tufan isim (tu:fa:nı) Arapça µ°fÂ¥n 1 . Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur. 2 ....
tufan
isim (tu:fa:nı) Arapça µ°fÂ¥n
1 . Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur.
2 . mecaz Şiddetli yağmur.
3 . mecaz Çok yoğun veya şiddetli şey:
"Bu heyecan tufanı içinde hiçbir muayyen şekli göremiyordu."- Ö. Seyfettin.
Birleşik Sözler
kahkaha tufanı
Tufan ve Nuh'un Gemisi
Altay Tufan Efsanesi
Tufan, Deukalion ve Pyrrha
TUFAN
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Kötülüğe sapmış insanları cezalandırmak için Tanrı tarafından gönderildiğine inanılan büyük yağmur.
Tufandan ilk kez Tevrat'ta söz edilmiş, ondan İncil ve Kuran'a geçmiştir. Kuran'a göre Nuh Peygamber, kavmine Tanrı'nın emirlerini bildirdiğinde kavmi ona ve onun peygamber olduğuna inanmadı. Yapmaları yasaklanan şeyleri yapmaya devam etti. Bunun üzerine Tanrı, Nuh'a bir gemi yapmasını, yeryüzündeki bütün canlılardan birer çift alarak gemiye binmesini söyledi. Ondan sonra korkunç yağmurlar başladı.
Yeryüzünün her tarafı sularla kaplandı. Nuh'un gemisi günlerce suyun üstünde kaldı. Sonunda sular yavaş yavaş çekildi ve gemidekiler karaya çıkarak insan ve öbür canlıların soyunu yeniden çoğalttılar. Arkeolojik çalışmalar genişledikçe yalnızca kutsal kitaplara özgü olduğu sanılan bu öykünün, aslında onlardan çok daha eski olduğu ve hemen bütün ilkel kavimlerce bir Tufan efsanesi yaratılmış bulunduğu ortaya çıktı.
Bugüne kadar bulunabilmiş en eski Tufan efsanesi, Samilerin Gılgamış Destanı'nda anlatılandır. Bunun dışında Güney Amerika'dan Kuzey Asya'ya ve Filipinler'e kadar bütün dünyada İlk Çağ kavimleri benzer öyküler yaratmışlardır. Son zamanlarda Sümerlerin Ur kentinde bir uygarlık katının balçık tabakasıyla örtülü olarak bulunması, tufan efsanesinin tarihî bir kökeni olduğunu savunanlarca kanıt olarak kullanılmaktadır. Büyük bir olasılıkla bu öykü, insanlığın çok erken dönemlerinde gerçekleşen bir afetin toplumlarda yaşayan anısı olsa gerektir.
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Tufandan ilk kez Tevrat'ta söz edilmiş, ondan İncil ve Kuran'a geçmiştir. Kuran'a göre Nuh Peygamber, kavmine Tanrı'nın emirlerini bildirdiğinde kavmi ona ve onun peygamber olduğuna inanmadı. Yapmaları yasaklanan şeyleri yapmaya devam etti. Bunun üzerine Tanrı, Nuh'a bir gemi yapmasını, yeryüzündeki bütün canlılardan birer çift alarak gemiye binmesini söyledi. Ondan sonra korkunç yağmurlar başladı.
Yeryüzünün her tarafı sularla kaplandı. Nuh'un gemisi günlerce suyun üstünde kaldı. Sonunda sular yavaş yavaş çekildi ve gemidekiler karaya çıkarak insan ve öbür canlıların soyunu yeniden çoğalttılar. Arkeolojik çalışmalar genişledikçe yalnızca kutsal kitaplara özgü olduğu sanılan bu öykünün, aslında onlardan çok daha eski olduğu ve hemen bütün ilkel kavimlerce bir Tufan efsanesi yaratılmış bulunduğu ortaya çıktı.
Bugüne kadar bulunabilmiş en eski Tufan efsanesi, Samilerin Gılgamış Destanı'nda anlatılandır. Bunun dışında Güney Amerika'dan Kuzey Asya'ya ve Filipinler'e kadar bütün dünyada İlk Çağ kavimleri benzer öyküler yaratmışlardır. Son zamanlarda Sümerlerin Ur kentinde bir uygarlık katının balçık tabakasıyla örtülü olarak bulunması, tufan efsanesinin tarihî bir kökeni olduğunu savunanlarca kanıt olarak kullanılmaktadır. Büyük bir olasılıkla bu öykü, insanlığın çok erken dönemlerinde gerçekleşen bir afetin toplumlarda yaşayan anısı olsa gerektir.
TUFAN a. (ar. tavfen ve tavafanen'den).
1. Kutsal kitaplarda ve eski yakındoğu söylencelerinde anlatılan evrensel su baskını. (Bu anlamda kullanıldığında büyük harfle yazılır.)
2. Sel getiren şiddetli yağmur: Bu bölgede tam bir tutan yaşandı
3. (Bir şey) tutam, büyük bir niceliği belirtir: Sel, yağmur, soru, ateş, alkış tufanı.
*Din. tar. inkârcı ve sapkın insanları cezalandırmak için Tanrı tarafından gönderildiğine inanılan büyük yağmur ve kasırga afeti. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Din. tar Tufan sözcüğü Kuran' da iki ayette geçer: Mısır firavunu ve halkının Musa'ya inanmamaları yüzünden Tufan denilen bir kasırga ve sel felaketiyle cezalandırıldıkları belirtilir (VII, 133); Nuh tufanı'ndan söz edilir (XXIX, 14). Ancak, nuh kavminin Tufan afetine uğramasına yol açan inkârcılığı, ahlaksal kötülüğü ve peygamberlerinin uyarılarını kulak ardı etmeleri Nuh suresi (LXXI, 1-28) ile Hud suresinde (XI, 25-49) daha ayrıntılı olarak anlatılır. İslam tarihçileri, Tufan olayını anlatırken bu ayetler yanında Tevrat başta olmak üzere yahudi larından da yararlanmışlardır.
Kuran'ın sözü geçen ayetlerinde bildirildiğine göre Allah Nuh'u kavmine peygamber olarak gönderir ve Nuh onları Allah'tan başkasına kulluk etmemeleri konusunda uyardığı gibi, tersine davranacak olurlarsa çok ağır bir cezaya çarptırılma olasılığından kaygılandığını da bildirir. Ancak, halkının büyük çoğunluğu, özellikle önde gelenleri bu sözlere kulak asmazlar ve onun da kendileri gibi bir insan olduğunu söyleyip ona yalnız alt sınıftan zavallı kişilerin inandığını belirterek sapkınlıklarını, kötülüklerini sürdürürler. Nuh'un çağrılarını yinelemesi üzerine de bu kez inanmayanlar, "Ey Nuh, bizimle çekiştin ve bu çekişmeyi oldukça da ileri götürdün. Eğer doğru sözlülerdensen, başımıza geleceğini söylediğin felaketi getir de görelim," derler. Nuh da bunun üzerine der ki, "O felaketi başınıza ancak dilerse Allah getirir ve siz de (Allah'ı) aciz bırakamazsınız†(XI, 32-33). Sonunda Allah Nuh'a halkını kurtarma çabalarının sonuçsuz kalacağını bildirir ve bir gemi yapmasını buyurur Nuh, kendisiyle alay eden inançsızlara aldırmaksızın gemisinin yapımını sürdürür. Sonuçta yine Allah'ın buyruğuna uyup halkının ve ailesi bireylerinin inananlarıyla birlikte her tür hayvandan birer çift alarak gemiye bindirir. Nuh'a inanan oğulları (Ham, Sam ve Yafet) gemiye binerken, inkârcılar arasına katılan dördüncü oğluysa onun tüm çabalarına karşın inanmayanlarla kalır. Hazırlıklar tamamlanınca, kopan korkunç bir fırtınanın eşliğinde görülmedik bir yağmur yağmaya başlar, yeryüzünü sular kaplar.
"Gemi dağlar gibi dalgalar arasında içindekilerle birlikte yüzüp duruyordu ve o zalimler topluluğu yok olsun! buyruldu; inkârcılann tümü boğuldu, böylece iş bitirildi (XI, 42). Sonra “Ey yeryüzü suyunu çek, ey gökyüzü sen de suyunu tut buyruldu; sular çekilip azaldı, (gemi) Cudi dağının üzerine oturdu ve inanmayanlardan arındırılmış yeni bir dünya başladı" (XI, 44).
Kuran'da Tufan'ın süresi belirtilmediği halde, İslam tarihçilerine bakılırsa, 40 gün süren Tufan'ın son gününde Nuh'un gemiden saldığı bir güvercin, ağzında bir zeytin dalıyla dönünce, suların çekilmeye başladığı anlaşılır. Gemi Cudi dağında karaya oturur ve kurtulanların yeni bir yaşam kurmaları sonucu insanlık onların soyuyla sürüp gider.
Öte yandan, Gılgamış destanının XI. tabletinde sözü edilen ve kutsal kitaplardaki Nuh tufanına çok benzeyen Babil tufanı efsanesine göre, tanrılar toplantısında insanların kötülüğü yüzünden dünyanın yıkılmasına karar verilir. Bunun üzerine tanrı Ea, ,inançlı ve ulu bir kişi olduğu için kurtulmasını istediği Utanapiştim'e tanrıların kararı nı bildirir. Düşünüp taşındıktan sonra büyük bir gemi yaptıran Utanapiştim, tüm yakınlarını, yaşam tohumlarını, evcil ve yabanıl hayvan türlerim bu gemiye doldurur Ye di gün, yedi gece süren fırtına ve yağmur sürecinde kimi zaman dışarı güvercin ya da kırlangıç salarak suların çekilip çekilme diğini öğrenmeye çalışır Afetin yedinci günü uçurduğu kırlangıcın geri dönmeyişin- den suların çekilmekte olduğunu anlar Sonunda bir dağın doruğuna oturan gemiden inen Utanapiştim, tanrılara bir kurban keser. Kendilerini tanıyan ve kulluk eden bu kişiyi ölümsüz kılan tanrılar, onu eşiyle birlikte Dicle ve Fırat'ın denize döküldüğü kesimine yerleştirirler Böylece insanlık onların soyundan yeniden türeyerek dünyaya dağılır.
*Ed. Tanrı'ya karşı gelen insanların cezalandırılması için yağan yağmurlar, Nuh'un gemisine inanç sahiplerini ve bütün canlılardan birer çiftle bitkilerden örnekleri alması, Tufandan sonra yaşamın sürmesi özellikle divan edebiyatında pek çok anıştırmaya konu oldu. Tufan selleri âşığın gözyaşına benzetildi. Şeytanın gemiye eşekle birlikte girmesi, güvercinin zeytin dalını getirmesi gibi motiflere sık sık yer verildi. Kökeninde tufanla ilgili Gılgamış efsanesi ise, M. C. Anday'ın Ölümsüzlük ardında Gılgamış (1981) adlı yapıtının konusudur.
*ikonogr. Kutsal Kitap'ta anlatılan bu felaket birçok yerde canlandırılmıştır. Viyana Tekvini (VI. yy.), Paris mezamir kitabı (XII. yy.), Saint Louis'nin mezamir kitabı. Bedford ayin kitabı'nı (Bibliothöque nationale) süsleyen minyatürler; Verona'daki S. Zeno kilisesi kapılarının (XII. yy.), Paris'teki Sainte -Chapelle'in, Auxerre katedrali'nin alçakka- bartmaları; Venedik'teki San Marco bazilikası 'nda bulunan Nuh'un öyküsü mozaikleri; Saint-Savin kilisesi ya da Floransa'da Yeşil Manastır ( Uccello tarafından) freskleri; Paris'te St-Etiennedu-Mont kilisesi'nde ki vitray (1622). İslam minyatürlerinde de bu tema ele alınmıştır (Hafız divanı'nn bir elyazması süsleyen Nuh'un gemisi minyatürü, 1590'a doğr, Freer Gallery of Art, Smithsonian institution, Washington; Tufan' da Nuh'un gemisi minyatürü, 1588 [Zübdet üt-tevarih] Topkapı sarayı müzesi kütüphanesi, İstanbul). Tufan konusunu Michelangelo Sistina capellası'nın tavanında, Raffaello Vatikan'daki Loggialar'da işledi Baldung-Grien (Bamberg), Antonio Carracci (Louvre), Goltzius'tan (Oldenburg) sonra Poussin de, Richelieu dükü için ısmarlanan “Mevsimler" dizisinde (Louvre) bu konuyu ele aldı. Sonraları Girodet Trioson, Turner, John Martin, G. Dorö, Kaulbach, Schnorr von Carolsfeld (Münih) ve Ayvazovski (Sen-Petersburg) Tufan'ı konu alan yapıtlar gerçekleştirdiler.
1. Kutsal kitaplarda ve eski yakındoğu söylencelerinde anlatılan evrensel su baskını. (Bu anlamda kullanıldığında büyük harfle yazılır.)
2. Sel getiren şiddetli yağmur: Bu bölgede tam bir tutan yaşandı
3. (Bir şey) tutam, büyük bir niceliği belirtir: Sel, yağmur, soru, ateş, alkış tufanı.
*Din. tar. inkârcı ve sapkın insanları cezalandırmak için Tanrı tarafından gönderildiğine inanılan büyük yağmur ve kasırga afeti. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Din. tar Tufan sözcüğü Kuran' da iki ayette geçer: Mısır firavunu ve halkının Musa'ya inanmamaları yüzünden Tufan denilen bir kasırga ve sel felaketiyle cezalandırıldıkları belirtilir (VII, 133); Nuh tufanı'ndan söz edilir (XXIX, 14). Ancak, nuh kavminin Tufan afetine uğramasına yol açan inkârcılığı, ahlaksal kötülüğü ve peygamberlerinin uyarılarını kulak ardı etmeleri Nuh suresi (LXXI, 1-28) ile Hud suresinde (XI, 25-49) daha ayrıntılı olarak anlatılır. İslam tarihçileri, Tufan olayını anlatırken bu ayetler yanında Tevrat başta olmak üzere yahudi larından da yararlanmışlardır.
Kuran'ın sözü geçen ayetlerinde bildirildiğine göre Allah Nuh'u kavmine peygamber olarak gönderir ve Nuh onları Allah'tan başkasına kulluk etmemeleri konusunda uyardığı gibi, tersine davranacak olurlarsa çok ağır bir cezaya çarptırılma olasılığından kaygılandığını da bildirir. Ancak, halkının büyük çoğunluğu, özellikle önde gelenleri bu sözlere kulak asmazlar ve onun da kendileri gibi bir insan olduğunu söyleyip ona yalnız alt sınıftan zavallı kişilerin inandığını belirterek sapkınlıklarını, kötülüklerini sürdürürler. Nuh'un çağrılarını yinelemesi üzerine de bu kez inanmayanlar, "Ey Nuh, bizimle çekiştin ve bu çekişmeyi oldukça da ileri götürdün. Eğer doğru sözlülerdensen, başımıza geleceğini söylediğin felaketi getir de görelim," derler. Nuh da bunun üzerine der ki, "O felaketi başınıza ancak dilerse Allah getirir ve siz de (Allah'ı) aciz bırakamazsınız†(XI, 32-33). Sonunda Allah Nuh'a halkını kurtarma çabalarının sonuçsuz kalacağını bildirir ve bir gemi yapmasını buyurur Nuh, kendisiyle alay eden inançsızlara aldırmaksızın gemisinin yapımını sürdürür. Sonuçta yine Allah'ın buyruğuna uyup halkının ve ailesi bireylerinin inananlarıyla birlikte her tür hayvandan birer çift alarak gemiye bindirir. Nuh'a inanan oğulları (Ham, Sam ve Yafet) gemiye binerken, inkârcılar arasına katılan dördüncü oğluysa onun tüm çabalarına karşın inanmayanlarla kalır. Hazırlıklar tamamlanınca, kopan korkunç bir fırtınanın eşliğinde görülmedik bir yağmur yağmaya başlar, yeryüzünü sular kaplar.
"Gemi dağlar gibi dalgalar arasında içindekilerle birlikte yüzüp duruyordu ve o zalimler topluluğu yok olsun! buyruldu; inkârcılann tümü boğuldu, böylece iş bitirildi (XI, 42). Sonra “Ey yeryüzü suyunu çek, ey gökyüzü sen de suyunu tut buyruldu; sular çekilip azaldı, (gemi) Cudi dağının üzerine oturdu ve inanmayanlardan arındırılmış yeni bir dünya başladı" (XI, 44).
Kuran'da Tufan'ın süresi belirtilmediği halde, İslam tarihçilerine bakılırsa, 40 gün süren Tufan'ın son gününde Nuh'un gemiden saldığı bir güvercin, ağzında bir zeytin dalıyla dönünce, suların çekilmeye başladığı anlaşılır. Gemi Cudi dağında karaya oturur ve kurtulanların yeni bir yaşam kurmaları sonucu insanlık onların soyuyla sürüp gider.
Öte yandan, Gılgamış destanının XI. tabletinde sözü edilen ve kutsal kitaplardaki Nuh tufanına çok benzeyen Babil tufanı efsanesine göre, tanrılar toplantısında insanların kötülüğü yüzünden dünyanın yıkılmasına karar verilir. Bunun üzerine tanrı Ea, ,inançlı ve ulu bir kişi olduğu için kurtulmasını istediği Utanapiştim'e tanrıların kararı nı bildirir. Düşünüp taşındıktan sonra büyük bir gemi yaptıran Utanapiştim, tüm yakınlarını, yaşam tohumlarını, evcil ve yabanıl hayvan türlerim bu gemiye doldurur Ye di gün, yedi gece süren fırtına ve yağmur sürecinde kimi zaman dışarı güvercin ya da kırlangıç salarak suların çekilip çekilme diğini öğrenmeye çalışır Afetin yedinci günü uçurduğu kırlangıcın geri dönmeyişin- den suların çekilmekte olduğunu anlar Sonunda bir dağın doruğuna oturan gemiden inen Utanapiştim, tanrılara bir kurban keser. Kendilerini tanıyan ve kulluk eden bu kişiyi ölümsüz kılan tanrılar, onu eşiyle birlikte Dicle ve Fırat'ın denize döküldüğü kesimine yerleştirirler Böylece insanlık onların soyundan yeniden türeyerek dünyaya dağılır.
*Ed. Tanrı'ya karşı gelen insanların cezalandırılması için yağan yağmurlar, Nuh'un gemisine inanç sahiplerini ve bütün canlılardan birer çiftle bitkilerden örnekleri alması, Tufandan sonra yaşamın sürmesi özellikle divan edebiyatında pek çok anıştırmaya konu oldu. Tufan selleri âşığın gözyaşına benzetildi. Şeytanın gemiye eşekle birlikte girmesi, güvercinin zeytin dalını getirmesi gibi motiflere sık sık yer verildi. Kökeninde tufanla ilgili Gılgamış efsanesi ise, M. C. Anday'ın Ölümsüzlük ardında Gılgamış (1981) adlı yapıtının konusudur.
*ikonogr. Kutsal Kitap'ta anlatılan bu felaket birçok yerde canlandırılmıştır. Viyana Tekvini (VI. yy.), Paris mezamir kitabı (XII. yy.), Saint Louis'nin mezamir kitabı. Bedford ayin kitabı'nı (Bibliothöque nationale) süsleyen minyatürler; Verona'daki S. Zeno kilisesi kapılarının (XII. yy.), Paris'teki Sainte -Chapelle'in, Auxerre katedrali'nin alçakka- bartmaları; Venedik'teki San Marco bazilikası 'nda bulunan Nuh'un öyküsü mozaikleri; Saint-Savin kilisesi ya da Floransa'da Yeşil Manastır ( Uccello tarafından) freskleri; Paris'te St-Etiennedu-Mont kilisesi'nde ki vitray (1622). İslam minyatürlerinde de bu tema ele alınmıştır (Hafız divanı'nn bir elyazması süsleyen Nuh'un gemisi minyatürü, 1590'a doğr, Freer Gallery of Art, Smithsonian institution, Washington; Tufan' da Nuh'un gemisi minyatürü, 1588 [Zübdet üt-tevarih] Topkapı sarayı müzesi kütüphanesi, İstanbul). Tufan konusunu Michelangelo Sistina capellası'nın tavanında, Raffaello Vatikan'daki Loggialar'da işledi Baldung-Grien (Bamberg), Antonio Carracci (Louvre), Goltzius'tan (Oldenburg) sonra Poussin de, Richelieu dükü için ısmarlanan “Mevsimler" dizisinde (Louvre) bu konuyu ele aldı. Sonraları Girodet Trioson, Turner, John Martin, G. Dorö, Kaulbach, Schnorr von Carolsfeld (Münih) ve Ayvazovski (Sen-Petersburg) Tufan'ı konu alan yapıtlar gerçekleştirdiler.
Kaynak: Büyük Larousse
Tufan ve Nuh'un Gemisi
Altay Tufan Efsanesi
Tufan, Deukalion ve Pyrrha
YORUMLAR