SERT , -ti sıf. 1. Kesilmesi, katlanması, bükülmesi, bölünmesi vb zorluk derecesi yüksek, yumuşak olmayan şey için kullanılır; katı:...
SERT, -ti sıf.
1. Kesilmesi, katlanması, bükülmesi, bölünmesi vb zorluk derecesi yüksek, yumuşak olmayan şey için kullanılır; katı: Granit sert bir maddedir.
2. Esnekliği azca olan, kolayca eğilip bükülmeyen şey için kullanılır: Sert kösele. Sert bir yay.
3. Katlanılması, dayanılması güç bir şey için kullanılır: Sert bir iklim. Dışarda sert bir rüzgâr esiyordu. Sert bir kış.
4. içindeki etkin madde oranı yüksek dozda olan bir şey, bir karışım için kullanılır: Sert bir tütün. Sert içkiler.
5. Hoşgörüsü, bağışlaması olmayan bir kimse için kullanılır; katı: Sert bir baba.
6. Kırıcı, incitici bir şey için kullanılır: Bu seviyede sert yanıtlar vermesi onu çok üzdü. Sert bir söz.
7. Hırçınlık, kızgınlık, hiddet yansıtan şey için kullanılır: Sorulan sert bir sesle yanıtlamak. Sert bir bakış.
8. Çok katı, titiz, sıkı bir yönetmelik, bir yasa, bir rejim vh için kullanılır: Yönetmelik hükümleri çok sert. Sert bir rejim.
9. Güçlülük, kararlılık belirten şey için kullanılır: Sert adımlarla yürümek.
10. Ani bir dönüşü gerektiren viraj, dönemeç için kullanılır; keskin: Sert bir dönemeç.
11. Bilhassa siyasal alanda hiçbir uzlaşmaya yanaşmayan bir kimse, bir topluluk için kullanılır; katı: Parti sert tutumunda kesin, örgütün en sert kanadı.
*Arkeol. Sert üslup, eski Yunanistan'da, l.û. V. yy.'ın ilk çeyreğinde gelişen sanatla alakalı üslup. (Sert üslup seramikte; kırmızı figürlerin ortaya çıkışı, çizgilerin ve düzenlemenin sağlamlığı, duruşların ve elbise kıvrımlannın zarifliğiyle, heykelde de oranlann dengesi, arkaik gülümsemenin anısını taşıyan kişilerin ölçülü yüz anlatımıyla ayırt edilir. Çiçeklik ressamlarının en fazla yapıt verdikleri üsluplardan kabul edilen sert üslup hemen sonra ortaya çıkan anıtsal duvar resminde erişilen yüksek niteliğin habercisi oldu.)
*Bine. Sert ağızlı, atın, ağzındaki kantarmaya dayanarak binicinin direktiflerine sert hareketlerle çözüm vermesi. || Sert omuz, atın katı, hareketlere uyamayan omuzları. Bu durum atın yalnız art ayak hareketleriyle yürümesine neden olur. I| Sert sürüş atı gereğinde sertçe ve mahmuz kullanarak ileri sürme. .
*Denize. Sert deniz, Beaufort' ölçeğine gore 7-8 aşama içinde esen rüzgârla kabaran deniz. (Dalga tepeleri oluşur ve köpükler kesif şeritler halinde rüzgâr yönüne savrulur.)
*Dokubil. Patolojik karakterde sklerozlaşmış doku ya da organ karşıtı olarak gelişme esnasında düzgüsel olarak sertleşmiş hayvansal ya da bitkisel dokulara ve organlara denir.
*Esk. dilbilg. Sert samit, sert ünsüz.
*Fiz. Sert ışın, kısa dalga boylu ve dolayısıyla büyük enerjili, girgin bir X ışını için kullanılır.
*Sonbahar. sant. Fazla güçlü, kuru ve kopuk bir çevre çizgisi, fırça darbesi ya da desen için denir. I| Pişmemiş, şiddetli ve yumuşaklıktan yoksun bir renk tonu için denir.
*Inş. Sert taş, çok yoğun (2 350 - 2 580 kilo/rrP) ve yüksek dayanımlı (500-1 100 kğ/santimetre*), cilaya elverişli kireçtaşı.
*Kâğ. san. Sert hamur harcı, odunözü tümüyle giderilmemiş hamur harcı. || Parlatılmış sert karton, yaş karton makinesinde üretilen, yoğun, sert, muntazam ve suya dayanıklı karton. (Parlatılmış sert karton çeşitli endüstri uygulamalarında ve inşaatlarda ahşabın yerine kullanılır.)
*Marangl. Sert ağaç, zor İşlenen, sık do- kulu, İyi cila tutan, kayın, dişbudak, ceviz, meşe vb. benzer biçimde yeril, maun, abanoz, pelesenk vb benzer biçimde yabancı ağaçlara verilen ad.
*Metalürj. karbon oranı yüksek bir adi çelik İçin kullanılır. || Sert manyetik alaşım, kalıcı mıknatıslanması çok kuvvetli olan alaşım. (Mesela suverilmiş sert çelik, devamlı mıknatıs alaşımları.)
*Orm. san. Sert odun, çoğu zaman yumuşak olan kozalaklı ağaç odununa karşıt olarak yayvan yapraklı akaçların sıkı odunu. (Çoğu zaman sertliği 6 ila 9 içinde olan oduna sert, 3 ila 6 içinde olana yarı sert, 9'un üstünde olana çok sert denir [en sert odunda 20'ye erişir].)
*Patol. Parmakla basmaya direnç gösteren ve bir çalkantı duyulmadığı halde esneklik izlenimi veren, gerilmiş görünümlü bazı doku, iltihap ve urlara denir. || Sert nabız, esneklik ve yumuşaklıktan yoksun nabız. || Sert şankr, frengi şankrı.
*Pedol. Sert kabuk, çoğunlukla koloidal silisle çimentolanmış, kurak toprakların pek derin olmayan bölümlerinde, sıkça görülen sert ve kırılgan katman ya da kat.
*Psik. Sert uyuşturucu, bedensel ve ruhsal bir bağımlılığa neden olan organik ya da bireşimsel psikotrop madde.
*Seram. Sert hamur harcı, kolay erimeyen, bu yüzden de yüksek sıcaklıkta pişime dayanıklı seramik hamur harcını. Bu işlemden sonrasında hamur harcı büyük bir direnç kazanır, kimi süre da kısmen (greler) ya da tümüyle (sert porselen) camlaşır, yumuşak hamur harcı ise aksine, düşük sıcaklığa karşı koyabilir.
*Sesbil. Kasların aşırı gerilmesiyle üretilen ve damakla sürtüşme alanının daraldığı ünsüz için kullanılır. || Sert damak, damağın ön kesiminde bulunan eklemleme bölgesi.
*Spor. Sert dönüş, kayakçının, kayaklarının yönünü ayaklarını bükerek ansızın değiştirmesi.
*Su işler. İçinde çözelti olarak büyük oranda kalsiyum tuzları bulunan su için kullanılır.
*Süslem. sant. ve Heykc. Sert taş, ufak heykellerin yapımında, mühürcülükte ve mozaikte kullanılan ince dokulu taş ya da mermer.
*Tüt. Nikotin oranı % 2 ve daha yukarı olan tütünlerin içim özelliği için kullanılır.
*Yerbil. Kendisini çevreleyen arazilere gore daha zor şekil değiştiren bir kayaç ya da kayaç düzeyi için kullanılır: (Eşanl. kompetan.) || Sert kayaç, öğeleri bir çimentoyla birleşmiş sağlam tortul kayaç.
* be
1. Dayanılması güç halde: Rüzgâr sert esiyor.
2. Acımasız, hoşgörüsüz, kırıcı halde: Ufaklıklara böylesine sert davranmaya hakkın yok.
3. Ani, sarsıcı halde: Virajı çok sert almak.
1. Kesilmesi, katlanması, bükülmesi, bölünmesi vb zorluk derecesi yüksek, yumuşak olmayan şey için kullanılır; katı: Granit sert bir maddedir.
2. Esnekliği azca olan, kolayca eğilip bükülmeyen şey için kullanılır: Sert kösele. Sert bir yay.
3. Katlanılması, dayanılması güç bir şey için kullanılır: Sert bir iklim. Dışarda sert bir rüzgâr esiyordu. Sert bir kış.
4. içindeki etkin madde oranı yüksek dozda olan bir şey, bir karışım için kullanılır: Sert bir tütün. Sert içkiler.
5. Hoşgörüsü, bağışlaması olmayan bir kimse için kullanılır; katı: Sert bir baba.
6. Kırıcı, incitici bir şey için kullanılır: Bu seviyede sert yanıtlar vermesi onu çok üzdü. Sert bir söz.
7. Hırçınlık, kızgınlık, hiddet yansıtan şey için kullanılır: Sorulan sert bir sesle yanıtlamak. Sert bir bakış.
8. Çok katı, titiz, sıkı bir yönetmelik, bir yasa, bir rejim vh için kullanılır: Yönetmelik hükümleri çok sert. Sert bir rejim.
9. Güçlülük, kararlılık belirten şey için kullanılır: Sert adımlarla yürümek.
10. Ani bir dönüşü gerektiren viraj, dönemeç için kullanılır; keskin: Sert bir dönemeç.
11. Bilhassa siyasal alanda hiçbir uzlaşmaya yanaşmayan bir kimse, bir topluluk için kullanılır; katı: Parti sert tutumunda kesin, örgütün en sert kanadı.
*Arkeol. Sert üslup, eski Yunanistan'da, l.û. V. yy.'ın ilk çeyreğinde gelişen sanatla alakalı üslup. (Sert üslup seramikte; kırmızı figürlerin ortaya çıkışı, çizgilerin ve düzenlemenin sağlamlığı, duruşların ve elbise kıvrımlannın zarifliğiyle, heykelde de oranlann dengesi, arkaik gülümsemenin anısını taşıyan kişilerin ölçülü yüz anlatımıyla ayırt edilir. Çiçeklik ressamlarının en fazla yapıt verdikleri üsluplardan kabul edilen sert üslup hemen sonra ortaya çıkan anıtsal duvar resminde erişilen yüksek niteliğin habercisi oldu.)
*Bine. Sert ağızlı, atın, ağzındaki kantarmaya dayanarak binicinin direktiflerine sert hareketlerle çözüm vermesi. || Sert omuz, atın katı, hareketlere uyamayan omuzları. Bu durum atın yalnız art ayak hareketleriyle yürümesine neden olur. I| Sert sürüş atı gereğinde sertçe ve mahmuz kullanarak ileri sürme. .
*Denize. Sert deniz, Beaufort' ölçeğine gore 7-8 aşama içinde esen rüzgârla kabaran deniz. (Dalga tepeleri oluşur ve köpükler kesif şeritler halinde rüzgâr yönüne savrulur.)
*Dokubil. Patolojik karakterde sklerozlaşmış doku ya da organ karşıtı olarak gelişme esnasında düzgüsel olarak sertleşmiş hayvansal ya da bitkisel dokulara ve organlara denir.
*Esk. dilbilg. Sert samit, sert ünsüz.
*Fiz. Sert ışın, kısa dalga boylu ve dolayısıyla büyük enerjili, girgin bir X ışını için kullanılır.
*Sonbahar. sant. Fazla güçlü, kuru ve kopuk bir çevre çizgisi, fırça darbesi ya da desen için denir. I| Pişmemiş, şiddetli ve yumuşaklıktan yoksun bir renk tonu için denir.
*Inş. Sert taş, çok yoğun (2 350 - 2 580 kilo/rrP) ve yüksek dayanımlı (500-1 100 kğ/santimetre*), cilaya elverişli kireçtaşı.
*Kâğ. san. Sert hamur harcı, odunözü tümüyle giderilmemiş hamur harcı. || Parlatılmış sert karton, yaş karton makinesinde üretilen, yoğun, sert, muntazam ve suya dayanıklı karton. (Parlatılmış sert karton çeşitli endüstri uygulamalarında ve inşaatlarda ahşabın yerine kullanılır.)
*Marangl. Sert ağaç, zor İşlenen, sık do- kulu, İyi cila tutan, kayın, dişbudak, ceviz, meşe vb. benzer biçimde yeril, maun, abanoz, pelesenk vb benzer biçimde yabancı ağaçlara verilen ad.
*Metalürj. karbon oranı yüksek bir adi çelik İçin kullanılır. || Sert manyetik alaşım, kalıcı mıknatıslanması çok kuvvetli olan alaşım. (Mesela suverilmiş sert çelik, devamlı mıknatıs alaşımları.)
*Orm. san. Sert odun, çoğu zaman yumuşak olan kozalaklı ağaç odununa karşıt olarak yayvan yapraklı akaçların sıkı odunu. (Çoğu zaman sertliği 6 ila 9 içinde olan oduna sert, 3 ila 6 içinde olana yarı sert, 9'un üstünde olana çok sert denir [en sert odunda 20'ye erişir].)
*Patol. Parmakla basmaya direnç gösteren ve bir çalkantı duyulmadığı halde esneklik izlenimi veren, gerilmiş görünümlü bazı doku, iltihap ve urlara denir. || Sert nabız, esneklik ve yumuşaklıktan yoksun nabız. || Sert şankr, frengi şankrı.
*Pedol. Sert kabuk, çoğunlukla koloidal silisle çimentolanmış, kurak toprakların pek derin olmayan bölümlerinde, sıkça görülen sert ve kırılgan katman ya da kat.
*Psik. Sert uyuşturucu, bedensel ve ruhsal bir bağımlılığa neden olan organik ya da bireşimsel psikotrop madde.
*Seram. Sert hamur harcı, kolay erimeyen, bu yüzden de yüksek sıcaklıkta pişime dayanıklı seramik hamur harcını. Bu işlemden sonrasında hamur harcı büyük bir direnç kazanır, kimi süre da kısmen (greler) ya da tümüyle (sert porselen) camlaşır, yumuşak hamur harcı ise aksine, düşük sıcaklığa karşı koyabilir.
*Sesbil. Kasların aşırı gerilmesiyle üretilen ve damakla sürtüşme alanının daraldığı ünsüz için kullanılır. || Sert damak, damağın ön kesiminde bulunan eklemleme bölgesi.
*Spor. Sert dönüş, kayakçının, kayaklarının yönünü ayaklarını bükerek ansızın değiştirmesi.
*Su işler. İçinde çözelti olarak büyük oranda kalsiyum tuzları bulunan su için kullanılır.
*Süslem. sant. ve Heykc. Sert taş, ufak heykellerin yapımında, mühürcülükte ve mozaikte kullanılan ince dokulu taş ya da mermer.
*Tüt. Nikotin oranı % 2 ve daha yukarı olan tütünlerin içim özelliği için kullanılır.
*Yerbil. Kendisini çevreleyen arazilere gore daha zor şekil değiştiren bir kayaç ya da kayaç düzeyi için kullanılır: (Eşanl. kompetan.) || Sert kayaç, öğeleri bir çimentoyla birleşmiş sağlam tortul kayaç.
* be
1. Dayanılması güç halde: Rüzgâr sert esiyor.
2. Acımasız, hoşgörüsüz, kırıcı halde: Ufaklıklara böylesine sert davranmaya hakkın yok.
3. Ani, sarsıcı halde: Virajı çok sert almak.
Kaynak: Büyük Larousse
Su arıtımı iyi mi yapılır? Sert ve yumuşak suyun özellikleri nedir?
İvana Sert
Daralma, ufak meşhur uyumu, sert ünsüz benzeşmesi nedir?
YORUMLAR