SEFARET, -ti a. (ar. sefaret). Uluslarar. huk. 1. ELÇİLİK'in eşanlamlısı. 2. Elçilik binası; sefarethane. *Esk. ida. Sefaret t...
SEFARET, -ti a. (ar. sefaret). Uluslarar. huk.
1. ELÇİLİK'in eşanlamlısı.
2. Elçilik binası; sefarethane.
*Esk. ida. Sefaret tercümanı, osmanlı ülkesindeki sefarethanelerde tercüme ağırlıklı işler meydana getiren görevlilere verilen ad. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Esk. ida. Sefaret tercümanlarından bir kısmı, daha çok siyasal işlerle uğraşırlar, Osmanlı devletine gönderilecek yazışmaları yönetir, her türlü muhtıra, mektup ve notayı kaleme alırlardı, işlerinde, osmanlı uyruklu ve maaşını sefaretin verdiği bir kâtip de kendilerine destek olurdu. Sefaret tercümanlarının bir kısmı ise gümrük, mahkeme ve diğeri devlet dairelerinde sefarethaneyi ilgilendiren işlere bakarlardı. Bunlar, türk giysileri giyerlerdi. Sefarethaneler, ondan sonra osmanlı devletinden bu devletin uyruğundan çevirmen çalıştırma izni de aldılar. Çevirmenlerin bir çok beratlıydı, kendileri ve yardımcıları cizye ve her türlü vergi ve rüsumdan muaf tutulurlardı.
1. ELÇİLİK'in eşanlamlısı.
2. Elçilik binası; sefarethane.
*Esk. ida. Sefaret tercümanı, osmanlı ülkesindeki sefarethanelerde tercüme ağırlıklı işler meydana getiren görevlilere verilen ad. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Esk. ida. Sefaret tercümanlarından bir kısmı, daha çok siyasal işlerle uğraşırlar, Osmanlı devletine gönderilecek yazışmaları yönetir, her türlü muhtıra, mektup ve notayı kaleme alırlardı, işlerinde, osmanlı uyruklu ve maaşını sefaretin verdiği bir kâtip de kendilerine destek olurdu. Sefaret tercümanlarının bir kısmı ise gümrük, mahkeme ve diğeri devlet dairelerinde sefarethaneyi ilgilendiren işlere bakarlardı. Bunlar, türk giysileri giyerlerdi. Sefarethaneler, ondan sonra osmanlı devletinden bu devletin uyruğundan çevirmen çalıştırma izni de aldılar. Çevirmenlerin bir çok beratlıydı, kendileri ve yardımcıları cizye ve her türlü vergi ve rüsumdan muaf tutulurlardı.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR