sevap ( I) -bı isim (seva:bı) Arapça ²evÂ¥b 1 . Hayırlı bir davranış karşısında Tanrı tarafınca verileceğine inanılan ödül: ...
sevap ( I) -bı
isim (seva:bı) Arapça ²evÂ¥b
1 . Hayırlı bir davranış karşısında Tanrı tarafınca verileceğine inanılan ödül:
2 . Tanrı tarafınca ödüllendirileceğine inanılan davranış.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
sevaba girmek sevap kazanmak (ya da işlemek)
Birleşik Sözler
hatasıyla sevabıyla
sevap ( II)
ödat (seva:p) Arapça ¹avÂ¥b
Sevap nedir, örnek verir misiniz?
Ne yaparsak bu sevap olur?
Sevap ve günah nedir?
SEVAP a. (ar. şevâb).
1. tanrısal yasaları, dinsel buyrukları yerine getirme: Sevap işlemek. Sevaba girmek.
2. TanrTnın ödüllendireceğine inanılan davranış: Yoksullara yardım etmek sevaptır.
3. Hayırlı bir davranış karşılığında Tanrı tarafınca verileceğine inanılan ödül: üç aylarda oruç tutmanın sevabı büyüktür. Sevap kazanmak.
4. Sevabına, hayır olsun diye, karşılık beklemeden.
*isi. TanrTnın kullarının iyilik ve ibadetine vereceği karşılık; Tanrı tarafınca ödüllendirileceğine inanılan yakarma. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Kuran'da sevap sözcüğü on üç ayette geçer ve ayetlerin tümünde dünyaya da ahıret nimetleri, yararları anlamında kullanılır. Bu ayetlere gore Tanrı, isteyene dünya sevâbını (nimet ve yararını), isteyene de ahret sevabını verir. İslam inancına gore, yalnız dünya nimet ve yararlarını isteyip de ahret sevabına ilgi göstermeyenler büyük bir yanılgı içindedirler. Kuran, “Tanrımız, hem dünyada iyilik hem de ahrette iyilik ver†diyenlerden övgü ile söz eder (II, 201).
insanoğlunun Tanrı katındaki kıymetini yükselten ve ona ahret nimetlerini kazandıracak olan tüm pozitif eylemleri de çoğu zaman sevap kabul edilir. İslam bilginleri bu açıdan sevap sayılan eylemleri “et-Tazim li-emrillah†(Tanrı'ın buyruğuna saygı) ve "eş-Şefkat-ü alâ halkıllah" (Tanrı'ın yarattıklarını sevme) biçiminde iki temel bölüme ayırırlar. Buna gore, Tanrı'a saygı niyetiyle meydana getirilen ve Tanrı ile kul içinde kalan namaz, oruç, zikir, yakarış, tövbe, sabır, şükür şeklinde tutum ve davranışlar yanında; çıkar gözetmeyen, Tanrı hoşnutluğu ve insan sevgisine dayanan; insanların sıhhat, mutluluk ve refahına, maddi ve manevi gelişmesine yarayan her türlü hayırlar da sevap olan işler içinde yer alır. Tüm bunlara rağmen, sevap sözcüğü, tüm bu yakarma ve hayırlar içinde, daha çok farz olmadığı halde gönüllü olarak yapılanlar için kullanılır.
1. tanrısal yasaları, dinsel buyrukları yerine getirme: Sevap işlemek. Sevaba girmek.
2. TanrTnın ödüllendireceğine inanılan davranış: Yoksullara yardım etmek sevaptır.
3. Hayırlı bir davranış karşılığında Tanrı tarafınca verileceğine inanılan ödül: üç aylarda oruç tutmanın sevabı büyüktür. Sevap kazanmak.
4. Sevabına, hayır olsun diye, karşılık beklemeden.
*isi. TanrTnın kullarının iyilik ve ibadetine vereceği karşılık; Tanrı tarafınca ödüllendirileceğine inanılan yakarma. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Kuran'da sevap sözcüğü on üç ayette geçer ve ayetlerin tümünde dünyaya da ahıret nimetleri, yararları anlamında kullanılır. Bu ayetlere gore Tanrı, isteyene dünya sevâbını (nimet ve yararını), isteyene de ahret sevabını verir. İslam inancına gore, yalnız dünya nimet ve yararlarını isteyip de ahret sevabına ilgi göstermeyenler büyük bir yanılgı içindedirler. Kuran, “Tanrımız, hem dünyada iyilik hem de ahrette iyilik ver†diyenlerden övgü ile söz eder (II, 201).
insanoğlunun Tanrı katındaki kıymetini yükselten ve ona ahret nimetlerini kazandıracak olan tüm pozitif eylemleri de çoğu zaman sevap kabul edilir. İslam bilginleri bu açıdan sevap sayılan eylemleri “et-Tazim li-emrillah†(Tanrı'ın buyruğuna saygı) ve "eş-Şefkat-ü alâ halkıllah" (Tanrı'ın yarattıklarını sevme) biçiminde iki temel bölüme ayırırlar. Buna gore, Tanrı'a saygı niyetiyle meydana getirilen ve Tanrı ile kul içinde kalan namaz, oruç, zikir, yakarış, tövbe, sabır, şükür şeklinde tutum ve davranışlar yanında; çıkar gözetmeyen, Tanrı hoşnutluğu ve insan sevgisine dayanan; insanların sıhhat, mutluluk ve refahına, maddi ve manevi gelişmesine yarayan her türlü hayırlar da sevap olan işler içinde yer alır. Tüm bunlara rağmen, sevap sözcüğü, tüm bu yakarma ve hayırlar içinde, daha çok farz olmadığı halde gönüllü olarak yapılanlar için kullanılır.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR