğlence.
3. Sefa pezevengi, eğlence ve zevke aşırı düşkün olan kimse (tkz.). || Sefasını sürmek, bir şeyin ya da bir durumun getirmiş olduğu olanaklardan, flütün boyutlarıyla yararlanmak: O evin yapılmasında cefayı biz çektik, şimdi serasını onlar sürüyor.
*Esk.
1. Saflık, duruluk.
2. Sefa-bahş, refah veren, neşelendiren. || Sefa-cu, refah, sevinç arayan. |l Sefa-perver, neşeli, rahatlık veren. || Sefa-yab, neşelenmiş, huzura kavuşmuş. || Sefa-yı hatır, iç rahatlığı, rahat olma. || Sefa-yı hilkat, yaradılışın zevki. || Sefa-yı visal, kavuşmanın neşesi: "Onun sefa-yı visaliyle ozan olmuş- ken/iyi mi firakını tasvire iktidarım olur?" (Tevfik Fikret).
* be. Sefa bulduk, "sefa geldin, sefa geldiniz" sözüne "teşekkür ederim" anlamında karşılık olarak söylenir. || Sefa geldin, sefa geldiniz, bir yere gelmiş olanlara “hoş geldin, hoş geldiniz†anlamında söylenen ağırlama sözü. || Sefa geldine gitmek, bir yere yeni yerleşen ya da gittiği yerden dönen birini ziyarete gitmek. || Sefa sürmek, dertsiz tasasız, rahat ve keyifli şekilde yaşamak.
1. üzüntülerden, kaygılardan uzak olma, gönül rahatlığı, rahatlık.
2. Eğlence.
3. Sefa pezevengi, eğlence ve zevke aşırı düşkün olan kimse (tkz.). || Sefasını sürmek, bir şeyin ya da bir durumun getirmiş olduğu olanaklardan, flütün boyutlarıyla yararlanmak: O evin yapılmasında cefayı biz çektik, şimdi serasını onlar sürüyor.
*Esk.
1. Saflık, duruluk.
2. Sefa-bahş, refah veren, neşelendiren. || Sefa-cu, refah, sevinç arayan. |l Sefa-perver, neşeli, rahatlık veren. || Sefa-yab, neşelenmiş, huzura kavuşmuş. || Sefa-yı hatır, iç rahatlığı, rahat olma. || Sefa-yı hilkat, yaradılışın zevki. || Sefa-yı visal, kavuşmanın neşesi: "Onun sefa-yı visaliyle ozan olmuş- ken/iyi mi firakını tasvire iktidarım olur?" (Tevfik Fikret).
* be. Sefa bulduk, "sefa geldin, sefa geldiniz" sözüne "teşekkür ederim" anlamında karşılık olarak söylenir. || Sefa geldin, sefa geldiniz, bir yere gelmiş olanlara “hoş geldin, hoş geldiniz†anlamında söylenen ağırlama sözü. || Sefa geldine gitmek, bir yere yeni yerleşen ya da gittiği yerden dönen birini ziyarete gitmek. || Sefa sürmek, dertsiz tasasız, rahat ve keyifli şekilde yaşamak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR