TALİ sıf. (ar.den tâli). Ancak ikinci derecede bir önemi, bir yararı olan; ikincil: Tali renkler. Tali bir mesele. Tali yol. *Oy. Ta...
TALİ sıf. (ar.den tâli). Ancak ikinci derecede bir önemi, bir yararı olan; ikincil: Tali renkler. Tali bir mesele. Tali yol.
*Oy. Tali hat, bir anahattan ayrılarak ikincil bir yolu oluşturan demiryolu.
*Ask. tar. Osmanlı ordusunda, redif kuruluşunun ikinci bölümünü oluşturan ihtiyat kuvvetler. (Redif kuruluşunda ilk bölümü oluşturan "mukaddem†sınıfında ilk üç yılı geçiren yükümlü, kalan üç yılını "tali" denilen sınıfta geçirirdi.)
*Dilbilg. Tali cümle -> YANCüMLE.
TALİ, -I sıf. (ar.). Esk.
1. Doğan, ortaya çıkan: "Tâli etdiği gibi tedenni de eder" (Baha Tevfik).
2. Talih, kısmet: "Harab olup yaşıyor tâliin azabıyla" (Y. K. Beyatlı).
3. Talii menhus, uğursuz talih: “Bu şehidler o gün İnönü'nde, sonra da Dumlupınar'da, ... milletin talii menhusunu da yendiler" (Y. K. Beyatlı). || Talii nasaz, uygunsuz, kötü talih.
TALİ a. Tropikal Afrika'da yetişen ve esmer kırmızıya çalan sarımsı renkte ince dokulu, sert ve ağır bir odun veren ağaç. Odunu kaba marangozlukta, vagon tabanı ve travers yapımında kullanılır. (Erythrophleum cinsi; erguvangiller familyası.)
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR