Suyun canlılar için önemi nedir?

Suyun canlılar için önemi nedir? SU Hayatta kalma mücadelesinde su kadar mühim başka bir şey yoktur. Vücudumuzun % 70 sudur. Bir ...

Suyun canlılar için önemi nedir?

SU

Hayatta kalma mücadelesinde su kadar mühim başka bir şey yoktur. Vücudumuzun % 70 sudur. Bir insan tertipli ve minimum oranda su almaz ise, o insanoğlunun süratli ve verimli olmasını bekleyemezsiniz. Bir insanoğlunun iklime, doğadaki aktivitesine ve ortam ısısına bağlı olarak minimum hergün 2.5 lt su içmesi gerekmektedir. İçtiğimiz su dışkı, idrar, vücuttan ve akciğerlerden çıkan rutubet sonucu kaybedilmektedir. Bu miktar her gün yeniden tamamlanmak zorundadır. Yiyecek yemeden bitkin vaziyette 30 gün dayanabilirsiniz ama su içmeden (bu süre ortama bağlı olarak) 7- 10 gün dayanabilirsiniz. Bu süre sonunda ölüm kaçınılmazdır. Alt tarafta sıralanan önerileri su temin edinceye kadar (vücudumuzda mevcut suyu korumak için) uygulamalısınız.





VüCUTTA SUYUN ROLü


- Sıcaklığın düzenlenmesinde çok mühim bir rol oynar.

- Derinin nemlenmesinde, toksinlerin atılmasında ve vücudun temizlenmesinde temel bir vazife üstlenir.

- Böbreklerin çalışmasını kolaylaştırır.

- Çözücü rolüyle vitaminleri ve mineralleri hem taşır, hem de vücutta çözülmesini sağlar.

- Kayganlaştırıcı bir madde olması sebebiyle pek çok organın gerektiği benzer biçimde çalışmasını sağlar



Daha Fazla Bilgi:


Alıntı
ocean97

Su, insan yaşamı için oksijenden sonrasında gelen en mühim öğedir. İnsan yiyecek yemeden haftalarca canlılığını sürdürebilirken susuz fakat gün yaşayabilir. Kanın %92'si, kemiklerin %22'si, beynin ve kasların %75'i sudur. Hücrelerin yaşamsal faaliyetleri, vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesi vücudun su dengesinin korunması ile mümkündür. Vücutta biriken toksinleri atmak, vücudun ısı dengesini sağlamak için idrarla 1500, ten yöntemiyle 500, dışkı ve solunum ile 300'er ml (toplamda ortalama 2,5 lt) su kaybedilmektedir.

İnsan vücudundaki,

Karbonhidratlarının tümünü

Yağlarının tümünü

Proteinlerinin yarısını

Suyunun %10'unu yitirirse yaşam tehlikeye girer.

% 1'lik su kaybında a Hipotalamusta susama merkezini uyarılır.

% 3'lük su kaybında a Kan hacmi ve fizyolojik performans azalır.

% 5'lik su kaybında a Kişi konsantre olması imkansız.

% 8'lik su kaybında a Kafa dönmesi, çok fazla bitkinlik, soluma güçlüğü oluşur.

% 10'luk su kaybında a Kas spazmı, çok fazla bitkinlik, dolaşım - böbrek

yetmezliği benzer biçimde kararlı sıhhat sorunları ortaya çıkar.

% 20'lik su kaybında a ÖLüM !

Vücuttaki su oranının kafi düzeyde tutulması yaşamsal ehemmiyet taşıdığından vücuttan kaybolan miktarlarda su alınması zorunludur. İdeal vücut su oranları; metabolizmayı tetikler, hücrelerin kendini yenilemesini sağlar, yaşlanmaya karşı tesir gösterir. Kanın akışkanlığını sağlar, böylelikle kalp ve damarların yükünü azaltır. Omurga dahil tüm organlar bundan faydalanır; su oranının bel fıtığına karşı dahi büyük katkısı olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte cildin dolgun, pürüzsüz ve genç kalmasını sağlamaktadır.

İnsan vücudunun su içinde ne olduğu yaş, cinsiyet, boy uzunluğu, vücut ağırlığı ve fizyolojik aktiviteye nazaran değişiyor. Evlatların vücudunun su oranı yüksektir (% 70, yeni doğan bebekte ise % 90) ve yaş ilerledikçe suyun yerini yağ dokusu almaya başlar. Bundan ötürü yaş ilerledikçe suyu daha çok tüketmek gerekir. Yetişkinlerde vücut su oranı % 60, yaşlılarda ise % 50'dir. Sporcuların su oranı ise standart kişilerden % 5 daha yüksek seviyede olması gerekmektedir. Meydana getirilen egzersize bağlı olarak su içimi artırılmalıdır. Vücutta egzersiz esnasında kaybedilen suyun yerine konulması ve yeniden vücut su dengesinin sağlanması için kafi su tüketimi şarttır. Su tüketimi egzersiz sonrasında olabileceği benzer biçimde, vücudu su yitirilmesine hazırlamak adına egzersiz öncesinde hatta egzersiz esnasında da (15'er dakikalık aralıklarla yudum yudum su içilmesi şeklinde) olabilir.
VüCUT SU ORANI TABLOSU



SU ORANI Adam Hanım

Az lt; % 55 lt; % 50

Düzgüsel % 55 - 65 % 50 - 60

Şüpheli > % 75 > % 70

Böbreklerin görevini yerine getirebilmesi ve bu sebeple vücuttaki yağ akımının dengeli olabilmesi için bolca su tüketilmelidir. Çünkü karaciğerin görevini yapabilmesi, böbreklerin kafi çalışmasına bağlıdır. Karaciğerin başlıca görevlerinden birisi, vücutta depolanmış yağları bedenin kullanabileceği enerjiye çevirmektir. Yeterince su içilmediği takdirde böbrekler yeterince çalışamaz ve süzme işlemini gereği benzer biçimde gerçekleştiremez. Karaciğer de böbreklerin görevini üstlenmeye başlar, kendi görevi ikinci plana düşer ve daha az yağ yakmaya başlar. Yakılmayan yağlar vücutta birikmeye başlar. Kilo kaybı yerine kilo alımı söz mevzusu olur.

Suyun zayıflama üstüne olan tesiri göz ardı edilemeyecek kadar fazladır. Gerek midede yarattığı hacimden dolayı alınan besinlerde engelleme yapması, gerekse metabolizmayı çalıştırıp günlük harcanan enerjiyi çoğaltması ve bir de sindirime olan katkısı! Tüm bu tür şeyler akla geldiğinde su içmek eziyet olmamalı, aksine keyif vermeli. Suyun sağlamış olduğu faydalar bunlarla sınırı olan değildir elbet:


  • Hücrelere oksijen ve gıda öğelerinin taşınmasını, bununla birlikte atık ürünlerin taşınarak böbreklerden atılmasını sağlar.
  • Ağız, göz ve burun benzer biçimde vücut dokularının nemlenmesini sağlar.
  • Vücuttaki kan, gastrik sıvı, tükürük, amniyotik sıvı (gebelikte) ve idrar benzer biçimde vücut sıvılarının büyük bir bölümü sudur.
  • Dışkının yumuşamasını sağlayarak kabızlığın önlenmesine katkıda bulunmaktadır.
  • Ten sağlığında, bağışıklık sisteminde, vücut ısısının denetiminde, ödemin atımında görevi vardır.
  • Tükürük ve mide salgısında besinlerin sindirilmesinde vazife alır.
  • Kilo alıp vermeden dolayı oluşan sarkmaları sporla beraber önler.
  • Vücudun gereksinim duyduğu iz minerallerin pek çoğunu sağlar.
  • Soğuk algınlığı, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları ve mesane kanseri riskini düşürür.
  • Zayıflama rejimlerinde metabolizmayı çalıştırmanın yanında, midede hacim oluşturarak tokluk hissi vermede işe yarar.
Su yaşamın vazgeçilmezleri içinde olmasına karşın aslolan sorun su içme kültürünün geliştirilememesidir. Hiçbir sıvı içeceğin suyun yerini tam anlamıyla tutmadığını unutmamak gerekir.
Su içmek için susamayı beklememeli !
Suyu ne vakit ve iyi mi almalıyız?

Su dışındaki bir çok sıvı hayatımızda kararlı seviyede yer almıştır. Çabalama yaşamının olmazsa olmaz ikramları çay, kahve, neskafe, meyve suları, nebat ve meyve çayları vb. içecekler. Bu içeceklerden bazılarının diüretik tesiri olduğundan vücudun gereksinim duyan sıvıyı karşılamayacağı ve hatta vücuttan sıvı atımını artıracağı için suyu su olarak içmek gerekir. Öğünlerden 30 ya da 15 dakika ilkin alınan suyun metabolizmayı hızlandırma üstüne ve midede hacim oluşturarak öğünde fazla gıda alımı engellemek adına göz ardı edilemeyecek yararları vardır. Son günlerde sıkça tartışılan konulardan biriyse yiyecek yerken su içelim mi? Eğer ki kişinin yiyecek yerken su içme alışkanlığı var ise bu konuyu devam ettirmelidir. Fakat tüketmiyorsa kendini de zorlamamalıdır. Çünkü bir öğünde sıvıyla beraber midenin alabileceği kapasite bellidir. Yemekle beraber su alındığında mideye daha az gıda alınmaktadır. Su içilmeyen günlerde ise kalan kısım da yemekle doldurulmak istenir, daha çok gıda tüketilir. Suyun yararını en üst düzeyde sağlayabilmek için yiyeceklerden 15 dakika ilkin su içmeli ve yiyecek esnasında su içme alışkanlığı var ise devam ettirilmelidir.

Doğadaki yararlı olan her şeyin fazlası da zararlıdır. Az içilen suyun ziyanı kadar fazla içilen suyun da özelikle kalp ve böbrek yetmezliği hastalıklarında ziyanı vardır. Tüm bu bilgiler böbrek ve bir takım sindirim sistemi hastaları için değişkenlik izah edebilir. Gereğinden oldukça fazla su içilmesi vücutta toksik tesir yaratarak su zehirlenmesine niçin olabilmektedir.

Suyun; yiyecek yenildikten sonrasında alınan besinlerin sindiriminden, metabolik atıklarının dışarı atılmasına kadar her aşamada çok mühim görevleri vardır. Su, kabızlığa en iyi çaredir. Su eksikliği esnasında vücut, iç dokularından (bilhassa de kalınca bağırsaktan) su çekerek dışkının sertleşmesine, bu sebeple kabızlığa neden olur. Kafi su tüketildiği takdirde bağırsakların emek vermesi düzgüsel seyrinde olur ve kabızlık önlenir.

Vücutta bilhassa el, ayak ve bacaklarda oluşan ödemi engellemek için en iyi yöntem su tüketmektir. Ödemi yok etmek için alınan ilaçlar, bitkisel ürünler geçici bir yöntemdir. Bununla birlikte su, kasların dengesini sağlar, ten kuruluklarını önler ve kilo kaybından sonrasında gelişen sarkmaları engelleyerek cildin esnekliğini devam ettirir.

Kilo yitirmek, kilo korumak ve fazla gıda alımını engellemek için bolca su içilmesi gerekir. Peki ama günlük su tüketimi ne kadar olmalıdır? Sıhhatli bir kadının günde 10 bardak, adamın ise 14 bardak su içmesi önerilmektedir. Kilo fazlası olan kişilerin bu miktardan daha fazlasını tüketmeleri gerekmektedir. İçilen çay, kahve, kola benzer biçimde içecekler diüretik oldukları için hiç bir zaman suyu yerini tutmamakta, vücuttan su atımını artırmaktadır. Iyi mi Türk kahvesi yanında su içiliyorsa, aynı şekilde çay ve neskafe ile de su içilmesi gerekmektedir. En iyi çözücü, saf, katkısız ve tabii olan içecek su olduğundan günlük sıvı ihtiyacının 3/4'ü su olarak tercih edilmelidir. Bilhassa yaz döneminde suya daha bir ehemmiyet vermek gerekmektedir.


Kaynak:


Ve ekstradan bende bir bilgi ekleyeyim bir ödev yapmış olursanız bir ihtimal işinze yarar. Su bununla beraber fotosentez için mühim öğelerden biridir. Fotosentezin kolay denklemi olarak 6Co2+6H2o----glikoz+6o2 Dir eğer su olmasaydı o2 üretilmezdi ve bilhassa ortaya gıda çıkmazdı.

Alıntı
IrResistibLe

Suyun Canlılar İçin Önemi

Hava, Su, ısı ışık ve gıda Maddeleri Canlıların yaşaması için lüzumlu temel unsurlardır. Bu unsurların başlangıcında Oksijen ve Su gelmektedir. Diri organizmayı oluşturan hücrelerin yaşam faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için suya gereksinimleri vardır. Su yaşam için en mecburi maddelerden birisidir. Susuzluğa dayanmak oldukça zor olsa gerek. İnsan besin almadan yalnız su içerek ortalama 5 hafta yaşamını sürdürebildiği, halde susuzluğa fakat 7-12 Gün dayanır. Hemen hemen yaşamın başlangıcında olan üç aylık bir fötusun %95'i sudur.

İnsan organizmasının %62-67'si, hayvan organizmasının %60- 70'i sudan ibarettir. İnsan organizmasındaki Suyun 2/3'ü hücre içinde, geriye kalan kısmı ise dokular arası Sıvıda ve kanda bulunmaktadır. Kimyasal formülü H2O'dur, ağırlıkça %11,1 Hidrojen ve %88,9 Oksijenden meydana gelir. Su Molekülünde iki hidrojen atomunun aynı tarafta bulunması Pozitif yüklü olmasına niçin olur, oksijen atomu da Negatif yüklüdür. Periyodik cetvelde oksijene benzer başka maddelerin dihidrürlerinden farklıdır. Atmosferik Tazyik ve oda sıcaklığında (25°C) daha ağır Moleküller (H2S, H2Se ) Gaz halindeyken, H2O Sıvı halde bulunmaktadır. 100°C'ye çıkarıldığında gazlaşır. Su daha yoğundur, dielektrik sabiti ve yüzey gerilimi yüksektir. Donma noktası ise az olup, donduğunda daha az yoğun haldedir. Saf su renksiz, kokusuz ve tatsız bir sıvıdır, 0°C'de donarak katı faza geçer .

Su hijyeni, yalnız içme için kullanılan suyun nitelikleri ile meşgul olmaz. Bununla beraber yıkama mutfak ve ev işlerinde kullanılacak suların niteliklerinin tespiti, su kirlenmesinin önlenmesi ve suların dezenfeksiyonu işleri ile de ilgilidir. Toplumun içme ve kullanma (yiyecek yapma, temizlik ve benzeri) gereksinimleri için kullandığı kent şebekeleri, kuyu, çeşme ve gene aynı amaçlarla kullanmak suretiyle teknik metotlarla tasfiye edilmiş dere,dere ve Göl suları içilebilir su olarak tanımlanır. İçme ve türlü maksatlarla kullanılan ve insan sağlığı ile çok yakından ilişkisi olan ve özetlemek gerekirse içme, kullanma Suyu ismi verilen suyun hepsi "ALİMENTASYON SUYU" olarak adlandırılır. Bu suyun miktarı şehir ve köylerin nüfusuna, bağlı olarak Günde insan başına minimum 150 Litre olarak hesap edilir.

Su gereksinimi

İnsan organizmasının %60-70'i sudur. Bu suyun 2/3'ü hücreler içinde geriye kalan kısmı dokular arası sıvıda ve kanda bulunmaktadır. Proteinlerden varlıklı gıdaların bolca olarak yenilmesi halinde de Proteinlerin parçalanma ürünü olan üre idrarla atıldığından idrar miktarı çoğalmakta ve bu yoldan su kaybı artınca, suya duyulan gereksinim de yükselmektedir. İnsan fizyolojik gereksinimi olan suyu her gün muntazam olarak karşılamak zorundadır. Bunun ortalama %50'sini içeceklerden, %35'ini yiyeceklerden ve %15'ini de oksidasyon suyu olarak vücuttaki gıdaların yakılmasından sağlar.

Çoğu zaman su gereksinimi günlük 2500-3000 kaloriye karşılık her bir kalori için 1 lt hesabı ile 2. 5-3 litre olarak hesaplanır. Yaşama oranı su gereksinimi için daha ortalama bir kıymet elde etmek için alt tarafta verilen yüzölçümü ve kalori gereksinimi formülü kullanılır. Bundan ötürü ilkin atılan minimum su miktarını bilmek gerekir.







  • Yağların canlılar için önemi nedir?


  • Suyun hayvanlar ve bitkiler için önemi nedir?


  • Mitozun canlılar için önemi nedir?




Bu bildiri 'en iyi çözüm' seçilmiştir.
SU

Hayatta kalma mücadelesinde su kadar mühim başka bir şey yoktur. Vücudumuzun % 70 sudur. Bir insan tertipli ve minimum oranda su almaz ise, o insanoğlunun süratli ve verimli olmasını bekleyemezsiniz. Bir insanoğlunun iklime, doğadaki aktivitesine ve ortam ısısına bağlı olarak minimum hergün 2.5 lt su içmesi gerekmektedir. İçtiğimiz su dışkı, idrar, vücuttan ve akciğerlerden çıkan rutubet sonucu kaybedilmektedir. Bu miktar her gün yeniden tamamlanmak zorundadır. Yiyecek yemeden bitkin vaziyette 30 gün dayanabilirsiniz ama su içmeden (bu süre ortama bağlı olarak) 7- 10 gün dayanabilirsiniz. Bu süre sonunda ölüm kaçınılmazdır. Alt tarafta sıralanan önerileri su temin edinceye kadar (vücudumuzda mevcut suyu korumak için) uygulamalısınız.





VüCUTTA SUYUN ROLü


- Sıcaklığın düzenlenmesinde çok mühim bir rol oynar.

- Derinin nemlenmesinde, toksinlerin atılmasında ve vücudun temizlenmesinde temel bir vazife üstlenir.

- Böbreklerin çalışmasını kolaylaştırır.

- Çözücü rolüyle vitaminleri ve mineralleri hem taşır, hem de vücutta çözülmesini sağlar.

- Kayganlaştırıcı bir madde olması sebebiyle pek çok organın gerektiği benzer biçimde çalışmasını sağlar



Daha Fazla Bilgi:


Alıntı
ocean97

Su, insan yaşamı için oksijenden sonrasında gelen en mühim öğedir. İnsan yiyecek yemeden haftalarca canlılığını sürdürebilirken susuz fakat gün yaşayabilir. Kanın %92'si, kemiklerin %22'si, beynin ve kasların %75'i sudur. Hücrelerin yaşamsal faaliyetleri, vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesi vücudun su dengesinin korunması ile mümkündür. Vücutta biriken toksinleri atmak, vücudun ısı dengesini sağlamak için idrarla 1500, ten yöntemiyle 500, dışkı ve solunum ile 300'er ml (toplamda ortalama 2,5 lt) su kaybedilmektedir.

İnsan vücudundaki,

Karbonhidratlarının tümünü

Yağlarının tümünü

Proteinlerinin yarısını

Suyunun %10'unu yitirirse yaşam tehlikeye girer.

% 1'lik su kaybında a Hipotalamusta susama merkezini uyarılır.

% 3'lük su kaybında a Kan hacmi ve fizyolojik performans azalır.

% 5'lik su kaybında a Kişi konsantre olması imkansız.

% 8'lik su kaybında a Kafa dönmesi, çok fazla bitkinlik, soluma güçlüğü oluşur.

% 10'luk su kaybında a Kas spazmı, çok fazla bitkinlik, dolaşım - böbrek

yetmezliği benzer biçimde kararlı sıhhat sorunları ortaya çıkar.

% 20'lik su kaybında a ÖLüM !

Vücuttaki su oranının kafi düzeyde tutulması yaşamsal ehemmiyet taşıdığından vücuttan kaybolan miktarlarda su alınması zorunludur. İdeal vücut su oranları; metabolizmayı tetikler, hücrelerin kendini yenilemesini sağlar, yaşlanmaya karşı tesir gösterir. Kanın akışkanlığını sağlar, böylelikle kalp ve damarların yükünü azaltır. Omurga dahil tüm organlar bundan faydalanır; su oranının bel fıtığına karşı dahi büyük katkısı olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte cildin dolgun, pürüzsüz ve genç kalmasını sağlamaktadır.

İnsan vücudunun su içinde ne olduğu yaş, cinsiyet, boy uzunluğu, vücut ağırlığı ve fizyolojik aktiviteye nazaran değişiyor. Evlatların vücudunun su oranı yüksektir (% 70, yeni doğan bebekte ise % 90) ve yaş ilerledikçe suyun yerini yağ dokusu almaya başlar. Bundan ötürü yaş ilerledikçe suyu daha çok tüketmek gerekir. Yetişkinlerde vücut su oranı % 60, yaşlılarda ise % 50'dir. Sporcuların su oranı ise standart kişilerden % 5 daha yüksek seviyede olması gerekmektedir. Meydana getirilen egzersize bağlı olarak su içimi artırılmalıdır. Vücutta egzersiz esnasında kaybedilen suyun yerine konulması ve yeniden vücut su dengesinin sağlanması için kafi su tüketimi şarttır. Su tüketimi egzersiz sonrasında olabileceği benzer biçimde, vücudu su yitirilmesine hazırlamak adına egzersiz öncesinde hatta egzersiz esnasında da (15'er dakikalık aralıklarla yudum yudum su içilmesi şeklinde) olabilir.
VüCUT SU ORANI TABLOSU



SU ORANI Adam Hanım

Az lt; % 55 lt; % 50

Düzgüsel % 55 - 65 % 50 - 60

Şüpheli > % 75 > % 70

Böbreklerin görevini yerine getirebilmesi ve bu sebeple vücuttaki yağ akımının dengeli olabilmesi için bolca su tüketilmelidir. Çünkü karaciğerin görevini yapabilmesi, böbreklerin kafi çalışmasına bağlıdır. Karaciğerin başlıca görevlerinden birisi, vücutta depolanmış yağları bedenin kullanabileceği enerjiye çevirmektir. Yeterince su içilmediği takdirde böbrekler yeterince çalışamaz ve süzme işlemini gereği benzer biçimde gerçekleştiremez. Karaciğer de böbreklerin görevini üstlenmeye başlar, kendi görevi ikinci plana düşer ve daha az yağ yakmaya başlar. Yakılmayan yağlar vücutta birikmeye başlar. Kilo kaybı yerine kilo alımı söz mevzusu olur.

Suyun zayıflama üstüne olan tesiri göz ardı edilemeyecek kadar fazladır. Gerek midede yarattığı hacimden dolayı alınan besinlerde engelleme yapması, gerekse metabolizmayı çalıştırıp günlük harcanan enerjiyi çoğaltması ve bir de sindirime olan katkısı! Tüm bu tür şeyler akla geldiğinde su içmek eziyet olmamalı, aksine keyif vermeli. Suyun sağlamış olduğu faydalar bunlarla sınırı olan değildir elbet:


  • Hücrelere oksijen ve gıda öğelerinin taşınmasını, bununla birlikte atık ürünlerin taşınarak böbreklerden atılmasını sağlar.
  • Ağız, göz ve burun benzer biçimde vücut dokularının nemlenmesini sağlar.
  • Vücuttaki kan, gastrik sıvı, tükürük, amniyotik sıvı (gebelikte) ve idrar benzer biçimde vücut sıvılarının büyük bir bölümü sudur.
  • Dışkının yumuşamasını sağlayarak kabızlığın önlenmesine katkıda bulunmaktadır.
  • Ten sağlığında, bağışıklık sisteminde, vücut ısısının denetiminde, ödemin atımında görevi vardır.
  • Tükürük ve mide salgısında besinlerin sindirilmesinde vazife alır.
  • Kilo alıp vermeden dolayı oluşan sarkmaları sporla beraber önler.
  • Vücudun gereksinim duyduğu iz minerallerin pek çoğunu sağlar.
  • Soğuk algınlığı, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları ve mesane kanseri riskini düşürür.
  • Zayıflama rejimlerinde metabolizmayı çalıştırmanın yanında, midede hacim oluşturarak tokluk hissi vermede işe yarar.
Su yaşamın vazgeçilmezleri içinde olmasına karşın aslolan sorun su içme kültürünün geliştirilememesidir. Hiçbir sıvı içeceğin suyun yerini tam anlamıyla tutmadığını unutmamak gerekir.
Su içmek için susamayı beklememeli !
Suyu ne vakit ve iyi mi almalıyız?

Su dışındaki bir çok sıvı hayatımızda kararlı seviyede yer almıştır. Çabalama yaşamının olmazsa olmaz ikramları çay, kahve, neskafe, meyve suları, nebat ve meyve çayları vb. içecekler. Bu içeceklerden bazılarının diüretik tesiri olduğundan vücudun gereksinim duyan sıvıyı karşılamayacağı ve hatta vücuttan sıvı atımını artıracağı için suyu su olarak içmek gerekir. Öğünlerden 30 ya da 15 dakika ilkin alınan suyun metabolizmayı hızlandırma üstüne ve midede hacim oluşturarak öğünde fazla gıda alımı engellemek adına göz ardı edilemeyecek yararları vardır. Son günlerde sıkça tartışılan konulardan biriyse yiyecek yerken su içelim mi? Eğer ki kişinin yiyecek yerken su içme alışkanlığı var ise bu konuyu devam ettirmelidir. Fakat tüketmiyorsa kendini de zorlamamalıdır. Çünkü bir öğünde sıvıyla beraber midenin alabileceği kapasite bellidir. Yemekle beraber su alındığında mideye daha az gıda alınmaktadır. Su içilmeyen günlerde ise kalan kısım da yemekle doldurulmak istenir, daha çok gıda tüketilir. Suyun yararını en üst düzeyde sağlayabilmek için yiyeceklerden 15 dakika ilkin su içmeli ve yiyecek esnasında su içme alışkanlığı var ise devam ettirilmelidir.

Doğadaki yararlı olan her şeyin fazlası da zararlıdır. Az içilen suyun ziyanı kadar fazla içilen suyun da özelikle kalp ve böbrek yetmezliği hastalıklarında ziyanı vardır. Tüm bu bilgiler böbrek ve bir takım sindirim sistemi hastaları için değişkenlik izah edebilir. Gereğinden oldukça fazla su içilmesi vücutta toksik tesir yaratarak su zehirlenmesine niçin olabilmektedir.

Suyun; yiyecek yenildikten sonrasında alınan besinlerin sindiriminden, metabolik atıklarının dışarı atılmasına kadar her aşamada çok mühim görevleri vardır. Su, kabızlığa en iyi çaredir. Su eksikliği esnasında vücut, iç dokularından (bilhassa de kalınca bağırsaktan) su çekerek dışkının sertleşmesine, bu sebeple kabızlığa neden olur. Kafi su tüketildiği takdirde bağırsakların emek vermesi düzgüsel seyrinde olur ve kabızlık önlenir.

Vücutta bilhassa el, ayak ve bacaklarda oluşan ödemi engellemek için en iyi yöntem su tüketmektir. Ödemi yok etmek için alınan ilaçlar, bitkisel ürünler geçici bir yöntemdir. Bununla birlikte su, kasların dengesini sağlar, ten kuruluklarını önler ve kilo kaybından sonrasında gelişen sarkmaları engelleyerek cildin esnekliğini devam ettirir.

Kilo yitirmek, kilo korumak ve fazla gıda alımını engellemek için bolca su içilmesi gerekir. Peki ama günlük su tüketimi ne kadar olmalıdır? Sıhhatli bir kadının günde 10 bardak, adamın ise 14 bardak su içmesi önerilmektedir. Kilo fazlası olan kişilerin bu miktardan daha fazlasını tüketmeleri gerekmektedir. İçilen çay, kahve, kola benzer biçimde içecekler diüretik oldukları için hiç bir zaman suyu yerini tutmamakta, vücuttan su atımını artırmaktadır. Iyi mi Türk kahvesi yanında su içiliyorsa, aynı şekilde çay ve neskafe ile de su içilmesi gerekmektedir. En iyi çözücü, saf, katkısız ve tabii olan içecek su olduğundan günlük sıvı ihtiyacının 3/4'ü su olarak tercih edilmelidir. Bilhassa yaz döneminde suya daha bir ehemmiyet vermek gerekmektedir.


Kaynak:


Ve ekstradan bende bir bilgi ekleyeyim bir ödev yapmış olursanız bir ihtimal işinze yarar. Su bununla beraber fotosentez için mühim öğelerden biridir. Fotosentezin kolay denklemi olarak 6Co2+6H2o----glikoz+6o2 Dir eğer su olmasaydı o2 üretilmezdi ve bilhassa ortaya gıda çıkmazdı.

Alıntı
IrResistibLe

Suyun Canlılar İçin Önemi

Hava, Su, ısı ışık ve gıda Maddeleri Canlıların yaşaması için lüzumlu temel unsurlardır. Bu unsurların başlangıcında Oksijen ve Su gelmektedir. Diri organizmayı oluşturan hücrelerin yaşam faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için suya gereksinimleri vardır. Su yaşam için en mecburi maddelerden birisidir. Susuzluğa dayanmak oldukça zor olsa gerek. İnsan besin almadan yalnız su içerek ortalama 5 hafta yaşamını sürdürebildiği, halde susuzluğa fakat 7-12 Gün dayanır. Hemen hemen yaşamın başlangıcında olan üç aylık bir fötusun %95'i sudur.

İnsan organizmasının %62-67'si, hayvan organizmasının %60- 70'i sudan ibarettir. İnsan organizmasındaki Suyun 2/3'ü hücre içinde, geriye kalan kısmı ise dokular arası Sıvıda ve kanda bulunmaktadır. Kimyasal formülü H2O'dur, ağırlıkça %11,1 Hidrojen ve %88,9 Oksijenden meydana gelir. Su Molekülünde iki hidrojen atomunun aynı tarafta bulunması Pozitif yüklü olmasına niçin olur, oksijen atomu da Negatif yüklüdür. Periyodik cetvelde oksijene benzer başka maddelerin dihidrürlerinden farklıdır. Atmosferik Tazyik ve oda sıcaklığında (25°C) daha ağır Moleküller (H2S, H2Se ) Gaz halindeyken, H2O Sıvı halde bulunmaktadır. 100°C'ye çıkarıldığında gazlaşır. Su daha yoğundur, dielektrik sabiti ve yüzey gerilimi yüksektir. Donma noktası ise az olup, donduğunda daha az yoğun haldedir. Saf su renksiz, kokusuz ve tatsız bir sıvıdır, 0°C'de donarak katı faza geçer .

Su hijyeni, yalnız içme için kullanılan suyun nitelikleri ile meşgul olmaz. Bununla beraber yıkama mutfak ve ev işlerinde kullanılacak suların niteliklerinin tespiti, su kirlenmesinin önlenmesi ve suların dezenfeksiyonu işleri ile de ilgilidir. Toplumun içme ve kullanma (yiyecek yapma, temizlik ve benzeri) gereksinimleri için kullandığı kent şebekeleri, kuyu, çeşme ve gene aynı amaçlarla kullanmak suretiyle teknik metotlarla tasfiye edilmiş dere,dere ve Göl suları içilebilir su olarak tanımlanır. İçme ve türlü maksatlarla kullanılan ve insan sağlığı ile çok yakından ilişkisi olan ve özetlemek gerekirse içme, kullanma Suyu ismi verilen suyun hepsi "ALİMENTASYON SUYU" olarak adlandırılır. Bu suyun miktarı şehir ve köylerin nüfusuna, bağlı olarak Günde insan başına minimum 150 Litre olarak hesap edilir.

Su gereksinimi

İnsan organizmasının %60-70'i sudur. Bu suyun 2/3'ü hücreler içinde geriye kalan kısmı dokular arası sıvıda ve kanda bulunmaktadır. Proteinlerden varlıklı gıdaların bolca olarak yenilmesi halinde de Proteinlerin parçalanma ürünü olan üre idrarla atıldığından idrar miktarı çoğalmakta ve bu yoldan su kaybı artınca, suya duyulan gereksinim de yükselmektedir. İnsan fizyolojik gereksinimi olan suyu her gün muntazam olarak karşılamak zorundadır. Bunun ortalama %50'sini içeceklerden, %35'ini yiyeceklerden ve %15'ini de oksidasyon suyu olarak vücuttaki gıdaların yakılmasından sağlar.

Çoğu zaman su gereksinimi günlük 2500-3000 kaloriye karşılık her bir kalori için 1 lt hesabı ile 2. 5-3 litre olarak hesaplanır. Yaşama oranı su gereksinimi için daha ortalama bir kıymet elde etmek için alt tarafta verilen yüzölçümü ve kalori gereksinimi formülü kullanılır. Bundan ötürü ilkin atılan minimum su miktarını bilmek gerekir.





Sebep: içerik tanzim etme










Su, insan yaşamı için oksijenden sonrasında gelen en mühim öğedir. İnsan yiyecek yemeden haftalarca canlılığını sürdürebilirken susuz fakat gün yaşayabilir. Kanın %92'si, kemiklerin %22'si, beynin ve kasların %75'i sudur. Hücrelerin yaşamsal faaliyetleri, vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesi vücudun su dengesinin korunması ile mümkündür. Vücutta biriken toksinleri atmak, vücudun ısı dengesini sağlamak için idrarla 1500, ten yöntemiyle 500, dışkı ve solunum ile 300'er ml (toplamda ortalama 2,5 lt) su kaybedilmektedir.

İnsan vücudundaki,

Karbonhidratlarının tümünü

Yağlarının tümünü

Proteinlerinin yarısını

Suyunun %10'unu yitirirse yaşam tehlikeye girer.

% 1'lik su kaybında a Hipotalamusta susama merkezini uyarılır.

% 3'lük su kaybında a Kan hacmi ve fizyolojik performans azalır.

% 5'lik su kaybında a Kişi konsantre olması imkansız.

% 8'lik su kaybında a Kafa dönmesi, çok fazla bitkinlik, soluma güçlüğü oluşur.

% 10'luk su kaybında a Kas spazmı, çok fazla bitkinlik, dolaşım - böbrek

yetmezliği benzer biçimde kararlı sıhhat sorunları ortaya çıkar.

% 20'lik su kaybında a ÖLüM !

Vücuttaki su oranının kafi düzeyde tutulması yaşamsal ehemmiyet taşıdığından vücuttan kaybolan miktarlarda su alınması zorunludur. İdeal vücut su oranları; metabolizmayı tetikler, hücrelerin kendini yenilemesini sağlar, yaşlanmaya karşı tesir gösterir. Kanın akışkanlığını sağlar, böylelikle kalp ve damarların yükünü azaltır. Omurga dahil tüm organlar bundan faydalanır; su oranının bel fıtığına karşı dahi büyük katkısı olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte cildin dolgun, pürüzsüz ve genç kalmasını sağlamaktadır.

İnsan vücudunun su içinde ne olduğu yaş, cinsiyet, boy uzunluğu, vücut ağırlığı ve fizyolojik aktiviteye nazaran değişiyor. Evlatların vücudunun su oranı yüksektir (% 70, yeni doğan bebekte ise % 90) ve yaş ilerledikçe suyun yerini yağ dokusu almaya başlar. Bundan ötürü yaş ilerledikçe suyu daha çok tüketmek gerekir. Yetişkinlerde vücut su oranı % 60, yaşlılarda ise % 50'dir. Sporcuların su oranı ise standart kişilerden % 5 daha yüksek seviyede olması gerekmektedir. Meydana getirilen egzersize bağlı olarak su içimi artırılmalıdır. Vücutta egzersiz esnasında kaybedilen suyun yerine konulması ve yeniden vücut su dengesinin sağlanması için kafi su tüketimi şarttır. Su tüketimi egzersiz sonrasında olabileceği benzer biçimde, vücudu su yitirilmesine hazırlamak adına egzersiz öncesinde hatta egzersiz esnasında da (15'er dakikalık aralıklarla yudum yudum su içilmesi şeklinde) olabilir.
VüCUT SU ORANI TABLOSU



SU ORANI Adam Hanım

Az lt; % 55 lt; % 50

Düzgüsel % 55 - 65 % 50 - 60

Şüpheli > % 75 > % 70

Böbreklerin görevini yerine getirebilmesi ve bu sebeple vücuttaki yağ akımının dengeli olabilmesi için bolca su tüketilmelidir. Çünkü karaciğerin görevini yapabilmesi, böbreklerin kafi çalışmasına bağlıdır. Karaciğerin başlıca görevlerinden birisi, vücutta depolanmış yağları bedenin kullanabileceği enerjiye çevirmektir. Yeterince su içilmediği takdirde böbrekler yeterince çalışamaz ve süzme işlemini gereği benzer biçimde gerçekleştiremez. Karaciğer de böbreklerin görevini üstlenmeye başlar, kendi görevi ikinci plana düşer ve daha az yağ yakmaya başlar. Yakılmayan yağlar vücutta birikmeye başlar. Kilo kaybı yerine kilo alımı söz mevzusu olur.

Suyun zayıflama üstüne olan tesiri göz ardı edilemeyecek kadar fazladır. Gerek midede yarattığı hacimden dolayı alınan besinlerde engelleme yapması, gerekse metabolizmayı çalıştırıp günlük harcanan enerjiyi çoğaltması ve bir de sindirime olan katkısı! Tüm bu tür şeyler akla geldiğinde su içmek eziyet olmamalı, aksine keyif vermeli. Suyun sağlamış olduğu faydalar bunlarla sınırı olan değildir elbet:
  • Hücrelere oksijen ve gıda öğelerinin taşınmasını, bununla birlikte atık ürünlerin taşınarak böbreklerden atılmasını sağlar.
  • Ağız, göz ve burun benzer biçimde vücut dokularının nemlenmesini sağlar.
  • Vücuttaki kan, gastrik sıvı, tükürük, amniyotik sıvı (gebelikte) ve idrar benzer biçimde vücut sıvılarının büyük bir bölümü sudur.
  • Dışkının yumuşamasını sağlayarak kabızlığın önlenmesine katkıda bulunmaktadır.
  • Ten sağlığında, bağışıklık sisteminde, vücut ısısının denetiminde, ödemin atımında görevi vardır.
  • Tükürük ve mide salgısında besinlerin sindirilmesinde vazife alır.
  • Kilo alıp vermeden dolayı oluşan sarkmaları sporla beraber önler.
  • Vücudun gereksinim duyduğu iz minerallerin pek çoğunu sağlar.
  • Soğuk algınlığı, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları ve mesane kanseri riskini düşürür.
  • Zayıflama rejimlerinde metabolizmayı çalıştırmanın yanında, midede hacim oluşturarak tokluk hissi vermede işe yarar.
Su yaşamın vazgeçilmezleri içinde olmasına karşın aslolan sorun su içme kültürünün geliştirilememesidir. Hiçbir sıvı içeceğin suyun yerini tam anlamıyla tutmadığını unutmamak gerekir.
Su içmek için susamayı beklememeli !
Suyu ne vakit ve iyi mi almalıyız?

Su dışındaki bir çok sıvı hayatımızda kararlı seviyede yer almıştır. Çabalama yaşamının olmazsa olmaz ikramları çay, kahve, neskafe, meyve suları, nebat ve meyve çayları vb. içecekler. Bu içeceklerden bazılarının diüretik tesiri olduğundan vücudun gereksinim duyan sıvıyı karşılamayacağı ve hatta vücuttan sıvı atımını artıracağı için suyu su olarak içmek gerekir. Öğünlerden 30 ya da 15 dakika ilkin alınan suyun metabolizmayı hızlandırma üstüne ve midede hacim oluşturarak öğünde fazla gıda alımı engellemek adına göz ardı edilemeyecek yararları vardır. Son günlerde sıkça tartışılan konulardan biriyse yiyecek yerken su içelim mi? Eğer ki kişinin yiyecek yerken su içme alışkanlığı var ise bu konuyu devam ettirmelidir. Fakat tüketmiyorsa kendini de zorlamamalıdır. Çünkü bir öğünde sıvıyla beraber midenin alabileceği kapasite bellidir. Yemekle beraber su alındığında mideye daha az gıda alınmaktadır. Su içilmeyen günlerde ise kalan kısım da yemekle doldurulmak istenir, daha çok gıda tüketilir. Suyun yararını en üst düzeyde sağlayabilmek için yiyeceklerden 15 dakika ilkin su içmeli ve yiyecek esnasında su içme alışkanlığı var ise devam ettirilmelidir.

Doğadaki yararlı olan her şeyin fazlası da zararlıdır. Az içilen suyun ziyanı kadar fazla içilen suyun da özelikle kalp ve böbrek yetmezliği hastalıklarında ziyanı vardır. Tüm bu bilgiler böbrek ve bir takım sindirim sistemi hastaları için değişkenlik izah edebilir. Gereğinden oldukça fazla su içilmesi vücutta toksik tesir yaratarak su zehirlenmesine niçin olabilmektedir.

Suyun; yiyecek yenildikten sonrasında alınan besinlerin sindiriminden, metabolik atıklarının dışarı atılmasına kadar her aşamada çok mühim görevleri vardır. Su, kabızlığa en iyi çaredir. Su eksikliği esnasında vücut, iç dokularından (bilhassa de kalınca bağırsaktan) su çekerek dışkının sertleşmesine, bu sebeple kabızlığa neden olur. Kafi su tüketildiği takdirde bağırsakların emek vermesi düzgüsel seyrinde olur ve kabızlık önlenir.

Vücutta bilhassa el, ayak ve bacaklarda oluşan ödemi engellemek için en iyi yöntem su tüketmektir. Ödemi yok etmek için alınan ilaçlar, bitkisel ürünler geçici bir yöntemdir. Bununla birlikte su, kasların dengesini sağlar, ten kuruluklarını önler ve kilo kaybından sonrasında gelişen sarkmaları engelleyerek cildin esnekliğini devam ettirir.

Kilo yitirmek, kilo korumak ve fazla gıda alımını engellemek için bolca su içilmesi gerekir. Peki ama günlük su tüketimi ne kadar olmalıdır? Sıhhatli bir kadının günde 10 bardak, adamın ise 14 bardak su içmesi önerilmektedir. Kilo fazlası olan kişilerin bu miktardan fazlasını tüketmeleri gerekmektedir. İçilen çay, kahve, kola benzer biçimde içecekler diüretik oldukları için hiç bir zaman suyu yerini tutmamakta, vücuttan su atımını artırmaktadır. Iyi mi Türk kahvesi yanında su içiliyorsa, aynı şekilde çay ve neskafe ile de su içilmesi gerekmektedir. En iyi çözücü, saf, katkısız ve tabii olan içecek su olduğundan günlük sıvı ihtiyacının 3/4'ü su olarak tercih edilmelidir. Bilhassa yaz döneminde suya daha bir ehemmiyet vermek gerekmektedir.


Kaynak:


Ve ekstradan bende bir bilgi ekleyeyim bir ödev yapmış olursanız bir ihtimal işinze yarar. Su bununla beraber fotosentez için mühim öğelerden biridir. Fotosentezin kolay denklemi olarak 6Co2+6H2o----glikoz+6o2 Dir eğer su olmasaydı o2 üretilmezdi ve bilhassa ortaya gıda çıkmazdı.









Suyun Canlılar İçin Önemi

Hava, Su, ısı ışık ve gıda Maddeleri Canlıların yaşaması için lüzumlu temel unsurlardır. Bu unsurların başlangıcında Oksijen ve Su gelmektedir. Diri organizmayı oluşturan hücrelerin yaşam faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için suya gereksinimleri vardır. Su yaşam için en mecburi maddelerden birisidir. Susuzluğa dayanmak oldukça zor olsa gerek. İnsan besin almadan yalnız su içerek ortalama 5 hafta yaşamını sürdürebildiği, halde susuzluğa fakat 7-12 Gün dayanır. Hemen hemen yaşamın başlangıcında olan üç aylık bir fötusun %95'i sudur.

İnsan organizmasının %62-67'si, hayvan organizmasının %60- 70'i sudan ibarettir. İnsan organizmasındaki Suyun 2/3'ü hücre içinde, geriye kalan kısmı ise dokular arası Sıvıda ve kanda bulunmaktadır. Kimyasal formülü H2O'dur, ağırlıkça %11,1 Hidrojen ve %88,9 Oksijenden meydana gelir. Su Molekülünde iki hidrojen atomunun aynı tarafta bulunması Pozitif yüklü olmasına niçin olur, oksijen atomu da Negatif yüklüdür. Periyodik cetvelde oksijene benzer başka maddelerin dihidrürlerinden farklıdır. Atmosferik Tazyik ve oda sıcaklığında (25°C) daha ağır Moleküller (H2S, H2Se ) Gaz halindeyken, H2O Sıvı halde bulunmaktadır. 100°C'ye çıkarıldığında gazlaşır. Su daha yoğundur, dielektrik sabiti ve yüzey gerilimi yüksektir. Donma noktası ise az olup, donduğunda daha az yoğun haldedir. Saf su renksiz, kokusuz ve tatsız bir sıvıdır, 0°C'de donarak katı faza geçer .

Su hijyeni, yalnız içme için kullanılan suyun nitelikleri ile meşgul olmaz. Bununla beraber yıkama mutfak ve ev işlerinde kullanılacak suların niteliklerinin tespiti, su kirlenmesinin önlenmesi ve suların dezenfeksiyonu işleri ile de ilgilidir. Toplumun içme ve kullanma (yiyecek yapma, temizlik ve benzeri) gereksinimleri için kullandığı kent şebekeleri, kuyu, çeşme ve gene aynı amaçlarla kullanmak suretiyle teknik metotlarla tasfiye edilmiş dere,dere ve Göl suları içilebilir su olarak tanımlanır. İçme ve türlü maksatlarla kullanılan ve insan sağlığı ile çok yakından ilişkisi olan ve özetlemek gerekirse içme, kullanma Suyu ismi verilen suyun hepsi "ALİMENTASYON SUYU" olarak adlandırılır. Bu suyun miktarı şehir ve köylerin nüfusuna, bağlı olarak Günde insan başına minimum 150 Litre olarak hesap edilir.

Su gereksinimi

İnsan organizmasının %60-70'i sudur. Bu suyun 2/3'ü hücreler içinde geriye kalan kısmı dokular arası sıvıda ve kanda bulunmaktadır. Proteinlerden varlıklı gıdaların bolca olarak yenilmesi halinde de Proteinlerin parçalanma ürünü olan üre idrarla atıldığından idrar miktarı çoğalmakta ve bu yoldan su kaybı artınca, suya duyulan gereksinim de yükselmektedir. İnsan fizyolojik gereksinimi olan suyu her gün muntazam olarak karşılamak zorundadır. Bunun ortalama %50'sini içeceklerden, %35'ini yiyeceklerden ve %15'ini de oksidasyon suyu olarak vücuttaki gıdaların yakılmasından sağlar.

Çoğu zaman su gereksinimi günlük 2500-3000 kaloriye karşılık her bir kalori için 1 lt hesabı ile 2. 5-3 litre olarak hesaplanır. Yaşama oranı su gereksinimi için daha ortalama bir kıymet elde etmek için alt tarafta verilen yüzölçümü ve kalori gereksinimi formülü kullanılır. Bundan ötürü ilkin atılan minimum su miktarını bilmek gerekir.


Suyun Canlılar İçin Önemi





Canlılığın devam etmesi için su çok önemlidir. Su tıpkı ışık, ısı, hava ve gıda benzer biçimde yaşamın temel larındandır. Diri organizmalar hücrelerden meydana gelir ve bu hücrelerin organizmanın canlılığını sağlayabilmesi için kendilerinin de diri olmaları gerekir. Fakat hücreler susuz diri kalamaz.


Suyun mecburi bir gereksinim olduğu şuradan anlaşılabilir: Bir insan aç kalıp su içerek 5 hafta hayatta kalabilmektedir. Fakat su içmediği taktirde 7-12 gün içinde yaşamını tüketmektedir. Fetüsler hayata başlamadan ilkin anne karnındaki insanlara verilen isimdir. Fetüslerin %95'i sudur.


su damlasıSusuzluk insanı ölüme götürmektedir. Ölüm gerçekleşmeden ilkin ise bir çok mesele çıkarmaktadır. Kandaki su miktarı %3'ün altına düştüğünde metabolizma artıkları böbreklerden geçememeye başlar. Değişik organizmalar su kaybı oranlarına değişik sonuçlar gösterir. İnsanlarda 2 litre su kaybı halsizlik başlangıcıdır. 3 litre su kaybedildiğinde ise belirgin bir düşkünlük kafa gösterir. 4 litre su kaybettiğinde insan çekince sınırını geçmiş anlamına gelir.

Vücuttaki suyun önemi şöyleki sıralanabilir:
  • Vücut sıcaklığını düzgüsel düzeyde meblağ.
  • Vücudun temizlenmesi ve toksinlerin atılmasını sağlar.
  • Deriyi nemlendirir.
  • Böbreklerin çalışmasını sağlar.
  • Bir takım vitamin ve mineralleri çözer ve taşımaya destek verir.
  • Kayganlaştırıcı özelliği olduğundan organların birbirini etkilemeden ve kendi içlerinde mesele çıkarmadan oluşumlarına destek verir.

E-Okul





  • Yağların canlılar için önemi nedir?


  • Suyun hayvanlar ve bitkiler için önemi nedir?


  • Mitozun canlılar için önemi nedir?


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Suyun canlılar için önemi nedir?
Suyun canlılar için önemi nedir?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/suyun-canllar-icin-onemi-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/suyun-canllar-icin-onemi-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content