Adalar (Prens Adaları) Adalar'ın İstanbul'daki konumu Bağlı olduğu il : İstanbul Yüzölçümü : 16 km² Nüfus : (2007) 10.460...
Adalar (Prens Adaları)

Adalar ya da Prens Adaları, İstanbul'un Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedefadası, Sivriada, Yassıada, Kaşık Adası ve Tavşan Adası adlı 9 adadan oluşan ilçesi. 2000 Nüfus sayımına gore nüfusu 17.738'dir.
Adalar kazasının merkezi Büyükada olup, ilçe 5 mahalleden oluşmaktadır; Büyükada'daki Maden Mahallesi ve Düzen Mahallesi, Kınalıada Mahallesi, Burgazadası Mahallesi, Heybeliada Mahallesi.
İstanbul Adaları'nın, bilhassa Bizans döneminde saray mensuplarının sürgün bölgeleri olduğundan Prens Adaları diye adlandırıldığı söylenir.
Adalar'ın İstanbul'a uzaklıkları, en yakın Kınalıada, en uzak Tavşanadası olmak suretiyle 7 deniz miliyle 13,5 deniz mili (25 km) içinde değişiyor. Adalar'a ilk vapur seferleri Galata Köprüsü'nden 1846 senesinde adım atmıştır. Bugün Kabataş, Kadıköy ve Bostancı'dan devamlı deniz yolu bağlantısı vardır.
Adalar'da yaşayan azınlık nüfusunun türlü toplumsal, siyasal olayların sonucunda dönem dönem buradan ayrılması, yerleşim alanlarının az olması ve yeni yapılaşmaya sınırı olan olanak tanınması şeklinde nedenlerle nüfusu ya azalmış, ya da durağan kalmıştır. Bilhassa 1950'den günümüze kadar, Adalar'da devamlı oturan nüfus azalırken yörenin etnik ve toplumsal yapısı da değişmiştir. Hıristiyan, bilhassa de Rum, Gürcü ve Ermeni nüfusta çok büyük azalma olurken İstanbul içi ve dışı doğumlu Müslüman nüfus büyük bir artış göstermiştir.
Tarih Vakfı Yurt Yayınları tarafınca Türkçeye kazandırılan Pierre De Tchihatchef'in orijinal ismi Le Bosphore et Constantinople avec Perspectives des Pays Limitrophes (1864) olan Türkçe çevirisi "İstanbul ve Boğaziçi" ismi ile gösterilen eserin birinci kısmının çevirisine gore Adalar Boğaz'ın cenup ağzıyla İzmit (Nikomedia) körfezinin girişi içinde, Bitinya sahilleri süresince Hıristiyanlar tarafınca Prens Adaları, Türkler tarafınca da Kızıl Adalar ismiyle malum bir adalar dizisidir. Büyükada (Prinkipo), Heybeliada (Halki), Burgaz (Antigoni), Kınalıada (Proti), Yassıada (Plati), Sivriada (Ohia), Kaşık adası (Pita), Sedef Adası (Androvita) ve Tavşan Adası ( Neandros).

Adalar'ın İstanbul'daki konumu
Bağlı olduğu il: İstanbul
Yüzölçümü: 16 km²
Nüfus: (2007) 10.460 (TüİK)
Nüfus yoğunluğu: 1.108 şahıs/km²
Mahalle sayısı: 5
Koordinatlar: 40°52'31″K, 29°05'40″D
Belediye başkanı: Mustafa Farsakoğlu (CHP)
Kaymakam: Mevlüt Kurban
Genel ağ sayfası:
Adalar ya da Prens Adaları, İstanbul'un Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedefadası, Sivriada, Yassıada, Kaşık Adası ve Tavşan Adası adlı 9 adadan oluşan ilçesi. 2000 Nüfus sayımına gore nüfusu 17.738'dir.
Adalar kazasının merkezi Büyükada olup, ilçe 5 mahalleden oluşmaktadır; Büyükada'daki Maden Mahallesi ve Düzen Mahallesi, Kınalıada Mahallesi, Burgazadası Mahallesi, Heybeliada Mahallesi.
İstanbul Adaları'nın, bilhassa Bizans döneminde saray mensuplarının sürgün bölgeleri olduğundan Prens Adaları diye adlandırıldığı söylenir.
Adalar'ın İstanbul'a uzaklıkları, en yakın Kınalıada, en uzak Tavşanadası olmak suretiyle 7 deniz miliyle 13,5 deniz mili (25 km) içinde değişiyor. Adalar'a ilk vapur seferleri Galata Köprüsü'nden 1846 senesinde adım atmıştır. Bugün Kabataş, Kadıköy ve Bostancı'dan devamlı deniz yolu bağlantısı vardır.
Adalar'da yaşayan azınlık nüfusunun türlü toplumsal, siyasal olayların sonucunda dönem dönem buradan ayrılması, yerleşim alanlarının az olması ve yeni yapılaşmaya sınırı olan olanak tanınması şeklinde nedenlerle nüfusu ya azalmış, ya da durağan kalmıştır. Bilhassa 1950'den günümüze kadar, Adalar'da devamlı oturan nüfus azalırken yörenin etnik ve toplumsal yapısı da değişmiştir. Hıristiyan, bilhassa de Rum, Gürcü ve Ermeni nüfusta çok büyük azalma olurken İstanbul içi ve dışı doğumlu Müslüman nüfus büyük bir artış göstermiştir.
Tarih Vakfı Yurt Yayınları tarafınca Türkçeye kazandırılan Pierre De Tchihatchef'in orijinal ismi Le Bosphore et Constantinople avec Perspectives des Pays Limitrophes (1864) olan Türkçe çevirisi "İstanbul ve Boğaziçi" ismi ile gösterilen eserin birinci kısmının çevirisine gore Adalar Boğaz'ın cenup ağzıyla İzmit (Nikomedia) körfezinin girişi içinde, Bitinya sahilleri süresince Hıristiyanlar tarafınca Prens Adaları, Türkler tarafınca da Kızıl Adalar ismiyle malum bir adalar dizisidir. Büyükada (Prinkipo), Heybeliada (Halki), Burgaz (Antigoni), Kınalıada (Proti), Yassıada (Plati), Sivriada (Ohia), Kaşık adası (Pita), Sedef Adası (Androvita) ve Tavşan Adası ( Neandros).
Prens Adaları'nın ismini nereden aldığına dair toplumsal tarihin izlerinden giden bir kısa anlatı (1864)
Bizans imparatorları zamanında pek konuksever sayılamayacak bu dört ada, meşhur bahtsızlara sürgün ya da tutsaklık yeri işlevi görüyordu. Bu sürgünlerin içinde çok sayıda taç giymiş insanoğlunun yer alması sebebiyle, bu kayalıklara Prens adaları ismi verildi; bir süre sonra bu isim ufak takımadaların bütünü için kullanıldı. Bu takımadaların en büyük ve en güzel iki adası olan Büyükada ve Heybeli'nin prenslerin düşmanlıklarından çok görkemlerine şahit oldukları doğrudur. Çünkü bu adalar Bizans imparatorlarının yazlıklarıydı ve onların şatolarıyla güzelleştirilmişti. Fakat o zamanlar, hükümdarlar, bugünkünden daha süratli bir şekilde saraydan zindana geçtikleri ve bu adalarda bahtı açık olanların ve çile çekenlerin konutları iç içe olduğundan, aynı adın tüm adalar için kullanılmasından daha tabii bir şey yoktur. Çünkü bugün bir adada oturanın ertesi gün bir başka adaya çok değişik bir konumda geçmesine alışılmıştı. Demek ki bu adalar halkın gözünde insan yaşamının en şiddetli karşıtlıklarının simgesi, gururla ufak düşmenin büyüklükle hiçliğin, mutlulukla sefaletin, birbirine karıştığı bir yerdi: Tek kelimeyle, bu tür şeyler hakkaten Prenslerin adalarıydı!
Prens Adaları topluluğu içinde İstanbul'a en yakın ada olması sebebiyle Kınalıada, tarihte en fazla sürgün bu adaya yapılmıştır.
Adalar'ın Marmara Bölgesi'ndeki konumu
Türkiye'nin Adaları - Heybeliada
Türkiye'nin Adaları - Yassıada
Türkiye'nin Adaları - Kınalıada
Prens Adaları
Temel Britannica
Prens Adaları, Marmara Denizi'nin kuzeydoğusunda, İstanbul kentinin Anadolu yaÂkası açığında yer edinen ve dokuz adadan oluşan bir takımadadır. Kentin Anadolu yakası kıyıÂsına paralel olarak kuzeybatı-güneydoğu çerçevesinde dizilen ve özetlemek gerekirse Adalar diye adlandırılan bu takımadalardan en büyüğü Büyükada'dır. Diğeri sekizi ise Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Kaşıkadası, Tavşan-adası, Sedef adası, Yassıada ve Hayırsızada olarak da malum Sivriada'dır. Adalar, yönetÂsel açıdan İstanbul iline bağlı bir ilçedir. Adalar kazasının merkezi Büyükada'dır. İstanÂbul Büyük Kent Belediyesi sınırları içinde bulunan Adalar'ın yüzölçümü 15 km²'dir.
Adalar jeolojik yapı bakımından Kocaeli Yarımadası'nın bir parçasıdır. Yarımada üsÂtünde aşınmaya karşı dirençli bir takım kayaçlardan oluşan tepelik alanların Marmara Denizi' nin yükselmesinden sonrasında suyun üstünde kalan kısımları takımadaları oluşturmuştur. Topraklarının genelÂlikle kızıl renkli olması sebebiyle Türkler tarafınca "Kızıl Adalar" olarak adlandırılan bu takımadalar, uzun bir süre "Papaz AdalaÂrı" adıyla da anılmıştır. Bunun sebebi, OrtoÂdoks mezhebinde din adamı yetiştirmek amaÂcıyla Heybeliada Papaz Mektebi adıyla 1844'te öğretime açılan okuldur. Bu adalaÂrın en büyükleri olan Büyükada eskiden Prinkipo ve Pityoussa, Heybeliada ise Halkis ya da Halki ve Khalkitis adlarıyla anılırdı.
Yassıada uzun bir süredir askeri maksatla kullaÂnılmaktadır. Sivriada ile Eşekadası olarak da malum Tavşanadası ise yerleşim bölgeleri olmaÂyan tenha adalardır.
İlk kez Roma döneminde yerleşildiği biliÂnen Adalar'da daha sonraki Bizans döneminÂde balıkçı köyü vardı. Bizans döneminÂde prensler ile prenseslerin buraya sürgün edilmesi sebebiyle "Prens Adaları" adıyla anıldı. Adalar, daha çok batılılar tarafınca Prens Adaları olarak adlandırılır. Bu takımÂadalar, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u alması esnasında Osmanlı topraklarına katıldı. Adalar'daki yerleşim bölgeleri birer balıkçı köÂyü olma niteliğini 19. yüzyıl ortalarında yitirÂmeye başladı. Bunun başlıca sebebi, 1846'dan sonrasında tertipli vapur seferleriyle Adalar'ın İstanbul kentiyle bağlantısının sağlanmasıydı. Bu yüzyıl sonlarında yavaş yavaş bir sayfiye yeri haline gelmeye başlamış olan Adalar'a, İstanbul'da yaşayan azınlıklar ile TürkiÂye'de yaşayan ve levanten denen batılılar tarafınca bir takım bahçeli, yazlık konutlar ve köşkler yaptırıldı. Cumhuriyet döneminde zengin Türkler tarafınca da sayfiye yeri olarak kullanılmaya başlamış olan Adalar, eski yapıları ve eşi olmayan güzellikleriyle İstanbul'un başlıca dinlenme ve seyahat yerlerindendir.
Kızılçamlarla kaplı bu takımadaların en yüksek noktası olan ve Büyükada'da yer edinen 202 metre yüksekliğindeki Yücetepe'de bir kır gazinosu vardır. Aya Yorgi Tepesi olarak da adlandırılan bu yüksek noktaya açık bir havada çıkıldığında diğeri adalar, Marmara Denizi, İstanbul ve hatta Yalova kıyıları rahatça izlenebilir. Son yıllarda deniz otoÂbüsü seferleri de meydana getirilen Adalar'ın nüfusu yazlığa gelenler sebebiyle yazın kat artar. Adalar'daki başlıca seyahat alanları Büyük-ada'daki Dilburnu, Heybeliada'daki Değirmenburnu orman içi dinlenme bölgeleri ile Burgazada'daki Kalpazankaya yöresidir. YöÂrük Ali ve Düzen adıyla anılan plajları olan ve eskiden tertemiz koylarında denize girilen Adalar kıyıları, son yıllarda Marmara Denizi'nde görülen kirlenmeden büyük seviyede etkilenmiştir. Belediye hizmetleriyle diğeri resmi hizmetlerin karşılanması amacıyla çalıştırılanların haricinde motorlu araç çalıştırılmaÂyan Adalar'da ulaşım faytonlarla sağlanır. Seyahat amacıyla Adalar'a gelenler fayton turları ve çocuklar için büyük eğlence membaı olan eşek gezileri yaparlar.
Gezim açısından büyük kıymet taşıyan AdaÂlar'da bir takım mühim kurumlar da vardır. BunlaÂrın başlıcaları, ülkemizin ilk sanatoryumu olan ve 1924'te açılan Heybeliada SanatoryuÂmu ile Deniz Kuvvetleri'ne bağlı Heybeliada Deniz Lisesi'dir. ünlü edebiyatçılarımızdan Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Heybeliada'daÂki, Sait Faik Abasıyanık'ın Burgazada'daki evleri müze haline getirilmiştir.
Temel Britannica
Adalar jeolojik yapı bakımından Kocaeli Yarımadası'nın bir parçasıdır. Yarımada üsÂtünde aşınmaya karşı dirençli bir takım kayaçlardan oluşan tepelik alanların Marmara Denizi' nin yükselmesinden sonrasında suyun üstünde kalan kısımları takımadaları oluşturmuştur. Topraklarının genelÂlikle kızıl renkli olması sebebiyle Türkler tarafınca "Kızıl Adalar" olarak adlandırılan bu takımadalar, uzun bir süre "Papaz AdalaÂrı" adıyla da anılmıştır. Bunun sebebi, OrtoÂdoks mezhebinde din adamı yetiştirmek amaÂcıyla Heybeliada Papaz Mektebi adıyla 1844'te öğretime açılan okuldur. Bu adalaÂrın en büyükleri olan Büyükada eskiden Prinkipo ve Pityoussa, Heybeliada ise Halkis ya da Halki ve Khalkitis adlarıyla anılırdı.
Yassıada uzun bir süredir askeri maksatla kullaÂnılmaktadır. Sivriada ile Eşekadası olarak da malum Tavşanadası ise yerleşim bölgeleri olmaÂyan tenha adalardır.
İlk kez Roma döneminde yerleşildiği biliÂnen Adalar'da daha sonraki Bizans döneminÂde balıkçı köyü vardı. Bizans döneminÂde prensler ile prenseslerin buraya sürgün edilmesi sebebiyle "Prens Adaları" adıyla anıldı. Adalar, daha çok batılılar tarafınca Prens Adaları olarak adlandırılır. Bu takımÂadalar, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u alması esnasında Osmanlı topraklarına katıldı. Adalar'daki yerleşim bölgeleri birer balıkçı köÂyü olma niteliğini 19. yüzyıl ortalarında yitirÂmeye başladı. Bunun başlıca sebebi, 1846'dan sonrasında tertipli vapur seferleriyle Adalar'ın İstanbul kentiyle bağlantısının sağlanmasıydı. Bu yüzyıl sonlarında yavaş yavaş bir sayfiye yeri haline gelmeye başlamış olan Adalar'a, İstanbul'da yaşayan azınlıklar ile TürkiÂye'de yaşayan ve levanten denen batılılar tarafınca bir takım bahçeli, yazlık konutlar ve köşkler yaptırıldı. Cumhuriyet döneminde zengin Türkler tarafınca da sayfiye yeri olarak kullanılmaya başlamış olan Adalar, eski yapıları ve eşi olmayan güzellikleriyle İstanbul'un başlıca dinlenme ve seyahat yerlerindendir.
Kızılçamlarla kaplı bu takımadaların en yüksek noktası olan ve Büyükada'da yer edinen 202 metre yüksekliğindeki Yücetepe'de bir kır gazinosu vardır. Aya Yorgi Tepesi olarak da adlandırılan bu yüksek noktaya açık bir havada çıkıldığında diğeri adalar, Marmara Denizi, İstanbul ve hatta Yalova kıyıları rahatça izlenebilir. Son yıllarda deniz otoÂbüsü seferleri de meydana getirilen Adalar'ın nüfusu yazlığa gelenler sebebiyle yazın kat artar. Adalar'daki başlıca seyahat alanları Büyük-ada'daki Dilburnu, Heybeliada'daki Değirmenburnu orman içi dinlenme bölgeleri ile Burgazada'daki Kalpazankaya yöresidir. YöÂrük Ali ve Düzen adıyla anılan plajları olan ve eskiden tertemiz koylarında denize girilen Adalar kıyıları, son yıllarda Marmara Denizi'nde görülen kirlenmeden büyük seviyede etkilenmiştir. Belediye hizmetleriyle diğeri resmi hizmetlerin karşılanması amacıyla çalıştırılanların haricinde motorlu araç çalıştırılmaÂyan Adalar'da ulaşım faytonlarla sağlanır. Seyahat amacıyla Adalar'a gelenler fayton turları ve çocuklar için büyük eğlence membaı olan eşek gezileri yaparlar.
Gezim açısından büyük kıymet taşıyan AdaÂlar'da bir takım mühim kurumlar da vardır. BunlaÂrın başlıcaları, ülkemizin ilk sanatoryumu olan ve 1924'te açılan Heybeliada SanatoryuÂmu ile Deniz Kuvvetleri'ne bağlı Heybeliada Deniz Lisesi'dir. ünlü edebiyatçılarımızdan Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Heybeliada'daÂki, Sait Faik Abasıyanık'ın Burgazada'daki evleri müze haline getirilmiştir.
YORUMLAR