TüMELLİK a. Mant. ve Fels. Bir sınıfın bütün bireylerine dağılımsal olarak uygun düşen şeyin ayırtedici özelliği. *ANSİKL. Tümelli...
TüMELLİK a. Mant. ve Fels. Bir sınıfın bütün bireylerine dağılımsal olarak uygun düşen şeyin ayırtedici özelliği.
*ANSİKL. Tümellik ilkin Aristoteles mantığından gelen ve tikel kavramının karşıtı olan bir terimdi, "insan ölümlüdür†önermesi genellikle, geleneksel tümel önerme örneği olarak ileri sürülüyor ve geleneksel tümel önerme de S, P'dir şemasına uygun basit bir önerme olarak tanımlanıyordu. Tümel önermelerin biçimi konusunda girişilen mantık içi tartışmalar dışında modern mantık, her şeyden önce, tümel önermelerin varoluşsal önemi üzerinde durdu. Bu bakımdan, klasik mantığın varoluşu bir yüklem (öznitelik) olarak ele almasına karşın modern mantık, bir tersine çevirmeyle ilkin şeyin varoluşunu kabul etti ve ardından bu varoluşu bir yüklemle belirginleştirdi. Port-Royal mantığı, daha o zaman, metafizik bakımdan tümel önermeleri ahlak bakımından tümel önermelerden ayırıyordu.
Çağdaş felsefenin dayandığı hegelci tümellik kavramı, mantık ve bilgi üzerindeki; özellikle nesnelerin bilgi konusu durumuna gelme biçimi üzerindeki kantçı düşünmenin gelişmesi ve uzantısıdır. Düşünme edimi, çeşitli tasarımları bir tek tasarım olarak birleştirmeye dayanır. Kant'a göre akılyürütmede, tümel, tikel ve tekil yargılar olmak üzere üç tür yargıdan yararlanılır. Öyle görünüyor ki, Kant'taki tümellik, daha o zamandan eski mantıkçıların tümel kaplamı değil, Hegel'in sözünü ettiği somut bütünselliğin ta kendisiy- di. Gerçekten de, Kant'a göre, tümel yargıların tekil yargılardan daha geniş bir kaplamı yoktur. Flegel tümelliği (alm. All- gemeinheit), kavramın üç belirleniminden birincisi (tikellik ve tekillikten önce) olarak ileri sürer ve şöyle der: "Tümel, tikel ve tekille aynı zamanda kendisinde kapsanmış olan açık anlamla birlikte kendisiyle özdeştir" (Enzyklopâdie' der Philoso- phischen Wissenschaften ım Grundrisse [Felsefi bilimler ansiklopedisi], 164), İlk soyutlamasından kurtulan tümellik, böylece somut gerçekliği ortaya koyan ve belirleyen bütünsel ilerleyişin öğesi ve ilkesi olarak ortaya çıkar.
Kant'ın başlattığı ve Hegel'in kesin olarak gerçekleştirdiği bu tersine çevirme, günümüz düşüncesinde de yansımalara yol açtı. Gerçekten de tümellik üzerine yapılan tartışma, hakikate ve tümelliğe ulaşabilecekleri düşünülen bilimlere yönelik yoğun bir ilgiyi ortaya koydu. Bir mathesis" universalis düşü, böyle bir düşü gerçekleştirebilmek için genellikle tek evrensel dil olarak kabul edilen matematik dile yeniden yönelmek zorunda kalan insan bilimlerini de kapsadı.
*ANSİKL. Tümellik ilkin Aristoteles mantığından gelen ve tikel kavramının karşıtı olan bir terimdi, "insan ölümlüdür†önermesi genellikle, geleneksel tümel önerme örneği olarak ileri sürülüyor ve geleneksel tümel önerme de S, P'dir şemasına uygun basit bir önerme olarak tanımlanıyordu. Tümel önermelerin biçimi konusunda girişilen mantık içi tartışmalar dışında modern mantık, her şeyden önce, tümel önermelerin varoluşsal önemi üzerinde durdu. Bu bakımdan, klasik mantığın varoluşu bir yüklem (öznitelik) olarak ele almasına karşın modern mantık, bir tersine çevirmeyle ilkin şeyin varoluşunu kabul etti ve ardından bu varoluşu bir yüklemle belirginleştirdi. Port-Royal mantığı, daha o zaman, metafizik bakımdan tümel önermeleri ahlak bakımından tümel önermelerden ayırıyordu.
Çağdaş felsefenin dayandığı hegelci tümellik kavramı, mantık ve bilgi üzerindeki; özellikle nesnelerin bilgi konusu durumuna gelme biçimi üzerindeki kantçı düşünmenin gelişmesi ve uzantısıdır. Düşünme edimi, çeşitli tasarımları bir tek tasarım olarak birleştirmeye dayanır. Kant'a göre akılyürütmede, tümel, tikel ve tekil yargılar olmak üzere üç tür yargıdan yararlanılır. Öyle görünüyor ki, Kant'taki tümellik, daha o zamandan eski mantıkçıların tümel kaplamı değil, Hegel'in sözünü ettiği somut bütünselliğin ta kendisiy- di. Gerçekten de, Kant'a göre, tümel yargıların tekil yargılardan daha geniş bir kaplamı yoktur. Flegel tümelliği (alm. All- gemeinheit), kavramın üç belirleniminden birincisi (tikellik ve tekillikten önce) olarak ileri sürer ve şöyle der: "Tümel, tikel ve tekille aynı zamanda kendisinde kapsanmış olan açık anlamla birlikte kendisiyle özdeştir" (Enzyklopâdie' der Philoso- phischen Wissenschaften ım Grundrisse [Felsefi bilimler ansiklopedisi], 164), İlk soyutlamasından kurtulan tümellik, böylece somut gerçekliği ortaya koyan ve belirleyen bütünsel ilerleyişin öğesi ve ilkesi olarak ortaya çıkar.
Kant'ın başlattığı ve Hegel'in kesin olarak gerçekleştirdiği bu tersine çevirme, günümüz düşüncesinde de yansımalara yol açtı. Gerçekten de tümellik üzerine yapılan tartışma, hakikate ve tümelliğe ulaşabilecekleri düşünülen bilimlere yönelik yoğun bir ilgiyi ortaya koydu. Bir mathesis" universalis düşü, böyle bir düşü gerçekleştirebilmek için genellikle tek evrensel dil olarak kabul edilen matematik dile yeniden yönelmek zorunda kalan insan bilimlerini de kapsadı.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR