TEVBİH a. (ar. vebha'dan tevbih). Esk. 1. Azarlama, paylama. 2. Tevbih etmek, azarlamak: "Aynı feylesof bu hazzın suiistima...
TEVBİH a. (ar. vebha'dan tevbih). Esk.
1. Azarlama, paylama.
2. Tevbih etmek, azarlamak: "Aynı feylesof bu hazzın suiistimalini şiddetle tevbih ediyor" (H. C. Yalçın).
*Huk. - KINAMA CEZASI. || Adli tevbih -> ADLİ.
1. Azarlama, paylama.
2. Tevbih etmek, azarlamak: "Aynı feylesof bu hazzın suiistimalini şiddetle tevbih ediyor" (H. C. Yalçın).
*Huk. - KINAMA CEZASI. || Adli tevbih -> ADLİ.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR