SORMAK g. f. 1. (Bir hiç kimseye) bir şey sormak, sual sormak, bir şey hakkında bilgi almak ya da bir konudaki bilgisini ölçmek içi...
SORMAK g. f.
1. (Bir hiç kimseye) bir şey sormak, sual sormak, bir şey hakkında bilgi almak ya da bir konudaki bilgisini ölçmek için bir hiç kimseye bir sual yöneltmek, ondan bir cevap istemek: Ona adını sordunuz mu? Sor bakalım, saat firar etmiş. Saati sormak. Öğrencilere sınavda zor sorular sormak.
2. Bir kimseyi sormak, onu aramak, iyi mi bulunduğunu, bir yerde bulunup bulunmadığını öğrenmek istemek: Asla arayıp sorduğun yok, ne haldeyiz biliyor musun? Beni soran oldu mu?
3. Tkz. Bir şeyi bir kimseden sormak, bir şeyin sorumluluğu bir kimsenin üstünde olmak: Burada her şeyi ondan merak ederler
4. Sorma, sormayın, sorma gitsin, sanılanın çok üstünde, anlatılması güç; çok fena: Sorma, o akşam neler çektik. Öyleki bir kavga ki, sorma gitsin. || Sormak, sorması ayıp olmasın (fakat), saygısızlık sayılabilecek bir sual sorulacağı süre söze giriş kalıbı: Sorması ayıp, maaşınız ne kadar? Sormak ayıp olmasın fakat bu evi ne kadara aldınız? Bir kimseyi, bir şeyi sorarsan, onun ne durumda bulunduğunu öğrenmek istersen.
*sordurmak ettirg. f. Sormak eylemini yaptırmak.
* sorulmak edilg. f.
1. Bir sual yöneltilmek, yanıt istenmek: Bu sual çok soruldu.
2. Tkz. Bir kimseden sorulmak, bir şeyden, bir yerden söz ederken, sorumluluğu o kimsenin üstünde olmak (çoğul özneyle, çalım satmak amacıyla da kullanılır): Gazetenin tüm işleri ondan sorulur. Buralar, bu işler bizlerden sorulur.
1. (Bir hiç kimseye) bir şey sormak, sual sormak, bir şey hakkında bilgi almak ya da bir konudaki bilgisini ölçmek için bir hiç kimseye bir sual yöneltmek, ondan bir cevap istemek: Ona adını sordunuz mu? Sor bakalım, saat firar etmiş. Saati sormak. Öğrencilere sınavda zor sorular sormak.
2. Bir kimseyi sormak, onu aramak, iyi mi bulunduğunu, bir yerde bulunup bulunmadığını öğrenmek istemek: Asla arayıp sorduğun yok, ne haldeyiz biliyor musun? Beni soran oldu mu?
3. Tkz. Bir şeyi bir kimseden sormak, bir şeyin sorumluluğu bir kimsenin üstünde olmak: Burada her şeyi ondan merak ederler
4. Sorma, sormayın, sorma gitsin, sanılanın çok üstünde, anlatılması güç; çok fena: Sorma, o akşam neler çektik. Öyleki bir kavga ki, sorma gitsin. || Sormak, sorması ayıp olmasın (fakat), saygısızlık sayılabilecek bir sual sorulacağı süre söze giriş kalıbı: Sorması ayıp, maaşınız ne kadar? Sormak ayıp olmasın fakat bu evi ne kadara aldınız? Bir kimseyi, bir şeyi sorarsan, onun ne durumda bulunduğunu öğrenmek istersen.
*sordurmak ettirg. f. Sormak eylemini yaptırmak.
* sorulmak edilg. f.
1. Bir sual yöneltilmek, yanıt istenmek: Bu sual çok soruldu.
2. Tkz. Bir kimseden sorulmak, bir şeyden, bir yerden söz ederken, sorumluluğu o kimsenin üstünde olmak (çoğul özneyle, çalım satmak amacıyla da kullanılır): Gazetenin tüm işleri ondan sorulur. Buralar, bu işler bizlerden sorulur.
Kaynak: Büyük Larousse
Rüyada Sual Sormak
İşletme müessese aşamaları ile ilgili mülakat için iyi mi sorular sormak gerekir?
YORUMLAR