TALEP a. (ar. (aleb). 1. Bir kimseden, bir kurumdan bir şeyi yapmasını ya da yapmamasını isteme; istenen şey; istem, istek, rica: H...
TALEP a. (ar. (aleb).
1. Bir kimseden, bir kurumdan bir şeyi yapmasını ya da yapmamasını isteme; istenen şey; istem, istek, rica: Halkın taleplerini yerine getirmek. imalatı talebe göre belirlemek. Sizden bir talebimiz olacak.
2. (Bir kimseden) bir şey talep etmek, istemek; istemde bulunmak.
*Elektrotekn. Talep katsayısı. İSTEM Kkat sayısının eşanlamlısı, ikt. Bir malın olası fiyatlarına göre, tü- ticinin belli bir anda bu maldan satın almaya hazır olduğu miktar. (Bk. ansikl. böl.) || Talep enflasyonu, toplam talep harcamalarının, toplam arzın karşılayamayacağı ölçüde genişlemesi nedeniyle ortaya çıkan enflasyon. ( ENFLASYON.) || Talep fazlası, belli bir dönemde ve belli bir miktardan talep edilen mal miktarının, arz edileni aşması. (Talep fazlası durumunda, cari fiyat denge fiyatının [arz ve talep edilen fiyatları birbirine eşitleyen fiyat] altında kalır. Ancak, daha sonra fazla talebin fiyatlar üzerinde yaratacağı baskıyla o malın fiyatı yükselerek denge fiyatı düzeyine gelir.) || Efektif talep, global arz eğrisiyle global talep eğrisinin işletme sahiplerince öngörüldüğü biçimde kesiştikleri noktaya karşılık gelen üretim miktarını belirten kavram. (Keynesçi düşüncenin temel kavramıdır.) [işletme sahipleri, bu öngörünün düzeyine göre, öngörüleri doğru çıktığı takdirde tümüyle satılacak olan bir malın üretimine girişmek için gerekli istihdam düzeyini belirlerler.]
*İsi. huk. Talebi husumet, ortak maliklerden birinin payını üçüncü kişiye satması durumunda, şufa hakkı sahibinin ortak mülkün bulunduğu yer mahkemesinde dava açması. || Talebi muvasebe, bir taşınmazın satılmasıyla lehine şufa hakkı doğan kişinin satışı öğrenir öğrenmez bu hakkını kullanacağını bildirmesi. || Talebi takrir ve işhad, talebi muvasebenın yapıldığının iki erkek ya da bir erkek ve kadın tanıkla doğrulanması.
*Med. us. huk. Talep sonucu (esk. netice-i talep), mahkemeden sonuç olarak karar verilmesi istenen şey. (Bk. ansikl. böl.)
*Psikan. Jacques Lacan'm ortaya attığı ve gereksinim ve istek kutupları arasında yer aldığını ileri sürdüğü kavram. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. ikt. Mal ve hizmetlere olan talep, her şeyden önce, ekonomideki yararlanılabilir alım gücüne ve bunun tüketiciler arasındaki dağılımına bağlıdır (burada yalnızca ödeme gücüne sahip talep sözkonusudur).
Gerçekten talep, tüketicinin satın alma isteği temeline dayanır. Alıcıların kararlarını etkileyen birçok öğe vardır ve bunların başında da, istenilen malın birinci dereceden bir gereksinim maddesi ya da ikinci dereceden yararlı bir nesne olmasına göre değişen gereksinimlerin şiddeti gelir. Alıcının, ilerde elde edeceği gelirlere ilişkin tahminleri ya da fiyatlar da, alım isteği üzerinde etkili olur. Nihayet, toplumsal taklit isteği; yeni bir mal, daha iyi bir yaşam sürmek ve eski yaşam düzeyinin gerilememesini istemek gibi başka bazı etmenler de talebi kamçılayabilirler.
Bir mal ya da hizmet talebi, bir eğriyle gösterilebilir. Gereksinimler, gelirler, fiyatların genel düzeyi bu talep eğrisini etkiler. ürünlere, göz önünde tutulan zaman parçasına, halkın psikolojisine göre bu eğrinin biçimi değişir. Bununla birlikte, -göz önünde tutulan dönem için gereksinimler, gelirler ve fiyatların genel düzeyi değişmez bir veri olarak kabul edilirse- bir mal ya da hizmete olan talebin miktarı, bunun fiyatı yükseldiği oranda düşer; fiyatı düştüğü oranda da yükselir Bu durumda talep, fiyatın bir azalan fonksiyonu olarak gözükmektedir. Her değişik fiyat için, tüketicinin satın almak kararında olduğu miktarı gösteren eğri, soldan sağa doğru iner.
Bir malın fiyatı düştüğü zaman, iki etki, bu malın talep eğrisinin şeklinde değişikliğe yol açabilir: gelir etkisi ve ikame etkisi. Gelir etkisi, ürün fiyatındaki düşüşün, tüketicinin alım gücünde bir artışa yol açmasından doğar, ikame etkisi ise, tüketiciyi, artık nispeten pahalı duruma gelen öteki malların yerine fiyatı azalan malı koymaya yönlendirir.
Bu iki etki, bir ürünün fiyatının talep miktarının artmasına yol açacak biçimde düşmesi durumunda eylemlerini birleştirebilirler. En normal varsayım budur. Ama, bazı durumlarda, özellikle ikincil mallar söz konusu olduğunda, gelir etkisi, tüketiciyi fiyatı düşen mala olan talebini kısarak, bölyece elde ettiği fazladan alım gücünü fiyatı düşmemiş olan başka ürünlere yöneltmeye özendirebilir. Örneğin, ekmek fiyatının düşmesi, tüketiciyi, böylece serbest kalan ek alım gücünden azami ölçüde yararlanarak et, sebze vb. talebini artırmaya yöneltebilir. Bu durumda, bir ürüne olan talep, onun fiyatı düştüğü zaman artacak yerde azalır ya da olduğu gibi kalır. Eğrinin şekli böylece değişmiş olur.
Gerçekçi ve etkili bir iktisadi siyasetin oluşturulabilmesi için (özellikle enflasyonla mücadele ve konjonktürlerin düzenlenmesi konusunda), talebin somut öğelerinin iyice bilinmesi gereği, giderek zorunlu bir koşul olarak karşımıza çıkmaktadır.
*Med. us. huk. Talep sonucu, dava dilekçesinin en önemli öğesidir. Davacı, dava dilekçesinde istediklerini açıkça belirtmelidir. Mahkeme, tarafların isteklerinin dışına çıkamaz; kural olarak, talep sonucuyla bağlıdır. Talep sonucu, dava çeşitlerine göre değişir. Edim davalarında davacı, davalının bir şey vermesini, bir işi yap masını ya da yapmamasını ister. Tespit davalarında ise, bir hukuksal ilişkinin var olup olmadığının saptanması isteğinde bulunur.
*Psikan. Başkası'na olan talep, insan konuşma yasasına bağımlı olduğu sürece, bireyin gereksinimleri için geçilmesi zorunlu bir geçit oluşturur: eğer istek, Başkası'na olan istekse, birey olası herhangi bir gereksinimini dile getirmek için, talep geçitlerinden geçmek zorundadır. Bu durumda, talep, isteğin söz halinde zorunlu ifadesi olarak kendini gösterir. Öyleyse, söz haline geçemeyen şey, bastırım altında bulunuyor demektir ("birey engellenmiştir"). Öte yandan, ifade edilmiş (söylenmiş) talep ile gereksinim arasındaki ayrıklıkta, hiçbir ifadeye indirgenemeyen bir kalıntı yer alır: istek.
Başkası'na olan talep, bireyin alabileceği cevabı şartlandırır ve, dolayısıyla, bilinç- dışında bu talebin sözlerini ve nesnesini şekillendirir. Öyle ki, bireyin talebi, Başka- sı'nın bilinçdışı talebi olur, Başkası'nın ondan istediği şey haline gelir.
1. Bir kimseden, bir kurumdan bir şeyi yapmasını ya da yapmamasını isteme; istenen şey; istem, istek, rica: Halkın taleplerini yerine getirmek. imalatı talebe göre belirlemek. Sizden bir talebimiz olacak.
2. (Bir kimseden) bir şey talep etmek, istemek; istemde bulunmak.
*Elektrotekn. Talep katsayısı. İSTEM Kkat sayısının eşanlamlısı, ikt. Bir malın olası fiyatlarına göre, tü- ticinin belli bir anda bu maldan satın almaya hazır olduğu miktar. (Bk. ansikl. böl.) || Talep enflasyonu, toplam talep harcamalarının, toplam arzın karşılayamayacağı ölçüde genişlemesi nedeniyle ortaya çıkan enflasyon. ( ENFLASYON.) || Talep fazlası, belli bir dönemde ve belli bir miktardan talep edilen mal miktarının, arz edileni aşması. (Talep fazlası durumunda, cari fiyat denge fiyatının [arz ve talep edilen fiyatları birbirine eşitleyen fiyat] altında kalır. Ancak, daha sonra fazla talebin fiyatlar üzerinde yaratacağı baskıyla o malın fiyatı yükselerek denge fiyatı düzeyine gelir.) || Efektif talep, global arz eğrisiyle global talep eğrisinin işletme sahiplerince öngörüldüğü biçimde kesiştikleri noktaya karşılık gelen üretim miktarını belirten kavram. (Keynesçi düşüncenin temel kavramıdır.) [işletme sahipleri, bu öngörünün düzeyine göre, öngörüleri doğru çıktığı takdirde tümüyle satılacak olan bir malın üretimine girişmek için gerekli istihdam düzeyini belirlerler.]
*İsi. huk. Talebi husumet, ortak maliklerden birinin payını üçüncü kişiye satması durumunda, şufa hakkı sahibinin ortak mülkün bulunduğu yer mahkemesinde dava açması. || Talebi muvasebe, bir taşınmazın satılmasıyla lehine şufa hakkı doğan kişinin satışı öğrenir öğrenmez bu hakkını kullanacağını bildirmesi. || Talebi takrir ve işhad, talebi muvasebenın yapıldığının iki erkek ya da bir erkek ve kadın tanıkla doğrulanması.
*Med. us. huk. Talep sonucu (esk. netice-i talep), mahkemeden sonuç olarak karar verilmesi istenen şey. (Bk. ansikl. böl.)
*Psikan. Jacques Lacan'm ortaya attığı ve gereksinim ve istek kutupları arasında yer aldığını ileri sürdüğü kavram. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. ikt. Mal ve hizmetlere olan talep, her şeyden önce, ekonomideki yararlanılabilir alım gücüne ve bunun tüketiciler arasındaki dağılımına bağlıdır (burada yalnızca ödeme gücüne sahip talep sözkonusudur).
Gerçekten talep, tüketicinin satın alma isteği temeline dayanır. Alıcıların kararlarını etkileyen birçok öğe vardır ve bunların başında da, istenilen malın birinci dereceden bir gereksinim maddesi ya da ikinci dereceden yararlı bir nesne olmasına göre değişen gereksinimlerin şiddeti gelir. Alıcının, ilerde elde edeceği gelirlere ilişkin tahminleri ya da fiyatlar da, alım isteği üzerinde etkili olur. Nihayet, toplumsal taklit isteği; yeni bir mal, daha iyi bir yaşam sürmek ve eski yaşam düzeyinin gerilememesini istemek gibi başka bazı etmenler de talebi kamçılayabilirler.
Bir mal ya da hizmet talebi, bir eğriyle gösterilebilir. Gereksinimler, gelirler, fiyatların genel düzeyi bu talep eğrisini etkiler. ürünlere, göz önünde tutulan zaman parçasına, halkın psikolojisine göre bu eğrinin biçimi değişir. Bununla birlikte, -göz önünde tutulan dönem için gereksinimler, gelirler ve fiyatların genel düzeyi değişmez bir veri olarak kabul edilirse- bir mal ya da hizmete olan talebin miktarı, bunun fiyatı yükseldiği oranda düşer; fiyatı düştüğü oranda da yükselir Bu durumda talep, fiyatın bir azalan fonksiyonu olarak gözükmektedir. Her değişik fiyat için, tüketicinin satın almak kararında olduğu miktarı gösteren eğri, soldan sağa doğru iner.
Bir malın fiyatı düştüğü zaman, iki etki, bu malın talep eğrisinin şeklinde değişikliğe yol açabilir: gelir etkisi ve ikame etkisi. Gelir etkisi, ürün fiyatındaki düşüşün, tüketicinin alım gücünde bir artışa yol açmasından doğar, ikame etkisi ise, tüketiciyi, artık nispeten pahalı duruma gelen öteki malların yerine fiyatı azalan malı koymaya yönlendirir.
Bu iki etki, bir ürünün fiyatının talep miktarının artmasına yol açacak biçimde düşmesi durumunda eylemlerini birleştirebilirler. En normal varsayım budur. Ama, bazı durumlarda, özellikle ikincil mallar söz konusu olduğunda, gelir etkisi, tüketiciyi fiyatı düşen mala olan talebini kısarak, bölyece elde ettiği fazladan alım gücünü fiyatı düşmemiş olan başka ürünlere yöneltmeye özendirebilir. Örneğin, ekmek fiyatının düşmesi, tüketiciyi, böylece serbest kalan ek alım gücünden azami ölçüde yararlanarak et, sebze vb. talebini artırmaya yöneltebilir. Bu durumda, bir ürüne olan talep, onun fiyatı düştüğü zaman artacak yerde azalır ya da olduğu gibi kalır. Eğrinin şekli böylece değişmiş olur.
Gerçekçi ve etkili bir iktisadi siyasetin oluşturulabilmesi için (özellikle enflasyonla mücadele ve konjonktürlerin düzenlenmesi konusunda), talebin somut öğelerinin iyice bilinmesi gereği, giderek zorunlu bir koşul olarak karşımıza çıkmaktadır.
*Med. us. huk. Talep sonucu, dava dilekçesinin en önemli öğesidir. Davacı, dava dilekçesinde istediklerini açıkça belirtmelidir. Mahkeme, tarafların isteklerinin dışına çıkamaz; kural olarak, talep sonucuyla bağlıdır. Talep sonucu, dava çeşitlerine göre değişir. Edim davalarında davacı, davalının bir şey vermesini, bir işi yap masını ya da yapmamasını ister. Tespit davalarında ise, bir hukuksal ilişkinin var olup olmadığının saptanması isteğinde bulunur.
*Psikan. Başkası'na olan talep, insan konuşma yasasına bağımlı olduğu sürece, bireyin gereksinimleri için geçilmesi zorunlu bir geçit oluşturur: eğer istek, Başkası'na olan istekse, birey olası herhangi bir gereksinimini dile getirmek için, talep geçitlerinden geçmek zorundadır. Bu durumda, talep, isteğin söz halinde zorunlu ifadesi olarak kendini gösterir. Öyleyse, söz haline geçemeyen şey, bastırım altında bulunuyor demektir ("birey engellenmiştir"). Öte yandan, ifade edilmiş (söylenmiş) talep ile gereksinim arasındaki ayrıklıkta, hiçbir ifadeye indirgenemeyen bir kalıntı yer alır: istek.
Başkası'na olan talep, bireyin alabileceği cevabı şartlandırır ve, dolayısıyla, bilinç- dışında bu talebin sözlerini ve nesnesini şekillendirir. Öyle ki, bireyin talebi, Başka- sı'nın bilinçdışı talebi olur, Başkası'nın ondan istediği şey haline gelir.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR