TARTIŞMA Gösterim: 37 Boyut: 17.8 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/> 1. Bir şeyi tartışmak, karşıt ya da de...
TARTIŞMA
Gösterim: 37
Boyut: 17.8 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
Boyut: 17.8 KB" style="max-width:100%;margin: 2px;"/>
1. Bir şeyi tartışmak, karşıt ya da değişik taraflarını ortaya koymak eylemi, o şeyin çözümlenmesini, eleştirili incelemesini yapmak işi: Meclis'te bu yasa tasarısının tartışması günlerce sürdü. Bu probleminin tartışmasını beşinci bölümde bulacaksınız.
2. iki ya da daha çok kimsenin, bir problemi, bir mevzuyu incelerken yaptıkları karşılıklı görüş-alışverigi, detaylı konuşma: Peki, bu tartı çıkan netice nedir?
3. Karşılıklı'kırıcı konuşma, ihtilaf, münakaşa: Aramızda bir münakaşa çıktı. Mühim değil, ufak bir tartışmaydı.
4. Bir mevzuda, değişik görüşte kimseler içinde, bir çok kez hususi olarak düzenlenmiş karşılıklı görüşme: Öğretim sorunları mevzusunda bir münakaşa düzenlemek.
—Ed. Münakaşa yazısı, bir sorunla (sanatın sanat için mi cemiyet için mi olduğu, dilde özleşme vb.) ilgi karşıt görüşlerden birini kimi süre sert halde korumak için çaba sarfeden yazı: H. C. Yalçın'ın Kavgalarım (1910) yapıtındaki münakaşa yazıları vb.
Kaynak: Büyük Larousse
BAKINIZ
Oktay Sinanoğlu'nun atomla ilgili münakaşa ve emek harcamaları nedir?
Münakaşa nedir? Dolaylı yoldan irdelemenin açıklaması iyi mi olur?
Münakaşa Nedir? Iyi mi Yapılır?
münakaşa
isim
1. Birbirine karşıt düşünceleri karşılıklı müdafa:
isim
1. Birbirine karşıt düşünceleri karşılıklı müdafa:
- "Karşısındakilerin tartışmaları acele bıraktıklarına da dikkat etmedi."- T. Buğra.
- "Kim bilir komşulardan çekindiğinden tartışmayı kesmek gereğini duyuyor."- H. Taner.
- "Bir yazarın eserini idrak etmek için onun kişiliği üstüne bilgi edinmek gerekir mi problemi öteden beri edebiyatçılar içinde geniş tartışmalara yol açmıştır."- A. Ş. Hisar.
- "Erkekler içinde düzmece hanım olup olmadığı üzerine tartışmalar kızıştı."- L. Tekin.
- münakaşa götürmek
- münakaşa götürmemek
- münakaşaya girmek
- toplu münakaşa
TARTIŞMAK
g. f. (tartmaktan).
1. (Bir problemi, bir tasarıyı vb.) tartışmak, iki ya da daha çok şahıs ya da bir grup sözkonu- suysa, iyice kavramak, bir çözüm getirmek, bir karara bağlamak için, problemi karşıt yönleriyle incelemek, görüşmek: Milletvekilleri bir yasa tasarısını tartışıyorlar.
2. Bir kimselerle bir şeyi tartışmak, herhangi bir mevzuda onunla karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak: Seninle bu mevzuyu sonrasında tartışalım.
3. Bir şeyi tartışmak, yazılı ya da sözlü olarak o şeyi ayrıntılarıyla incelemek, doğruluğunu, kıymetini vb. saptamaya çalışmak: Yazının bu bölümünde, bu savı daha kapsamlı tartışacağız.
4. Bir kimselerle tartışmak, karşılıklı olarak kırıcı sözler söylemek, münakaşa etmek: Dün gece kocasıyla birazcık tartışmışlar.
♦ tartışılmak edilg. f.
1. Bir sorundan, bir tasandan, bir şeyden söz ederken, tartışmak eylemine mevzu olmak, görüşülmek; değişik yönleriyle detaylı bir halde incelemek: Dün meydana gelen oturumda tartışılan yasa tasarısı. Bu mevzu kitabın üçüncü bölümünde tartışılmıştı.
2. Kavga, münakaşa mevzusu haline getirilmek: Bu kadar ufak bir şey için tartışılır mı?
Kaynak: Büyük Larousse
TARTIŞMALI
1. Tartışmalı geçen, herhangi bir mevzunun tartışıldığı: Tartışmalı oturum.
2. Güvenilir ya da kati olmayan, hakkında çok değişik görüşler bulunan: Oldukça tartışmalı bir mevzu.
—Dilbil. Öznenin, almak zorunda olduğu karara ilişkin bir duraksaması bulunduğunu belirten bir eylem biçimi ya da bir şekil için kullanılır.
TARTIŞMASIZ
sıf. Hiçbir münakaşaya yol açmayacak kadar kati bir şey için kullanılır: Bir karşılaşmanın, bir yarışmanın emsalsiz galibi.
Kaynak: Büyük Larousse
münakaşa ingilizcesi
- discussion,
- argument,
- dispute,
- tiff,
- debate,
- contention,
- controversy
Oktay Sinanoğlu'nun atomla ilgili münakaşa ve emek harcamaları nedir?
Münakaşa nedir? Dolaylı yoldan irdelemenin açıklaması iyi mi olur?
Münakaşa Nedir? Iyi mi Yapılır?
YORUMLAR