Suç Nedir?

Kabahat TDK, Türk Dil Kurumu isim 1 . Törelere, terbiye kurallarına aykırı davranış. 2 . ( hukuk ) Yasalara aykırı davranış, cü...

Kabahat
TDK, Türk Dil Kurumu




isim
1 . Törelere, terbiye kurallarına aykırı davranış.
2 . (hukuk) Yasalara aykırı davranış, cürüm:

"Casusluk suçundan yakalanıp müebbet hapse mahkûm olmadın mı?"- R. H. Karay.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • kabahat işlemek
  • kabahat olmak
  • (birinin) suçundan geçmek
  • suçunu affetmek
Birleşik Sözler

  • kabahat aleti
  • kabahat bilimi
  • kabahat duyurusu
  • suçüstü
  • kabahat yükleme
  • meşhut kabahat
  • organize kabahat
  • taksirli kabahat
  • yüz kızartıcı kabahat
  • disiplin suçu
  • insanlık suçu
  • tart suçu






  • Taksirli Kabahat Nedir?


  • Kabahat Bilimi Nedir?


  • Meşhut Kabahat Nedir?





SUÇ, -çu a.

1. Hukuka aykırı olan ve yasaca cezalandınlan fiil. (Bk. ansikl. böl. Cez. huk.)

2. Ahlaka, toplumsal kurallara aykırı olan davranış: Bu soykınm, bir insanlık suçudur Uygarlığımıza karşı işlenmiş bir kabahat.




3. Yapılmaması ihtiyaç duyulan bir fiil, büyük yanlışlık, ağır hata: Onun tek suçu, düşündüklerini yüksek sesle söylemek. Bu, benim suçum değil.

4. Kabahat aleti, bir suçun işlenmesinde kullanılan alet. || Kabahat işlemek, yasalara, cemiyet kurallanna aykırı sayılan bir davranışta, bir eylemde bulunmak. || Kabahat olmak, kabahat olarak nitelenmek: Bu şekilde davranmamız şimdi kabahat mu oldu? || Kabahat yüklemek, bir suçu, bir hatayı bir hiç kimseye yıkmak; bir suçtan, bir hatadan o kimseyi görevli tutmak.


*Cez. huk. Kabahat eşyası, suçta kullanılan eşya ya da suçun mevzusu olan eşya. || Kabahat isnadı, kabahat sayılan bir eylemin birine bağlanması, itham. || Suça iştirak, suça katılma, kabahat ortaklığı. (Bk. ansikl. böl.) || Suça girişim, bir kimsenin işlemeyi kasdettiği suçla ilgili eylemlere başlaması; sadece elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlayamaması. (Bk. ansikl. böl.) || Suçların içtiması, birden çok suçun bir arada bulunması. (Bk. ansikl. böl.) || Suçun unsurları, bir eylemin kabahat sayılması için lüzumlu yasal koşulların tümü. || Basın suçu - BASIN. || Disiplin suçu -DİSİPLİN. || Fikir ya da düşünce suçu * DüŞüNCE. || Meşhut kabahat, azca ilkin işlenmiş ya da işlenmekte olan kabahat. ( SUÇüSTü.)


*Uluslarar. huk. Harp suçu, cenk hukuku kurallarının ihlali (yağma, kıyım, rehinelerin öldürülmesi). || İnsanlığa karşı kabahat, devletler tarafınca ceza yaptırımına bağlanmış internasyonal hukuk kurallarının ihlali (tehcir, toplu öldürme, soykırımı). || Internasyonal kabahat, 1945'te, Birleşmiş milletler genel kurulu tarafınca tanımlanan cenk suçları, insanlığa karşı suçlar ya da barışa karşı suçlar. (Bk. ansikl. böl.) || Barışa karşı kabahat, barışı düzenleyen kuralların ihlali.


*ANSIKL. Cez. huk. Kabahat, belirli bir toplumdaki hukuk düzenini bozan ve bundan dolayı cezalandırılan eylemdir. Kabahat diye nitelenen eylemlerin hukuka aykırı diğeri eylemlerden ve bilhassa de haksız fiillerden farkı, bu aykırılığın daha şiddetli olması ve cemiyet düzenini bozmasıdır. Bundan dolayı kabahat sayılan eylemler, ceza denen yaptırımlarla karşılanır. Suçlar için öngörülen cezalar, bir bakıma suçların topluma verdiği zararların giderilmesi amacını taşır gibidir. Suçun belirgin niteliği, yasalarca tanımlanması ve cezalandırılmasıdır. Yasalarda belirtilmeyen hiçbir fiil, kabahat olarak nitelenemez. Bir davranış biçimi terbiye açısından ne kadar fena sayılırsa sayılsın, ceza denen bir yaptırımla karşılanmadığı sûrece, kabahat diye adlandırılamaz. Kabahat yasa tarafınca cezalandırılan eylemdir. Bir eylemi kabahat haline getiren, onu diğeri eylemlerden ayıran özellikler, suçun öğelerini ortaya koyar. Suçu maddi ve sosyolojik açıdan değil, hukuk açısından ele alan ceza hukuku, bir eylemin kabahat sayılması için kimi koşulları öngörür. Bu koşullara suçun unsurları denir. Bir eylemde bu unsurlar bulunmazsa, fiil kabahat sayılmaz. Bundan dolayı bunlara suçun kurucu unsurları denir. Bu kurucu unsurlar şunlardır: kanuni unsur, maddi unsur, hukuka aykırılık unsuru ve manevi unsur. Suçun kanuni unsuru, kabahat sayılan eylemin yasada tanımlanmış olmasıdır. Bir eylemin kabahat sayılabilmesi ve cezalandırılabilmesi için, onun yasada açıkça belirlenmiş olması ve karşılığında bir ceza konmuş olması gerekir. Kanunsuz kabahat ve ceza olması imkansız. Cezaların keyfiliğini önleyen bu ilke, Türk cez. k.'nun 1. maddesinde şu şekilde dile getirilmiştir: "Kanunun açıkça kabahat saymadığı bir fiil için hiç kimseye ceza verilemez. Kanunda yazılı cezalardan başka bir ceza ile kimse cezalandırılamaz." Yürürlükteki bir yasada belirtilmiş olmayan hiçbir kabahat ve ceza olması imkansız. Suçun maddi unsuru, onun bir davranış ve fiil bulunduğunu belirtir. Maddi unsur hareket, netice ve bu ikisi arasındaki ilişkiden oluşur. Suçlar yasada sonuçlara gore tanımlanmakla beraber, hareketin de kendi başına bir önemi vardır. Bu durum, bilhassa girişim derecesinde kalmış suçlarda ortaya çıkar. Hareket, bir eylemi yapmak biçiminde olabileceği şeklinde, yapmamak biçiminde de olabilir. Netice, hukuk düzeninin önlemek istediği değişikliktir. Hareketten doğmayan, onunla ilişkisi olmayan netice, hukuk açısından ehemmiyet taşımaz. Suçun maddi unsuru bakımından dikkate alınacak netice, yasal tanıma uygun olan sonuçtur. Bir suçun doğması için, hareketten doğan sonucun yasada belirtilen netice olması gerekir. Kimi durumlarda hareketin gerçekleşmesiyle kabahat tamamlanır. Bu tür suçlara, sonucu harekete bitişik suçlar ya da biçimsel suçlar denir. Mesela, hakaret ya da yalan yere yemin suçunun meydana gelmesi için "hareket" yeterlidir. Kimi suçların tamamlanması içinse belirli bir “sonuç" doğmalıdır. Mesela, adam öldürme suçunun tamamlanmış sayılması için hareket kafi sayılmaz, sonucun da gerçekleşmiş olması, doğrusu fizyolojik olarak ölüm vakası gerekir. Bu ayırım, bilhassa girişim halinde kalmış suçlarla tamamlanmış suçlara verilecek cezalarda ehemmiyet kazanır. Sonucu harekete bitişik ya da biçimsel suçlarda girişim durumu olmaz; hareketin gerçekleşmesiyle kabahat tamamlanmış sayılır. Oysa kaide olarak bir suçtan söz etmek için, yasanın aramış olduğu sonucun doğan olması gerekir. Bu şekilde bir netice doğmamışsa, kabahat girişim derecesinde kalmış sayılır ve suçluya tamamlanmış suça oranla daha azca ceza verilir.

Bir eylemi kabahat haline getiren koşullardan biri de, bu eylemin hukuka aykırılığıdır. Hukuka aykırılık, yasal tanıma uyan ve bundan dolayı de kabahat sayılması ihtiyaç duyulan bir eylemin yalnız ceza hukukuyla değil, tüm hukuk düzeniyle gelişmesi anlamına gelir. Hiçbir hukuk kuralı kabahat sayılan bir eyleme izin vermemelidir. Ceza hukukunda hukuka uygunluk sebepleri diye anılan kimi durumlar, biçimsel olarak tamamlanmış, yasal tanıma uygun eylemleri kabahat olmaktan çıkarmaktadır. Hukuka uygunluk sebepleri Türk cez. k.'nun 49. maddesinde belirtilmiştir: yasanın ya da yetkili bir makamın emrini yerine getirme, meşru savunma ve ıztırar (zorunluluk) hali. Yasada yer almayan, sadece hukuk öğretisince benimsenen diğeri hukuka uygunluk sebepleri de şunlardır: hakkın kullanılması ve mağdurun (suçtan zarar görenin) rızası. Hukuka uygunluk sebeplerinin varlığı, eylemi kabahat olmaktan çıkarır; biçimsel olarak ortada kabahat sayılan bir fiil doğan olsa bile, ceza verilmez. Zabıta memurunun yasalara uygun olarak birini yaralaması, hatta öldürmesinin, meşru savunma durumunda kalan kişinin gerçekleştirdiği sertlik eyleminin, yetkili bir doktorun yapmış olduğu ameliyat sonucu hastasının ölümüne niçin olmasının cezasız kalması, bu eylemlerde hukuka aykırılık unsurunun bulunmasındandır.

Manevi unsur, suçlunun kusurluluğu ve bu kusuru yüklenebilecek ehliyete haiz olmasıdır. Kusurluluk kasıt ve taksir olmak suretiyle iki şekilde ortaya çıkar. Kasıt, eylemin bilerek ve istenerek yapılmasıdır. Suçlunun kasten hareket ettiğini söyleyebilmek için eylemi daha ilkin tasarlamış olması gerektiği, çoğu zaman hukuk öğretisinde kabul edilen bir görüştür. Kasıtla taksir arasındaki en mühim fark budur. Kastın bulunması için eylemin bilinmesi ve istenmesi gerekiyorsa da, bu isteğin altında yatan ruhsal etmenlerin bilinmesine gerek kalmamıştır. Çoğu zaman kasıt teriminin içine, ruhsal etmenler sokulmaz. Saik diye adlandırılan bu etmenlerin sadece suçluya uygulanacak cezanın belirlenmesinde rol oynacağı görüşü egemendir. Sadece kimi durumlarda saik diye adlandırılan ruhsal etmenlerin suça tesir edeceği yasada belirtilmiştir. Mesela, adam öldürme suçunun “kan gütme saiki" ile işlenmesi, suçun ağırlatıcı nedenidir. Kusurluluğun diğeri biçimi de, "taksirâ€dir. Taksirin ne olduğu yasada açıkça belirtilmemiştir. Sadece taksirle adam öldürme suçunun tanımında kullanılan "tedbirsizlik, dikkatsizlik, meslek ve sanatta acemilik, komut ve talimatlara uymama" şeklinde ifadelerden, yasanın "taksir" kavramından ne anladığı çıkarılabilir. Taksirin en belirgin niteliği, kastın aksine, sonucun istenmeden gerçekleşmiş olmasıdır. Kasıt ya da taksir biçiminde ortaya çıkan kusurluluk, sadece isnat kabiliyetiyle beraber ehemmiyet kazanabilir. Sanığın kusurundan söz edebilmek için, onun ehliyetinin bulunması gerekir. Suçun manevi unsuru, ilk olarak kusurlu davranıştan görevli olabilecek bir kişinin varlığını gerektirir. Bu şekilde bir sorumluluktan yoksun biri (mesela, bir akıl hastası) için kusurlu davranıştan söz edilemez.

Türk cez. k., suçları kabahat ve cürüm olmak suretiyle ikiye ayırır. Bu ayırım, suçların ağırlıklarına ve bunlara verilen cezalara gore yapılır. Cürüm sayılan suçlar, ağır suçlardır. Bu tür suçlara ölüm, ağır hapis ya da para cezası şeklinde ağır cezalar verilir. Kabahatlerse, daha hafifçe olan suçlardır. Bu tür suçlara hafifçe hapis ve para cezası şeklinde daha hafifçe cezalar uygulanır. Cürümleri cezalandırmak için suçlunun kasten hareket etmesi koşulu arandığı halde, kabahat suçlarında kasıt aranmaz.


*Suçların içtiması. Birden çok suçun bir arada bulunması durumudur. Bu, iki şekilde gerçekleşebilir. Ya birden çok fiil vardır ve eylemlerin her biri ayrı bir kabahat oluşturur ya da bir eylemle yasanın birden çok maddesine karşı gelinmiş olur. Birinci durumda, gerçek bir içtimadan; ikinci durumda da fikri içtimadan söz edilir. Suçların içtimasından söz edilmesi için birinci eyleme katılan diğeri eylemlerin aslolan suçun unsuru ya da ağırlaştırıcı sebebi olmamaları, onlardan bağımsız bulunmaları gerekir. Eğer suçlardan biri ötekinin unsuru ya da ağırlaştırıcı sebebi ise, suçların içtimasına ilişkin kurallar uygulanmaz.

Türk cez. k.'nda üç durum dikkate alınmıştır:

1. bir kabahat işlemek için başka bir kabahat işlemek;

2. işlenmiş bir suçu gizlemek için başka bir kabahat işlemek;

3. bir kabahat işlemek dolayısıyla başka bir kabahat daha işlemek (md. 78). Fikri içtimayla ilgili yasa kuralına gore, işlediği bir fiille kanunun değişik hükümlerini ihlal eden şahıs, bunların ağır cezayı gerektiren maddesine gore cezalandırılır (Türk cez. k. md. 79).

Suçların gerçek içtiması durumunda verilecek ceza mevzusunda üç sistem vardır:

1. cezaların toplanması sistemi;

2. en ağır cezanın verilmesi sistemi;

3. cezanın ağırlaştırılması sistemi. Türk cez. k.'nun üçüncü sistemi benimsemiştir. Buna gore, en ağır suçun cezasına diğeri suçların cezaları belirli bir oran içinde eklenmiş olur.


* Suça girişim. Suça teşebbüsün iki türü vardır: tam girişim ve tamamlanmamış girişim Kabahat işleme kasdı ve elverişli araçlarla kabahat işleme girişiminde bulunan fail tüm hareketleri yapmış olduğu halde sonuca ulaşamazsa, tam girişim durumu vardır. Tamamlanmamış girişim ise, failin elinde olmayan nedenler dolayısıyla hareketleri bitirememiş olmasıdır. Mesela, adam öldürme suçunda, öldürmek için tabancasını ateşleyen şahıs, tüm hareketi yapmıştır. Buna rağmen ölüm sonucu doğmamışsa, ortada öldürmeye tam girişim vardır. Buna karşılık, öldürmek için tabancasını çeken biri, başka birisi tarafınca durdurulursa, yapılması ihtiyaç duyulan tüm hareketler tamamlanmadığı için bu durumda tamamlanmamış teşebbüsten söz edilir. Tamamlanmış suça oranla, girişim halinde kalmış suçlara daha azca ceza verilir. Tam girişim, tamamlanmamış teşebbüsten daha ağırdır; bundan dolayı tam girişim durumunda, tamamlanmamış teşebbüse gore daha ağır ceza uygulanır. Ceza k.'nda tam teşebbüsün cezalandırılmasına ilişkin düzenleme şöyledir: Bir kimse işlemeyi kastettiği suçla ilgili tüm hareketleri yapmış, sadece elinde olmayan bir nedenle kabahat meydana gelmemişse (yasada başka türlü bir düzenleme yoksa) ve kabahat, ölüm cezasını gerektiriyorsa, teşebbüste bulunan kişiye, yirmi yıldan azca olmamak suretiyle ağır hapis cezası; yaşam boyu ağır hapis cezasını gerektiriyorsa on beş yıldan yirmi yıla kadar ağır hapis cezası verilir. Diğeri durumlarda o kabahat için yasada belirtilmiş olan ceza, altıda birden üçte bire kadar indirilir (md. 62). Tamamlanmamış teşebbüsün cezalandırılmasıyla ilgili yasa kuralı ise şöyledir: Bir kimse işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli araçlarla işlemeye başlamış, elinde olmayan bir nedenle suçun meydana gelmesi için lüzumlu eylemleri tamamlayamamışsa (yasada başka türlü düzenlemede olmayan yerlerde) ve kabahat ölüm cezasını gerektiriyorsa, teşebbüste bulunan kişiye on beş yıldan yirmi yıla kadar ağır hapis cezası; yaşam boyu ağır hapis cezasını gerektiriyorsa on yıldan on beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir. Diğeri durumlarda o kabahat için yasaca belirlenmiş ceza, yarısından üçte ikisine kadar indirilir (md. 61).

Teşebbüsün cezalandırılabilmesi için failin kasten hareket etmesi gerekir. Bu da sadece cürüm niteliğindeki ağır suçlarda sözkonusu olur. Teşebbüsün bir koşulu da, kabahat işleme girişiminde elverişli araçların kullanılmış olması ve eyleme başlanmış olmasıdır. Mesela, oyuncak tabancayla adam öldürmeye girişim edilemeyeceği şeklinde, fiil haline dönüşmemiş bir niyet de cezalandırılamaz. Teşebbüsün son bir koşulu da, eylemin yarıda kalması ya da sonucun meydana gelmemesinin failin elinde olmayan nedenlere dayanmasıdır. Fail kendi isteğiyle vazgeçtiğinde, vazgeçme anına kadar yapmış olduğu hareketler başlı başına bir kabahat oluşturuyorsa onunla cezalandırılır (md. 61).


* Suça iştirak. Bir kabahat tek bir şahıs tarafınca işlenebileceği şeklinde, birden çok şahıs tarafınca da işlenebilir, iştirakten söz edebilmek için, kabahat işleme mevzusunda kişiler içinde evvelinde bir anlaşmanın bulunması gerekir. Kimi suçların işlenebilmesi birden çok kişinin beraber hareket etmesine bağlıdır; bu durumda iştirakten söz edilemez. Mesela, zina suçunun meydana gelebilmesi için, aslında iki kişinin varlığı zorunludur. Bu durumda iştirakten söz edilemez. İştirak, sadece pozitif bir eylemle gerçekleşebilir. Bir eylemde bulunmamak biçiminde suça iştirak sözkonusu olması imkansız. Mesela, bir suçun işleneceğini haber alan kişinin durumu yetkili makamlara bildirmemesi iştirak sayılmaz. Suça iştirak, asli ve ışık'i olmak suretiyle iki türlüdür.

Asli iştirak de maddi ve manevi olmak suretiyle iki şekilde olabilir. Asli maddi iştirak, kabahat olan eylemi beraber gerçekleştirmektir. Asli manevi iştirak ise, bir suçun işlenmesine başkasını azmettirme biçiminde gerçekleşir. Bu durumda, başkasını suça azmettirme (yönelten) şahıs, suçun ilk ve etkili nedenini yaratmış olmaktadır. Işık'i iştirak de maddi ve manevi olmak suretiyle ikiye ayrılır.

Işık'i manevi iştirak şu biçimlerde olabilir:

1. kabahat işlemeye teşvik etmek;

2. kabahat işleme kararını desteklemek;

3. kabahat işlendikten sonrasında yardımda bulunacağını vaat etmek.

Işık'i maddi iştirak ise, suçun işlenmesine yarayacak araçların sağlanması ve suça yardım biçiminde gerçekleşir.

Asli iştirak, Türkcez. k.'nun 64. maddesinde düzenlenmiştir Yasaya gore bir suça maddi ya da manevi olarak iştirak edenlerin her biri, o suçla ilgili cezayla ce zalandırılır. Sadece azmettiren şahıs için hususi bir durum sözkonusu olabilir. Eylemi ger- çekleştirenin bu suçu işlemekte hususi bir çıkarı olduğu saptanırsa, azmettiren kişinin cezası, ölüm yerine yirmi dört yıl; yaşam boyu ağır hapis yerine yirmi yıl ağır hapis cezası olur; diğeri cezalarınsa altıda biri indirilir. Işık'i iştirak konusunu düzenleyen Türkcez. k.'nun 65. maddesine gore ise, suça bu tür katılımda bulunan kişilerin cezaları şu şekilde belirlenir: Suça ilişik ceza ölüm cezası ise, yirmi yıldan; yaşam boyu ağır hapis cezasıysa, on altı yıldan aşağı olmamak suretiyle ağır hapis cezası. Diğeri durumlarda yasaca belirlenen cezanın yarısı indirilir.


* Müteselsil kabahat
. Aynı suçu işleme kastıyla bir yasa hükmünün birkaç kez ihlal edilmesidir. Bu ihlaller değişik zamanlarda bile olsa, tek bir kabahat işlenmiş sayılır. Sadece bundan dolayı verilecek ceza, altıda birden yarıya kadar artırılır (Türk cez. k. md. 80). Mesela bir veznedarın değişik zamanlarda kasadan para çekmesi, müteselsil olarak işlenmiş bir hırsızlık suçu sayılır.


* Muhtelit kabahat. Yasada kabahat olarak tanımlanan bir eylemin, mecburi olarak daha hafifçe bir suçu da içine alması halinde, muhtelit suçtan söz edilir. Bu durumda faile daha ağır olan suçun cezası verilir. Mesela, cebren ırza geçme suçu, mecburi olarak, cebir ve sertlik suçunu da ihtiva eder.


* Müterakki kabahat. Muhtelit suçun hususi bir türüdür. Bu durumda da iç içe geçmiş birden çok kabahat vardır. Fail, daha ağır suçu işlemek için hafifçe suçtan geçmek durumunda kalmaktadır. Muhtelit suçtan değişik olarak, burada ihlal edilen hukuki çıkar aynıdır. Mesela, ırza geçme suçu içinde ırza tasaddi suçu da vardır ve ötekinin içinde erimiştir. Bu durumlarda suçluya verilecek ceza, daha ağır olan cezadır.


* Mürekkep kabahat. iki ayrı sonuçtan meydandan gelir. Sadece bu iki sonuçtan biri ötekinin ya unsuru ya da ağırlatıcı nedenini oluşturur Bu durumda iki ayrı kabahat yerine bir tek kabahat ortaya çıkar. Bu durumda kabahat failine, daha ağır olanın cezası verilir. Mesela, yağma suçu iki suçun bir araya gelmesinden oluşur: hırsızlık ve zor kullanma. Sadece bu iki unsur birleşerek tek bir suçu (yağma) meydana getirirler.


*Uluslarar. huk. Internasyonal kabahat. Bu kavram, Birinci Dünya savaşı esnasında ortaya çıkmış olduğu halde hiçbir internasyonal yazılı hukuk kuralının mevzusu olmadı. Bu suçun önlenmesi, her devlet tarafınca, kendi askerleri ile düşman askerlerine uygulanan ulusal hukuklar uyarınca gerçekleştirilmeye çalışıldı. Versailles antlaşması, bu terimi 1919'da, VVİlhelm ll'yi, cenk çıkarıcısı sayıp manevi sorumluluğunu duyuru ederek (md. 227) ve cenk kurallarına aykırı eylemlerden suçlu kimselerin geri verilmesini isteyerek (md. 228-230) belirginleştirildi. Hollanda hükümetinin, 1918'de Doorn'a sığınan Wilhelm ll'yi geri vermeyi reddetmesi, internasyonal kabahat teriminin gelişmesi açısından bir başarısızlıktı; ikinci Dünya savaşı esnasında ise durum değişti. 1943'te Moskova konferansı, cenk suçları hakkında bir araştırma komisyonu kurdu. Birleşmiş Milletler genel kurulu da, 1945'te, internasyonal suçları tanımladı. Büyük devletlerin temsilcileri Potsdam'da cenk suçlan, barışa karşı suçlar ve insanlığa karşı suçlar'dan görevli tutulan başlıca suçluları yargılamakla görevli "internasyonal askeri mahkeme"y kuran bir antak kalma imzaladılar. Bu mahkeme 20 kasım 1945'ten 1 ekim 1946'ya kadar Nürnberg'de çalıştı. ( NüRNBERG DAVASI.) Tokyo'daki başka bir askeri mahkemede de 13 haziran 1946'dan 12 kasım 1948'e kadar mühim japon cenk suçlularının davaları görüldü. Dava, bu suçlulardan sekizinin ölüm cezasına, diğeri on sekizinin de hapis cezalarına çarptırılmalarıyla sonuçlandı.

Kaynak: Büyük Larousse








 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Suç Nedir?
Suç Nedir?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/suc-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/suc-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content