sözlü ödat 1 . Sözle, konuşma biçiminde meydana getirilen, şifahi, yazılı karşıtı: "Bu mevzuda sözlü bir mutabakat yoktu aral...
sözlü
ödat
1 . Sözle, konuşma biçiminde meydana getirilen, şifahi, yazılı karşıtı:
"Bu mevzuda sözlü bir mutabakat yoktu aralarında, sözsüz bir uzlaşmaydı yalnızca."- ü. Dökmen.
2 . isim Evlenmek için birbirine söz vermiş olan kimse, yavuklu.
ödat
1 . Sözle, konuşma biçiminde meydana getirilen, şifahi, yazılı karşıtı:
"Bu mevzuda sözlü bir mutabakat yoktu aralarında, sözsüz bir uzlaşmaydı yalnızca."- ü. Dökmen.
2 . isim Evlenmek için birbirine söz vermiş olan kimse, yavuklu.
Birleşik Sözler
- sözlü film
- sözlü kültür
- sözlü hücum
- sözlü sual önergesi
- sözlü tarih
- açık sözlü
- çok sözlü
- sazlı sözlü
- tatlı sözlü
- tok sözlü
Sözlü Ifade ve Sözlü Ifade Kuralları
Sözlü Tarih Nedir? Sözlü Tarih Hakkında
Sözlü tarih nedir, görsel örneklerle açıklar mısınız?
SÖZLü sıf.
1. YAZlLl'ya karşıt olarak sözle konuşma biçiminde meydana getirilen bir şey için kullanılır; şifahi: Sözlü ifade Sözlü imtihan.
2. Bir kimselerle herhangi bir şey için sözleşmiş olan kimse için kullanılır: Bir ye re bir hiç kimseye sözlüyüm, sizinle gele mem.
*Ed. Sözlü edebiyat, yazının kullanılmadığı dönemlerde ve toplumlarda meydana gelen, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa aktarılan edebiyat. (Eşanl. HALK EDEBİYATI) [Bk. ansikl. böl.]
*Huk. Sözlü vasiyetname -VASİYETNAME. | Sözlü yargılama usulü, tarafların iddia ve savunmalarını mahkemeye sözlü olarak bildirdikleri yargılama usulü. (Sözlü yargılama usulü, bazı davaların ve işle rin daha acele sonuçlanmasını sağlar. Kaide olarak iş mahkemesi, tapulama mahkemesi benzer biçimde hususi mahkemelerde sözlü yargılama usulü uygulanır.)
*Sine Sözlü beyaz perde, beyaz perde tarihinde sessiz beyaz perdeden sonrasında gelen dönem. | Sözlü film, ekranda görülen oyuncuların konuştuklarını seyirciye yansıtabilen bir yönteme gore gerçekleştirilmiş film. (Sözlü filmler 20'li yılların sonlannda yapılmaya başlandı.)
* a. Sözlü yoklamalardan oluşan imtihan ya da sınavın bir kısmı; sözlü imtihan: Sözlü olmak. Sözlüden on almak. Bir sınavın sözlüsü.
* sıf. ve a. Evlenmek suretiyle birbirlerine söz vermiş olan kimselerden her biri.
*ANSİKL Ed. Sözlü edebiyatın büyük bir bölümünü atasözü, bilmece, engel, türkü, ağıt, ninni, destan, masal, halk hikâyesi, karagöz, ortaoyunu benzer biçimde yaratıcısı belli olmayan, halkın ortak malı ürünler oluşturur Aşık denen saz şairlerinin meydana getirmiş olduğu koşma, divan, semai, kalenderi vb. ürünler ise sanatçısı belli olan sözlü edebiyat kapsamındadır ( ÂŞIK' EDEBİYATI.) Türk edebiyatında sözlü edebiyatın sonradan yazıya geçirilmiş olan en eski ürünleri Kâşgartı Mahmut'un Divanü sözlük it-türk' ündedir. XV. yy.'a ilişkin olduğu sanılan Kitab-ı Dede Korkutta Oğuz Türkleri'nin destansı öyküleri yer alır XVII. yy.'dan başlayarak yazılmış örnekleri günümüze ulaşan cönklerde âşık edebiyatı ürünleri herhangi bir derleme yöntemine bağlı olmaksızın parça parça saptanmıştır. Bilimsel yöntemle derlemeler ise XIX. yy.'da adım atmıştır.
1. YAZlLl'ya karşıt olarak sözle konuşma biçiminde meydana getirilen bir şey için kullanılır; şifahi: Sözlü ifade Sözlü imtihan.
2. Bir kimselerle herhangi bir şey için sözleşmiş olan kimse için kullanılır: Bir ye re bir hiç kimseye sözlüyüm, sizinle gele mem.
*Ed. Sözlü edebiyat, yazının kullanılmadığı dönemlerde ve toplumlarda meydana gelen, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa aktarılan edebiyat. (Eşanl. HALK EDEBİYATI) [Bk. ansikl. böl.]
*Huk. Sözlü vasiyetname -VASİYETNAME. | Sözlü yargılama usulü, tarafların iddia ve savunmalarını mahkemeye sözlü olarak bildirdikleri yargılama usulü. (Sözlü yargılama usulü, bazı davaların ve işle rin daha acele sonuçlanmasını sağlar. Kaide olarak iş mahkemesi, tapulama mahkemesi benzer biçimde hususi mahkemelerde sözlü yargılama usulü uygulanır.)
*Sine Sözlü beyaz perde, beyaz perde tarihinde sessiz beyaz perdeden sonrasında gelen dönem. | Sözlü film, ekranda görülen oyuncuların konuştuklarını seyirciye yansıtabilen bir yönteme gore gerçekleştirilmiş film. (Sözlü filmler 20'li yılların sonlannda yapılmaya başlandı.)
* a. Sözlü yoklamalardan oluşan imtihan ya da sınavın bir kısmı; sözlü imtihan: Sözlü olmak. Sözlüden on almak. Bir sınavın sözlüsü.
* sıf. ve a. Evlenmek suretiyle birbirlerine söz vermiş olan kimselerden her biri.
*ANSİKL Ed. Sözlü edebiyatın büyük bir bölümünü atasözü, bilmece, engel, türkü, ağıt, ninni, destan, masal, halk hikâyesi, karagöz, ortaoyunu benzer biçimde yaratıcısı belli olmayan, halkın ortak malı ürünler oluşturur Aşık denen saz şairlerinin meydana getirmiş olduğu koşma, divan, semai, kalenderi vb. ürünler ise sanatçısı belli olan sözlü edebiyat kapsamındadır ( ÂŞIK' EDEBİYATI.) Türk edebiyatında sözlü edebiyatın sonradan yazıya geçirilmiş olan en eski ürünleri Kâşgartı Mahmut'un Divanü sözlük it-türk' ündedir. XV. yy.'a ilişkin olduğu sanılan Kitab-ı Dede Korkutta Oğuz Türkleri'nin destansı öyküleri yer alır XVII. yy.'dan başlayarak yazılmış örnekleri günümüze ulaşan cönklerde âşık edebiyatı ürünleri herhangi bir derleme yöntemine bağlı olmaksızın parça parça saptanmıştır. Bilimsel yöntemle derlemeler ise XIX. yy.'da adım atmıştır.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR