Telgraf iyi mi çalışır? telgraf kodlanmış bilgiyi bir sinyal vasıtasıyla uzaktaki bir alıcıya iletmeye yarayan sistem. Yunanca t...
Telgraf iyi mi çalışır?
telgraf
kodlanmış bilgiyi bir sinyal vasıtasıyla uzaktaki bir alıcıya iletmeye yarayan sistem.
Yunanca tele (uzak) ve graphein (yazmak) sözcüklerinden oluşturulan telgraf sözcüğü 18. yüzyılın sonlarında ortaya çıktı, fakat telgraf teriminin geçmişi çok eskilere uzanır. İşaret gönderme yöntem ve aygıtları çok çeşitlidir; günümüzde ise telgraf sözcüğü 19. yüzyılda geliştirilmiş olan elektrikli telgraf için kullanılmaktadır.
İlk telgraf türlerinde büyük olasılıkla duman, ateş ve davul sesinden yararlanılmıştı. Eski Yunanlılar İÖ 300 dolaylarında büyük vazoları uzaktan görülebilecek halde dizerek haberleşiyorlardı; vazolar, bulundukları yatay ve düşey konumlara gore alfabenin harflerini temsil ediyordu. Ortaçağda mahkûmların hücreden hücreye haberleşmek amacıyla geliştirdikleri benzer bir sistemde duvara hafifçe vurularak işaret gönderiliyor, vuruşların sayısının beş satır ve beş sütunluk bir matriste belirlediği nokta, Roma alfabesinin belirli bir harfine karşılık geliyordu.
18. yüzyılın sonlarında Fransa'da Claude Chappe ile İngiltere'de George Murray optik telgraflar geliştirdiler. Chappe'm tel- rafmda düşey bir tahta çubuğun ucuna areketli bir kol, bu kolun iki ucuna da gene hareketli birer ufak kol bağlıydı. Bu kolların yatayla ve birbirleriyle yapmış olduğu açılar belirli bir koda gore harflere karşılık geliyordu. Murray'nin sisteminde ise büyük bir kutu içine yerleştirilmiş altı tane kapak belirli bir kod uyarınca açılıp kapatılarak alfabenin harflerini belirliyordu. Her iki sistemde de komünikasyon karşılıklı tepeler üstüne kurulan kuleler vasıtasıyla gerçekleştiriliyor, işareti uzaktan seçebilmek için dürbün kullanılıyordu.
DanimarkalI fizikçi Hans Christian 0rsted 1820'de, bir telden akan elektrik akımının telin yanma yerleştirilen bir pusula iğnesini saptırdığını buldu. Böylece tel üstünden gönderilen elektrik sinyalleri vasıtasıyla komünikasyon olanağı ortaya çıkmış oluyordu. 1832'de Rusya'da çarın yazlık ve kışlık sarayları içinde pusula ibreli bir telgraf sistemi kuruldu. Göttingen'de Alman bilim adamları Cari Friedrich Gauss ile Wilhelm Eduard Weber, 2,3 km'lik bir uzaklığa bir çift bakır tel üstünden bilgi iletebilen bir telgraf geliştirdiler (1833). Bu telgrafta alıcı olarak bir aynalı galvanometre kullanılıyordu. İngiltere'de W. F. Cooke ve Charles Wheatstone'un geliştirip 1837'de patentini aldıkları telgraf aygıtında, harfler ve rakamların yazılı olduğu bir levha önünde dönerek bu harfleri gösteren beş pusula iğnesi bulunuyordu. Altı tel üstünden haberleşme-iletişim elde eden bu aygıt İngiltere'de bilhassa de: miryolu haberleşmesinde yaygın olarak kullanıldı. Cooke ve Wheatstone 1845'te tek iğneli, iki telli bir sistemin patentini aldılar.
DEVAMI
Mühim İcatlar - Telgraf ve Tarihçesi
DHCP nedir, iyi mi çalışır?
OLED Nedir? Iyi mi Çalışır?
Bu ileti 'en iyi çözüm' seçilmiştir.
telgraf
kodlanmış bilgiyi bir sinyal vasıtasıyla uzaktaki bir alıcıya iletmeye yarayan sistem.
Yunanca tele (uzak) ve graphein (yazmak) sözcüklerinden oluşturulan telgraf sözcüğü 18. yüzyılın sonlarında ortaya çıktı, fakat telgraf teriminin geçmişi çok eskilere uzanır. İşaret gönderme yöntem ve aygıtları çok çeşitlidir; günümüzde ise telgraf sözcüğü 19. yüzyılda geliştirilmiş olan elektrikli telgraf için kullanılmaktadır.
İlk telgraf türlerinde büyük olasılıkla duman, ateş ve davul sesinden yararlanılmıştı. Eski Yunanlılar İÖ 300 dolaylarında büyük vazoları uzaktan görülebilecek halde dizerek haberleşiyorlardı; vazolar, bulundukları yatay ve düşey konumlara gore alfabenin harflerini temsil ediyordu. Ortaçağda mahkûmların hücreden hücreye haberleşmek amacıyla geliştirdikleri benzer bir sistemde duvara hafifçe vurularak işaret gönderiliyor, vuruşların sayısının beş satır ve beş sütunluk bir matriste belirlediği nokta, Roma alfabesinin belirli bir harfine karşılık geliyordu.
18. yüzyılın sonlarında Fransa'da Claude Chappe ile İngiltere'de George Murray optik telgraflar geliştirdiler. Chappe'm tel- rafmda düşey bir tahta çubuğun ucuna areketli bir kol, bu kolun iki ucuna da gene hareketli birer ufak kol bağlıydı. Bu kolların yatayla ve birbirleriyle yapmış olduğu açılar belirli bir koda gore harflere karşılık geliyordu. Murray'nin sisteminde ise büyük bir kutu içine yerleştirilmiş altı tane kapak belirli bir kod uyarınca açılıp kapatılarak alfabenin harflerini belirliyordu. Her iki sistemde de komünikasyon karşılıklı tepeler üstüne kurulan kuleler vasıtasıyla gerçekleştiriliyor, işareti uzaktan seçebilmek için dürbün kullanılıyordu.
DanimarkalI fizikçi Hans Christian 0rsted 1820'de, bir telden akan elektrik akımının telin yanma yerleştirilen bir pusula iğnesini saptırdığını buldu. Böylece tel üstünden gönderilen elektrik sinyalleri vasıtasıyla komünikasyon olanağı ortaya çıkmış oluyordu. 1832'de Rusya'da çarın yazlık ve kışlık sarayları içinde pusula ibreli bir telgraf sistemi kuruldu. Göttingen'de Alman bilim adamları Cari Friedrich Gauss ile Wilhelm Eduard Weber, 2,3 km'lik bir uzaklığa bir çift bakır tel üstünden bilgi iletebilen bir telgraf geliştirdiler (1833). Bu telgrafta alıcı olarak bir aynalı galvanometre kullanılıyordu. İngiltere'de W. F. Cooke ve Charles Wheatstone'un geliştirip 1837'de patentini aldıkları telgraf aygıtında, harfler ve rakamların yazılı olduğu bir levha önünde dönerek bu harfleri gösteren beş pusula iğnesi bulunuyordu. Altı tel üstünden haberleşme-iletişim elde eden bu aygıt İngiltere'de bilhassa de: miryolu haberleşmesinde yaygın olarak kullanıldı. Cooke ve Wheatstone 1845'te tek iğneli, iki telli bir sistemin patentini aldılar.
DEVAMI
YORUMLAR