TELEVVüN a. (ar. levriden televvün). Esk. 1. Renk değiştirme, değişik renkler alma: "... daima televvürıde bir nur âlemi hâsıl...
TELEVVüN a. (ar. levriden televvün). Esk.
1. Renk değiştirme, değişik renkler alma: "... daima televvürıde bir nur âlemi hâsıl olur ki tasvirine değil, tasavvuruna bile imkân yoldur" (Ebüzziya Tevfik).
2. Döneklik, sözünde durmayış: "Hezâr ah- bâb olan ehli tetevvünden vefâ gelmez" (Ragıp Paşa, XIX. yy.).
3. Televvün etmek, renk değiştirmek; döneklik etmek.
4. Tetervvünkâr, dönek. "Devleti Âliye ise Fransalının bu misüllü etvarı televün- kânndan münselib-ül-emniyye olarak bittabi İngiltereli tarafına temayül etmiş idi"
*Tasav. Tanrı yolunda kararsızlık gösterme, temkini elden bırakma.
1. Renk değiştirme, değişik renkler alma: "... daima televvürıde bir nur âlemi hâsıl olur ki tasvirine değil, tasavvuruna bile imkân yoldur" (Ebüzziya Tevfik).
2. Döneklik, sözünde durmayış: "Hezâr ah- bâb olan ehli tetevvünden vefâ gelmez" (Ragıp Paşa, XIX. yy.).
3. Televvün etmek, renk değiştirmek; döneklik etmek.
4. Tetervvünkâr, dönek. "Devleti Âliye ise Fransalının bu misüllü etvarı televün- kânndan münselib-ül-emniyye olarak bittabi İngiltereli tarafına temayül etmiş idi"
*Tasav. Tanrı yolunda kararsızlık gösterme, temkini elden bırakma.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR