biçim isim Arapça µarz 1 . Hususi oluş ya da davranış şekli, üslup, yoldam, janr: "Şimdi beni meraka düşürmek suretiyl...
biçim
isim Arapça µarz
1 . Hususi oluş ya da davranış şekli, üslup, yoldam, janr:
2 . Bir kimse için hususi ifade şekli:
"Bu tarzda konuşmak doğru olmaz."- S. F. Abasıyanık.
3 . Güzel sanatlarda üslup, yoldam, konsept:
"Gotik tarzda bir yapı. Nedim tarzında bir gazel."- .
Birleşik Sözler
yaşam seçimi
TARZ a. (ar. (arz).
1. Bir hiç kimseye özgü davranış; bir şeye özgü oluş şekli; biçim, tür: Asla bu tarzda konuşan birisiyle karşılaşmamıştım. Doğrusu, kitapları bu tarzda yerleştirmek bana ait aklıma gelmezdi. Politikanın bu tarzını sevmiyorum. Yaşam tarzlan garip olabilir, ama senin bana ait şeklinde insanlara gore değildir.
2. Bir şeyin, bir eylemin gerçekleşme, uygulanma şekli; yöntem, biçim: Bir devletin yönetim seçimi.
3. Bir yapıtın gerçekleştirilmesinde izlenen model; biçim, şekil, üslup: Kaside tarzında yazılmış bir şiir. Rokoko, barok, gotik seçimi.
*Esk. Seçimi hal, cevap yöntemi, çözme şekli. || Seçimi hareket, davranış şekli: "Etkin beyninde aniden tarz-ı hareketini kararlaştırmıştı" (H. E. Adıvar). || Seçimi yaşam, yaşam şekli: "Zira söyleyeceğiniz; ne olursa olsun seçimi hayatımızdan, sureti maişetinizden şikâyettir" (H. Z. Uşaklıgil). || Seçimi anlaşmazlık, uyuşma, uzlaşma şekli. || Seçimi nev, yeni şekil.
*Esk. ed. Seçimi kadim, geriye kalan kıymetini yitirmiş eski ifade şekline yenilerin verdiği isim; Tanzimat şairlerine gore divan şiirinin ifade yolu: "Evet seçimi kadim-işiTİ yıktık hercümerç ettik I Bizlere gelmişti zira meslekiecdat nakâfi" (Evet eski şiir üslubunu yıktık, altüst ettik; çünkü bizlere eskilerin tuttuğu yol yetersiz gelmişti.) [Ab- dülhak Hâmit Tarhan],
*Esk. sonbahar. sant. Sanat akımı, sanat anlayışı, üslup. || Biçim-ı cedit, Mahmut II ve Abdülmecit dönemlerinde barok tesirindeki mimari üsluba verilen isim. (Bir süre sonra türk baroku ya da osmanlı baroku olarak anılmıştır.
1. Bir hiç kimseye özgü davranış; bir şeye özgü oluş şekli; biçim, tür: Asla bu tarzda konuşan birisiyle karşılaşmamıştım. Doğrusu, kitapları bu tarzda yerleştirmek bana ait aklıma gelmezdi. Politikanın bu tarzını sevmiyorum. Yaşam tarzlan garip olabilir, ama senin bana ait şeklinde insanlara gore değildir.
2. Bir şeyin, bir eylemin gerçekleşme, uygulanma şekli; yöntem, biçim: Bir devletin yönetim seçimi.
3. Bir yapıtın gerçekleştirilmesinde izlenen model; biçim, şekil, üslup: Kaside tarzında yazılmış bir şiir. Rokoko, barok, gotik seçimi.
*Esk. Seçimi hal, cevap yöntemi, çözme şekli. || Seçimi hareket, davranış şekli: "Etkin beyninde aniden tarz-ı hareketini kararlaştırmıştı" (H. E. Adıvar). || Seçimi yaşam, yaşam şekli: "Zira söyleyeceğiniz; ne olursa olsun seçimi hayatımızdan, sureti maişetinizden şikâyettir" (H. Z. Uşaklıgil). || Seçimi anlaşmazlık, uyuşma, uzlaşma şekli. || Seçimi nev, yeni şekil.
*Esk. ed. Seçimi kadim, geriye kalan kıymetini yitirmiş eski ifade şekline yenilerin verdiği isim; Tanzimat şairlerine gore divan şiirinin ifade yolu: "Evet seçimi kadim-işiTİ yıktık hercümerç ettik I Bizlere gelmişti zira meslekiecdat nakâfi" (Evet eski şiir üslubunu yıktık, altüst ettik; çünkü bizlere eskilerin tuttuğu yol yetersiz gelmişti.) [Ab- dülhak Hâmit Tarhan],
*Esk. sonbahar. sant. Sanat akımı, sanat anlayışı, üslup. || Biçim-ı cedit, Mahmut II ve Abdülmecit dönemlerinde barok tesirindeki mimari üsluba verilen isim. (Bir süre sonra türk baroku ya da osmanlı baroku olarak anılmıştır.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR