ŞURTA a. (ar. şurta). Esk. 1. Çarkacı askeri; ön saflarda savaşan asker. 2. Yelkene uygun rüzgâr. *AnsİKL. Tar. Şurta sözcüğü muh...
ŞURTA a. (ar. şurta). Esk.
1. Çarkacı askeri; ön saflarda savaşan asker.
2. Yelkene uygun rüzgâr.
*AnsİKL. Tar. Şurta sözcüğü muhafız birliği, polis, polis görevlisi anlamlarına da gelirdi. Tek bir polis görevlisine şurti ya da şuretı, muhafız birliği komutanına sahib üş -şurta denilirdi. Sözcük, ortaçağ İslam dünyasında ise, bir eyalet ya da kentte hem dinsel hem de yönetsel yetkileri elinde bulunduran vali anlamında kullanılırdı. Abbasiler'de (758-1258) şurtanın görevi günümüzdeki emniyet müdürleri gibi kentte güvenlik ve esenliği sağlayan örgütü yönetmekti. Abbasiler'de, Endülüs Emevileri'nde, Mağrib ve Mısır'da şurta, elinde bir kanıt belgesi olmasa bile her hangi bir kişiyi cezalandırma yetkisine sahipti. Bu bakımdan yetkisi kadıdan daha genişti. Endülüs'te büyük ve küçük olmak üzere iki tür şurta vardı. Büyük şurta yüksek görevlerde bulunanların, küçük şurta ise halkın işleriyle uğraşırdı. Sahib üşşurta'ya XIV. yy'da sahib ûl-medine, Tunus'ta hâkim, Mısır'da vali denildi. Sözcük, Endülüs'te cellat, Bin bir gece masalları'nda ise harami, düzenbaz, haylaz gibi anlamlarda da kullanılmıştır.
1. Çarkacı askeri; ön saflarda savaşan asker.
2. Yelkene uygun rüzgâr.
*AnsİKL. Tar. Şurta sözcüğü muhafız birliği, polis, polis görevlisi anlamlarına da gelirdi. Tek bir polis görevlisine şurti ya da şuretı, muhafız birliği komutanına sahib üş -şurta denilirdi. Sözcük, ortaçağ İslam dünyasında ise, bir eyalet ya da kentte hem dinsel hem de yönetsel yetkileri elinde bulunduran vali anlamında kullanılırdı. Abbasiler'de (758-1258) şurtanın görevi günümüzdeki emniyet müdürleri gibi kentte güvenlik ve esenliği sağlayan örgütü yönetmekti. Abbasiler'de, Endülüs Emevileri'nde, Mağrib ve Mısır'da şurta, elinde bir kanıt belgesi olmasa bile her hangi bir kişiyi cezalandırma yetkisine sahipti. Bu bakımdan yetkisi kadıdan daha genişti. Endülüs'te büyük ve küçük olmak üzere iki tür şurta vardı. Büyük şurta yüksek görevlerde bulunanların, küçük şurta ise halkın işleriyle uğraşırdı. Sahib üşşurta'ya XIV. yy'da sahib ûl-medine, Tunus'ta hâkim, Mısır'da vali denildi. Sözcük, Endülüs'te cellat, Bin bir gece masalları'nda ise harami, düzenbaz, haylaz gibi anlamlarda da kullanılmıştır.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR