TEMEKKüN a. (ar. mekân'dan temekkün). Esk. 1. Yurt edinme, bir yere yerleşme: "Ancak Kırım hanlarının kuvveti külliyetli ha...
TEMEKKüN a. (ar. mekân'dan temekkün). Esk.
1. Yurt edinme, bir yere yerleşme: "Ancak Kırım hanlarının kuvveti külliyetli hafif süvarilerden ibaret olarak bir yeri vurup geçmeden başka işe yaramadıkları cihetle vurduklarını zabt ile temekküne muktedir olmadıklarından..." (Cevdet Paşa, XIX. yy).
2. Temekkün etmek. yerleşmek, yurt edinmek.
1. Yurt edinme, bir yere yerleşme: "Ancak Kırım hanlarının kuvveti külliyetli hafif süvarilerden ibaret olarak bir yeri vurup geçmeden başka işe yaramadıkları cihetle vurduklarını zabt ile temekküne muktedir olmadıklarından..." (Cevdet Paşa, XIX. yy).
2. Temekkün etmek. yerleşmek, yurt edinmek.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR