TASALLUT , -tu a. (ar. salatet‘ter tasallut.) 1. Saldırı, musallat olma: "Kim derdi ki, bir vakitler bir muacciz hayaletin t...
TASALLUT, -tu a. (ar. salatet‘ter tasallut.)
1. Saldırı, musallat olma: "Kim derdi ki, bir vakitler bir muacciz hayaletin tasallutundan kaçar gibi kaçtığı Şerife Hanım onu böyle arkasından koşturacaktı" (Y. K. Karaosmanoğlu).
2. Sarkıntılık, elle ya da sözle sataşma.
3. Tasallut etmek, sarkıntılık etmek.
1. Saldırı, musallat olma: "Kim derdi ki, bir vakitler bir muacciz hayaletin tasallutundan kaçar gibi kaçtığı Şerife Hanım onu böyle arkasından koşturacaktı" (Y. K. Karaosmanoğlu).
2. Sarkıntılık, elle ya da sözle sataşma.
3. Tasallut etmek, sarkıntılık etmek.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR