tay (I) isim, hayvan bilimi üç yaşına kadar olan at yavrusu. tay (II) sıfat, halk ağzında Farsça tÂ¥y 1 . Denk, eşit, eş. 2 . ...
tay (I)
üç yaşına kadar olan at yavrusu.
tay (II)
sıfat, halk ağzında Farsça tÂ¥y
1 . Denk, eşit, eş.
2 . isim Hayvanın bir yanındaki yük.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
tay gelmek
Kaynak:
Rüyada Tay Görmek
Gölgesiyle Yarışan Tay
TAY a. üç yaşından küçük genç at; at yavrusu. (Bk. ansikl. böl.)
*Deric. iki aylıktan daha küçük tayın kürkü, düz, hareli, kahverengi, kurşuni ya da siyah benekli kısa tüylü, kızıl görünümlüdür; manto ve garnitürle (yaka, çanta vh) ayakkabı bağı yapımında kullanılır.
*Ed. Masallarda ve halk hikâyelerinde yaygın motiflerden biri. (Çocuğu olmayan padişah bir dervişin verdiği elmanın yarısını kendisi yer, yarısını eşine yedirir; kabuklarını da atına verir. Padişahın şehzadesi, atın da tayı olur, ikisi birlikte büyüyüp serüvenlere atılır.)
*El sant. Tespihçi tezgâhının ayaklarına verilen ad.
*AnsIkl. Zootekn. Tay doğduğu zaman bacaklarının uzunluğu ile vücut hacmi arasında çok büyük orantısızlık vardır; başı oldukça büyüktür. Donu, boz renk di1 şında çoğunlukla daha az koyu ve ilerde alacağı renkten daha açıktır. Toynakları henüz tamamlanmamış gibidir, çünkü çeperinin alt kenarında yumuşak boynuzsu dilcikler bulunur, ilk üç ay içinde büyüme çok hızlıdır (bir ayda, doğumdaki ağırlığının iki katına çıkar), sonra memeden ke- silinceye, yani 6. aya kadar gittikçe yavaşlar.
TAY, -yyı a. (ar. fayy). Esk.
1. Bükme, sarıp dürme
2. Aşma, geçme atlama.
3. Kesme
4. Kaldırma, çıkarma.
5. Tayy etmek - TAYYETMEK.
6. Tayyı mekân, mekân aşma. || Tayyı mesafe, mesafe aşma. || Tayyı zaman, zaman aşma.
TAY sıf. (fars. tay). Yöre. Denk, eşit.
* a.
1. Hayvanın taşıdığı yük denklerinden her biri.
2. Tay durmak, sözkonusu yürümeye başlamak üzere olan çocuksa, kısa bir an için iki ayağı"üzerinde durmak. || Tay tay, küçük çocukları ayakta durmaya özendirmek için yürümeye başlamak üzere olduğu dönemlerde söylenen söz. || Tay tay arabası, küçük çocukları yürümeye alıştırmak içih kullanılan dört tekerlekli araba; yürüteç.
TAY a. Müc. (fr. taille). TlRAŞ'ın eşanlamlısı.
*Deric. iki aylıktan daha küçük tayın kürkü, düz, hareli, kahverengi, kurşuni ya da siyah benekli kısa tüylü, kızıl görünümlüdür; manto ve garnitürle (yaka, çanta vh) ayakkabı bağı yapımında kullanılır.
*Ed. Masallarda ve halk hikâyelerinde yaygın motiflerden biri. (Çocuğu olmayan padişah bir dervişin verdiği elmanın yarısını kendisi yer, yarısını eşine yedirir; kabuklarını da atına verir. Padişahın şehzadesi, atın da tayı olur, ikisi birlikte büyüyüp serüvenlere atılır.)
*El sant. Tespihçi tezgâhının ayaklarına verilen ad.
*AnsIkl. Zootekn. Tay doğduğu zaman bacaklarının uzunluğu ile vücut hacmi arasında çok büyük orantısızlık vardır; başı oldukça büyüktür. Donu, boz renk di1 şında çoğunlukla daha az koyu ve ilerde alacağı renkten daha açıktır. Toynakları henüz tamamlanmamış gibidir, çünkü çeperinin alt kenarında yumuşak boynuzsu dilcikler bulunur, ilk üç ay içinde büyüme çok hızlıdır (bir ayda, doğumdaki ağırlığının iki katına çıkar), sonra memeden ke- silinceye, yani 6. aya kadar gittikçe yavaşlar.
TAY, -yyı a. (ar. fayy). Esk.
1. Bükme, sarıp dürme
2. Aşma, geçme atlama.
3. Kesme
4. Kaldırma, çıkarma.
5. Tayy etmek - TAYYETMEK.
6. Tayyı mekân, mekân aşma. || Tayyı mesafe, mesafe aşma. || Tayyı zaman, zaman aşma.
TAY sıf. (fars. tay). Yöre. Denk, eşit.
* a.
1. Hayvanın taşıdığı yük denklerinden her biri.
2. Tay durmak, sözkonusu yürümeye başlamak üzere olan çocuksa, kısa bir an için iki ayağı"üzerinde durmak. || Tay tay, küçük çocukları ayakta durmaya özendirmek için yürümeye başlamak üzere olduğu dönemlerde söylenen söz. || Tay tay arabası, küçük çocukları yürümeye alıştırmak içih kullanılan dört tekerlekli araba; yürüteç.
TAY a. Müc. (fr. taille). TlRAŞ'ın eşanlamlısı.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR