sertlik isim Arapça sertlik 1 . Bir hareketin, bir gücün derecesi, yeğinlik, sertlik. 2 . Hız. 3 . Bir hareketten doğan g...
sertlik
1 . Bir hareketin, bir gücün derecesi, yeğinlik, sertlik.
2 . Hız.
3 . Bir hareketten doğan güç:
"Rüzgârın sertliği."- .
4 . Karşıt görüşte olanlara, kendilerini kabul ettirme, inandırma ya da uzlaştırma yerine kaba kuvvet kullanma.
5 . mecaz Kaba güç.
6 . mecaz Duygu ya da davranışta aşırılık:
"Sesinin tonunda siteminin sertliğini azaltan bir yumuşama vardı."- N. Cumalı.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
Sertlik göstermek, Şiddete başvurmak
Birleşik Sözler
Sertlik vakası
Sertlik ve Hanım üstüne (Hanıma Uygulanan Sertlik)
Sertlik Kavramları ve Toplumsal Tesirleri
Medya ve Sertlik
ŞİDDET, -ti a (ar. söze.).
1. Bir olgunun gücü, yoğunluğu, sertliği; yeğinlik: Işığın sertliği. Depremin sertliği ve merkez üssü belirlenemedi.
2. Yoğun, sert ve bir çok vakit yıkıcı bir güçle kendini ya da tesirini gösteren bir şeyin özelliği: Bir çarpmanın, bir darbenin sertliği.
3. Soyut bir şeyin gücü, yoğunluğu: Sertliği her geçen gün artan ekonomik bir bunalım yaşamak.
4. Gövde gücünün kötüye kullanılması, silahlı etkinlikler ve aşırı bir saldırganlık özelliği taşıyan ilişkilerle belirginleşen edimlerin tümü; kaba kuvvet: Şiddete başvurmak. Sertlik kullanmak. Şiddetten nefret etmek. (Bk. ansikl. böl. Fels.)
5. Bir duygunun aşırılığı, taşkınlığı: Tutkuların sertliği.
6. Sertlik göstermek, sert ve kaba bir halde hareket etmek. || Sertlik vakası, ortalığa korku ve yılgı salmak, çevredekilerı sindirmek için meydana getirilen her türlü silahlı fiil; tedhiş.
*Esk. Sertlik-i basar, görme gücü, görüş keskinliği. || Sertlik-i hal, durumun, şartların ağırlığı. || Sertlik-i havas, duyum keskinliği. || Sertlik-i kösnü, tutkunun fazlalığı, yoğunluğu. || Sertlik-i tazyik, baskının gücü.
*Akust., Elekt., Fizs. mekan. YEĞİNLİK' in eşanlamlısı.
*Jeofiz. Bir yer sarsıntısının hususi bir ölçekle (çoğu zaman Richter ölçeğiyle) ölçülen kuvveti.
*Nörobiyol. Sertlik/süre eğrisi, sinirsel bir elemanın uyarılma eşiği ile bir doğru elektrik akımının geçişi arasındaki değişimleri gösteren deneysel eğri. (Bk. ansikl. böl.) || Başlama sertliği, sinirsel bir akım elde etmek için lüzumlu etkili şiddetlerle etkisiz olanlar arasındaki sınır. (Durağan(durgun) bir kıymet değildir, akımın çeşidiyle değişmiş olur. Anı verilen doğru akım sözkonusu olduğunda reobaz adını alır.)
*Opt. YEĞİNLİK'in eşanlamlısı.
*Siyas. bil. Şiddete başvurmama öğretisi, sertliği siyasal bir vasıta olarak kullanmayı reddeden öğreti. (Şiddete başvurmama çeşitli biçimlerde ortaya çıkabilir: şiddete başvurmadan meydana getirilen itaatsizlik, açlık grevi, gönüllü olarak tehlikeye göğüs germe, saldırgan olmayan şov. Şiddete başvurmama, bilhassa, XX. yy.'da, Gan- dhi ve Martin Luther King tarafınca uygulandı.)
*ANSİKL. Fels. Sertliği, bir girişimin başarısını elde eden temel erdem durumuna getiren Machiavelli, idealist davranış ve zoru karşı karşıya getirir. Şöyleki der: "Burada bir noktaya iyice dikkat etmek gerekir. Yenilik getirmek isteyenlerin ya bu işin altından kalkabilecek güçleri vardır ya da başkalarına dayanarak bu şekilde bir işe girişirler. Doğrusu bu girişimlerini sonuçlandırabilmek için ya rica ve yalvarma yoluna ya da zora başvuracaklardır. Rica ve yalvarma yolundan hiçbir sonuca varılamaz. Sadece yalnız kendi gücüne dayanarak zor (ital. forza) kullanabilirse, başarısızlık olasılığı son aşama azalır†(Hükümdar [il Principe], 6).
Hobbes geleneğini izleyen Marx, sertlik ya da kaba güç kavramıyla devlet terimini birleştirir. Şöyleki der: "Paracı devrin ortaya çıkardığı çeşitli ilk birikim şekilleri ilkin, azca çok kronolojik bir sırayla birbirini izler [...]. Bu yöntemlerin bazıları kaba güç (brutalste Gevvalt) kullanımına dayanırlarsa da istisnasız hepsi, paracı ekonomi düzenine geçişi zorla hızlandırmak ve geçiş evrelerini kısaltmak için toplumun bir elde toplanmış ve örgütlenmiş gücü olan devlet iktidarını kullanır. Hakikaten de zor, dönüşmekte olan her eski toplumun ebesi ve tutumsal bir etkendir (Kapital [Das Kapital], 1, 3, 31). Buna nazaran marxçı kuramda şiddetin (alm. Gevvalt) bir yergi ya da övgüsü değil, tüm dönemler için geçerli olduğu ileri sürülen bir saptama vardır. Engels şu şekilde der: “Şiddet [...] tarihte [...] devrimci bir rol oynar; bağrında yeni bir cemiyet taşıyan her eski toplumun ebesi, şiddettir" (Anti-Dühring, 2, 4)
.
*Nörobiyol. Kurbağada siyatik sinirin sertlik/süre eğrisi Lapicque tarafınca tanımlanmıştır (1909). Sinirsel bir elemanın uya- rılabilmesi için lüzumlu en düşük akım sertliği (akımın geçiş süresi çok uzun olduğu vakit) reobaz adını alır; kronaksi ise reobazın iki katı bir uyarım elde etmek için akımın geçmesi ihtiyaç duyulan süredir.
1. Bir olgunun gücü, yoğunluğu, sertliği; yeğinlik: Işığın sertliği. Depremin sertliği ve merkez üssü belirlenemedi.
2. Yoğun, sert ve bir çok vakit yıkıcı bir güçle kendini ya da tesirini gösteren bir şeyin özelliği: Bir çarpmanın, bir darbenin sertliği.
3. Soyut bir şeyin gücü, yoğunluğu: Sertliği her geçen gün artan ekonomik bir bunalım yaşamak.
4. Gövde gücünün kötüye kullanılması, silahlı etkinlikler ve aşırı bir saldırganlık özelliği taşıyan ilişkilerle belirginleşen edimlerin tümü; kaba kuvvet: Şiddete başvurmak. Sertlik kullanmak. Şiddetten nefret etmek. (Bk. ansikl. böl. Fels.)
5. Bir duygunun aşırılığı, taşkınlığı: Tutkuların sertliği.
6. Sertlik göstermek, sert ve kaba bir halde hareket etmek. || Sertlik vakası, ortalığa korku ve yılgı salmak, çevredekilerı sindirmek için meydana getirilen her türlü silahlı fiil; tedhiş.
*Esk. Sertlik-i basar, görme gücü, görüş keskinliği. || Sertlik-i hal, durumun, şartların ağırlığı. || Sertlik-i havas, duyum keskinliği. || Sertlik-i kösnü, tutkunun fazlalığı, yoğunluğu. || Sertlik-i tazyik, baskının gücü.
*Akust., Elekt., Fizs. mekan. YEĞİNLİK' in eşanlamlısı.
*Jeofiz. Bir yer sarsıntısının hususi bir ölçekle (çoğu zaman Richter ölçeğiyle) ölçülen kuvveti.
*Nörobiyol. Sertlik/süre eğrisi, sinirsel bir elemanın uyarılma eşiği ile bir doğru elektrik akımının geçişi arasındaki değişimleri gösteren deneysel eğri. (Bk. ansikl. böl.) || Başlama sertliği, sinirsel bir akım elde etmek için lüzumlu etkili şiddetlerle etkisiz olanlar arasındaki sınır. (Durağan(durgun) bir kıymet değildir, akımın çeşidiyle değişmiş olur. Anı verilen doğru akım sözkonusu olduğunda reobaz adını alır.)
*Opt. YEĞİNLİK'in eşanlamlısı.
*Siyas. bil. Şiddete başvurmama öğretisi, sertliği siyasal bir vasıta olarak kullanmayı reddeden öğreti. (Şiddete başvurmama çeşitli biçimlerde ortaya çıkabilir: şiddete başvurmadan meydana getirilen itaatsizlik, açlık grevi, gönüllü olarak tehlikeye göğüs germe, saldırgan olmayan şov. Şiddete başvurmama, bilhassa, XX. yy.'da, Gan- dhi ve Martin Luther King tarafınca uygulandı.)
*ANSİKL. Fels. Sertliği, bir girişimin başarısını elde eden temel erdem durumuna getiren Machiavelli, idealist davranış ve zoru karşı karşıya getirir. Şöyleki der: "Burada bir noktaya iyice dikkat etmek gerekir. Yenilik getirmek isteyenlerin ya bu işin altından kalkabilecek güçleri vardır ya da başkalarına dayanarak bu şekilde bir işe girişirler. Doğrusu bu girişimlerini sonuçlandırabilmek için ya rica ve yalvarma yoluna ya da zora başvuracaklardır. Rica ve yalvarma yolundan hiçbir sonuca varılamaz. Sadece yalnız kendi gücüne dayanarak zor (ital. forza) kullanabilirse, başarısızlık olasılığı son aşama azalır†(Hükümdar [il Principe], 6).
Hobbes geleneğini izleyen Marx, sertlik ya da kaba güç kavramıyla devlet terimini birleştirir. Şöyleki der: "Paracı devrin ortaya çıkardığı çeşitli ilk birikim şekilleri ilkin, azca çok kronolojik bir sırayla birbirini izler [...]. Bu yöntemlerin bazıları kaba güç (brutalste Gevvalt) kullanımına dayanırlarsa da istisnasız hepsi, paracı ekonomi düzenine geçişi zorla hızlandırmak ve geçiş evrelerini kısaltmak için toplumun bir elde toplanmış ve örgütlenmiş gücü olan devlet iktidarını kullanır. Hakikaten de zor, dönüşmekte olan her eski toplumun ebesi ve tutumsal bir etkendir (Kapital [Das Kapital], 1, 3, 31). Buna nazaran marxçı kuramda şiddetin (alm. Gevvalt) bir yergi ya da övgüsü değil, tüm dönemler için geçerli olduğu ileri sürülen bir saptama vardır. Engels şu şekilde der: “Şiddet [...] tarihte [...] devrimci bir rol oynar; bağrında yeni bir cemiyet taşıyan her eski toplumun ebesi, şiddettir" (Anti-Dühring, 2, 4)
.
*Nörobiyol. Kurbağada siyatik sinirin sertlik/süre eğrisi Lapicque tarafınca tanımlanmıştır (1909). Sinirsel bir elemanın uya- rılabilmesi için lüzumlu en düşük akım sertliği (akımın geçiş süresi çok uzun olduğu vakit) reobaz adını alır; kronaksi ise reobazın iki katı bir uyarım elde etmek için akımın geçmesi ihtiyaç duyulan süredir.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR