1. Anayasal Sınırlar Bir takım hakların bizzat Anayasa tarafınca öngörülen sınırları vardır. Bu sınırlar, âhakkın tanımında yer alırlar ve...
1. Anayasal Sınırlar
Bir takım hakların bizzat Anayasa tarafınca öngörülen sınırları vardır. Bu sınırlar, âhakkın tanımında yer alırlar ve onun anayasal sınırlarını oluştururlar. Başka bir ifadeyle, Anayasa, hakkı fakat o sınırlar içinde tanımıştırâ Mesela toplantı ve şov yürüyüşü hakkı, Anayasamızın 34’üncü maddesine gore, toplantı ve şov yürüyüşü tanzim etme hakkı, fakat onun âsilahsız ve saldırısızâ olması koşuluyla mevcuttur.
Keza, hak arama hürriyeti de Anayasamızın 36’ncı maddesine gore, âmeşru araç ve yollardan faydalanmak suretiyleâ hak aramayı kapsar. Gene ilim ve sanatı yayma hakkı, Anayasamızın 27’nci maddesine gore, âAnayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeler hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamazâ. İbadet, dinî ayin ve merasim yapma hakkı, âAnayasanın 14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıylaâ mevcuttur.
Bu örneklere gore, kişilerin esasen, âsilahlı ve saldırılıâ toplantı ve şov yürüyüşü hakkı yoktur. Kimse, âmeşru araç ve yollarâ haricinde hak arama hürriyetine haiz değildir. Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla ilim ve sanatı yayma hakkı esasen yoktur. Anayasanın 14 üncü madde hükümlerine aykırı olarak kimsenin yakarma, dinî ayin ve merasim yapma hakkı mevcut değildir.
Bu şeklinde durumlarda, yasama organı temel hak ve hürriyetin sınırlılığını vurgulamak amacıyla kanunî bir tanzim etme yapsa dahi, bu düzenlemenin, âyapıcı (inşaî )â değildir, yalnız âaçıklayıcı (izharî)â özellikte bulunduğunu kabul etmekte fayda vardır. Şu demek oluyor ki anayasal sınırlar durumunda, kanun koyucunun temel hak ve hürriyetin sınırlarını belirlemesi ya da somutlaştırması teknik mealde sınırlama sayılmamaktadır.
2. Nesnel (Objektif) Sınırlar
Nesnel (objektif) sınırlar anlayışına gore, öncelikle temel hakların geçerlilik muhtevalarının saptanmaları gerekir. Her temel hak, normatif yapısı gereği belirgin bir nesnel alanda geçerlidir. Nesnel sınırlar söz mevzusu olduğunda, temel hakların nasıl sınırlanacağı değildir, bir temel hakkın âgeçerlilik muhtevasıânın nereye kadar uzandığının tespit edilmesi gerekir.
Mesela dilekçe hakkı, nesnel sınırlılığı gereği, hakaret ya da tehdit taşıyan dilekçelere cevaz vermez. Çünkü dilekçenin nesnel içinde ne olduğunun hakaret ya da tehdit olmadan da formüle edilebilmesi mümkündür. O halde, bir dilekçenin hakaret teşkil etmeyen bir biçimde yazılması mümkün iken, hakaret teşkil eden bir biçimde kaleme alınması, temel hak normunun koruma alanının haricinde kalır.
1. Sınırlama, Yasama Organı Tarafınca Kanunla Yapılmalıdır- 1789 Bildirgesinden bu zamana kadar kabul edilmiş bir prensibe gore, temel hak ve hürriyetler fakat yasama organı tarafınca kanunla sınırlanabilir.
2. Sınırlama Belirgin Sebeplere Dayanmalıdır.- Temel hak ve hürriyetler, tadı olarak, zevk için değildir, kamu düzeninin, genel sağlığın, genel asayişin korunması için yapılmalıdır.
3. Sınırlamada Ölçülülük İlkesine Uyulmalıdır- Sınırlama kanunla yapılsa ve kamu yararını amaçlasa dahi, temel hak ve hürriyetin sınırlandırılmasında başvurulan araç, ulaşılmak istenen sebeple ölçüsüz bir oran içinde bulunmamalıdır.
4. Sınırlama, Anayasaya Aykırı Olmamalıdır.
5. Çekirdek Alana Dokunulmamalıdır.- Şüphesiz gerektiği seviyede, kaide olarak, tüm temel hak ve hürriyetler sınırlandırılabilir.
Fakat, demokratik bir hukuk devletinde, mesela kişilerin öldürülmesi, hangi durumda olursa olsun kişilere işkence edilmesi kabul edilebilecek şeyler değildir.
YORUMLAR