TAYİP a (ar. 'ayb'dan ta'yib). Esk 1. Ayıplama, kınama. 2. Tayip etmek, kınamak, ayıplamak: "Babamın unutkanlığını...
TAYİP a (ar. 'ayb'dan ta'yib). Esk
1. Ayıplama, kınama.
2. Tayip etmek, kınamak, ayıplamak: "Babamın unutkanlığını tayib eden manidar bir serzenişle nemnâk gözleri açılırdı" (H. E. Adıvar).
1. Ayıplama, kınama.
2. Tayip etmek, kınamak, ayıplamak: "Babamın unutkanlığını tayib eden manidar bir serzenişle nemnâk gözleri açılırdı" (H. E. Adıvar).
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR