SUÇLULUK a. 1. Bir kabahat ya da kabahatten görevli olan kimsenin durumu: Bir sanığın suçluluğunu ortaya koymak. 2. Suçluluk duygus...
SUÇLULUK a.
1. Bir kabahat ya da kabahatten görevli olan kimsenin durumu: Bir sanığın suçluluğunu ortaya koymak.
2. Suçluluk duygusu, kendini bir suçtan, bir eksiklikten, üzücü bir vakadan görevli sayan kişinin, tesiri altında kalmış olduğu duygu. || Suçluluk duymak, bir olayın, bir işin fena sonucundan kendisini görevli saymak.
*Psikan. Freud'a bakılırsa benin, üstbenin eleştirisini idrak etme biçimi olan bilgili ya da bilirıçdışı aşağılık duygusu. (Bk. ansıkl. böl.)
*ANSİKL. Cez. huk. Suçluluğun bulunmadığı cemiyet yoktur. Kabahat vakasına cemiyet belirli araçlarla karşı koyar. Bunlar, toplumun kabahat siyasetini belirleyen suçları önlemeye ya da bastırmaya (cezalandırmaya) yönelik araçlardır.
Suçluluk, “gerçek suçlulukâ€, "görünen suçluluk†ve "adli suçluluk" olmak suretiyle üç grupta ele alınır. Gerçek suçluluk bir toplumda belirli bir dönemde işlenen suçları kapsar. Bunların sayısı hiçbir süre anlaşılması imkansız. Görünen suçluluk ise, bir toplumda belirli bir süre içinde işlenmiş olduğu saptanan suçluları gösterir. Zabıta makamlarının bilgisine ulaşmış olduğu kabahat grubu, görünen suçluluğu belirler. Adli suçluluk ise, kabahat işledikleri için mahkemeler tarafınca yargılanmış ve mahkûm olmuş suçluların sayısını ifade eder.
Suçluluk mevzusunda ABD ve Avrupa'da birçok araştırma yapılmıştır. Meydana getirilen bu araştırmalar teşkilat halinde işlenen suçların artmış bulunduğunu ortaya koymuştur. Ek olarak giyimi kuşamı ve toplumsal düzeyi iyi olan kişilerce işlenen, bundan dolayı de “beyaz yaka suçlan" olarak adlandırılan suçların da XX. yy.'ın başından beri arttığı gözlenmiştir. Beyaz yaka suçlarının büyük bir kısmı, ekonomik nitelikli suçlardır. ABD'de görülen bir kabahat grubu da örgütlü hırsızlık ve gangsterlik suçlarıdır. Mafia denen kabahat örgütünün büyük bir etkinliği vardır. Avrupa devletlerinde de suçluluğun, bilhassa de örgütlü suçların oranının arttığı gözlenmektedir. Bunun yanı sıra beyaz yaka suçları da artış göstermiştir.
Türkiye'de de suçluluk artış göstermekle beraber, suçlar batı toplumlarına oranla daha bireysel düzeydedir. Kaçakçılık ve uyuşturucu madde ticareti şeklinde, yapısı gereği örgütlü olarak işlenenler dışındaki suçlar, daha çok bireysel olarak işlenmektedir. Türkiye'deki suçluluk istatistiklerinin, durumu yeterince aydınlatmaya kafi bulunduğunu söylemek güçtür Bu konudaki istatistikler mahkûmlar istatistikleri, hakkaniyet istatistikleri ve interpol tarafınca meydana getirilen istatistiklerdir. Mahkûmlar ve hakkaniyet istatistikleri mahkûmiyetle sonuçlanan suçlarla ilgilidir. Bu istatistikler Türkiye'de işlenen tüm suçların sayısı mevzusunda kafi bilgi vermez, interpol'ün yapmış olduğu istatistiklere bakılırsa, Türkiye suçluluk oranı oldukça yüksek olmayan bir ülkedir. Sadece Türkiye'nin interpol'e bildirdiği suçlar yalnızca polis örgütü tarafınca bildirilen suçlardır. Jandarma örgütünün alanına giren suçlar Interpol'e bildirilmemektedir. Bunun haricinde, Türkiye'de işlenen ve zabıtaya ulaşmayan suçların oranının daha çok olabileceği söylenmektedir, interpol istatistiklerine bakılırsa, Türkiye'deki suçluluk oranı diğeri ülkelerden yüksek olmamakla beraber belirli bir artış göstermektedir.
Türkiye'nin son on yıllarda geçirmekte olduğu toplumsal ve ekonomik değişmelerin, siyasal ve ekonomik nitelikli suçlarda bir artış yarattığı düşünülebilir. Köyden kente göç ve bunun yarattığı toplumsal problemler da suçluluğun bir membaı olarak görülebilir. Sadece bu mevzuda kati verilerin bulunmadığını da söylemek gerekir. Toplumsal yapı değişmeleri, köyden kente göç vb. değişimler ve bunların yarattığı manevi yaşam ve kültür değişimleri de suçluluğu etkileyen nedenlerdir. Tüm bu değişimler insanların topluma uyum sağlamasını güçleştirmekte, bu uyumsuzlukların bir kısmı kabahat biçiminde kendini ortaya koymaktadır.
*Psikan. Suçluluk duygusu Freud tarafınca ilkin saplantılı nevrozda belirlendi; ideal benin bunaltıcı eleştirisine rağmen benin isyanını Freud, saplantılı nevrozda ortaya koydu. Bu duygu, onun emarelerini saplantılı düşünceler biçiminde algılayan fert, onların altında yatan bilinçdışı isteklerin doğası üstüne hiçbir şey bilmediği için, "bilinçdışı†duygu olarak adlandırılabilir.
Suçluluk duygusunun nevroz niteliği, özne bakımından Oidipus sorunsalını aşmak olanaksızlığına bağlıdır. Bununla beraber, Oidipus kompleksinin düzgüsel bir çözülmesi durumunda, suçluluk duygusu büyük seviyede bilinçdışı kalır; bundan dolayı terbiye bilincinin ortaya çıkması, bilinçdışı alanına giren Oidipus kompleksine sıkı sıkıya bağlıdır. Bilinçdışı suçluluk duygusu, çözümleyici tedavide karşılaşılan büyük engellerden biridir. Freud, bu duyguyu yenmenin “dolaysız" bir yolu olmadığını yazar. Hakikaten çözümleyici tek yol, bu duyguyu yavaş yavaş bilgili suçluluk duygusu haline getirmeye dayanır.
1. Bir kabahat ya da kabahatten görevli olan kimsenin durumu: Bir sanığın suçluluğunu ortaya koymak.
2. Suçluluk duygusu, kendini bir suçtan, bir eksiklikten, üzücü bir vakadan görevli sayan kişinin, tesiri altında kalmış olduğu duygu. || Suçluluk duymak, bir olayın, bir işin fena sonucundan kendisini görevli saymak.
*Psikan. Freud'a bakılırsa benin, üstbenin eleştirisini idrak etme biçimi olan bilgili ya da bilirıçdışı aşağılık duygusu. (Bk. ansıkl. böl.)
*ANSİKL. Cez. huk. Suçluluğun bulunmadığı cemiyet yoktur. Kabahat vakasına cemiyet belirli araçlarla karşı koyar. Bunlar, toplumun kabahat siyasetini belirleyen suçları önlemeye ya da bastırmaya (cezalandırmaya) yönelik araçlardır.
Suçluluk, “gerçek suçlulukâ€, "görünen suçluluk†ve "adli suçluluk" olmak suretiyle üç grupta ele alınır. Gerçek suçluluk bir toplumda belirli bir dönemde işlenen suçları kapsar. Bunların sayısı hiçbir süre anlaşılması imkansız. Görünen suçluluk ise, bir toplumda belirli bir süre içinde işlenmiş olduğu saptanan suçluları gösterir. Zabıta makamlarının bilgisine ulaşmış olduğu kabahat grubu, görünen suçluluğu belirler. Adli suçluluk ise, kabahat işledikleri için mahkemeler tarafınca yargılanmış ve mahkûm olmuş suçluların sayısını ifade eder.
Suçluluk mevzusunda ABD ve Avrupa'da birçok araştırma yapılmıştır. Meydana getirilen bu araştırmalar teşkilat halinde işlenen suçların artmış bulunduğunu ortaya koymuştur. Ek olarak giyimi kuşamı ve toplumsal düzeyi iyi olan kişilerce işlenen, bundan dolayı de “beyaz yaka suçlan" olarak adlandırılan suçların da XX. yy.'ın başından beri arttığı gözlenmiştir. Beyaz yaka suçlarının büyük bir kısmı, ekonomik nitelikli suçlardır. ABD'de görülen bir kabahat grubu da örgütlü hırsızlık ve gangsterlik suçlarıdır. Mafia denen kabahat örgütünün büyük bir etkinliği vardır. Avrupa devletlerinde de suçluluğun, bilhassa de örgütlü suçların oranının arttığı gözlenmektedir. Bunun yanı sıra beyaz yaka suçları da artış göstermiştir.
Türkiye'de de suçluluk artış göstermekle beraber, suçlar batı toplumlarına oranla daha bireysel düzeydedir. Kaçakçılık ve uyuşturucu madde ticareti şeklinde, yapısı gereği örgütlü olarak işlenenler dışındaki suçlar, daha çok bireysel olarak işlenmektedir. Türkiye'deki suçluluk istatistiklerinin, durumu yeterince aydınlatmaya kafi bulunduğunu söylemek güçtür Bu konudaki istatistikler mahkûmlar istatistikleri, hakkaniyet istatistikleri ve interpol tarafınca meydana getirilen istatistiklerdir. Mahkûmlar ve hakkaniyet istatistikleri mahkûmiyetle sonuçlanan suçlarla ilgilidir. Bu istatistikler Türkiye'de işlenen tüm suçların sayısı mevzusunda kafi bilgi vermez, interpol'ün yapmış olduğu istatistiklere bakılırsa, Türkiye suçluluk oranı oldukça yüksek olmayan bir ülkedir. Sadece Türkiye'nin interpol'e bildirdiği suçlar yalnızca polis örgütü tarafınca bildirilen suçlardır. Jandarma örgütünün alanına giren suçlar Interpol'e bildirilmemektedir. Bunun haricinde, Türkiye'de işlenen ve zabıtaya ulaşmayan suçların oranının daha çok olabileceği söylenmektedir, interpol istatistiklerine bakılırsa, Türkiye'deki suçluluk oranı diğeri ülkelerden yüksek olmamakla beraber belirli bir artış göstermektedir.
Türkiye'nin son on yıllarda geçirmekte olduğu toplumsal ve ekonomik değişmelerin, siyasal ve ekonomik nitelikli suçlarda bir artış yarattığı düşünülebilir. Köyden kente göç ve bunun yarattığı toplumsal problemler da suçluluğun bir membaı olarak görülebilir. Sadece bu mevzuda kati verilerin bulunmadığını da söylemek gerekir. Toplumsal yapı değişmeleri, köyden kente göç vb. değişimler ve bunların yarattığı manevi yaşam ve kültür değişimleri de suçluluğu etkileyen nedenlerdir. Tüm bu değişimler insanların topluma uyum sağlamasını güçleştirmekte, bu uyumsuzlukların bir kısmı kabahat biçiminde kendini ortaya koymaktadır.
*Psikan. Suçluluk duygusu Freud tarafınca ilkin saplantılı nevrozda belirlendi; ideal benin bunaltıcı eleştirisine rağmen benin isyanını Freud, saplantılı nevrozda ortaya koydu. Bu duygu, onun emarelerini saplantılı düşünceler biçiminde algılayan fert, onların altında yatan bilinçdışı isteklerin doğası üstüne hiçbir şey bilmediği için, "bilinçdışı†duygu olarak adlandırılabilir.
Suçluluk duygusunun nevroz niteliği, özne bakımından Oidipus sorunsalını aşmak olanaksızlığına bağlıdır. Bununla beraber, Oidipus kompleksinin düzgüsel bir çözülmesi durumunda, suçluluk duygusu büyük seviyede bilinçdışı kalır; bundan dolayı terbiye bilincinin ortaya çıkması, bilinçdışı alanına giren Oidipus kompleksine sıkı sıkıya bağlıdır. Bilinçdışı suçluluk duygusu, çözümleyici tedavide karşılaşılan büyük engellerden biridir. Freud, bu duyguyu yenmenin “dolaysız" bir yolu olmadığını yazar. Hakikaten çözümleyici tek yol, bu duyguyu yavaş yavaş bilgili suçluluk duygusu haline getirmeye dayanır.
Kaynak: Büyük Larousse
Suçluluk Duygusu üstüne Çözümleme
Suçluluk Duygusu Nedir?
Arkadaşıma sövgü ettim suçluluk duyuyorum, bu duygudan iyi mi kurtulabilirim?
YORUMLAR