TARTI a. 1. Tartmak eylemi ya da biçimi. 2. Bir cismin ağırlığı. 3. Ağırlıkları tartmaya, ölçmeye yarayan araç. 4. Ölçü, karar: Eli...
TARTI a.
1. Tartmak eylemi ya da biçimi.
2. Bir cismin ağırlığı.
3. Ağırlıkları tartmaya, ölçmeye yarayan araç.
4. Ölçü, karar: Elinin tartısı olmamak.
5. Tartı salıncağı, tahteravilli. || Tartıya gelmez, ölçülmesi, belirlenmesi olanaksız şeyler için söylenir. || Tartıya vurmak, tartmak; olumlu ve olumsuz yanlarını karşılaştırarak incelemek.
*Ed. Halk şiirinde vezin.
*Ev eşy. İnsanları tartmak için kullanılan, genellikle yaylı ve baskül mekanizması olan kantar.
*Huk. Tartı ve ölçü -> ÖLÇü ve tarti.
*Ölçbil. Çift tartı, bir D darasını, ilk işlemde A ağırlığındaki tartılacak cisimle ve A, ağırlığındaki ölçü ağırlıklarıyla, daha sonraki işlemdeyse A2 ağırlığındaki ölçü ağırlıklarıyla dengelemeye dayanan yöntem; bu durumda belirlenecek ağırlık A2-A, bağıntısıyla verilir. (Bu yöntem hassas olmayan bir teraziyle duyarlı bir ölçüm yapmaya olanak verir.)
*Saraç. Tartı kayışı, eyeri kanat altından kolan ucuna bağlamaya yarayan tokalı kayış.
*Spor. Yarışmacıların (araba, boksör, halterci, güreşçi, jokey vb.) bir yarıştan önce tartıldıktan yer. || Bazı spor karşılaşmalarından (boks, güreş, halter, judo) önce rakiplerin öngörülen kilolarda olup olmadıklarını anlamak için yapılan işlem. || At yarışlarından önce ve sonra jokeylerin handikap komitesi tarafından saptanan (atın yarışma ve kazandığı ikramiyeye göre belirlenen) taşıyacakları ağırlıklara uygun ağırlıkta olup olmadıklarını denetleyen işlem. Jokeyler tartı işlemi sırasında eyer ve başlıklarıyla tartılırlar İstenen ağırlığa ulaşmayan jokeylerin eyerlerine kurşun ağırlıklar eklenir.
*Tic. Tartı listesi, bir satıcının, faturaladı- ğı malların ağırlığını ayrıntılı bir biçimde göstermek için düzenlediği belge.
1. Tartmak eylemi ya da biçimi.
2. Bir cismin ağırlığı.
3. Ağırlıkları tartmaya, ölçmeye yarayan araç.
4. Ölçü, karar: Elinin tartısı olmamak.
5. Tartı salıncağı, tahteravilli. || Tartıya gelmez, ölçülmesi, belirlenmesi olanaksız şeyler için söylenir. || Tartıya vurmak, tartmak; olumlu ve olumsuz yanlarını karşılaştırarak incelemek.
*Bine. Tartı hakemi, at yarışlarında jokeylerin tartılmasıyla ilgili ve sorumlu kişi.
*Denize. Yelkenleri indirip kaldırmada kullanılan halat.
*Denize. Yelkenleri indirip kaldırmada kullanılan halat.
*Ev eşy. İnsanları tartmak için kullanılan, genellikle yaylı ve baskül mekanizması olan kantar.
*Huk. Tartı ve ölçü -> ÖLÇü ve tarti.
*Ölçbil. Çift tartı, bir D darasını, ilk işlemde A ağırlığındaki tartılacak cisimle ve A, ağırlığındaki ölçü ağırlıklarıyla, daha sonraki işlemdeyse A2 ağırlığındaki ölçü ağırlıklarıyla dengelemeye dayanan yöntem; bu durumda belirlenecek ağırlık A2-A, bağıntısıyla verilir. (Bu yöntem hassas olmayan bir teraziyle duyarlı bir ölçüm yapmaya olanak verir.)
*Saraç. Tartı kayışı, eyeri kanat altından kolan ucuna bağlamaya yarayan tokalı kayış.
*Spor. Yarışmacıların (araba, boksör, halterci, güreşçi, jokey vb.) bir yarıştan önce tartıldıktan yer. || Bazı spor karşılaşmalarından (boks, güreş, halter, judo) önce rakiplerin öngörülen kilolarda olup olmadıklarını anlamak için yapılan işlem. || At yarışlarından önce ve sonra jokeylerin handikap komitesi tarafından saptanan (atın yarışma ve kazandığı ikramiyeye göre belirlenen) taşıyacakları ağırlıklara uygun ağırlıkta olup olmadıklarını denetleyen işlem. Jokeyler tartı işlemi sırasında eyer ve başlıklarıyla tartılırlar İstenen ağırlığa ulaşmayan jokeylerin eyerlerine kurşun ağırlıklar eklenir.
*Tic. Tartı listesi, bir satıcının, faturaladı- ğı malların ağırlığını ayrıntılı bir biçimde göstermek için düzenlediği belge.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR