Erciyes Dağı Erciyes Dağı, 3.917 m. yüksekliği Türkiye'nin Kayseri ilinin sembollerinden olmuş dağ. Sönmüş bir “küme volkan†...
Erciyes Dağı
Erciyes Dağı, 3.917 m. yüksekliği Türkiye'nin Kayseri ilinin sembollerinden olmuş dağ.
Sönmüş bir “küme volkan†olan dağdaki volkanik patlamaların 30 milyon yıl önce başladığı, Erciyes'ten çıkan küllerin rüzgârla kilometrelerce uzaklara taşınarak, Hasan Dağı ile birlikte, Kapadokya bölgesindeki peri bacalarını oluşturduğu düşünülmektedir. Yüksek kısımları her mevsim karla kaplı olan Erciyes'in kuzeyinde bir kilometre uzunluğunda dağ buzulu vardır. Ayrıca dağın doruğunda bulunan, Bizans rahiplerinin inzivaya çekildiği mağaralar, kötü hava şartlarında dağcılar için sığınak olmaktadır.
Dağcılık ve kış sporlarında Türkiye'nin belli başlı merkezlerinden olan Erciyes, Kayseri'nin 30 km. güneyinde yer alır. Erciyes kayak pisti dünyanın en iyi kayak pistlerindendir.
Konumu
Enlem: 38° 52' 0″ Kuzey Boylam: 35° 58' 0″ Doğu
Genel özellikleri
Türkiye'nin en yüksek dağlarından olan Erciyes, Kayseri İli'nin güneybatısında tek kütle olarak yükselir. Erciyes'in doruğu genel görünümü ile bir kubbeyi andırır. Sel yatakları ile derin biçimde yarılmış, yer yer üst üste kubbelerden ve sırtlardan oluşmuş doruklarında, kabaca doğu-batı doğrultulu bir sağrı uzanmakta ve bu sağrı üzerinde iki tepe bulunmaktadır. Bunlardan biri olan 3917 m. yükseklikteki Büyük Erciyes, aynı zamanda dağın doruğunu oluşturur. İkinci tepeyse bunun batısında yer alan Safrakaya tepesi ya da Küçük Erciyes 'tir (2700 m.).
Tepeleri
Erciyes Dağı'nın kuzey yamaçlarında, yükseklikleri 2200 m. ile 2700 m. arasında değişen birçok volkan tepesi sıralanmıştır. Bunların başlıcaları Belaşma, Yılbat, Karasığır, Lifos, Kepez ve Kefelik tepeleridir. Yine dağın bu kesimlerinde, lav akıntılarıyla oluşmuş kaya yığıntı alanları vardır. Sözkonusu yığıntılar, Peri kartını ve Selim kartını adıyla anılır. Erciyes dağı kütlesinin doğusunda, yükseklikleri 1200-1700 m. arasında değişen başka volkan tepeleri yayılmıştır. Çarıktepe, Arkatepe, Un tepesi, Büyük Kızıltepe, Küçük Kızıltepe gibi kabartıların yer aldığı bu bölgede, asıl kütleden görece ayrı iki volkanik dağ daha vardır. Bunlar Ali Dağı (1871 m.) ve Yılanlıdağ'dır (1640 m.). Dağın güney ve batı yamaçlarında da üçtepe, Evliya Dağı, Uçukdağ, Kırmızıtepe, Göktepe, Bozdağ, At Tepesi, Şeyharslan, Beşparmak, Karasivri, Karnıyarık gibi kartınlar ve tepeler sıralanmıştır. Erciyes Dağı'nın doğusunda yer alan ve dağdan Tekir Yaylası ile ayrılan Koç Dağı ise 2700 m. yüksekliktedir.
Erciyes, III. Zaman ortalarından başlayarak çeşitli dönemlerde etkinlik gösteren, lav ve tüf püskürten eski bir yanardağdır. Bu özelliği ile türlü yaştaki volkanlardan oluşmuş bir küme volkan olarak nitelendirilmektedir. Toros orojenez kuşağı ile İç Anadolu masifleri arasındaki alanda, püskürmelerle ortaya çıkan kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu dağların en önemlisi olan Erciyes, özellikle pontiyen, pliyosen ve pleistosendeki yanardağ püskürmeleri sonucu bir stratovolkan (tabakalı volkan) olarak yükselmiştir. Erciyes Dağı'nda bugünkü ana volkan konisi, bazaltlı lavlarla oluşan eski volkan temelinin, daha sonra kıvamlı andezit lavlarının püskürmesi sırasında iç basınç sonucu parçalanmasıyla açılan çukurda oluşmuştur. Ana doruğun doğusunda dağı bir yay biçiminde çeviren Koç Dağı'nın eski volkanın kalıntısı olduğu sanılmaktadır. Bu arada dağın püskürmeleri sırasında ortaya çıkan lav, tüf, dışık (cüruf) ve lapiller (yanardağ çakılı) yaklaşık 100 km. uzaklığa yayılmış ve bu volkanik malzemeler, Erciyes Dağı'nın çevresindeki tepe ve platoların buğünkü yapısını belirlemiştir.
Buzullar
Erciyes Dağı üzerinde IV. Zaman'da oluşan buzullar aşındırma yoluyla dağın yüksek kesiminde geniş ve derin sirkler (buz yalakları) ortaya çıkarmıştır. Dağda, 3000-3500 m. arası yükselti kuşağında yer alan bu sekiz buz yalağından birinin geniş bölümünde bir buzul bulunmaktadır. Boyu 700 m., eni yaklaşık 200 m. olan buzulun kalınlığı 20 ile 50 m. arasında değişmektedir.
Bu buzul devrinden sonra da Erciyes'te yeniden yanmalar belirmiş, bu dönemdeki püskürmeler sınırlı ve daha küçük ölçüde olmuştur. Dağın kenarlarındaki yarıklardan, çoğu kiremit renkli cüruflar püskürmüş, böylece Büyük Kızıltepe, Küçük Kızıltepe gibi nispeten ufak çapta koniler oluşmuştur. Böyle küçük püskürmeler günümüzden 2000 yıl öncesine kadar görülmüş olmalı ki, miladın başlarında coğrafyacı Strabo, Kayseri şehri yakınındaki ateş çukurlarından geceleyin fışkırdığı görülen alevlerden söz etmiştir. Bu, Erciyes'in son faaliyeti olmuştur. Günümüzde Erciyes, sönmüş genç volkan dağı olarak, 3916 m. yüksekliği, heybetli görünüşü, 1100 km2'yi geçen alanı, çevresine canlılık veren varlığı ile bölgenin tabiat zenginliğidir.
Doğal bitki örtüsü
Erciyes'in yer aldığı bölgenin doğal bitki örtüsü bozkırdır. Ancak, kimi kesimlerde yer yer çalılıklar ve nemli yerlerde meyve, kavak ve söğüt ağaçları da görülmektedir. 1500-1600 m'ye dek çıkan bozkır bitki örtüsü, yerini daha sonra 2500 m'ye ulaşabilen dağ bitkilerine bırakır. Sonraki yüksekliklerde ise yüksek dağ bitkileri yer alır.
Erciyes Dağı çevresi, eski dönemlerden beri önemli bir yerleşme merkezi olmuştur. Günümüzde Kayseri şehri dağın eteğine yakın bir bölgede bulunmaktadır. İlin önemli yerleşim merkezlerinden Develi ilçesi ise dağın güney eteklerinde yer alır.
Erciyes'in yüksek kesimindeki başlıca yol, Tekir yaylasından geçen Kayseri-Develi yoludur. Öte yandan Erciyes, bölge halkı için önemli bir dinlenme yeridir. Özellikle kuzey yamaçları, 1500-1600 m'ye kadar bağ ve bahçelerle doludur.
Tekir yaylası
Tekir yaylası ADANA'nın 90 Km. kuzeybatısında yer alan dağlık bir yayladır. Tarihi güzellikleri pek fazla olmasa da yazın her türlü meyve ve sebzenin evlerin bahçelerinde taze olarak yetiştirildiği şirin bir yayladır.Aynı zamanda otoban kenarında parkta oturup çekirdek yiyebilir ya da haziran ayında Karkuyusuna gidip kar yiyebilir ya da her zaman Müftü Yurdu'nda tertemiz berrak kar suyu içebilirsiniz.Kayak pistinin de yer aldığı Tekir Yaylası, kışın olduğu kadar yazın da inanılmaz güzellikteki doğal yapısıyla ilgi çekmekte, piknik alanı olarak da hizmet vermektedir.
Tekir Yaylası ve çevresindeki yaylalar Hayat Su'yun kaynağı olan Şekerpınarına sadece 13 Km. uzaklıktadır.Aynı zamanda belemedik yaylasına da aynı mesafededir ve dileğiniz gibi piknik yapabilirsiniz yada Tekir'de bir ev sahibi olup ömür boyu bu güzelliklerin tadını çıkarabilirsiniz. Ulaşımın son derece rahat olduğu Tekir Yaylası güzelliklerini ziyaretçilerle her mevsim paylaşmaktadır.
Erciyes Dağı, 3.917 m. yüksekliği Türkiye'nin Kayseri ilinin sembollerinden olmuş dağ.
Sönmüş bir “küme volkan†olan dağdaki volkanik patlamaların 30 milyon yıl önce başladığı, Erciyes'ten çıkan küllerin rüzgârla kilometrelerce uzaklara taşınarak, Hasan Dağı ile birlikte, Kapadokya bölgesindeki peri bacalarını oluşturduğu düşünülmektedir. Yüksek kısımları her mevsim karla kaplı olan Erciyes'in kuzeyinde bir kilometre uzunluğunda dağ buzulu vardır. Ayrıca dağın doruğunda bulunan, Bizans rahiplerinin inzivaya çekildiği mağaralar, kötü hava şartlarında dağcılar için sığınak olmaktadır.
Dağcılık ve kış sporlarında Türkiye'nin belli başlı merkezlerinden olan Erciyes, Kayseri'nin 30 km. güneyinde yer alır. Erciyes kayak pisti dünyanın en iyi kayak pistlerindendir.
Konumu
Enlem: 38° 52' 0″ Kuzey Boylam: 35° 58' 0″ Doğu
Genel özellikleri
Türkiye'nin en yüksek dağlarından olan Erciyes, Kayseri İli'nin güneybatısında tek kütle olarak yükselir. Erciyes'in doruğu genel görünümü ile bir kubbeyi andırır. Sel yatakları ile derin biçimde yarılmış, yer yer üst üste kubbelerden ve sırtlardan oluşmuş doruklarında, kabaca doğu-batı doğrultulu bir sağrı uzanmakta ve bu sağrı üzerinde iki tepe bulunmaktadır. Bunlardan biri olan 3917 m. yükseklikteki Büyük Erciyes, aynı zamanda dağın doruğunu oluşturur. İkinci tepeyse bunun batısında yer alan Safrakaya tepesi ya da Küçük Erciyes 'tir (2700 m.).
Tepeleri
Erciyes Dağı'nın kuzey yamaçlarında, yükseklikleri 2200 m. ile 2700 m. arasında değişen birçok volkan tepesi sıralanmıştır. Bunların başlıcaları Belaşma, Yılbat, Karasığır, Lifos, Kepez ve Kefelik tepeleridir. Yine dağın bu kesimlerinde, lav akıntılarıyla oluşmuş kaya yığıntı alanları vardır. Sözkonusu yığıntılar, Peri kartını ve Selim kartını adıyla anılır. Erciyes dağı kütlesinin doğusunda, yükseklikleri 1200-1700 m. arasında değişen başka volkan tepeleri yayılmıştır. Çarıktepe, Arkatepe, Un tepesi, Büyük Kızıltepe, Küçük Kızıltepe gibi kabartıların yer aldığı bu bölgede, asıl kütleden görece ayrı iki volkanik dağ daha vardır. Bunlar Ali Dağı (1871 m.) ve Yılanlıdağ'dır (1640 m.). Dağın güney ve batı yamaçlarında da üçtepe, Evliya Dağı, Uçukdağ, Kırmızıtepe, Göktepe, Bozdağ, At Tepesi, Şeyharslan, Beşparmak, Karasivri, Karnıyarık gibi kartınlar ve tepeler sıralanmıştır. Erciyes Dağı'nın doğusunda yer alan ve dağdan Tekir Yaylası ile ayrılan Koç Dağı ise 2700 m. yüksekliktedir.
Erciyes, III. Zaman ortalarından başlayarak çeşitli dönemlerde etkinlik gösteren, lav ve tüf püskürten eski bir yanardağdır. Bu özelliği ile türlü yaştaki volkanlardan oluşmuş bir küme volkan olarak nitelendirilmektedir. Toros orojenez kuşağı ile İç Anadolu masifleri arasındaki alanda, püskürmelerle ortaya çıkan kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu dağların en önemlisi olan Erciyes, özellikle pontiyen, pliyosen ve pleistosendeki yanardağ püskürmeleri sonucu bir stratovolkan (tabakalı volkan) olarak yükselmiştir. Erciyes Dağı'nda bugünkü ana volkan konisi, bazaltlı lavlarla oluşan eski volkan temelinin, daha sonra kıvamlı andezit lavlarının püskürmesi sırasında iç basınç sonucu parçalanmasıyla açılan çukurda oluşmuştur. Ana doruğun doğusunda dağı bir yay biçiminde çeviren Koç Dağı'nın eski volkanın kalıntısı olduğu sanılmaktadır. Bu arada dağın püskürmeleri sırasında ortaya çıkan lav, tüf, dışık (cüruf) ve lapiller (yanardağ çakılı) yaklaşık 100 km. uzaklığa yayılmış ve bu volkanik malzemeler, Erciyes Dağı'nın çevresindeki tepe ve platoların buğünkü yapısını belirlemiştir.
Buzullar
Erciyes Dağı üzerinde IV. Zaman'da oluşan buzullar aşındırma yoluyla dağın yüksek kesiminde geniş ve derin sirkler (buz yalakları) ortaya çıkarmıştır. Dağda, 3000-3500 m. arası yükselti kuşağında yer alan bu sekiz buz yalağından birinin geniş bölümünde bir buzul bulunmaktadır. Boyu 700 m., eni yaklaşık 200 m. olan buzulun kalınlığı 20 ile 50 m. arasında değişmektedir.
Bu buzul devrinden sonra da Erciyes'te yeniden yanmalar belirmiş, bu dönemdeki püskürmeler sınırlı ve daha küçük ölçüde olmuştur. Dağın kenarlarındaki yarıklardan, çoğu kiremit renkli cüruflar püskürmüş, böylece Büyük Kızıltepe, Küçük Kızıltepe gibi nispeten ufak çapta koniler oluşmuştur. Böyle küçük püskürmeler günümüzden 2000 yıl öncesine kadar görülmüş olmalı ki, miladın başlarında coğrafyacı Strabo, Kayseri şehri yakınındaki ateş çukurlarından geceleyin fışkırdığı görülen alevlerden söz etmiştir. Bu, Erciyes'in son faaliyeti olmuştur. Günümüzde Erciyes, sönmüş genç volkan dağı olarak, 3916 m. yüksekliği, heybetli görünüşü, 1100 km2'yi geçen alanı, çevresine canlılık veren varlığı ile bölgenin tabiat zenginliğidir.
Doğal bitki örtüsü
Erciyes'in yer aldığı bölgenin doğal bitki örtüsü bozkırdır. Ancak, kimi kesimlerde yer yer çalılıklar ve nemli yerlerde meyve, kavak ve söğüt ağaçları da görülmektedir. 1500-1600 m'ye dek çıkan bozkır bitki örtüsü, yerini daha sonra 2500 m'ye ulaşabilen dağ bitkilerine bırakır. Sonraki yüksekliklerde ise yüksek dağ bitkileri yer alır.
Erciyes Dağı çevresi, eski dönemlerden beri önemli bir yerleşme merkezi olmuştur. Günümüzde Kayseri şehri dağın eteğine yakın bir bölgede bulunmaktadır. İlin önemli yerleşim merkezlerinden Develi ilçesi ise dağın güney eteklerinde yer alır.
Erciyes'in yüksek kesimindeki başlıca yol, Tekir yaylasından geçen Kayseri-Develi yoludur. Öte yandan Erciyes, bölge halkı için önemli bir dinlenme yeridir. Özellikle kuzey yamaçları, 1500-1600 m'ye kadar bağ ve bahçelerle doludur.
Tekir yaylası
Tekir yaylası ADANA'nın 90 Km. kuzeybatısında yer alan dağlık bir yayladır. Tarihi güzellikleri pek fazla olmasa da yazın her türlü meyve ve sebzenin evlerin bahçelerinde taze olarak yetiştirildiği şirin bir yayladır.Aynı zamanda otoban kenarında parkta oturup çekirdek yiyebilir ya da haziran ayında Karkuyusuna gidip kar yiyebilir ya da her zaman Müftü Yurdu'nda tertemiz berrak kar suyu içebilirsiniz.Kayak pistinin de yer aldığı Tekir Yaylası, kışın olduğu kadar yazın da inanılmaz güzellikteki doğal yapısıyla ilgi çekmekte, piknik alanı olarak da hizmet vermektedir.
Tekir Yaylası ve çevresindeki yaylalar Hayat Su'yun kaynağı olan Şekerpınarına sadece 13 Km. uzaklıktadır.Aynı zamanda belemedik yaylasına da aynı mesafededir ve dileğiniz gibi piknik yapabilirsiniz yada Tekir'de bir ev sahibi olup ömür boyu bu güzelliklerin tadını çıkarabilirsiniz. Ulaşımın son derece rahat olduğu Tekir Yaylası güzelliklerini ziyaretçilerle her mevsim paylaşmaktadır.
Türkiye'nin Dağları - Cudi Dağı
Türkiye'nin Dağları - Zurbahan Dağı
Türkiye'nin Dağları - Çam Dağı
İç Anadolu Bölgesi'nin en yüksek dağıdır. Kayseri ili sınırları içinde ve Kayseri kentinin güneyinde yer alan bu volkaÂnik kütleye Erciyes, Erciyeş ya da Erciyaş da denir. Erciyas Dağı'nın doğu-batı doğrultuÂsunda uzanan bir sırt üstünde yükselen iki doruğu vardır. Büyük Erciyas'ın yüksekliği 3.917 metre, Küçük Erciyas'ın yüksekliği ise 3.703 metredir. Bu dorukları doğuda 2.700 metreye ulaşan Koç Dağı'ndan 2.150 metre yüksekliğindeki Tekir Beli ayırır.
Çok eski jeolojik çağlarda Erciyas Dağı'nın bulunduğu yer bir çöküntü alanıydı. Sonraki jeolojik çağlarda başlayan püskürmelerle buÂrada bir yanardağ oluştu. Günümüzü de içine alan son jeolojik dönem başlamadan önce püskürmesi sona eren yanardağ, aşınarak bugünkü görünümünü kazandı.
Erciyas'ın en yüksek kesiminde 650 metre uzunluğunda küçük bir buzul vardır. Eskiden bu buzulun daha alçak kesimlere kadar indiğiÂni gösteren izlere rastlanmıştır. Ayrıca dağın eteklerinde daha yeni görünen lav akıntılarıÂnın bulunması ve bazı eski larda dağın eteklerinde ateş çukurlarının bulunduğundan söz edilmesi Erciyas'ın son jeolojik dönemde doruk kesiminden" püskürmediğini gösterÂmektedir. Ama püskürmeler yamaçlarından sürmüş ve buralarda çok sayıda koni ortaya çıkmıştır. Bu konilerden bazılarında görülen kraterlerde suların birikmesi sonucunda SarıÂgöl ve Cora Gölü adıyla anılan göller oluşÂmuştur. Göreme Vadisi'ndeki ilginç yüzey şekilleri ile peribacalarının oluşmasına "tüf" adı verilen ve yanardağın püskürttüğü, kül, kum ve lav parçacıklarından oluşan bir tür çökelti taşları yol açmıştır.
İlkçağda Kapadokya'nın başkenti olan ve bugünkü Kayseri kentinin batısında kurulan Mazaka'da bulunan eski paraların bir yüzünÂde ateş saçan bir dağ betimlenir. Bu dağ, ilkçağda Argaios ya da Argaeus adlarıyla anılan Erciyas'tır.
Erciyas Dağı, doğu ve güneydoğuda Zeresek ve Tomarza ovaları, güneyde Develi Ovası, güneybatıda Sultan sazlığı, kuzeyde de Kayseri Ovası'yla çevrilidir. Erciyas Dağı'nÂdan lanan sular Kızılırmak aracılığıyla Karadeniz'e, Seyhan'ın kolu olan Zamantı Irmağı aracılığıyla Akdeniz'e ve bir kapalı havza olan Sultan sazlığına ulaşır .
Ormanları yok edilen Erciyas Dağı'nın doğal bitki örtüsü bozkır (step) görünümünÂdedir. Dağın bazı kesimlerinde hayvancılık açısından önem taşıyan çayırlar vardır. Gezici arıcılar bal elde etmek için yazın kovanlarını Erciyas'a çıkarır. Tekir Beli'nde yapılan moÂdern tesislerle son yıllarda Erciyas Dağı, İçAnadolu Bölgesi'nin ilgi çeken bir kış sporları merkezi durumuna gelmektedir. Talaş, Tomarza, Develi, İncesu ve Kayseri yerleşim yerlerinin bulunduğu Erciyas Dağı'nın etekleÂri meyve bahçeleriyle kaplıdır. Sulak ve baÂtaklık yerlerde yaşayan kuşların barınak yeri olarak büyük önem taşıyan Sultan sazlığı da Erciyas eteklerinde, korumaya alınmış ilgi çekici bir alandır.
Erciyas Dağı'na ilk kez 30 Temmuz 1837'de W. J. Hamilton'ın tırmandığı bilinmektedir. 28 Ağustos 1924'te ise dağa ilk kez tırmanan Türkler'in oluşturduğu toplulukta Binbaşı Hüseyin Remzi ile Yüzbaşı Cemil Cahit ve bazı subaylar vardı.
Çok eski jeolojik çağlarda Erciyas Dağı'nın bulunduğu yer bir çöküntü alanıydı. Sonraki jeolojik çağlarda başlayan püskürmelerle buÂrada bir yanardağ oluştu. Günümüzü de içine alan son jeolojik dönem başlamadan önce püskürmesi sona eren yanardağ, aşınarak bugünkü görünümünü kazandı.
Erciyas'ın en yüksek kesiminde 650 metre uzunluğunda küçük bir buzul vardır. Eskiden bu buzulun daha alçak kesimlere kadar indiğiÂni gösteren izlere rastlanmıştır. Ayrıca dağın eteklerinde daha yeni görünen lav akıntılarıÂnın bulunması ve bazı eski larda dağın eteklerinde ateş çukurlarının bulunduğundan söz edilmesi Erciyas'ın son jeolojik dönemde doruk kesiminden" püskürmediğini gösterÂmektedir. Ama püskürmeler yamaçlarından sürmüş ve buralarda çok sayıda koni ortaya çıkmıştır. Bu konilerden bazılarında görülen kraterlerde suların birikmesi sonucunda SarıÂgöl ve Cora Gölü adıyla anılan göller oluşÂmuştur. Göreme Vadisi'ndeki ilginç yüzey şekilleri ile peribacalarının oluşmasına "tüf" adı verilen ve yanardağın püskürttüğü, kül, kum ve lav parçacıklarından oluşan bir tür çökelti taşları yol açmıştır.
İlkçağda Kapadokya'nın başkenti olan ve bugünkü Kayseri kentinin batısında kurulan Mazaka'da bulunan eski paraların bir yüzünÂde ateş saçan bir dağ betimlenir. Bu dağ, ilkçağda Argaios ya da Argaeus adlarıyla anılan Erciyas'tır.
Erciyas Dağı, doğu ve güneydoğuda Zeresek ve Tomarza ovaları, güneyde Develi Ovası, güneybatıda Sultan sazlığı, kuzeyde de Kayseri Ovası'yla çevrilidir. Erciyas Dağı'nÂdan lanan sular Kızılırmak aracılığıyla Karadeniz'e, Seyhan'ın kolu olan Zamantı Irmağı aracılığıyla Akdeniz'e ve bir kapalı havza olan Sultan sazlığına ulaşır .
Ormanları yok edilen Erciyas Dağı'nın doğal bitki örtüsü bozkır (step) görünümünÂdedir. Dağın bazı kesimlerinde hayvancılık açısından önem taşıyan çayırlar vardır. Gezici arıcılar bal elde etmek için yazın kovanlarını Erciyas'a çıkarır. Tekir Beli'nde yapılan moÂdern tesislerle son yıllarda Erciyas Dağı, İçAnadolu Bölgesi'nin ilgi çeken bir kış sporları merkezi durumuna gelmektedir. Talaş, Tomarza, Develi, İncesu ve Kayseri yerleşim yerlerinin bulunduğu Erciyas Dağı'nın etekleÂri meyve bahçeleriyle kaplıdır. Sulak ve baÂtaklık yerlerde yaşayan kuşların barınak yeri olarak büyük önem taşıyan Sultan sazlığı da Erciyas eteklerinde, korumaya alınmış ilgi çekici bir alandır.
Erciyas Dağı'na ilk kez 30 Temmuz 1837'de W. J. Hamilton'ın tırmandığı bilinmektedir. 28 Ağustos 1924'te ise dağa ilk kez tırmanan Türkler'in oluşturduğu toplulukta Binbaşı Hüseyin Remzi ile Yüzbaşı Cemil Cahit ve bazı subaylar vardı.
Kaynak: Msxlabs Temel Britannica
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
Erciyes Dağı
Kayseri'nin hemen güneyinde yükselen ve tabanıyla geniş bir bölgeye yayılan sönmüş volkan kitlesi. Güneyinde Develi Ovası yayılır. En yüksek iki doruğu Erciyes (3.917 m) ve Küçük Erciyes'tir (3.703 m). Birincisi İç Anadolu'nun en yüksek dağıdır. Alçak bölgelerinde hayvancılık yapılır. Dağcılığa elverişli olan bölgede, bir kış sporları istasyonu da bulunmaktadır.
Erciyes Dağı
Kayseri İli'nin güneybatısı, Kayseri-Erkilet Havaalanı Erciyes Dağı, Kayseri'nin 25 km güneybatısındaki ovaların yanından birdenbire yükselen büyük kütleli bir stratovolkandır. Yüksek derecede aşınmaya uğramış olan volkanın son olarak, Roma dönemi madeni paralarındaki betimlemelere dayanarak, MÖ 253 yılında püskürdüğü söylenebilir. Erciyes, 3.916 metreye ulaşan zirvesi ile İç Anadolu'nun en yüksek dağıdır. Torosların kuzeydoğu uzantısı ulan Aladağlar'ın en yüksek noktası olduğu kabul edilmektedir ve Alpin kuşağına dahildir. Dağı Argaeus (ἈÏγαῖος) olarak adlandırılan ünlü gezgin ve coğrafyacı Strabon, zirvesinin hiçbir zaman kardan arınmadığını ve açık bir günde zirvesinden Karadeniz ve Akdeniz'in görülebildiğini yazmıştır.Günümüzde zirvesinin sadece kuzey yamacında bir buzulu kalan Erciyes'in zirvesinden Dünya'nın yuvarlaklığı sebebi ile Akdeniz ve Karadeniz'i görmek mümkün değildir. Hakkında "Uzaklaştıkça yakınlaşan, yakınlaştıkça uzaklaşan dağ" yakıştırması yapılmaktadır. 2.150 m yükseklikte, Kayseri'den ulaşılabilen kış spor tesisleri bulunmaktadır.

Kayseri İli'nin güneybatısı, Kayseri-Erkilet Havaalanı Erciyes Dağı, Kayseri'nin 25 km güneybatısındaki ovaların yanından birdenbire yükselen büyük kütleli bir stratovolkandır. Yüksek derecede aşınmaya uğramış olan volkanın son olarak, Roma dönemi madeni paralarındaki betimlemelere dayanarak, MÖ 253 yılında püskürdüğü söylenebilir. Erciyes, 3.916 metreye ulaşan zirvesi ile İç Anadolu'nun en yüksek dağıdır. Torosların kuzeydoğu uzantısı ulan Aladağlar'ın en yüksek noktası olduğu kabul edilmektedir ve Alpin kuşağına dahildir. Dağı Argaeus (ἈÏγαῖος) olarak adlandırılan ünlü gezgin ve coğrafyacı Strabon, zirvesinin hiçbir zaman kardan arınmadığını ve açık bir günde zirvesinden Karadeniz ve Akdeniz'in görülebildiğini yazmıştır.Günümüzde zirvesinin sadece kuzey yamacında bir buzulu kalan Erciyes'in zirvesinden Dünya'nın yuvarlaklığı sebebi ile Akdeniz ve Karadeniz'i görmek mümkün değildir. Hakkında "Uzaklaştıkça yakınlaşan, yakınlaştıkça uzaklaşan dağ" yakıştırması yapılmaktadır. 2.150 m yükseklikte, Kayseri'den ulaşılabilen kış spor tesisleri bulunmaktadır.
Erciyes Dağı
Türkiye'nin Dağları - Cudi Dağı
Türkiye'nin Dağları - Zurbahan Dağı
Türkiye'nin Dağları - Çam Dağı
YORUMLAR