TANIKLIK a. 1. Tanık olarak yargı önünde ifade vermek; gördüğünü, duyduğunu, bildiğini anlatmak, aktarmak eylemi; şahitlik: Bir kims...
TANIKLIK a.
1. Tanık olarak yargı önünde ifade vermek; gördüğünü, duyduğunu, bildiğini anlatmak, aktarmak eylemi; şahitlik: Bir kimsenin tanıklığına başvurmak.
2. Tarafların dışındaki kişilerin, davayla ilgili olay hakkında bildiklerini mahkeme önünde anlatmaları; şahitlik: Sizin tanıklığınız geçerli değildir.
3. Tanıklık etmek, tanık olarak yargı önünde belli bir konu ile ilgili ifade vermek: Her şeyi gördü, ancak tanıklık etmeyi reddediyor. Bir sanığın lehine tanıklık etmek. || Bir konuda tanıklık etmek, onun doğruluğunu kanıtlayacak durumda olmak: Dürüstlüğü konusunda tanıklık etmeye hazırım.
1. Tanık olarak yargı önünde ifade vermek; gördüğünü, duyduğunu, bildiğini anlatmak, aktarmak eylemi; şahitlik: Bir kimsenin tanıklığına başvurmak.
2. Tarafların dışındaki kişilerin, davayla ilgili olay hakkında bildiklerini mahkeme önünde anlatmaları; şahitlik: Sizin tanıklığınız geçerli değildir.
3. Tanıklık etmek, tanık olarak yargı önünde belli bir konu ile ilgili ifade vermek: Her şeyi gördü, ancak tanıklık etmeyi reddediyor. Bir sanığın lehine tanıklık etmek. || Bir konuda tanıklık etmek, onun doğruluğunu kanıtlayacak durumda olmak: Dürüstlüğü konusunda tanıklık etmeye hazırım.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR